Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/125 E. 2022/415 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/125 Esas
KARAR NO :2022/415

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:15/02/2022
KARAR TARİHİ:17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili sigorta şirketine sigortalı … nolu kasko poliçe ile sigortalı bulunan dava dışı sigortalıya ait … plaka sayılı sürücü …sevk ve idaresinde … (…) caddesinde … istikametine seyir halinde iken yolda bulunan loğar kapağının davalı yana ait su taşması sonucu açılması ile kapağa 21.08.2019 tarihinde çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava dışı sigortalıya ait olan ve müvekkili sigorta şirketi uhdesinde düzenlenen … nolu kasko poliçesine bakıldığı vakit … plaka sayılı araç sınıfı kamyonet olduğunu, müvekkili sigorta şirketi dava dışı sigortalısına 9.813,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödeme nedeni ile müvekkili sigorta şirketi TTK 1472.maddesi gereğince halefiyet kazanmış durumda olduğunu, müvekkili sigorta şirketi için davalı(borçlu) aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı(Borçlu) yanın …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına vaki itirazı nedeni ile icra takibi durduğunu, davalı(Borçlu) yanın yaptığı itirazın iptali ve takibin devamı için öncelikle, arabuluculuk başvuru no: … dosya no: 2022-1783 no ile müracaat edildiğini, anlaşmama tutanağı tutulduğunu, duran icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın açıldığını, davanın kabulü ile davalının (Borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) %20’tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: İşbu davada mahkemenin görevli olmadığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan dava ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. Ve 13. Maddeleri gereği idari mahkemesinde açılabileceğini, davanın öncelikle husumetten olmak üzere esastan da reddine, mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 21/08/2019 tarihinde rögar kapağı patlaması nedeniyle ödenen sigorta hasar bedelinin davalıdan rucüen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edilip incelenmesinde özetle: alacaklısı … Sigorta A.Ş.(… Sigorta A.Ş.) tarafından, borçlu … Genel Müdürlüğü aleyhine 9.813,00-TL asıl alacağın icra takip tarihi olan 02/03/2020 tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 02/03/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davalı tarafın hizmet kusurunun bulunduğu iddiası ile oluştuğunu iddia ettiği maddi hasar zararının tazminini davalıdan talep etmektedir.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunarak, idari yargının görevli olduğunu, husumetinin bulunmadığı itirazlarını ileri sürmüştür.
Davalı, … Belediyesi görev alanı kapsamında su ve kanalizasyon idari hizmetlerini yürütmek, bu amaç ile gerekli tesisi/ tesisleri kurmak, kurulu olanları devralmak, bir elden işletmek üzere 2560 sayılı Kanun ile kurulan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi, İ… Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. …’nin görev ve yetkileri şunlardır: a) İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılmasıiçin abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yeraltı sularının kullanılmış sularlave endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak, d) Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak, e) Her türlü taşınır ve taşınmaz malı satın almak, kiralamak, ekonomik değeri kalmamış araç ve gereçleri satmak, …’nin hizmetleriyle ilgili tesisleri doğrudan doğruya yahut diğer kamu veya özel kuruluşlarla ortak olarak kurmak ve işletmek, bu maksatla kurulmuş veya kurulmakta olan tesislere iştirak etmek, f) Kuruluş amacına dönük çalışmaların gerekli kılması halinde her türlü taşınmaz malı kamulaştırmak veya üzerinde kullanma hakları tesis etmek. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Davacı ile davalı arasında sözleşmeye dayanan bir dava söz konusu değildir. İş bu davada …’ nin sorumlu olduğu iddiasının temel dayanağı, davacının olayı anlatımı gereği, davalının idari görev ve yetkileri kapsamında kamu hizmetinin görülmesi esasına dayanmaktadır. Dava konusu vakıa; …’ nin kamusal amacına ulaşmak amacıyla işlettiği bir işletme veya bu ticari amaçla yürütülen bir işe ait olmayıp kamu yararının esas olduğu bizzat kamu hizmetine ilişkindir. Aksine dair bilgi ve belge olmadığı gibi, …’ nin her hizmetinin TTK m. 16/ 1 kapsamında kalmadığı ticari olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilmiştir. …’ nin kuruluş amacı düşünüldüğünde bu vakıa bu şekilde değerlendirilmelidir.
Dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davasına ilişkin olarak nitelendirilmiştir.
İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin işleyiş- kuruluş- düzeninin kötü olması/ geç olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı idarenin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve tehlike ilkesine ( sosyal risk/ mesleki risk/ idarenin tehlikeli faaliyetleri ve araç- gereçleri) dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır. Genel görevli mahkeme iş bu davalarda idare mahkemesidir. İş bu davada davalı idare … olup, davacı davalı idarenin çalışma yapması esnasında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kendilerine ait enerji dağıtım alt yapısına dahil kablo ve tesisata zarar verildiği şeklindeki hizmet kusuruna dayanmıştır, bu durum karşısında görevli mahkeme idare mahkemesidir. 6100 sayılı HMK m.114 Dava şartları ”… (1) Dava şartları şunlardır: … b) Yargı yolunun caiz olması. …”, m. 115 Dava şartlarının incelenmesi ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” hükümlerini ihtiva eder.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; yargı yolunun caiz olması dava şartı olup iş bu davada idare mahkemeleri görevli bulunduğundan ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1-b; 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın, HMK’nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 118,79-TL harçtan düşümü ile bakiye 38,09-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza