Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/11 E. 2022/379 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/11 Esas
KARAR NO : 2022/379

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından -… Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri, Alt Federasyon Yönetim Kurulu Üyeleri ve Üyeleri Hakkında Yürütülen- … soruşturma numaralı soruşturma kapsamına 10/08/2016 tarihinde dahil edildiğini ve “Silahlı Terör Örgütü’ne Üye Olmak” suçundan cezalandırılması talebi ile … 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sırasında dava açıldığını, müvekkilinin hiçbir terör örgütü ile iltisak boyutunda dahi olsa bir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin “… Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”ne dahil olan şirketlerden sadece …’a %10,01 oranında hisseye sahip olduğunu, bu nedenle iş bu davada ileri sürülen tüm taleplerin müvekkilinin … Bünyesinde yer alan %10,01 oranında hissesi ile sınırlı olduğunu, 21/12/2021 tarih ve 31696 sayılı resmi gazetede kayyım … tarafından bir ihale ilanı yayınlandığını, söz konusu ilanda müvekkilinin %10,01 oranında nama yazılı hissesine ve bu nama yazılı hisseleri temsil eden nama yazılı hisse senetlerine sahip bulunduğu ve halen … tarafından kayyım sıfatı ile idare edilmekte olan … A.Ş. İle müvekkilinin hissedarı olmadığı … A.Ş. Ve… A.Ş.’nin oluşturduğu “… Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”nün 6758 sayılı olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında kanun hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabul edilmesine dair kanunun 19 ve 20. Maddeleri ile 5411 sayılı bankacılık kanununun 134. Maddesi ve … tarafından ticari ve iktisadi bütünlük oluşturan mahcuzların satışına ilişkin yönetmelik kapsamında kapalı zarf ve açık arttırma usullerinin birlikte uygulanması sureti ile cebr-i icra yolu ile haciz, rehin gibi yasal takyidatlardan ari olarak ihale şartnamesinde belirtilen kayıt ve şartlarla satışa çıkarıldığı hususunun ilan edildiğini, bu ilana göre satış işlemlerinin 19/01/2022 tarihinde gerçekleştirileceğini, müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirket tarafından ihrac edilen ve halen müvekkili uhdesinde bulunan nama yazılı hisse senetleri bulunduğunu, bu nama yazılı hisse senetleri devredilmeden gerçekleştirilecek satış ve devir işlemlerinin hukuken yoklukla malul olacağını, davalı …’nin şartname ve katılımcıları saf dışı bırakmak ve Akfel Gaz ve diğer şirketleri bizzat satın almak için hukuka açıkça aykırı bir madde koyduğunun öğrenildiğini, …’nin …’da yalnızca kayyım olup …’da hiçbir alacağının bulunmadığını ancak …ve diğer şirketleri bizzat satın alınmasına imkan sağlayan bir madde eklendiğinin öğrenildiğini, ihale şartnamesinde …ve diğer şirketlerin …’a tahkim davasından kaynaklanan toplamda yaklaşık 300.000.000,00-USD civarında borcu olduğunun ilan edilerek ihaleye katılacak kişilerin katılımdan vazgeçmelerinin amaçlandığının öğrenildiğini, yine şartnamede katılımcı adaylarını yanlış yönlendirmeye matuf bir şekilde ….’un … Ve …’a doğal gaz tedarik etmediği bilgisinin yer aldığının öğrenildiğini, oysa ki kayyım …’nin ihalenin ilan edilmesinden hemen sonra kredi kullanmak sureti ile …’a olan borçlarını ödediğini ve 28/12/2021 tarihinden itibaren …’da gaz tedarik etmeye başladığını, kayyım … ve yöneticileri tarafından … ve …’da hukuka ve kayyımlık görevlerine açıkça aykırı bir şekilde hisse devirleri yapıldığını, bu devirlerin henüz EPDK tarafından onaylanmadan yeni hisse durumuna göre alelacele şartname düzenlendiğinin öğrenildiğini, …’ın satılması ve bu şekilde şirketin en önemli değeri olan gaz tedarik sözleşmesinin devri için alınması gereken sözleşmesel izinlerin alınmadığını, bu nedenle satışın hukuka aykırı olduğunu, Cumhurbaşkanı kararı olmadan …’nin tek başına satış ve tasfiye kararı vermesinin 6758 sayılı kanunun 19. Maddesi, 6758 sayılı Kanunun 19. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 7. maddesi ve Cumhurbaşkanlığı’nın 2018/1 sayılı genelgesine açıkça aykırı olduğunu, …’ın satışı için haklı, hukuka uygun bir yanının olmadığını, kıymet takdirinin yönetmeliğe aykırı olduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı müvekkilinin hissedarı olduğu … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye kayyım olarak atanan … ve “Kayyım Sıfatıyla Tasarruf Yetkisini Haiz” yöneticiler …, …, …, …, …, … ve … tarafından 19/01/2022 tarihinde … A.Ş.nin satış ve devir işlemlerine ilişkin olarak alınan Fon Kurulu Kararının, İhale Şartnamesinin ve satış işlemlerinin denetlemesinin, devir işlemlerinin dava neticeleninceye kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve anılan işlemlerin hukuka aykırı olduklarının tespiti ile iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … tarafından … A.Ş.’ye atanan kayyım müvekkilinin şahsi sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, dava konusu karar ve işlemlerin yargı kararları kapsamında yetkilendirilmiş … tarafından alınan hukuka, iktisadi bütünlük amacına ve dava konusu ş.irket nezdindeki ticari gerekliliklere uygun gerçekleştirildiğini, … A.Ş. yönetimi bakımından … kayyımlığının tek başına yetkili olduğunu, satış kararının hukuka uygunluğu hususunda davacının dava konusu işlemin fiilen tarafı olamayacağını, bu nedenle iş bu davada taraf ehliyeti bulunmadığını, dava konusu tespit isteminin müvekkilinin şahsi sorumluluk alanı dışında kalan dayanak yargı kararları ile yasal mevzuat kapsamında … tarafından tesis edilen karar ve işlemlerin hilafına olduğunu, bu sebeple müvekkili şahsa iş bu davada husumet yöneltilmesinin hiçbir hukuki, dayanağı bulunmadığını,…’nin bağımsızlığını düzenleyen kanun hükmü çerçevesinde kurumun yasalarla verilen görevlerini ifa ederken kamu yararı amacı ile hareket ettiğini, ilgili yasal mevzuat kapsamında … bakımından ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması ve alınan satış kararlarının hukuka uygun olduğunu, davacı tarafça … A.Ş. nezdindeki …’ya ait muhtelif değerdeki payların ilgili şirket yönetim kurulu kararları ile nama yazılı hisse senedine bağlanmış olduğu iddia edilmiş ise de … 12. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … değişik iş ve … değişik iş sayılı kararı ile soruşturmanın başladığı 21/05/2014 tarihinden yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe ve/veya …’nin kayyım olarak atandığı tarihe kadar Baltacı ailesi ve …A:Ş. Ve … şirketlerinin hisselerine ilişkin devir temlik işlemlerinin ve bu devirlere dayanılarak yapılan sonraki tüm devirlerin ve buna ilişkin işlemlerin muvazalı kabul edilerek geçersiz sayılması ve ticaret sicilinden terkin edilmesine karar verildiğini, muvazalı devredilen hisselerin yeniden şirket hissedarı …’ya intikal ettiğini, dava dilekçesindeki iddianın aksine davacının … A.Ş. ‘deki hisse oranının %10,01 değil %25 olduğunu, hisse senetlerinin geçerliliğini koruduğunu, davacının ihale şartnamesinde katılımcıları saf dışı bırakmak için fonun satın alma yetkisine dair hüküm konulduğu ve fonun böyle bir yetkisinin bulunmadığı yönündeki iddiaların geçerli olmadığını, fonun alacaklı olma şartı aranmaksızın ihalede pey sürme ve satın alma yetkisinin mevcut olduğunu, davacı hakkında devam eden kovuşturma kapsamında alınan karalar ile ilgili KHK ile yasal mevzuat yürürlükte olduğu sürece bu çerçevede gerçekleştirilen kayyım işlemlerine dair mahkemenin dava konusu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi bakımından esasa girmesinin anılan kovuşturma işlemleri ve yasal mevzuat amacıyla tezat teşkil edeceğini, dava konusu işlemlerin ilgili şirketler ile kamu menfaati hilafına olmadığını, bu anlamda satış kararının ve satış işlemlerinin mevcut yargı kararları ve KHK ile ilgili yasal mevzuat kapsamında hukuka uygun olduğu ve yok hükmünde sayılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 111. Maddesi gereğince kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip bir kurum olduğunu, iş bu davada idare mahkemesinin görevli olduğunu, davacı … tarafından hissedarı olduğu … A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak 21/12/2021 tarih ve 31696 sayılı resmi gazetede yayımlanan ilanın dayanağı olan … Fon Kurulu Kararının ve satışa ilişkin şartnamenin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebi ile … 3. İdare Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile kurum aleyhine dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, …’nin kayyım olarak atandığı şirketler ve mal varlıkları hakkında ticari iktisadi bütünlük oluşturma ve satış kararı alma yetkisi bulunduğunu, … hisselerinin ticari ve iktisadi bütünlüğünün 19/01/2022 tarihinde yapılacak olan ihalesinin 23/02/2022 tarihine ertelendiğini, ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması ve satış kararlarının hukuka uygun olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, gerçeğe dayanmadığını, davacının fon yetkilileri ve kayyım müvekkilleri hakkındaki iddiaların hukuk aykırı olduğunu, fon kurulu kararları uyarınca atanan yönetim kurulunun idari, mali ve cezai sorumluluğu bulunmadığını, şirketlerin özenli ve ticari teamüllere uygun olarak yönetildiğini belirterek öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının ortağı olduğu 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19. maddesi gereğince davalı idarece belirlenen kayyım heyeti tarafından yönetilen … Şirketi’nin hisselerinin satış ve devrine ilişkin olarak alınan Fon Kurulu Kararları’nın iptali talebine ilişkindir. Davacının ortağı bulunduğu … A.Ş.’ye … 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 16/12/2016 tarihli ve … değişik iş sayılı dosyasından verilen karar ile …’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiği ve fon kurulunun muhtelif tarihli ve sayılı kararları ile yönetim kurulu başkan ve üyeliklerine atamalar yapıldığı ve fon kurulunun 16/12/2016 tarihli ve 2021/552 sayılı kararı ile 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin değiştirilerek kabul edilmesine dair kanun ve olağan üstü hal kapsamında verilen sair kanun hükmünde kararnameler ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunun’nun 134. Maddesi ve … tarafından ticari ve iktisadi bütünlük oluşturan mahcuzların satışına ilişkin yönetmelik kapsamında şirket hisselerinin satışına karar verildiği anlaşılmıştır. Konu ile ilgili yasal mevzuat incelendiğinde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini” başlıklı 133. maddesinde; “(1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur. … (3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye” başlıklı 19. maddesinde; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından …na devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak … atanır.(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının … tarafından tespit edilmesi durumunda, … şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri … tarafından yerine getirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6758 sayılı Kanunun 20.maddesinde ise ; “5411 sayılı kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi …’ ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin veya bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır.” denilmiştir.
6758 sayılı Kanunun 19.maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 7. (1)maddesinde; “…Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir.”
19.maddeye dayalı yapılan Yetki Devri Yönergesinin “Devredilen Yetkiler” başlıklı 5.maddesi uyarınca; “c) mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları ile diğer sorunlar nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tesbit edilmesi durumunda şirketin yahut varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir. ç) Gerektiğinde 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanma yetkisi Fon Kuruluna devredilmiştir.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
Anılan düzenlemeler uyarınca şirkete ait varlıkların ve şirketin satışına ilişkin yetkiler … Fon Kuruluna verilmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca kurulun … kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip bir kuruluştur. 2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre, idari işlemin iptali ile idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları idari davalardır. İdari davalar ise ilgisine göre Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi’nde görülür. Bu nedenlerle … ve kayyımlar aleyhine açılan iş bu dava adli yargının görev alanında değildir. İdari yargının görev alanındadır. Tüm bu sebeplerden dolayı davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle, HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Harç başlangıçta peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekilleri lehine takdir olunan 5.100,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara mütesaviyen verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza