Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/297 E. 2023/583 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/297 Esas
KARAR NO : 2023/583

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili 21/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle : “….Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında koltukların yenilenmesi kaplanması için anlaşılmıştır. Müvekkil tarafından 6 adet leopar desenli koltuk, 4 adet tv koltuk , 16 m tv koltuk derisi , 7 adet yatar sinema koltuk, 10 adet leopar desenli 2 li koltuk , 3 adet font çizgili – sırt düğmeli koltuk , 15 adet düz koltuk, 2 adet kelebelek koltuk dökme sünger, 1 adet sinema koltuk, 3m sinema koltuk deri, adet açılır kapanır koltuk, 5m deri , 2 adet beyazlanmış koltuk ve nakliyat işleri müvekkil tarafından yapılmıştır. Müvekkil şirket tarafından işler tamamlandıktan sonra mobilyalar davalının … adresine teslim edilmiştir. Taraflar arasında işler karşılığında anlaşılan kdv dahil 20.302,40TL fatura müvekkil tarafından kesilerek davalıya mail yoluyla gönderilmiştir. Müvekkil şirket tarafından, edimler eksiksiz yerine getirilerek mobilyalar davalının adresine eksiksiz teslim edilmiştir. Müvekkil edimini eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmamıştır. Müvekkil şirket yetkilisi tarafından davalıdan defalarca ödeme talebinde bulunulmuş davalı tarafından ödeme yapılmamıştır. Davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine tarafımızdan … 19. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmıştır. Davalı tarafından kötü niyetli ve haksız olarak takibe itiraz edilmiştir. Davalı tarafın itirazı üzerinden tarafımızdan arabulucuya başvuru yapılmış arabulucu da anlaşma sağlanamamıştır. İş bu nedenlerle dava açmak zanıreti hasıl olmuştur. Davamızın kabulü ile … 19.İcra Müdürlüğü …e sayılı dosyasında itirazın iptaline , lehimize %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini….” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 07/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle;”…Takibe dayanak olarak gösterilen faturadan kaynaklandığı iddia edilen ve takip talebine konu olan borç miktarı kadar, müvekkil firmanın borcunun bulunmadığı, müvekkil şirketin ticari defter kayıtlarında takip dayanağı olarak gösterilen faturaların bulunmadığı, bu durumun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağı, davacının müvekkil şirket aleyhine müvekkile ait olmayan bir borç sebebi ile başlatmış olduğu icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata mahkum edilmesini, iş bu itirazın iptali davasının reddi karar verilmesini….” talep etmiştir.
DELİLLER:
… Vergi Dairesi’nin cevabi yazısı, 15.11.2021 tarihli …numaralı fatura, … Arabuluculuk …sayılı anlaşmama son tutanağı, e-mail yazışmaları, yapılan koltukların fotoğrafları, … 19. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası, … Vergi Dairesi’nin cevabi yazısı, … tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
… 19. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı-Alacaklı … Ltd. Şti. tarafından 20.302,40 TL asıl alacak ve 515,48 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere 20.817,88 TL’nin ödenmesi talebiyle icra takibi başlattığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/03/2023 tarihli duruşma ara kararı gereğince; dosya bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi 07/06/2023 tarihli raporunda özetle; “….Davacı … Ltd. Şti. nin defter tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin de süresinde olduğu, davacı tarafından Davalı … Ltd. Şti.’ne 15.11.2021 tarih ve …numaralı e-arşiv faturasının düzenlendiği, söz konusu faturanın defter kayıtlarında yer aldığı ve 2021 yılına ilişkin olarak verilen (Bs) mal satış formlarına dahil edildiği, davalı Şirketin defter ve belgelerine ulaşılamadığından bu kapsamda bir incelemenin yapılamadığı, Vergi Dairesi’nce dosyaya sunulan (Ba) Mal Alış formuna söz konusu alışın dahil edilmediği, dosya kapsamında yer alan bilgiler ve Davacı Şirket defter kayıtlarına göre takip tarihi olan 05.01.2022 tarihiyle Davalı Şirketten 20.302,40 TL alacaklı olduğu. …” yönünde görüş bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, HMK m.222/3’de yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “DİĞER TARAFIN TİCARİ DEFTERLERİNİ İBRAZ ETMEMESİ” şeklinde değiştirilmiş, tarafların ticari defterlerini sunmaması hali de usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için yeterli görülmüştür.
Nitekim, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1170 Esas, 2020/1325 Karar sayılı ilamı ile şu şekilde değerlendirmelerde bulunulmuştur: “…Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.” demiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında alım-satım sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça mal alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle iş bu davanın açılmış olduğu, mahkememizce ticari defterlerin ibraz edilmesi veya mazeret bildirerek yerinde inceleme talep edilmesi, aksi takdirde davacı tarafın ticari defterlerine itibar edileceği hususunda ihtaratıda içerir duruşma zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği ancak davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, mazerette bildirmediği; tacir olup, defter tutmak zorunda olan tarafın , resmi defterlerin bulunmadığını ileri sürmesinin mümkün olmadığı, yine HMK 222/3 maddesi uyarınca taraflarca ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş defter ve kayıtlarının kendi lehine delil olacağının düzenlendiği, bu durumda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarının esas alınması gerektiği, davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarına göre davalı taraftan takip tarihi itibariyle 20.302,40 TL alacağının bulunduğu, davalı tarafın takipten önce temerrüte düşürülmemiş olması nedeniyle takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davalı tarafça borcun ödendiğinin iddia ve ispat edilmediği, bu sebeple icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacağın faturadan kaynaklanın likit bir alacak olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … 19. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 20.302,40 TL üzerinden ve takip talebindeki diğer hal ve şartlar üzerinden devamına, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine
2- 20.302,40 TL alacağın % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.386,85 TL harçtan başlangıçta alınan 251,43 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.135,42TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.828,50 TL yargılama gideri ( bilirkişi ücreti-posta gideri ) ile 251,43 TL harç masrafı olmak üzere toplam 2.079,93 TL yargılama giderden 2.017,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/11/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza