Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/338 E. 2022/756 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/338 Esas
KARAR NO : 2022/756

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :
“…Usule ilişkin beyanlarımız alacaklı konumunda bulunan müvekkil şirketin ikametgah adresi istanbul olduğundan huzurdaki davada … mahkemeleri yetkilidir. Müvekkil Şirket, 16.07.2019 tarihine kadar … merkezli bir şirket iken 16.07.2019 tarihinde şirket merkezini …’dan …’e taşımıştır. Bu husus 16 Temmuz 2019 tarihli, 9869 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir (EK-1 Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi). Bu doğrultuda; 16.07.2019 sonrasında doğmuş borçlar bakımından, hem alacaklının yerleşim olan hem de sözleşmenin ifa edildiği yer olan İstanbul icra daire ve mahkemeleri de yetkili olacaktır. Mezkûr içtihat her ne kadar eski usul kanunu döneminde olsa da, kanunun 10. Maddesinde yer alan “sözleşmeden doğan davalarda yetki” kuralı değişmediğinden bugün halen geçerliliğini korumaktadır. Anılan kararda da, sözleşmenin ifa yerinin yetkili olduğu açıkça belirtilmiştir. Hukukumuzda, İsviçre öğretisinden aldığımız, karakteristik edim olarak da adlandırılan ve bir tarafta paranın diğer tarafta mal yahut hizmetin bulunduğu ilişkilerde, mal yahut hizmetin karakteristik edim olduğu ifade edilir ve karakteristik edimin ifa yeri mahkemelerinin yetkili olacağı ilgili Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükmü uyarınca hukukumuzda ve doktrinde kabul edilir. Somut olay nezdinde değerlendirildiğinde Müvekkil açısından borçlu ile arasındaki ilişkide kendi hizmetinin karakteristik edim olduğu ortadadır. İfade edilenler doğrultusunda meydana gelen uyuşmazlıkta İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu açıkça görülmektedir. İtirazın iptali için hukuki gerekçelerimiz …(“Otoyol”)’nun işletmesi Davacı Müvekkil Şirket tarafından yürütülmektedir. Bahse konu otoyollar üzerinde Davalı Şirkete ait … ve … plakalı araçlar ile ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapılmıştır. Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine, 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 7. Fıkrası gereğince, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkânı verilmekte ise de, işbu davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin anılan süre içerisinde ödenmediği tespit edilmiştir. Geçiş ücretlerinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine Müvekkil Şirket tarafından; Davalı-Borçlu aleyhine … 31. İcra Müdürlüğü …sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine tahakkuk ettirilen gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış olup, Davalı-Borçluya ödeme emri tebliğ edilmiştir. Davalı, “borca, faize ve tüm ferilerine” itiraz etmiş ,İlgili İcra Müdürlüğünce de söz konusu itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalı-Borçlu’nun itirazı neticesinde huzurdaki dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmış ancak arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlanmıştır. Arabuluculuk Son Tutanak aslı dilekçemiz ekinde sunulmaktadır. Davalı-Borçlunun itirazları zaman kazanma amacı ile haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğundan, tarafımızca süresi içerisinde itirazın iptali davası açılması zorunluluğu hasıl olmuştur.Davalı-borçlunun “borca, faize ve ferilerine” yönelik itirazları haksız ve hukuki mesnetten yoksundur. şöyle ki; Davalının borcun tamamına yönelik itirazları asılsızdır. Davalı-Borçlunun Kendi İhmal ve Kusurunun Sonuçlarından Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirketi Sorumlu Tutmaya Çalışması Kabul Edilemez Niteliktedir.
Davalı-Borçluya ait yukarıda plakaları belirtilen araçlarca, işletme hakkı Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’e ait Otoyol’dan ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapılmıştır. Davalı-Borçluya ait araçların Otoyol’u kullandığı anlarda HGS/OGS hesapları müsait değildir. Takdir edileceği üzere HGS/OGS hesabını müsait tutmak ve geçiş ücretini ödemeye yetecek bakiye bulundurmak Davalı-Borçlu Şirketin sorumluluğundadır. Bununla birlikte Otoyoldaki tüm levha ve uyarılarla yolun genel durumuna dikkat ederek araç kullanmak araç sahiplerinin ve sürücülerin kendi sorumluluklarındadır. Benzer şekilde … ve Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket tarafından yapılan ilanlar da vatandaşa yeterli bilgilendirmeyi sağlamaktadır. Bu durumda ücretli otoyolları kullanan Davalı-Borçlu HGS/OGS hesabını müsait tutmayarak Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’in sağladığı hizmetin karşılığında ücret ödeme yükümlülüğünü kendi kusuruyla ihlal etmiştir. Davalı-Borçlunun kendi ihmal ve kusurunun neticesini Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’e yüklemeye çalışması kabul edilemez niteliktedir.Ayrıca Davacı-Alacaklı Müvekkil şirketçe, Davalı-Borçluya ait plakalara tanımlı HGS/OGS hesabına ilişkin provizyon sorgusu kontrolü yapılmış ancak davalının OGS/HGS etiketinden geçiş ücreti çekilememiş ve ücreti ödenmeyen geçişleri için geçiş ücreti ve bu geçiş için ceza bedeli borçları tahakkuk ettirilmiştir. Yapılacak olan hesaplamayla da görüleceği üzere Müvekkil Şirket kanuna uygun olarak ihlalli geçiş ücreti tahakkuk ettirmiş ve cezai yaptırım uygulamıştır.Ücret Ödemeden Geçiş Yaptığı Tespit Edilen Araç Sahiplerine İlişkin Tesis Edilen İşlemler, 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’a Uygun Şekilde Yürütülmektedir. Bu Kapsamda Başvuranın Yaptığı İhlalli Geçişlerle İlgili Ceza Uygulanması Hukuka Uygundur. … Otoyolunun işletiminden sorumlu olan Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket, köprü ve otoyollardan ihlalli geçiş ücretini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine ilişkin işlemleri, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’a (“6001 Sayılı Kanun”) uygun şekilde yürütmektedir. Bu noktada ifade etmek gerekir ki Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket, bir OGS/HGS işletmecisi değil, otoyol işletmecisidir. OGS/HGS işletmeciliği Bankacılık Kanunu kapsamında sunulan bir hizmet olup, ayrı bir yetkilendirmeye ve lisansa tabidir. Hâlihazırda bu hizmetler bankalar ve benzer statüdeki … tarafından yönetilmektedir. Dolayısıyla abonelik ilişkisi de anılan şirketler ile müşterileri arasındadır. Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirketin bu süreçteki konumu anılan ücret toplama sistemlerinin geçerli olduğu üye işyeri olmaktan ibarettir. Bu kurgu esasen kredi kartı/banka kartı ile işlem yapılabilen mağaza, market, akaryakıt istasyonlarındaki uygulamadan farksızdır. Nasıl ki kredi kart/banka kartı ile ödeme yapılmak istendiğinde anılan üye işyerleri ilgili hesabın bakiyesini görememekte ise Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket de OGS/HGS hesabının bakiyesini görememektedir. Böyle bir yetkisi olmadığı için işlem sorgusu (provizyon) anında banka ve PTT’den gelen yanıt ile bağlıdır. Sorgu sonucunda ret yanıtı alındığı noktada Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’in ilave bir işlem yapma olanağı ve yükümlülüğü bulunmamakta ve yukarıda anılan 6001 sayılı Yasa’nın amir hükmü uygulanmaktadır. Bu durumda araç sahipleri Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket tarafından işletilmekte olan bir sistemin abonesi olmayıp, OGS/HGS abonesi konumundadırlar. Bu itibarla hesap bakiyelerinin uygun olmasına karşın işlemin gerçekleştirilmemiş olması yönündeki potansiyel iddiaların muhatabı ve sorumlusu da bu sistemleri işleten Bankalar ve PTT’den ibarettir. Aksinin kabulü yukarıda anılan mağaza, market, akaryakıt istasyonu işletmelerinin aldıkları olumsuz provizyon yanıtından sorumlu oldukları sonucunu doğurur ki, bu sonucun hatalı olacağı açıktır. Bu itibarla Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’in tarafı olmadığı abonelik ilişkisinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı aşikardır. Söz konusu düzenlemeler kapsamında Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket tarafından, geçiş yapan araçlara ait OGS veya HGS hesaplarından geçiş ücreti tahsil edilmektedir. OGS veya HGS cihaz ve hesaplarının uygun olmaması halinde araç sahipleri, ihlalli geçiş tarihinden başlayarak on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilmektedirler. Belirtilen süre içinde ücreti ödemeyenler hakkında ise kanunun açık hükmü uyarınca ücretin dört katı tutarında ceza uygulanmaktadır. Davacı-Alacaklı Müvekkilin söz konusu cezayı uygulamaması kanuna aykırılık teşkil edeceğinden bu konuda Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’e bir sorumluluk yüklenmesi hukuka aykırı olacaktır. İhlalli geçiş yapan araç sahibi birçok kanaldan ihlalli geçiş sorgulaması yaparak yasal takip aşamasına gelmeden borcunu ödeyebilmektedir. Dosya kapsamındaki ihlalli geçiş tarihlerinde cezalar hakkında sorgulama yapılabilecek ve Müvekkil Şirket’e ödeme yapılabilecek kanallar açıktır. … Bankası, … sitesi (http://…) ve mobil uygulamalar üzerinden hem sorgulama hem de Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’e sanal pos aracılığı ile kredi kartı ve banka kartı vasıtasıyla ödeme yapılabilmektedir. Bundan bağımsız olarak Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’in gerek 6001 sayılı Kanun uyarınca gerekse de başkaca ilgili mevzuat kapsamında ihlalli geçiş yapan araç sahiplerine, ihlalli geçiş yapıldığına ilişkin herhangi bir bildirim yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Dolayısıyla Davacı-Alacaklı Müvekkilin uyguladığı tüm işlemlerin mevzuata ve hakkaniyete uygun olduğu açıkça görülmektedir. Davalı-borçlunun icra takibine konu faize , faiz oranına, borcun tüm ferilerine (kdv alacağına) yönelik itirazları da mesnetsizdir. Davalı-Borçlu; Kullandığı Araçtan Da Anlaşılacağı Üzere Mesleği/Ticari İşi Gereği Ücretli Otoyolu Kullanmakta Olup, Araçlar Ticari Amaçla Kullanılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. Maddesinde Ticari İş; “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller” olarak tanımlanmıştır. Davalı-Borçlu … ve … plakalı ticari kullanım niteliği bulunan araçlar ile dilekçe ekinde sunulan kayıtlarda görülen tarihlerde mesleki ve ticari faaliyetini gerçekleştirdiği sırada, işletme hakkı Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirket’e devredilen otoyoldaki serbest geçiş bölgelerinden ücret ödenmeksizin takibe konu edilen ihlalli geçişleri yapmıştır.Davalı-Borçlu hakkında … 31. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca işlemiş ve işleyecek dönem için takip tarihinde yürürlükte olan %16,75 ticari faiz oranı- değişen oranlarda ve faiz oranlarındaki artıştan doğan her türlü hakkımız saklı tutularak talepte bulunulmuştur.İKK md.67/2 uyarınca icra inkar tazminatı şartları oluşmuş olup, davalı- borçlu aleyhine alacak ile birlikte en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektediriik md.67/2 uyarınca icra inkar tazminatı şartları oluşmuş olup, davalı- borçlu aleyhine alacak ile birlikte en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.Sayın Mahkemenin icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için; Davacı-Alacaklı tarafın dava dilekçesinde açıkça icra inkar tazminatı talep etmesi, geçerli bir ilamsız genel icra takibi olması, borca konu alacağın likit olması ve borçlunun itirazının haksız olması gerekmektedir.Bahse konu davada, Davacı-Alacaklı Müvekkil şirketin … 31. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyadan olan alacağı likit olduğu ve Davalı-Borçlunun kötüniyetli olarak ve takip sürecini sürüncemede bırakmak maksadı ile takibe itiraz ettiği de açıktır. Davamızın kabulü ile; Davalı-Borçlunun … 31. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası kapsamında yapılan itirazın iptali ile,Takibin “7144 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi ile 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrasında geçiş ücretine uygulanan “on katı tutarın dört katına indirilmesi” ile avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler uyarınca faizin değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanması gerektiği göz önünde bulundurularak devamına,Davalı-Borçlunun İİK.m.67/2.maddesi uyarınca takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine,Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin Davalı-Borçluya yükletilmesine, karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının;icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebi mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle;
“…Davalı – Borçluya ait araçların otoyolu kullandıkları sıralarda OĞS / HGS hesaplarında yeterli bakiye bulunmadığı anlaşılmaktadır, ihlalli geçişleri nedeniyle; Davacı yan, davalı aleyhine 17.11.2021 tarihinde … 31. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile ödenmeyen ( geçiş ücreti ile 4 kat ceza hutarı ) ücretle ilgili icra takibi başlatılmış ve söz konusu takiple; Alacaklı; … ANONİM ŞİRKETİ, Borçlu: … ŞİRKETİ, 414.61 TL Harca Esas Değer, 382,50 TL Asıl Alacak olduğu…” görülmüştür.
25/09/2022 Tarihli bilirkişi raporunu özetle;
“…- Davacı şirketce, Davalı / Borçluya ait … ile … plakalı araçların 20.04.2021-23.06.2021 tarihleri arasında … A.Ş. gişelerinden ihlalli geçişleri nedeniyle davalı şirket adına itiraza konu takip başlatılmıştır. : Türkiye Noterler Birliğinden mahkemeye gelen cevabı yazıda, ihlalli geçiş tarihlerinde bahse konu(… ile … plakalı ) araçlar, davalı adına tescitlidirler, Borçlunun uhdesindedir, malikidir. Araçların 20.04.2021 – 23.06.2021 tarihleri arasında herhangi bir ücret ödemeksizin 16 defa ihlalli geçiş yaptıklarını ve görüntülü resimlerde anlaşılmaktadır.Davalı – Borçlu geçişlerle ilgili her hangi bir savunması dosyada bulunmadığı gibi, geçiş ücretlerini ödediğine dair dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmamaktadır.Davalı / Borçlu araçlarında OĞS / HGS cihazı bulunuyorsa da yetersiz bakiye nedeniyle geçiş ücreti tahsil edilmemiştir. Davacı tarafındatı 15 gün süreli yapılan sorgulamada hesapta yeterli bakiye bulunmadığı için ücret tahsil edilmemiştir. Davacının alacağı : ( Asıl alacak 382,50 TL dir ), Faiz Yıllık Ticari : 25,265 TL dir. KDV :4,598 TL dir. Toplam alacak ( 382,50 + 25,265 + 4,598 = 412, 46TL olduğu, Davalı / Borçlu 412,46 TL’yi davacıya ödemesi gerekir. Tarafımdan hesaplanan alacak tutarı 412,46 TL olduğunun neticesine varıldı. Davacının talep ettiği 414,61 TL’dır Takdir yüce mahkemenindir…” görüşünü sunmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği ihlalli geçiş kayıtları ile ortaya koyduğu, davalının geçiş anında hesabında geçiş ücretini karşılamaya yeterli miktarda bakiye bulundurmadğı, bilirkişi raporunun davacının talebini destekler mahiyette olduğu, faiz talebinin alacağın türü ve dosya kapsamına uygun düştüğü, takip talebine konu edilen alacağın miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kısmen kabulüne, …. 31. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 412,46 TL üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20 si olan 82,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 412,46-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.041,75 -TL’den (posta/tebliğat) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.036,34-TL ile ilk harç ve masraflar olan 172,90-TL olmak üzere toplam 1.209,24-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-₺ arabuluculuk ücretinin taraflardan (8,09-TL’sinden davacı tarafının, 1.551,91TL’sinden davalı tarafının sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza