Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/344 E. 2022/669 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/344 Esas
KARAR NO : 2022/669

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;”….10.03.2020 tarihinde, saat 20.32 sıralarında, … A.Ş’den finansal kiralama sözleşmesi ile müvekkilce satın alınmış, dava dışı sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı araç … ili, … İlçesi, … Bulvarı üzerinde seyir halinde iken davalı sürücü sevk ve idaresindeki… plakalı aracın çarpması neticesinde hasarlanmıştır. Söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkile ait araç sürücüsü kusursuz, arkadan çarpan davalı araç sürücüsü ise %100 oranında kusurludur. Bu durum ekte yer alan kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır. Kaza tarihinde … plakalı aracın trafik sigortacısı … numaralı poliçe ile … Sigorta A.Ş’dir. Söz konusu kazada … plakalı araç hasar almıştır. Kaza nedeni ile … plakalı araçta meydana gelen zararların davalılar tarafından giderilmesi gerekmektedir. Diğer yandan dava konusu …plakalı araç müvekkil firmaya leasing/finansal kiralama sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş tarafından satılmış olup müvekkil firmanın işbu davayı açmaya ve yürütmeye hak ve yetkisi bulunmaktadır.
Dava konusu …plakalı araçta bahsi geçen kaza neticesinde 3.000,00-TL değer kaybı meydana gelmiştir. Bu meblağın davalılar tarafından müvekkile ödenmesi gerekmektedir. Müvekkil şirket yurt içinde ve yurt dışında … adıyla tanınan bir araç kiralama şirketidir. Davalılar sorumluluğundaki aracın haksız fiili ve kusuru ile meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkile ait araç hasarlanmış ve onarım geçirmiştir.
Müvekkil aracının onarımda kaldığı süreçte aracını kiraya verememiş ve iş durması nedeniyle kazanç kaybına uğramıştır. Müvekkilin uğradığı kazanç kaybı zararının da davalılardan … tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle haklı davamızın kabulü ile müvekkilin uğramış olduğu değer kaybı ve kazanç kaybı zararlarının tahsili amacı ile işbu davayı açmamız zorunlu hale gelmiştir. fazlaya dair tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere; … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı zararına binaen şimdilik 3.000,00-TL değer kaybı zararının kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, …plakalı araçta meydana gelen hasar nedeni ile müvekkilin uğramış olduğu kazanç kaybı zararına binaen şimdilik 900,00-TL kazanç kaybı zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sigorta şirketi hariç olmak üzere …’dan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına…”karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle :”….Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenmiş olup, “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 6102 sayılı kanunun 5/A maddesine göre, ticari uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk uygulaması kapsamında hangi ticari işlerin ticari davalara konu olabileceği, ticari davalar ve ticari niteliğe sahip çekişmesiz yargı işlerinin hangi mahkemeler önünde görülmesi gerektiği ve ispat usulleri düzenlenmiştir. Kanunun 3. maddesi herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmekte olan eylem ve işlemleri ticari iş olarak tanımlamış, 4/1-a maddesine göre ise bu ticari işler ticari dava sayılmıştır.
Dava şartı arabuluculuğa konu ticari uyuşmazlıkların, taraflarının üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ya da işlemlere ilişkin ticari davalar ile belli bir miktar para ödemesini içeren alacak ya da tazminat istemine dair olması gerekir. Bunların dışındaki uyuşmazlıklar için doğrudan dava açılması veya ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurulması mümkündür. Arabuluculuk bürosuna başvurudan son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Dava şartı olduğu hâlde arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı mahkeme tarafından tespit edilir ise dava şartı yokluğundan bu davanın usulden reddine karar verilir. Bu nedenle davanın Müvekkil yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Dava Konusu Talepler 2 Yıllık Zamanaşımına Tabidir. Bu Yönüyle Hiçbir Şekilde Davacının Asılsız İddialarının Kabulü Anlamına Gelmemek Kaydıyla, Tarafımızca Süresi İçerisinde İleri Sürülen Zamanaşımı Defii Dikkate Alınmasını Talep Ederiz.
Davacı Tarafın Aracında Herhangi Bir Değer Kaybı Bulunmadığından Değer Kaybı Talebinin Bulunması Mesnetsizdir.
Trafik sigortalarında “değer kaybı”, trafik kazası nedeniyle onarım gören aracın piyasa rayiç değerinde (ikinci el) meydana gelen azalma olarak tanımlanabilir. Değer kaybı, 14.05.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlığı altında yer bulmuştur.
Davaya konu olayda ise diğer davalı tarafından aldırılan eksper görüşünde ise; “Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları Ek.1 Değer Kaybı Hesaplaması 2.Teminat Dışında Kalan Haller – ’’ 1-Mini onarım ile giderilebilen basit kaporta Plastik tampon/Parça onarımları cam radyo teyp, lastik hava yastığı jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksam hasarları teminat kapsamı dışında kalmaktadır.’’ Maddesi gereği bahse konu parçaların değer kaybı hesabına alınmaması gerekmektedir. Zarar gören aracın konu kazada bahse konu parçaların işlem gördüğünden değer kaybı oluşmayacağı tespit edilmiştir.” yazılı olup değer kaybı oluşmadığı açıktır. Davacı şirketin haksız kazanç elde etmek amacıyla dava ikame etmesi yersiz olup davanın reddi gerekmektedir. Kaldı ki bu husus davacı tarafından sunulan kazalı araç fotoğraflarından dahi tespit edilebilir niteliktedir. Ayrıca Müvekkil’in tam kusurlu olduğuna dair delil niteliğini haiz kesin bir belge bulunmayıp bu hususun da bilirkişi incelemesi sonucu değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının Kazanç Kaybı Alacağının Dayanağı Bulunmamakta Olup, Talebinin Reddi Gerekir.
Davacı taraf her ne kadar kazanç kaybı olduğu iddiasında bulunsa dahi, bilirkişi incelemesi ile de tespit olunacağı üzere meydana gelen hasar küçük nitelikte bir hasardır. Davacının amacı Müvekkil’den kazanç elde etmek olup, iddialarının temelinin bulunmadığı ve esasen de bir kazanç kaybı yaşamadıkları aşikardır. Kaldı ki Müvekkil’in kullanmış olduğu aracın trafik sigortası ve kaskosu bulunmakta olup, herhangi bir değer kaybı olması halinde bu bedellerin kaskodan talep edilmesi gerekmektedir.
Hiçbir Suretle Davanın Kabulü Anlamına Gelmemekle Beraber, Davacı Yanın İşçilik Alacağı Talepleri Bakımından Faiz Başlangıç Tarihi ile Faiz Türüne İlişkin Taleplerinin Kabulü Mümkün Değildir. Dava konusu alacak kalemleri bakımından kaza tarihinden itibaren avans faizinin işletilmesini talep etmiş olup bu talep de hukuki dayanaktan yoksul olduğundan taleplerin reddi gerekmektedir. Davacının tüm alacak taleplerine avans faizi işletilmesi yönündeki talebi hukuka uygun değildir. Zira Sayın Mahkemenizin bilgisi dahilinde olduğu üzere kazaya karışan araç hususi araç olup ve Müvekkil’in de gerçek kişi olduğu aşikar olduğundan, somut olay bakımdan uygulanması gereken faiz yasal faizdir. Talep alacağa ancak yasal faiz işletilmesi mümkün olup bu durum yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla sabittir. itiraz ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile;
Haksız ve mesnetsiz davanın reddine,
Yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini…”talep etmiştir.
Dava; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı olarak tazminat talebine ilişkindir.
Davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan dava iş bu davadan tefrik edilerek mahkememizin en son esasına kaydedilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; iş bu davanın konusunun bir miktar paranın ( tazminatın ) ödenmesi talebine ilişkin olduğu, her ne kadar davacı tarafça davalı …’ın gerçek kişi olması nedeniyle bu davalı açısından arabuluculuk dava şartının bulunmadığı iddia edilmişse de, tefrik edilen dosyada aleyhine dava açılan … sigortaya karşı açılan davanın ticari bir dava olduğu ve iş bu davanın davalısı olan …’a karşı HDI sigorta ile birlikte açılan davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu ve dolasıyla bu davalı açısından da davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve bu davalı açısından da arabuculuk dava şartının yerine getirilmesinin gerektiği, davacı tarafça… Arabuluculuk Bürosuna … açısından da başvuru dilekçesi sunulduğu ancak bu davalıya arabuluculuk sürecine ilişkin davetiye gönderilmediği, arabuluculuk görüşmelerinde ve arabulucuk tutanağında …’ın taraf olarak gösterilmediği, bu davalı açısından usulüne uygun olarak arabuluculuk sürecinin yerine getirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın; 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı Bünyamin Altan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.900,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı Bünyamin Altan’a verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza