Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/133 E. 2022/419 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/133 Esas
KARAR NO : 2022/419

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :
“….Müvekkil şirket, 21.08.2020 tarihinde satın aldığı “…” markalı telefonun arızalanması üzerine yetkili servise göndermek amacıyla 17.12.2020 tarihinde … Anonim Şirketi … Şubesine teslim edilmiştir. … barkod numaralı kargonun yetkili servise ulaşmaması üzerine şirket çalışanı … tarafından davalı şirket ile iletişime geçildiğinde davalı şirket, durumun inceleneceğini bildirmiştir. 4 ay boyunca müvekkile herhangi bir bilgi vermeyen davalı, 4 ayın sonunda, durumun incelendiğini, incelemenin 4-5 ay civarı sürebileceğini belirtmiştir. Bunun üzerine müvekkil, bu kadar uzun süre beklenmesinin mümkün olmadığını çalışanı aracılığı ile belirtmiştir. Bunun üzerine geri dönüş alamayan müvekkil şirket yetkilisi …’un babası … tarafından 22.03.2021 tarihinde … başvuru sayısı ile … Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulmuştur. … Tüketici Hakem Heyeti ise …tarihli ve … sayılı kararında kısaca telefon faturası şirket üzerine olduğundan uyuşmazlığın ticari uyuşmazlık niteliğinde olduğunu ve Tüketici Hakem Heyeti incelemesinin kapsamı dışında kalacağı şeklinde karar vermiştir. Tarafımızca ticari alacaklarda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmuştur. Müvekkil şirket, şirket çalışanı aracılığıyla kayıp durumda olan kargo ile ilgili ilk olarak 05.01.2021 tarihinde davalı şirkete başvurarak tanzim sürecini başlatmıştır. Şirket çalışanlarından …, 24.01.2021 tarihindeki … Kargo şirketine “Tarafıma ne zaman dönüş yapılacaktır?” şeklindeki mailine “Tazmin talebiniz değerlendirme aşamasında olup süreç sonlandığı takdirde tarafınıza bilgilendirme sağlanacaktır” şeklinde cevap almıştır. 29.01.2021 tarihinde ise “Lütfen dönüş yapınız” “Dava işlemlerine başlanacaktır. Tarafınızdan dönüş bekliyoruz” şeklindeki maillerine devam etmiştir. 02.02.2021, 03.02.2021 tarihlerinde de kargonun durumu hakkında bilgi istemiş ancak davalıdan bir dönüş alamamıştır. Müvekkil şirket çalışanı …, maillerine dönüş alamayınca 18.02.2021 tarihinde “Şikayetvar” üzerinden şikayetini bildirmiş ve kargonun durumu hakkında bilgi almak istemiştir. 19.02.2021 tarihinde davalı şirket tarafından “Paylaşmış olduğunuz geri bildiriminiz hakkında gerekli aksiyonları almış durumdayız” şeklinde belirsiz bir cevap verilmiştir. 22.02.2021 tarihinde ise “Kayıp kargomun ücretini ödeyin. Bu kayıp kargo çalıştığım firmaya ait bir cep telefonu ve bunun ücreti maaşımdan kesildi. Bu kadar vicdansız olamazsınız.” şeklinde şikayette bulunarak, şikayetlerinden sonuç alamadığını yinelemiştir. 02.03.2021 ve 04.04.2021 tarihlerinde de şikayetlerine devam etmiştir. İşbu kanun maddeleri uyarınca, taşıyıcı davalı kargo şirketinin kayıp kargodan dolayı oluşan zararını tazmin etmek zorundadır. Dosyaya sunmuş olduğumuz tüm delillerden anlaşılacağı üzere kargo şirketi, müvekkil şirkete ait olan cep telefonunu kaybetmiştir. Dolayısı ile davalı kargo şirketinin müvekkile ait kayıp kargonun, teslim tarihi olan 17.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini talep zorunluluğu hasıl olmuştur.
fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile,
Davalı kargo şirketi tarafından taşıma esnasında kaybolan cep telefonunun bedeli olan 2.249,00 TL’nin, kargo şirketine teslim tarihi olan 17.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ediyoruz….” şeklinde talep ve beyanda bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde:
“….Davacının talepleri zamanaşımına uğramıştır. bu nedenle, işbu davanın sayın mahkemenizce usulden reddi gerekmektedir. Davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu zararları zamanaşımı uğramıştır. TTK. 855. ile 904. Maddeleri uyarınca davacı tarafça süresinde dava açılmamıştır. TTK. 855 maddesine göre “(1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu taşıma işi 17.12.2020 tarihinde olup açılan dava yasada belirtilen 1 yıllık süre geçtikten sonra açılmıştır. Bu kapsamda zamanaşımı yönünden de Davacının davasının USULDEN REDDİNE karar verilmesi gerekmektedir. Davacı tarafın dava dilekçesinde dayandığı deliller tarafımıza tebliğ edilmemiş olup, yasa gereği tebliğe muhtaç olan tüm delillerin içeriklerine dair cevap verme hakkımız saklıdır. Davacı tarafın dilekçesinde iddia olunan hususlara ilişkin deliller belirtilmişse de, tarafımıza iletilen dava dilekçesinde işbu deliller tebliğ edilmemiş durumdadır. Söz konusu dava dilekçesi eklerinin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) gereği davalı sayısından bir adet fazla düzenlenerek dava açılması zorunludur. Dilekçede belirtilen ancak somut bir iddia ile desteklenmeyen tüm iddiaların dayanaksız olduğu ve davaya esas teşkil etmeyeceği izahtan varestedir. Bu çerçevede herhangi bir hak kaybına uğramamak adına, söz konusu delillere ilişkin cevap verme hakkımızın saklı olduğunu belirtmekle birlikte, dayanaksız iddialara karşı itiraz eder, gerek hukukun genel kaidelerinden biri olan Türk Medeni Kanunu (“TMK”) madde 6 ve gerekse de HMK 190. Madde hükmü gereğince davacının iddialarını ispatla mükellef olduğunu belirtiriz.Müvekkil Şirket 2003 yılında kurulan 800den fazla şubesi, 7 tanesi Teknolojik Aktarma Merkezi olmak üzere toplam 25 aktarma merkezi, 15 bölge müdürlüğü, 8000i aşkın çalışanı, 2200 den fazla kara taşıma aracı ve 6 uçağıyla hizmet vermektedir.Müvekkil Şirket, Türkiyenin bir ucundan diğer ucuna ve dünyada 220 farklı ülkede, günde 700 bin adrese dünya standartlarında hizmet ulaştıran Türkiyenin lider kargo şirketlerindendir. Müvekkil Şirket, sektörde ilk ve tek Teknolojik Aktarma Merkezlerine sahip kargo şirketidir. Bu çağ değiştiren teknoloji sayesinde saatte 65 bin kargoyu yüksek hızda ayrıştırıp, el değmeden hatasız olarak hat araçlarına yükleyerek teslimat sağlamaktadır.
Davacı, her ne kadar dilekçesinde Müvekkil Şirket’in üstlenmiş olduğu taşıma işi neticesinde zarara uğramış olduğunu, Müvekkil Şirket’in kusuru olduğunu iddia ederek bunun Müvekkil Şirket tarafından tazmin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Gönderen tarafından Müvekkil Şirkete teslimi anında kargonun içeriği beyan edilmemiş kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmemiştir. Hiçbir şekilde içeriğin dava dilekçesinde beyan edildiği gibi olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirket tarafından kargo içeriğinin bilinmesi mümkün olmayıp davacının tüm bu iddialarının da ispata muhtaç olduğu açıktır. Müvekkil Şirketin kendisine taşınmak üzere teslim edilen kargonun içeriğini araştırma (açarak içine bakma, vs.) hak ve yetkisi bulunmadığından içerik konusunda teslim edenin beyanına itibar edileceği açıktır ve tartışmasızdır, kaldı ki kanun gereğidir.
Kayıtsız şartsız teslim alınan davaya konu kargo ile ilgili tarafımıza T.T.K.’nun 889. Maddesi uyarınca süresinde ulaşmış yazılı bir bildirim söz konusu değildir. Davanın zaman aşımı nedeni ile usulden reddine, haksız ve dayanaktan yoksun davanın esastan reddine,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ediyoruz….” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklı olarak tazminat talebine ilişkindir.
TTK 855 maddesinde “– (1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.
(2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar.” düzenlemesi yer almaktadır.
, 6325 Sayılı HUAK 18/A-15 maddesinde ” arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zaman aşımı süresi durur ve hak düşürücü süre işlemez ” düzenlemesi yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; taşıma sözleşmesinden kaynaklı olarak tazminat talepli iş bu davada, davalı tarafça yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazının ileri sürüldüğü, 1 yıllık zamanaşımı süresi yönünden yapılan incelemede davaya ve taşıma sözleşmesine konu telefonun 17/12/2020 tarihinde davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafça telefona ilişkin olarak tüketici hakem heyetine başvurulduğu belirtilmişse de , yapılan başvurunun davacı tarafça değil, dava dışı gerçek kişi tarafından yapıldığı , bu sebeple Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvurunun zamanaşımı süresini durdurmadığı, yine süreçte davacı tarafça zorunlu ara buluculuğa başvurulduğu, bu süreçte 17/11/2021-08/12/2021 tarihleri arasında zaman aşımı süresinin 21 gün süre ile durduğu, başkaca zamanaşımı süresini kesen veya durduran bir husus bulunmadığı, 17/12/2021 tarihinde dolacak zamanaşımı süresine 21 gün eklendiğinde davanın 07/01/2022 tarihinde açılmasının gerektiği ancak iş bu davanın 1yıllık zamanaşımı süresinin dolmasının ardından 08/02/2022 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken harç yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.249,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadğına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 18/05/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza