Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/171 E. 2023/413 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/171 Esas
KARAR NO : 2023/413

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/ 2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili 27/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle : “…müvekkili tarafından Leasing Uzun Süreli Sigorta Poliçesi ile sigortalı … A.Ş’nin ilgili bulunduğu … adresindeki işyerinde bulunan emtialar (makine ve teçhizat) davalı tarafından 2015 yılında … arkasında yer alan dere önüne yapılmış olanı setin, akış rejimini etkileyerek derenin taşması sonucu, davalının sorumluluğunu gerektirir şekilde hasara uğradığını, işbu bu olay sebebiyle müvekkili şirketin eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigortalısına tazminatı ödediğini, müvekkilinin TTK 1472 maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan davalının kusur/kusursuz sorumluluğunu karşılayan alacak için rücu hakkı doğduğunu beyanla, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 84.150,00TL’nin ödeme tarihi olan 30/09/2019 tarihinden itibaren avans faizi, yargılama giderleri ve vekâlet ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 07/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “..davanın süresinde açılmadığını, mahkemenin bu davada görevli olmadığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan, davanın ancak 2577 sayılı İYUK’un 2. ve 13. maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde açılması gerektiğini, adli yargıda davanın açılmasının davanın reddini gerektirdiğini, görülmekte olan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, zira yağmur sularının uzaklaştırılmasından ve derelerin bakım ve ıslahından müvekkilinin sorumlu olmadığını, derelerin ıslahı görevinin 4373 sayılı Taşkın Sulara Ve Su Baskınlarına Karşı Koruma Kanunu ile Devlet Su İşlerine verildiğini, taşkında sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, hizmet kusuruna dayalı olarak açılan iş bu davanın bir tazminat davası olduğunu, BK’nun 44. maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olmasının tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, meydana gelen zarar ile müvekkili idare arasında bir illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça talep edilen tazminat bedelinin de fahiş olduğunu beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmilini…” talep etmiştir.
DELİLLER:
… 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Değişik iş sayılı dosyası, … gelen cevabi yazılar, …’den gelen cevabi yazılar, 09/07/2021 tarihli keşif, 24/08/2021 tarihli bilirkişi raporu, 20/06/2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; Hizmet Kusurundan Kaynaklı Rücuen Tazminat talebine ilişkindir.
… 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas … karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada dava hakkında görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
… 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 09/07/2021 tarihinde yapılan keşif sonucunda tanzim edilen 23/08/2021 tarihli raporda özetle “..keşif sırasında yapılan incelemede işyeri duvarlarında yerden yaklaşık 80 cm yükseklikte su leke izlerinden işyerinde sel baskını olduğunu gösterdiğini, yine yan komşusu olan işyerinin duvarlarında da benzer izler görüldüğünden dava konusu işyerinin bulunduğu bölgede sel baskını olduğunun anlaşıldığını, dosyada bulunan bilirkişi raporları, ekspertiz raporu ve diğer bilgilerden yaşanan sel baskınının 18/07/2017 tarihinde İstanbul genelinde yaşanan aşırı yoğunlukta yağan yağmurdan kaynaklandığını, derenin dava konusu taşınmazın alt sokağın altından (yeraltından) geçişinin sağlandığı kanalın derenin genel genişliğine oranla neredeyse üçte bir genişliğe düştüğü, bu haliyle deredeki imalatın fen-sanat kurallarına aykırı olduğu ve sel su taşkınlarına sebebiyet verebileceğini, derelerin bakımı gerekli iyileştirmelerin yapılması sorumluluğunun davalı idarede olup olmadığı konusundaki hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olmakla birlikte dava konusu dere ile ilgili …’nden bilgi edinilebileceğini, dava dışı sigortalıya ait işyerinde meydana gelen su baskını olayı nedeniyle 2 adet makinede ortaya çıkan hasar bedelleri toplamı 87.320,00 TL olmak üzere, davacı sigorta şirketinin sigortalısı adına yapmış olduğu 84.150,00 TL’nin kabule uygun olduğunu, davacı ile sigortalısı arasında düzenlenmiş olan 12/01/2017-12/01/2018 vadeli, 12521841 no’lu Leasing Uzun Süreli Sigorta Poliçesi’nin, yukarıda belirtilen ve mahkeme heyeti ile keşifi yapılan adres için düzenlenmiş olduğunu, poliçe riziko adresi ile hasar gören işyerinin aynı yer olduğunu, poliçe vadesinin hasar tarihi olan 18/07/2017 tarihini kapsadığını, oluşan hasarın ülkemiz sigortacılık mevzuatlarına göre Sel/Su Basması teminat tanımına girdiğini, konu sigorta poliçesinin Sel/Su Basması rizikolarını kapsadığını, sigortalı tarafından ihbarın geç yapılması dolayısı ile bağımsız sigorta eksperi marifetiyle hasardan 8,5 ay sonra yapılmış ekspertiz doğrultusunda hasar gören makinaların Kimyasal Temizlik ve Değişmesi gereken parçalar (yaklaşık değer) olarak kuruşlandırıldığını, gerekli sovtaj ve muafiyet tutarlarının mahsubu ile 84.150-TL nin tazmninat tutarı olarak belirlendiğini, davacı sigorta şirketinin de bu rapor doğrultusunda hesaplanan tazminat tutarını 30/09/2019 tarihinde sigortalısına ödeyerek hasarın gerçekleşmesinde sorumluluğu olan kurum/kurumlar’a rücu edebileceği kanaatine varılmışsa da, sorumluluğun davalı tarafta olup olmadığı hususunda hukuki değerlendirme ve nihai takdirin mahkemede olduğu..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosya mahkememizin 25/05/2022 tarihli duruşmasının ara kararı uyarınca bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyaya celp edilen belgelerde değerlendirilerek ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyeti 20/06/2023 tarihli ek raporlarında özetle “.. Söz konusu dere ıslahı idarelerine ait olmadığı belirtilse dahi, T.C. Tarım Ve Orman Bakanlığı Devlet Su Isleri Genel Müdürlüğü 14. Bölge Müdürlüğü tarafından Sayın Mahkeme’nize cevaben yazılan 09.06.2022 tarihli yazıda taşkına neden olan derenin Kapadık Deresinin bir yan kolu olduğu tespit edilmiştir. Kapadık Deresi, Marmara Denizi’ne dökülen bir dere olup 06/10/2009 tarihinde …, … ve … yetkililerince …’da alınan kararlar gereği, söz konusu derenin ıslahı, temizliği ve işletme sorumluluğu …’ye verildiği belirtildiği, … tarafından yazılan 02.06.2021 tarihli yazıda ise; Başkanlığımızca dere içerisindeki su akışını engelleyen malzemelerin temizliği periyodik olarak yapılmaktadır. Bahse konu yerde dere içerisine yapıldığı ve bundan dolayı su baskını yaşandığı belirtilen menfez Başkanlığımızca yapılmadığı, belirtildiği görülmüş olup söz konusu menfez davalı idare tarafından yapılmasa dahi derelerin ıslahı, temizliği ve işletme sorumluluğu kontrolü 2009 yılından sonra davalı idarede olduğundan kök raporumuzda tespit edilen deredeki değişikliğin ise 2015 yılından sonra yapıldığı belirtildiğinden davalı idarenin teknik olarak işletme sorumluluğunun bulunduğu fakat hukuki değerlendirme ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu ,,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 2015 yılında dava dışı … A.Ş.’ye ait …adresinde bulunan iş yerindeki makine ve teçhizatın dere taşması sonucu hasara uğradığı, dava dışı şirket tarafından … 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin …değişik iş sayılı dosyası üzerinden alınan rapor ve ekspertiz raporu doğrultusunda, davacı … Sigorta şirketine başvuruda bulunularak ödeme yapılmasının talep edildiği ve davacı şirket tarafından dava dışı … A.Ş.’ye 84.150,00 TL hasar tazminatı ödemesi yapılmış olduğu, davacı tarafça hizmet kusuru bulunduğundan bahisle …’ye karşı rücuen tazminat talebi ile iş bu davanın açılmış olduğu, dosyada mevcut bilirkişi raporları ve değişik iş dosyaları doğrultusunda dava konusu hasarın dere önüne yapılmış olan setin, akış rejimini etkileyerek derenin taşması sonucu meydana geldiği, … gelen cevabi yazı doğrultusunda taşkına neden olan derenin, Kapadık Deresinin bir yan kolu olduğu ve Kapadık Deresi’nin 06/10/2009 tarihinde .., … ve … yetkililerince …’da alınan karar ile derenin ıslahı, temizliği ve işletme sorumluluğunun …’ye ait olduğu, dolayısıyla işletme sorumluluğunun … bulunması nedeniyle dava konusu olay sonucu meydana gelen hasardan da sorumlu olduğu, 23/08/2021 tarihli bilirkişi kök raporuna göre dava dışı sigortalıya yapılan 84.150,00 TL ödemenin de meydana gelen hasar ile kadri maruf olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kabulü ile 84.150,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 5.748,28 TL harçtan peşin alınan 1.437,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.311,2 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 13.464,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 7.190,92 TL yargılama gideri( bilirkişi ücreti, , posta ve tebligat gideri, keşif harcı ve keşif yol masrafı ) ile 1.437,08 TL Peşin olarak ödenen harç olmak üzere toplam 8.628,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2023

Katip
E-imza

Hakim
E-imza