Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/206 E. 2022/547 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/206 Esas
KARAR NO :2022/547

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/03/2022
KARAR TARİHİ:19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı alacaklı … Ekstra Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş.’den alacağı dolayısıyla icra takibi başlatmış olup, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen talimatla …. İcra Müdürlüğünün …/… Talimat sayılı dosyasından 03/02/2022 tarihinde … … Ltd. Şti.’nin … Mah. … … Cad. No:7/2 … adresinde borçlu firmanın olmadığı görüldüğü haciz sırasında … online firmasına ait kira kontratı ve vergi levhası ibraz edilip haciz mahallinde borçlu firmanın ilgisi olmadığı beyan edilmesine ve haciz zaptına geçirilmesine rağmen haciz uygulanmış ve hatalı olarak İİK 97. Maddesine göre alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesi gerekirken adeta borçlu firmanın işyerinde haciz uygulanmış gibi İİK 99. Madde uygulaması yapılarak 24/02/2022 tarihinde 3. Şahıs … … Ltd. Şti’nin üretim yaptığı makineleri kaldırma tehdidi altında, 40.000,00-TL nakit para yanında davaya konu 24/02/2022 tanzim 24/03/2022 vade tarihli bono 3. Şahıs firma yetkilisi davacı …’den zorla alınmıştır. Müvekkilim davacı işçilerin müşterilerin ve de komşuların gözü önünde makinelerin zorla haciz yoluyla sökülüp götürülmesini önleyebilmek için bahse konu ödemeyi yapmayı ve davaya konu bonoyu vermeye mecbur bırakılmıştır. 24/02/2022 tanzim 24/03/2022 vade tarihli 48.000,00-TL tutarlı bono dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bononun iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinde davalıya yüklenmesine karar verilmesini…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Öncelikle belirtmek isteriz ki huzurdaki davanın …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile bir ilişkisi bulunmamakta olup işbu icra dosyasının durdurulmasına yönelik sehven yapılan işlemin kaldırılmasını talep ediyoruz. …. icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dayanağı hizmet sözleşmesi olup dosya hali hazırda kesinleşmiş ve borçlu tarafından dosyaya itiraz edilmemiştir. bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Dosyasına yönelik verilen durdurma kararının sayın mahkemenizce kaldırılmasını arz ve talep ederiz. Huzurdaki dava haciz tehdidi altında ödenen 40.000 TL nakit para ile 24.02.2022 tanzim 24.03.2022 vade tarihli 48.000 TL bedelli Bononun zorla alındığına bu nedenle borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit davasırıdır. İşbu huzurdaki menfi tespit davası haksız ve mesnetsiz olup davanın reddini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. Müvekkil ile …A.Ş ile borçlu … … Anonim Şirketi arasında hizmet alım sözleşmesi imzalanmıştır. İlgili sözleşme imzalanırken şirket yetkilisi … olup sözleşmeye şirket temsilcisi olarak imza atmıştır. Ancak Borçlunun sözleşme edimlerini yerine getirmemesi sonucunda müvekkil şirketin alacağından dolayı … … Anonim Şirketi aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılmış ve Ödeme emri 21.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve dosya kesinleştirilmiştir. Dosyanın kesinleşmesini müteakip borçlu hakkında cebri icra işlemlerine geçilmiş ve haciz işlemi ”… MAH. … MAH. … CAD. NO:7/2 …/İSTANBUL” adresine 03.02.2022 tarihinde haciz işlemi için gidilmiştir. Haciz işlemi sırasında borçlu şirket yetkilisi … mahalde hazırdır. Gerçekleştirilen bu haciz işlemi sırasında dosya ana borçlusu … … Anonim Şirketi nin tek yetkilisi … tarafından yine kendisinin yetkilisi olduğu … … Ltd. Şti. Adına istihkak iddiasında bulunulmuştur. Şöyle ki;
1-Haciz işlemi için gelinen ‘’… Mah. … Bulvarı … Plaza 5 Apt N0:5/15 …/İstanbul’’adresi borçlunun hali hazırda ticari faaliyetlerini sürdürdüğü adrestir.
2-Borçlu şirketin tek yetkilisi ve yönetim kurul başkanı … haciz mahalinde hazırdır. Borçlu şirketin tek yetkilisi … haciz adresinde icra memurunu karşılamış ve haciz işlemi sırasında hazır bulunmuştur. İİK 97/A uyarınca borçlunun, 3. kişi ile birlikte malı elinde bulundurması halinde, mal borçlunun kabul edilir. Bu hususa ilişkin yasa maddesi açık olup aynı zamanda da birçok Yargıtay kararı bulunmaktadır.
Borçlu şirket yetkilisi …’in yanında, haciz mahalinde, 25 eylül 2018 tarihli ticaret sicil gazetesi kayıtlarına göre borçlu şirketin o dönem tek ortağı olan dava dışı … Ltd. Şti.’nin ortağı … de haciz mahalinde hazır olup icra memuruna kimlik ibraz etmeden haciz mahalini terk etmiştir.
3-Borçlu şirket yetkilisi istihkak iddia eden şirketi borcun doğum tarihinden sonra devralmıştır. Borçlu şirket yetkilisi istihkak iddia eden şirketi, dosya borçlusu aleyhine başlatılan icra takibinden hatta dosyanın kesinleşmesinden sonra devralmıştır.
Borçlu şirket aleyhine tarafımızca 01.02.1019 tarihinde icra takibi başlatılmış olup 21.07.2019 tarihinde dosya borçlunun da itirazı olmaksızın kesinleşmiştir.Borçlu şirket yetkilisi ise istihkak iddia eden 3. Şahıs şirketi 09.12.2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile devralmış ve şirketin tek yetkilisi olmuştur.
BORÇLU ŞİRKET İLE 3. ŞAHIS ŞİRKET ARASINDA ORGANİK VE FİİLİ BAĞ MEVCUTTUR. Borçlu şirket yetkilisinin muvazaalı işlemler yaparak alacaklıdan mal kaçırmaya çalıştığı açıkça görülmektedir.
… borçlu şirket olan … … A.Ş. nin ve istihkak iddia eden 3. şahıs şirket … … LTD. ŞTİ. nin tek yetkilisidir. Aynı zamanda 3. şahıs … … LTD. ŞTİ. ‘nin kurucusu …’dir. Dava dışı … LTD. ŞTİ. ‘nin kurucularından biri …’DİR.
Borcun doğum döneminde dava dışı … LTD. ŞTİ. dosya ana borçlusu … … A.Ş.’ nin ortağıdır.BAHSİ GEÇEN TÜM ŞİRKETLER GRUP ŞİRKET GİBİ BERABER HAREKET ETMEKTE, KURUCULARI VE TEMSİLCİLERİ ARASINDA ORGANIK BAĞ BULUNMAKTA VE TİCARİ FAALİYETLERİNİ BERABER AYNI ADRESLERDE SÜRDÜRMEKTEDİR.
Borçlu ve sözde 3. kişinin ünvanları karışıklığa neden olacak derecede benzerdir. BORÇLU ŞİRKETİN TİCARET ÜNVANI … İLE BAŞLIYORKEN 3. ŞAHIS ŞİRKETİN DE YİNE TİCARET ÜNVANI … İLE BAŞLAMAKTA OLUP AYIRT EDİLEMEYECEK KADAR BENZER NİTELİKTEDİR.
Tüm bunların yanında BORÇLUNUN MERNİS ADRESİ İLE 3. ŞAHIS ŞİRKET YETKİLİSİNİN ADRESİ AYNI ADRESTİR.
İLGİLİ ŞİRKETLER GRUP ŞİRKET GİBİ BERABER HAREKET ETMEKTE VE TİCARİ FAALİYETLERİNİ BERABER AYNI ADRESLERDE SÜRDÜRMEKTEDİR.
5-İstihkak iddiasında bulunan 3. şahıs ile borçlu uzun yıllar aynı adreste beraber ticari faaliyette bulunmuşlardır.
Borçlu şirket 12.10.2016 tarihinden 21.01.2020 tarihine kadar ‘’… … … Mah. … Cad.No:23 K.3 … …’’ adresinde ticari faaliyette bulunmuştur.
İstihkak iddia eden şirket ise 20.10.2016 tarihinden 21.01.2020 tarihine kadar ‘’… … … Mah. … Cad.No:23 K.3 … …’’ adresinde ticari faaliyette bulunmuştur.
Her iki şirket 2016-2020 yılları arasında uzun süre aynı adreste beraber faaliyette bulunmuşlardır. 6-Borçluya ve 3. Şahsa ait İTO kayıtlarına göre her iki şirket de aynı iştigal konusunda faaliyet göstermektedir.
7-Borcun doğumundan sonra düzenlenmiş kira sözleşmeleri istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmemektedir. 8-İstihkak iddia eden ve borçlu şahıs arasında organik ve fiili bağ bulunmaktadır. istihkak iddia eden 3. şahıs ile dosya borçlusu muvazaalı işlem yaparak alacaklılardan mal kaçırmaya çalışmakta ve ticari faaliyetlerini haciz adresinde resmiyette olmasa da fiilen beraber sürdürmektedir. Davacının haciz işleminin zorla yapıldığına dair iddialarını kabul etmiyoruz. Yukarıda da açıklandığı üzere haciz işlemi her ne kadar istihkaklı olsa da borçlu şirket yetkisi haciz mahallinde hazır olup borçtan haberdardır. Davacı müvekkile alacağını ödememek için 3. Şahıs şirketi paravan yaparak ticari faaliyetlerini sürdürmektedir. İİK m. 80 vd. Maddelerine uygun olarak haciz işlemi gerçekleştirilmiş olup dosya üzerinde hukuka uygun olarak istihkak prosedürü işletilmiştir.
Davacının, borçtan haberdar olup buna rağmen haciz zoruyla paranın alındığını ve kendisine senet imzalatıldığını iddia etmesi, müvekkilimin alacağına kavuşmasını engelleme amacını açıkça göstermektedir. Haciz işleminin gerçekleştirildiği icra dosyası kesinleşmiş ve borçlu tarafından takibe itiraz edilmemiştir.Borçlu şirket yetkilisinin borçtan habersiz gibi bir tutumla tarafımıza yönelttiği huzurdaki haksız davanın kabulü mümkün değildir. Davacı kötüniyetle hareket etmekte ve alacaklıdan mal kaçırmaya çalışmaktadır. Davacı borçlu şirketin yetkilisi olup şirketin yönetimi kendisine aittir ve hizmet sözleşmesini şirketin temsilcisi ve yöneticisi olarak imzalamıştır. Davacı haksız kazanç sağlama amacıyla mağduriyet iddia etmektedir.
Davacı senetleri kendi iradesi vermiş olup senet üzerine kendi iradesi ile imza atmıştır. İlgili senetler kanuna ve usule uygun olup senetler borcu olduğunu kabul eden davacı tarafından protokol kapsamında tahsil maksadıyla verilmiştir.
Davacının yetkilisi olduğu şirket adına imzaladığı sözleşme sonucu oluşan borcu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı temsil ettiği şirketin borcunu bilmekte ancak borcu ödemekten kötü niyetle kaçınmaktadır. İşbu sebeplerden ötürü haczin yapıldığı icra dosyasının kesinleşmiş olması ve icra dosyasına itiraz edilmemiş olması nedeniyle davacının haciz baskısı ile karşı karşıya kaldığından söz edilemeyecektir. Davacı borçlu şirketin yetkilisi olup dava dışı icra dosya borcu ödenmemiştir. Davacı haciz sırasında kendi iradesi ile protokolü imzalamış ve senetleri teslim etmiştir.
Davacı tarafından ileri sürülen iddialar kötü niyetli olup gerçeğe aykırıdır. İşbu sebeplerden dolayı huzurdaki davanın reddiniHuzurdaki haksız davanın ve karşı tarafın tüm taleplerinin reddini,
Lehimize tazminata hükmedilmesini,
Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerine bırakılmasını…”
GEREKÇE:
Dava, 24/03/2022 vade tarihli ve 48.000,00-TL bedelli bonoya ilişkin menfi tespit talebidir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Dava dışı … LTD. ŞTİ. ile davalı Multinet arasında …. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi bulunmaktadır. Anılan icra takip dosyasında alacaklı konumunda olan davalı Multinet tarafından dava dışı şirketin adresinde 24.02.2022 tarihinde haciz işlemi yapılmış; dava dışı şirketin bir kısım menkul malları haczedilmiştir. Bunun üzerine, anılan adreste bulunan davacı … tarafından anılan icra dosyasının alacaklısı olan davalı şirkete davaya konu bononun verildiği görülmektedir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde, daavcının bono üzerindeki imzaya ya da davalının bononun yetkili hamili olduğuna dair bir itirazı bulunmamaktadır. Davacı, cebri icra işlemi sırasında, baskı altında söz konusu bonoyu davalıya verdiğini, davalıya borcu olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmaktadır. Ancak, davacı tarafından dilekçe ekinde sunulan ve davalı tarafından da kabul edilen Protokol (Ek-1) içeriğine göre, davacı …’in, …. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya borcunu kefil sıfatıyla üstlendiği, borca karşılık olarak söz konusu bonoyu protokol karşılığında davalıya teslim ettiği görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar davacı söz konusu bono nedeniyle borçsuzluğunun tespitini talep etmiş ise de, davalı ile protokol karşılığında, somut bir borcun karşılığı olarak davaya konu bonoyu düzenlediği anlaşılmaktadır. Davacının, söz konusu bononun kendisinden iradesi dışında “zorla” alındığı iddiasını destekler, dosya kapsamında hiçbir delil bulunmamaktadır ve davacı bu yöndeki iddiasını ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenlerle, menfi tespit davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 819,72-TL harçtan düşümü ile bakiye 739,02-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 7.040,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/07/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza