Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2022/384 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/16 Esas
KARAR NO : 2022/384

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin … Ticaret Odası’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkili şirketin davalı firmadan 1.156.587,45-₺ alacaklı olduğunu, davalı tarafça müvekkilinin alacağının bugüne kadar ödenmediğini, davalı şirketin ödemelerini tatil etmiş olması nedeni ile iflasının talep edilmesi şartlarının oluştuğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete muhtelif tarihlerde gönderilen toplam 1.156.587,45-₺ borcun dekontlar ile sabit olduğunu, ayrıca müvekkilinin anılan miktarda davalı taraftan alacaklı olduğunun 01/07/2021 tarihli hisse devir sözleşmesinde hüküm altına alındığını, borcun ödenmesi için davalı şirkete yönelik olarak … 20. Noterliği’nin … yevmiye numaralı… tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, buna istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafça … 6. Noterliği’nin … yevmiye sayılı … tarihli cevabi ihtarnamenin düzenlendiğini, cevabi ihtarnamede borcun varlığının inkar edilmediğini, borcun 31/12/2021 tarihine kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, muaccel bir borç bulunmadığının bildirildiğini, 01/07/2021 tarihli hisse devir sözleşmesinde anılan borcun her ne kadar 31/12/2021 tarihine kadar müvekkili şirkete ödeneceği kararlaştırılmış ise de davalı borçlu şirketin müvekkili firmaya olan borcunu vadesi geçtiği halde ödemediğini belirterek davanın kabulü ile davalının borçlarını ödemekten kaçınarak ödemelerini tatil etmiş olması sebebi ile İİK 177 maddesi uyarınca doğrudan iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın mahkemeyi yanıltmak ve haklı olduğu itibarı uyandırmak kastı ile borcun ödenmesine yönelik müvekkili şirkete öncelikle … 20. Noterliği’nin … Yevmiye Numaralı ve …tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini fakat buna istinaden ödeme yapılmadığını belirttiğini, davacı tarafından keşide edilen haksız ihtarnameye cevaben müvekkili şirket tarafından düzenlenen … 6. Noterliği’nin … Yevmiye ve …tarihli ihtarnamesi ile 1.156.587,45-₺ alacağın muaccel hale gelmemesi nedeniyle, alacağın vadesinde ödeneceği ve ihtarname keşide tarihi itibarıyla alacakları bulunmadığının ihtar edildiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürüldüğü ve 01.07.2021 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi’nin 2.2. maddesinde düzenlendiği üzere; hisselerini devir eden davacının, müvekkili şirketten 1.156.587,45-₺ alacağı bulunduğu hususunun taraflarca kabul edildiğini, mezkur hisse devir sözleşmesinin 2.2. maddesinde belirtildiği üzere müvekkili şirket hisselerin devir alınmasını takiben 31.12.2021 tarihine kadar işbu alacağını ödeneceğini kabul ettiğini, müvekkili şirket tarafından, davacı tarafın ihtarnamesinde yer verdiği, …IBAN numaralı banka hesabına 1.156.587,45.₺ tutarındaki ödemenin 30.12.2021 tarihinde yatırıldığını, bu durumda davacı tarafın iş bu davayı ikame etmesinde hukuki yararı bulunmadığından, öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, ödemelerini tatil ettiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, iş bu davanın yalnızca müvekkili şirketin ticari itibarını zedelemeye yönelik, kasti ve kötü niyetli şekilde başlatılan bir dava olduğunu, davacının müvekkili şirketin kreditörü olan bankalar nezdinde müvekkili şirketin finansal durumu hakkında yanıltıcı izlenim oluşturduğunu, davacı şirketin, hisse devir sözleşmesi zamanındaki tek ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan dava dışı …’ın, müvekkili şirket ve hali hazırdaki hissedarları ile şahsi bir takım meseleleri olduğunun bilindiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 177 maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas talebine ilişkindir.
Davacı vekili 25/04/2022 tarihli dilekçesinde “Davalı tarafın müvekkiline olan borçlarını ödemekten kaçınarak, ödemelerini tatil eylemiş olması nedeniyle doğrudan iflasına karar verilmesi talep olunmuştur. Ancak davalı vekilinin sunmuş olduğu 25.02.2022 tarihli cevap dilekçesi 21.04.2022 tarihinde tarafımıza tebliğ edilmekle müvekkile olan borcun ödendiğinden ve davanın konusuz kaldığından haberdar olunmuştur. Bu nedenle huzurdaki davanın konusuz kalmış olması nedeniyle davadan feragat ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuş olup, anılan dilekçe içeriğini 28/04/2022 tarihli imzalı beyanında tekrar etmiştir. Davalı vekili 28/04/2022 tarihli duruşmadaki beyanında “…cevap dilekçemizi tekrar ederiz, dava kötü niyetli olarak açılmıştır. Cevap dilekçemizin sonuç ve talep kısmında belirttiğimiz üzere HMK 329/1 maddesi uyarınca 120.000,00-₺ vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile müvekkile verilmesini talep ediyoruz, şayet HMK 329/1 maddesine göre yapmış olduğumuz talep kabul edilmez ise iş bu dava yönünden davacının Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirtilen vekalet ücretine mahkumiyetine karar verilmesini talep ediyoruz, neticeten iş bu dava yönünden lehimize vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilsin…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Somut olayda uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri niteliktedir. HMK 307-315 maddeleri gereğince davadan feragat davaya son veren taraf işlemi olup hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Dosyada mevcut vekaletnamede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Dosyada mevcut banka dekontundan 30/12/2021 tarihinde iş bu davaya konu edilen 1.156.587,45-₺ alacağın davalı şirket hesabından davacı şirket hesabına “Hissedar Kredisi Kapama Tutarı” açıklaması ile havale edildiği, iş bu davanın 06/01/2022 tarihinde açıldığı, havale tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin kısalığı davacı tarafın para havalesinin dava tarihinden sonra öğrenildiğine dair iddiasını desteklemektedir. Mahkememizce davanın açıldığı tarihte para havalesinin davacı tarafça bilinmediği kanısına varıldığından davalı tarafın HMK 329/1 maddesine dayalı vekalet ücreti talebi kabul edilmemiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 26,90-₺ maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan 80,70-₺ harçtan mahsubu ile bakiye 53,80-₺ harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 5.100,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza