Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/150 E. 2023/255 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/150 Esas
KARAR NO : 2023/255

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2023
KARAR TARİHİ : 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkil …, 20.12.2021 tarihinde saat 19.30 sıralarında … Caddesi üzerinde karşıdan karşıya yaya geçidinden geçmeye çalışır iken, seyir halinde bulunan … plakalı aracın sürücüsü…’in asli kusurlu olarak kendisine çarpması nedeniyle kaza geçirmiştir. Ekte CD ile Sayın Mahkemeye sunmuş gösteren kamera kayıtlarından çok açık şekilde görüleceği üzere; olduğumuz kaza anını gösteren müvekkil …, defalarca sağına soluna dikkatli bir şekilde baktıktan ve uygun bekledikten sonra karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada zamanı bekledikten sonra yaya geçidini geçmeyi çalıştığı sırada gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen Araç sürücüsü davalı …’in çarpması netlcesinden davaya konu kazaya sebebiyet vermiştir. Müvekkilim yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada defalarca sağına soluna dikkatli bir şekilde bakmış : ve uygun zamanı bekleyerek bir yaya olarak kendisinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Müvekkilim yolun yarısını geçtikten sonra, araç sürücüsü davalı …’in süratli bir şekilde gelmesi ve aracın hakimiyetini sağlayamaması üzerine davaya konu kaza gerçekleşmiştir. Davalı araç sürücüsü …’in yolda yayayı gördükten sonra yavaşlaması ve gerekli takip mesafesini koruması gerekirken, daha da hızlanması ve yaya geçidinin ortasındaki müvekkilimin arkasından geçmeye çalışırken sürat ir şekilde çarpması gerekli dikkat ve Özeni göstermediğinin kanıtıdır. Ayrıca kamera görüntülerine bakıldığında davalı araç sürücüsünün elinde telefon olduğu ve kaza anında yere düştüğünde elindeki telefonu cebine koyduğu açık şekilde ortadadır. Davalı araç sürücüsünün önüne bakmadığı, telefonuyla oynadığı sırada kazaya sebebiyet verdiği aşikardır. Kask bile kullanmayarak kendi hayatını tehlikeye atan sürücünün, başkasının hayatını da umursaması beklenemez. Davalı araç sürücüsünün telefonla meşgul olduğu sırada kazaya sebebiyet vermesi sebebiyle %100 kusurlu olduğu ortadadır. Davalı …’e ait kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS’si diğer davalı … Sigorta Şirketi tarafından …) nolu poliçe ile yapılmıştır. Zararların tazmini için davalı sigorta şirketine 17.01.2022 tarihli ekli dilekçe ile müracaat yapılmış ancak tarafımıza herhangi bir cevap verilmemiştir. Davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına ve davalı şirket tarafından tebtiğ âlındığına ilişkin iadeli taahhütlü belgeleri ekte Sayın Mahkemenize sunulmuştur. Müvekkil … henüz 43 yaşında ve üç çocuklu genç bir insandır. Kaza neticesinde vücudunun muhtelif yerlerinde meydana gelen yaralanmalar ve sol bacağındaki çok sayıda kırık ve platinler sebebi ile çalıştığı işten ayrılmak zorunda kaldığı gibi çocuklarıyla da yeteri kadar ilgilenememektedir, Ayrıca tedavi sürecinde uzun bir süre acı ve ızdırap duymuş, devam eden tedavileri nedeniyle acı duymaya devam etmektedir. Ayrıca müvekkilimde kaza sebebiyle psikiyatrik ve depresif rahatsızlıklar meydana gelmiş olup, müvekkilim yolculuk esnasında sürekli tedirgin bulunmakta ve olayın etkisiyle sürekli birisinin arkadan çarpacakmış gibi hissetmektedir. Anı sebebiyle meydana gelen depresif ve psikiyatrik rahatsızlıklar dolayısıyla müvekkilimin kullandığı ve kullanmaya devam ettiği ilaçlar bu durumun açık şekilde kanıtıdır. Ayrıca müvekkil vücudunun değişik bölgelerindeki kalıcı izler nedeniyle psikolojik olarak çöküntü içerisindedir. Bu nedenle müvekkilin uğradığı acı ve elemi bir nebze gidermek açısından davalı araç sürücüsü … ve davalı araç sahibi …’den 100.000,00-TL manevi tazminatır tahsili talebinde bulunmaktayız. Müvekkilim kazadan önce özel bir şirkette asgari ücretle çalışmaktaydı. Kaza sebebiyle hem çalıştığı İşten ayrılmak zorunda kalmış hem de işyerindeki kariyer ilerlemesi sona ermiştir. Müvekkilimin şuan bile 90 günlük raporu mevcuttur. Ayrıca tedavi sürecinde uzun bir süre acı ve ızdırap duymuş, bacağında meydana gelen çok sayıda kırık sebebiyle iş gücü kaybı meydana gelmiş, tedavi süresince de çalışmamıştır ve hala da çalışmamaktadır. Müvekkilim bacağında meydana gelen çok sayıda kırık ve kesikler sebebiyle ayakta duramamaktadır ve bu sebeple en elzem ihtiyaçlarında bile başkasına muhtaç durumda olup, koltuk değnekleriyle hayatına devam etmektedir. Ayrıca müvekkilim söz konusu kırıkların iyileştirilmesi ve platin takılabilmesi için şu ana kadar toplamda 40.000,00-TL ödeme yapmış olup, tedavi için barcamalar halen devam etmiştir. Ödemelere ilişkin olarak ekte Sayın Mahkemeye sunulmuştur. Bütün bu zararların tazmini bakımından tüm davalılardan HMK 107. madde kapsamında ileride arttırmak üzere şimdilik 250,00-TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekteyiz. Müvekkil kazadan sonra ilk olarak ….acil servisine ambulansla götürülmüş, muhtelif tetkiklerden sonra tüm tedavisi bu hastanede yapılmış ve tedavisi bu hastanede devam etmektedir. Ayrıca müvekkil, çeşitli tedavi iştemleri için …’a toplamda 40,000,00-TL ödeme yapmıştır. Teşhis tetkik ve tedavi ile ilgili müvekkilin elindeki mevcut belgeleri ekte sunmaktayız. Ayrıca konuyla ilgili … Cumburiyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasıyla re’sen soruşturma başlatılmış olup, soruşturma aşaması devam etmektedir. Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinden bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …’in cevap dilekçesi özetle; “…Dava yetkili mahkemede açılmamamıştır. bu kapsamda huzurdaki davada yetki itirazımız mevcuttur. İşbu dosyada yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri değil İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkilidir. İşbu dava görevli mahkemede açılmamıştır. görevli mahkemede açılmamış olan davanın reddina karar verilmesi gerekmektedir.Sayın Mahkemeniz nezdinde ikame edilen dosyada görev itirazımız mevcuttur. Yasal unsurlar dikkate alındığında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemeleridir.Husumet itirazımız mevcuttur. müvekkillerimiz işbu davanın tarafı değildir. davanın müvekkillerimiz açısından reddini talep ediyoruz.
Karayolları Trafik Kanunu 91.maddesine göre zorunlu trafik sigortasında, sigortacı işletenin aynı yasanın 85/1 maddesi gereği hukuki sorumluluğunu üzerine alır. Anılan maddeye göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işleten bu zararlardan sorumlu olacaktır. Bu maddenin ışığında işbu davaya husumet itirazımız vardır. Müvekkillerimiz işbu davanın tarafı değildir. Asla kabul anlamına gelmemekle; iddia edildiği gibi oluşan bir zarar mevcut ise tüm zararların sigorta şirketinden talep edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda müvekkillerimiz açısından husumet itirazımızın mevcut olması sebebi ile de davanın müvekkillerimiz adına ayrı ayrı reddine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. Davacı tarafça ikame edilen davanın dava dilekçesi tamamen gerçi dışı beyanla ve iftiralarla doludur. Müvekkilimiz … 20.12.2021 tarihinde … plakalı araç ile … Caddesi üzerinde 30 km/h hızla seyir halinde iken davacı … aniden iki aracın arasından müvekkilin önüne tedbirsiz bir şekilde çıkmıştır. Tamamen davacının dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranması sebebi ile trafik kazası gerçekleşmiştir. konu kazada tüm kusur davacıya aittir. Kaldı ki; Kazanın gerçekleştiği yerde park halinde sevkiyat araçları bulmaktadır. Müvekkilimiz şehir içi hız sınırlarına uygun bir şekilde seyir halinde gitmekte iken davacı yan park halindeki 2 uzun aracın arasından ani bir şekilde araç yoluna atlamıştır. Müvekkilimiz davacı aniden yola atladığında müvekkilimizle arasında sadece yaklaşık 2 metre gibi çok kısa bir mesafe olması nedeni ile müvekkilimizin tüm çabalarına rağmen üzücü kaza gerçekleşmiştir. Müvekkilimizin davacıyı gördüğü anda frene bastığına ve gerekli tüm gayreti gösterdiğine ilişkin olay yerinde fren izi de bulunmaktadır. Kaza görüntüleri ile de davacının iddialarının asılsız olduğu ortaya çıkacaktır. Müvekkilimizin kaza anındaki sürati cadde üzerindeki azami süratin oldukça altındadır. Davacı tarafından müvekkilimizin olay anında telefona bakmakta olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı müvekkilimin görüş açısının kapalı olduğu iki aracın arasından bir anda önüne çıkması sonucu kaza meydana gelmiştir. Kaza gerçekleştikten hemen sonra müvekkilimiz de aracından düşmesine rağmen kendisine ve motoruna bakmaksızın derhal davacının yanına gitmiş ona nasıl olduğunu sorarak ambulansa haber vermiştir. Müvekkilimiz iddia olunanın aksine davacı için ambulans çağırma amacıyla cebinden telefonunu çıkarmıştır. Müvekkilimiz aynı zamanda ilk yardım ve diğer acil yardımlara ilişkim eğitimleri almış olan bir sağlık bölümü öğrencisi olarak davacıya ambulans gelene kadar ilk kontrolleri yapmış ve sağlık çalışanlarını da bu hususta önden bilgilendirmiştir. Müvekkilimiz tüm iyi niyeti ile davacıya yardımcı olmaya çalışmış, olay yerinden kaçmamış. Polise giderek ifade vermiş akabinde de karakoldan çıkıp davacıyı hastanede ziyaret etmiştir. Müvekkilimiz kaza anında ve sonrasında üzerine düşen tüm sorumlulukları iyiniyetli bir şekilde yerine getirmiştir.
Müvekkilimizin kaza anında aracı durduramamasının sebebi davacı ile arasında çok kısa bir mesafe kala karşılaşmış olmalarıdır. Müvekkilimiz …’ e ait …plakalı aracın tüm bakımları ve kontrolleri düzenli aralıklarla zamanında yapılmıştır. Aracın kaza anında herhangi bir sorunu da bulunmamaktadır. Kazaya karışan aracın fren sistemleri ve diğer tüm kısımlarına ilişkin bakım ve kontrollerin yetkili servis ve ustalarca tutulan ,müvekkillerimize teslim edilen belge, kayıt, tutanak ve raporlar doğrultusunda eksiksiz ve düzenli bir şekilde zamanında yapılmış olduğu sabittir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde tedavi giderleri talep edilmiş ise de 25/02/2011 tarihinde yayımlanan 6111 sayılı Kanun ile trafik kazalarına bağlı sağlık hizmet bedellerinin karşılanması görevi Kurumumuza verilmiştir. Bahse konu yasanın 98 inci maddesinde; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” ifadesi yer almaktadır.
Bu kapsamda davacı yanın talebi haksız ve kötü niyetli olup davacı yanın hastaneye ödemiş olduğu ücreti müvekkillerimizden ve sigorta şirketinden talep etmesi hukuka aykıdır. Somut olayda …’da davacının tedavisi ile ilgilenen doktor müvekkillerimiz de hastanedeyken davacı yana devlet hastanesine gidebileceklerini devam eden tedaviyi orada devam ettirmelerinin onlar için daha uygun olacağını söylemiştir. Kanun kapsamında ilk muayene ve tedavi ücretsiz olarak yapılmış olup devamında kendi isteği ile özel hastanede tedavisine devam etmiştir. Kaldı ki davacının iddia ettiği gibi bir maluliyeti de söz konu değildir. İlgili hastaneden sağlık evrakları dosyaya celp edildiğinde bu husus Sayın Mahkemenizce de görülecektir.Davacı tarafça talep edilen manevi tazminatın da reddi gerekmektedir. Davacı tarafın talep etmiş olduğu 100.000,00 TL manevi tazminatın hukuka aykırı olduğu, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı da yargıtay içtihatları ile sabittir. Manevi tazminatın hukukumuzdaki amacı kişinin uğradığı acı ve elemi az da olsa gidermek açısından kişiye fayda sağlamaktır. O yüzden karşı tarafın istemiş olduğu manevi tazminat bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek Sayın Mahkemenizce reddini talep ediyoruz.
Dava dilekçesine karşı beyan ve itirazlarımızı içeren cevap dilekçemizi Sayın Mahkemenin bilgi ve takdirlerine sunmaktayız. Yukarıda izah edilen nedenlerle davacının her bir talebi ile birlikte davanın reddine karar verilmesini saygılarımızla…” arz ve talep etmiştir
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesi özetle; “…Zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacı usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerekmektedir. Davacı başvuru şartlarını eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini ispatlamalıdır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava hakları 2 yılda müruru zamana uğrar. İş bu nedenle 2 yıllık dava açma süresi geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddini talep ediyoruz. Tarafları ve konusu aynı olan bir davanın tespiti halinde davanın reddi gerekmektedir. Soruşturma ya da ceza davasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski halin iadesi veya diğer bir tazminat davası açılamaz. Açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Davacı tarafa müvekkil şirketçe ödeme yapılmış ise söz konusu ödeme nedeniyle müvekkil şirketin sorumluluğu kalmamış olup bu nedenle davanın reddi gerekir Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği, imzalanmış ibranamenin iptal edilebilmesi için 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eksik ödeme iddiasının ileri sürülmesi; ayrıca hesaplama yöntemi vb. nedenlerden kaynaklanmayan açık şekilde eksik ödeme bulunduğunun tespiti gerekmektedir. Açık şekilde eksik ödeme ise Yargıtay kararlarında, “ödenen tutarın bir tutarı veya ona yakın” bir miktar olarak açıklanmaktadır.Huzurda görülmekte olan davada kazaya karıştığı iddia edilen araç müvekkil şirket tarafından sigortalanmamış yahut sigorta poliçesi kaza tarihinden önce iptal edilmiş ise davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini talep ediyoruz. HMK 121. maddesi gereğince, davaya ilişkin delil örnekleri, tarafımıza tebliğ edilmemiş olup sadece dava dilekçesindeki davacı ifadeleriyle poliçenin geçerliliği ve teminat kapsamı, rücu imkanımız vs. yönünden davaya cevap verme imkanımız yoktur. İşbu sebeple delillerin tebliğine kadar davaya cevap verme hakkımız saklı kalmak kaydı ile söz konusu dava dilekçesi kapsamında davaya itiraz etme zarureti doğmuştur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca; Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınmalıdır. İşbu raporda trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının tespit edilmiş olması gerekmektedir. Şayet ölüm söz konusu ise bu durumda da yine illiyet bağının tespiti gerekir. Dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerekmektedir. Ancak hukuk mahkemesi ceza mahkemesi bilirkişi raporu ile bağlı olmayacağından, kusura ilişkin incelemenin yukarıda izah ettiğimiz hususlar da dikkate alınarak resen yapılmasını talep ederiz.
MAluliyet oranının tespiti için dosyanın istanbul adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’ne sevk edilmesi gerekmektedir.“geçici iş göremezlik” tazminatı talepleri de hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışındadır. Trafik sigortası genel şartları ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartlar hazine müsteşarlığı tarafından belirlenir. hesap raporu aktüer bilirkişi tarafından hazırlanmalıdır.Davayı kabul manasında olmamak üzere sözkonusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. söz konusu kaza iş kazası ise sgk tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerekmektedir. Trafik Sigortası Genel Şartları Ek 2 Madde 5 uyarınca; “Belgelendirilmiş olması durumunda, hesaplamalarda ölen kişinin vergilendirilmiş geliri dikkate alınır. Vergilendirilmiş gelir tutarı için herhangi bir belge sunulamaması durumunda hesaplama, asgari ücret kullanılarak yapılır. Aynı kriterler pasif dönem hesaplamasında da geçerlidir.Haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, Davanın İhbarına, Yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315. Maddesi şöyledir:
“(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.”
Tarafların 04.04.2023 tarihinde “maddi tazminat” talepleri yönünden sulh olduklarını mahkememize bildirdikleri anlaşıldığından maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan manevi tazminat istemi yönünden dosyanın tefrik edilerek davalılar …ve … yönünden mahkememiz yeni bir esasına kaydedilmesine ve taraflara yeni duruşma gününün bildirilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Tarafların sulh olmaları nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL’nin peşin alınan 342,41-TL’den mahsubu ile kalan 162,51-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Talep olmadığından taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilgili taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Talep olmadığından vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.14/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır