Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/383 E. 2022/473 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/346 Esas
KARAR NO : 2022/458

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir: “…. davalı/borçlu aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını ve söz konusu ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı/borçlu tarafından yapılan söz konusu itiraz haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını, davacı/alacaklı müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amaçlı yapıldığını, davalı/borçlu ile müvekkili şirket arasında 15.01.2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesi ve 11.03.2019 tarihli KDV İade Tasdik Sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirket, Denetim ve Tasdik Sözleşmesi kapsamında kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ile bildirimlerin doğruluğunun tasdik işlerinin yapılması, KDV İade Tasdik Sözleşmesi kapsamında ise KDV İadesi Tasdik Raporu tanzim ederek ilgili vergi dairesine teslim etme hizmetlerini davalı/borçluya eksiksiz bir şekilde verdiğini, nitekim bu hizmetlerin eksiksiz bir şekilde davalı/borçluya verildiği, gerek müvekkili şirket tarafından hazırlanan KDV İade Raporu’nun vergi dairesine teslimine ilişkin tutanaklar ile gerekse de … İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün davalı şirkete gönderdiği … tarihli yazıyla da sabit olduğunu, … İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün davalı şirkete gönderdiği … sayılı … tarihli yazıda müvekkili şirketin davalıya sunduğu KDV iade rapor tanzim hizmetine istinaden 10,11,12/2018 dönemlerine ilişkin KDV iadelerinin gerçekleştiği belirtildiğini, müvekkili şirket davalı/borçlu şirket ile imzaladığı sözleşmeler kapsamında verdiği hizmetlere istinaden faturalar tanzim ederek davalıya gönderdiğini, davalı tarafından söz konusu faturalara/cari hesap borcuna ilişkin bir kısım ödemeler yapılsa da, daha sonra düzenlenen faturalara ilişkin ödemeler yapılmadığını, müvekkili şirketin ticari defterleri ve vergi kayıtları incelendiğinde, takip tarihi itibariyle müvekkil şirket’in davalı/borçlu taraftan icra takibine konu ettiğimiz cari hesap alacağından kaynaklı olarak 29.369,70-TL asıl alacağı (faiz hariç) çok net bir şekilde ortaya çıkacağını, bu nedenle davalı/borçlunun takibe ve borca yaptığı itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı/borçlu ile işbu davaya konu icra dosyasına istinaden arabuluculuk yoluyla anlaşma sağlanmak istenmişse de, anlaşmanın sağlanamadığını davalı/borçlunun haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde yapmış olduğu itirazın iptalini ve alacak likit olduğundan dolayı davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akledilen Denetim ve Tasdik Sözleşmesi nedeniyle doğan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
Mahkememizce icra dosyasının celp edilip incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … aleyhine 26.369,70-TL asıl alacak, 314,09-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.683,79-TL’nin icra takip tarihi olan 25/08/2020 tarihinden itibaren asıl alacağa reeskont faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 25/08/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın bilirkişiye tevdii ile davacı ve davalı şirket kayıtları ile müzekkere cevapları incelenerek davacı şirketin davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise takip tarihi itibariyle miktarı konusunda tespit yapılması için rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle: ‘davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı taraf yasal defterlerinde yer aldığını, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğunu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığını, açılış ve kapanış kayıtlarının kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığını, davacı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğunu, davacı tarafin 25.08.2020 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 29.369,70-TL alacaklı olduğunu, takdirin mahkemeye ait olmak üzere takip tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davacının 1.810,46 TL faiz alacağının oluşabileceğine, dair görüş sunulmuştur. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 29.683,79-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KABULÜNE;
-Davalının … 5. İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazının iptali ile takibin aynı şartlarda reeskont faizi ile devamına,
-Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.006,24-TL harçtan peşin alınan 353,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.653,09-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 420,95-TL ilk harç ve masraflar, 1.116,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 1.537,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza