Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/123 E. 2023/238 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/123 Esas
KARAR NO : 2023/238

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkil şirketin alacağının tahsili amacıyla tarafımızca … 32. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden … Tic. Ltd. Şti. hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davalı borçlu, bu meblağda borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur. İşbu itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsizdir. 19.12.2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7155 sayılı kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiş olup buna göre ticari davalarda, konusu belli bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı haline getirilmiştir. Tarafımızca cari hesaptan doğan alacak için icra takibine karşı itirazın iptali amacıyla … Arabuluculuk Bürosu’na başvuruda bulunulmuş ve … büro dosya numaralı,… arabuluculuk numaralı dosya ile arabuluculuk süreci tarafımızca işletilmiş olup bu süreçte taraflar arasında anlaşma sağlanamamış ve bu husus 11.02.2022 tarihli arabuluculuk son tutanağında kayıt altına alınmış ve davacı yanın haksız ve mesnetsiz itirazının iptali amacıyla işbu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olmuştur. İşbu davaya ve icra takibine konu alacak likit olup davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Edimini ifa etmeyen davalı borçlu bilinçli olarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalışmakta ve ortada likit bir alacak mevcut olmasına karşın icra takibine itiraz etmektedir. Her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilin alacağının haklılığı ortaya çıkacaktır. Müvekkil şirketin huzurdaki davaya ve icra takibine konu alacağı, davalı borçlu ile arasındaki cari hesaptan kaynaklanmaktadır. Davalı takip borçlusunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek durmasına yol açmak suretiyle müvekkilin alacağına kavuşmasını engellediği açıkça ortadadır. İşbu sebeplerle davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Aşağıda sunacağımız kararlarla da görüleceği üzere Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir. İşbu Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmekteyiz.Davalı borçlu 02/02/2022 tarihli itirazında ”takipte belirtilen meblağda borcu yoktur” şeklinde itirazda bulunmuştur. işbu itirazdan anlaşılacağı üzere davalı boçlunun borcu ikrarı söz konusudur.02/02/2022 Tarihli Davalı- Borçlunun icra dairesi dosyasına sunmuş olduğu Borca İtiraz Talebi incelendiğinde ”takipte belirtilen meblağda borcu yoktur” şeklinde beyanı söz konusudur. İş bu beyandan anlaşılacağı Davalı- Borçlunun Müvekkil Davacı şirkete borcu olduğu açıktır. İlgili Davalı- Borçlunun bu beyanından da anlaşılacağı üzere borcu ikrar söz konudur. Hal böyle iken Davalı- Borçlunun iş bu haklı icra takibimize itiraz ederek müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellediği açıktır. İşbu sebeple davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline karar verilmesi gerektiği açıktır.Sayın mahkemenizce tensip zaptı ile davalı borçluya ait ba bs formlarının ilgili vergi dairesinden celbine ilişkin ara karar tesis edilmesini ve işbu ara kararın yerine getirilmesinin akabinde ön inceleme duruşması beklenmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere inceleme günü verilmesini talep etmekteyiz. Dava konusu icra takibi, davalı borçlunun haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi sonucunda herhangi bir teminata bağlı olmaksızın durdurulmuş olup müvekkilin haklı alacağına kavuşması engellenmiştir. Bunlara ek olarak; davalı takip borçlusunun, taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisi sebebiyle düzenlenen sevk irsaliyelerini, faturaları ve teslim tutanaklarını ticari defter ve kayıtlarına işlememe ve yargılama sırasında ticari defter ve kayıtlarını sayın mahkemenize ibrazdan kaçınma ihtimali bulunmaktadır. Bu durumda müvekkil şirketin haklı alacağına kavuşması daha da güçleşecek ve neredeyse imkansız hale gelecektir. Tüm bu sebeplerle öncelikle sayın mahkemeniz tarafından tensip zaptı ile birlikte davalı borçluya ait BA BS formlarının ilgili vergi dairesinden celbine ilişkin ara karar tesis edilmesini ve işbu ara kararın yerine getirilmesi akabinde ön inceleme duruşma günü beklenmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için inceleme günü verilmesini talep etmekteyiz. … 32. İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyasından borçluya çıkan ödeme emrinde yazılı olduğu üzere 78.133,33 TL Asıl Alacak ve 24.792,69 TL tutarında (işlemiş olan Ticari faiz (Yıllık %15.75)) toplam 102.976,02 TL yönünden İtirazın İptaline ve Takibin Devamına karar verilmesi gerektiği açıktır.Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere davalı borçlunun itirazı yerinde değildir. Yargılama sırasında göstereceğimiz deliller ile haklılığımız ortaya çıkacak olup borçlunun itirazı, kötü niyetli ve haksız olarak müvekkilin alacağına kavuşmasını engelleme amacından ibarettir. Davanın Kabulüne, Fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkımız saklı kalmak kaydı ile; Davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, takip öncesi işlemiş faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına,
davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle;”…Müvekkilimiz hakkında …. 32. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazımız üzerine, davacı-alacaklı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davası, usule ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddini talep ediyoruz. Şöyle ki; Davacı yanın davalı müvekkil hakkında taraflar arasında ticari ilişki nedeniyle kurulan cari hesap sözleşmesinde bakiye borç olarak görünen 102.976,02 TL alacağın ödenmediğinden bahisle başlatılan icra takibinin haksızlığı nedeniyle tarafımızca işbu takibe itiraz edilmiştir. Müvekkil bahse konu takipte borçlu sıfatıyla yer almakta olup, ancak bu sıfatın oluşması için hukuka uygun bir borç ilişkisinin varlığı söz konusu olmalıdır. Ancak taraflar arasında borç ilişkisi mevcut olmadığından borçlu sıfatı da oluşmamıştır. Davacı yan ile davalı müvekkil arasında iddia edilen borcu doğrudan bir alım satım hizmet görme veya müvekkili borçlu kılan bir ilişki mevcut değildir. Her ne kadar davacı yanca davaya konu takip talebi ekinde cari hesap ekstresi olduğu ve davalı müvekkilin davacı şirkete bakiye 102.976.02 TL borcu olduğu iddia edilmişse de tek başına cari hesap ekstresi adı altında düzenlenen iddia olunan borcun varlığına ilişkin belgenin varlığı borcun mevcudiyetine delalet etmemektedir. Kaldı ki taraflar arasında cari hesap sözleşmesi de kurulmamıştır. Bu sebeple yazılı şekilde kurulması gereken cari hesap sözleşmesine dayanmayan cari hesap ekstresinin borcun varlığını tek başına kanıtladığı iddia olunamaz.
Bu nedenle davaya konu ilamsız icra takibinde iddia olunan borç kanıtlanamamıştır. Bu sebeple süresi içinde icra takibine yaptığımız haklı itirazımız ile takip durdurulmuştur. Dava dilekçesinde davacının delil olarak dayandığı tarafların ticari defterlerine, cari hesaplarına ve diğer delillere hiçbir surette muvafakat etmemekteyiz. Yargıtay yerleşik kararlarında ortaya konulduğu üzere; icra takibine dayalı olarak açılan itirazın iptaline ilişkin davalarda icra takibinde dayanılmayan ancak daha sonra itirazın iptali davasında delil olarak dayanılan borcun varlığına delil gösterilen belgelerin hükme esas alınmaması gerektiği izahtan varestedir. 02/02/2022 Tarihli itirazımızda “takipte belirtilen meblağda borç bulunmamaktadır” beyanımızda kastedilen davacı şirkete herhangi bir borç bulunmadığına dair olup, davacı yanın söz konusu beyandan kısmi borç ikrarı anlaşılması gerektiği şeklindeki mesnetsiz iddiasını kabul etmiyoruz. 02/02/2022 tarihli borca itiraz beyanımızda “Belirtilen meblağda borcu yoktur” ibaresi yer almakta olup, söz konusu beyandan hayatın olağan akışında hukuki bilgiye ihtiyaç olmaksızın borcun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı yanın haksız icra takibini devam ettirebilmek adına borç ikrarında bulunulduğu iddiasında olması abesle iştigaldir.
Kaldı ki, hiçbir kabul anlamına gelmemekle birlikte işbu dava kapsamında davacı yan tarafından tek taraflı olarak oluşturulan cari hesaplarda yer alan meyve ve sebze fiyatları rayiç değerlerinin çok üstünde üstünde tutularak artırılmıştır. Davacı tarafından tek taraflı olarak borç oluşturulmaktadır. Haksız ve kötü niyetle oluşturulan işbu borcu ve tüm fer’ilerini kabul etmiyor ve davanın reddini talep ediyoruz.Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden ötürü davalı müvekkilin davacı yana erhangi bir borcu bulunmamaktadır. … 32. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamındaki icra takibinin ve huzurunuzda görülmekte olan işbu davanın haksız ve kötüniyetle başlatılması sebebiyle davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ediyorum…”
GEREKÇE:
İcra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebi mahiyetindedir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:”…Davacının, … 32. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası ile 31.02.2022 tarihinde davalı adına başlattığı takipte; 78.183,33.-TL asıl alacak ve 24.792,69.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 102.976,02.-TL alacak talebi ile takip başlattığı, davalının itirazı ile takibin durduğu…”
11/10/2022 tarihli bilirkişi kök raporu özetle şöyledir:”… Davacı şirket tarafından ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Davacı ve davalı arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşmenin dava dosyası içerisinde bulunmadığı, Davacı tarafından davalı adına “sebze-meyve” satışının yapıldığı ve faaliyet konusu ile davalı adına satışı yapılan fatura içeriği ürünlerin uyumlu olduğu, 2017-2019 tarih aralığında tarafların mutabık oldukları, 2020 yılında davacının davalı adına düzenlediği 3 adet faturanın 1 tanesinin beyan sınırı olan 5.000.-TL’nin üzerinde kaldığı ve davacı tarafından bu 1 adet fatura beyan edildiği halde davalı tarafından beyan etmediği, Takip tarihi olan 31.02.2022 tarihinde davacı yan kayıtlarında davalının 78.183,33.-TL borçlu olduğu, bu tarihten sonra herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığı, 2020 yılında davacının düzenlediği toplam 3 adet faturanın davalıya tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediğinden fatura tesliminin ispata muhtaç olduğu değerlendirildiği, buna göre davacının en az 45998,71.-TL (78.183,33-809,21-15,91-31.310) alacaklı olabileceği Davalı temerrüde düşürülmediğinden davacının faiz talep edemeyeceği…”dair görüş sunmuştur.
02/03/2023 tarihli bilirkişi kök raporu özetle şöyledir:”…Davada uyuşmazlık konusunun, davalı hakkında … 32.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibin, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu, Davacı ve davalıya ait Resmi defterlerin açılış ve yevmiye kapanış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı, davacının 03.01.2019 tarihinde davalının hesabına borç kaydettiği 17.937,67 TL kayda ait bir belge veya dayanak sunmadığı, aynı şekilde davalının 31.12.2019 tarihinde resmi defter ve belgelerinde davacının hesabına borç kaydettiği 358.399,75 TL ite ilgili belge veya dayanak sunmadığı, resmi defteriere her iki tarafirn kayıt ettiği bu tutarlara ait belgelerin resmi defterler ile uyum içinde olmadığından defterlerin delil teşkil edip etmediği Takdiri Sayın Mahkemede olduğu, Davacının ilamsız icra takibinde talep ettiği gecikme faizi ile ilgili davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosya içinde bir belgeye rastlanmadığından Takdirin Sayın Mahkemede olduğu, Davacının defter ve belgelerine göre davalıdan 60.245,66 alacaklı olduğu, 2020 yılında Davacı tarafından düzenlenen 3 adet faturaya ait ürünlerin teslimi ile ilgili davacı tarafından bir belge sunulmadığı, Sayın Mahkemenin kararı 3 adet fatura için sunulmayan teslim belgelerinden dolayı davacının alacağı olmadığı yönünde ise (60.245,66TL- 31.310,00 — 809,21 — 15,91) – 28.110,54 TL davalıdan alacaklı olduğu…”dair görüş sunmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği e-arşiv faturası ve ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporunun davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu, faiz talebinin alacağın türü ve dosya kapsamına uygun düştüğü, takip talebine konu edilen alacağın miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, takip öncesi faiz isteminin yerinde olmadığı, davalının takip tarihinden önce temerrütte düşürüldüğünün ispatlanamadığı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın takip öncesi işlemiş faiz istemi dışında haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
… 32. İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 78.183,33-TL(Ana para) kısmı yönünden iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20 si olan 15.636,66-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 5.340,70-TL harçtan peşin alınan 1.247,98-TL ve icraya yatan 514,88- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.577,84-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin taraflardan (375,59-TL’sinden davacı tarafın, 1.184,41-TL’sinden davalıların sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 12.509,33-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 2.592,00-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.967,95-TL ile 1.340,18-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 3.308,13-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacının yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır