Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/861 E. 2021/34 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/861 Esas
KARAR NO : 2021/34

DAVA : Resmi Senetteki İmzanın İnkarı
DAVA TARİHİ : 30/12/ 2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Resmi Senetteki Yazının inkarı davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 30/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle : Müvekkillerinin …Ticaret Limited Şirketin hissedarı olmaları ve kendilerinden her hangi bir vekalet veya hisse devri yapılmadan sahte imza ile muvazaalı bir şekilde 3. Kişilere devredilip satışın muvazaalı bir şekilde yapılmış olduğunu, bu sebeple muvazaalı yapılan satışın iptali ile birlikte müvekkiller adına tesciline karar verilmesini ve ayrıca davalılar tarafından satılan 3. kişilerin tespit edilerek davaya dahil edilmelerine ve hisse satışların iptaline mümkün değil ise bu güne kadar elde edilen karın hesaplanmasına ve hisse paylarına göre hesaplanarak ve ortak oldukları sermaye payları ile birlikte müvekkillerine ödenmesine karar verilmesi talebinden ibaret olduğunu, müteveffa muris …17.05.1996 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı müvekkillerine bıraktığını, müteveffa muris … ve Davalı … ile birlikte kurdukları … Ltd. Şti. (Eski Unvanı …Ticaret Limited Şirketi’nin %50 %50 ortak olduklarını, davalı şirket …Tic. Ltd. Şti. İki ortaktaklı bir şirket olduğunu, şirketin %50’si Müteveffa … olduğunu, müteveffa muris …’nun vefatından sonra hisse payları murisin eşi ve kızı olan davacılar geçmesinin gerektiğini, kötü niyetli davalıların miras bırakanın hisselerini sahte imza atarak öncelikle kendi üzerilerine geçirdiklerini, daha sonra davacı müvekkillerini baskı, şantaj, hile kullanmak suretiyle müvekkillerinden habersiz ve muvazaalı bir şekilde 3. Kişilere hisselerini satış ve devirlerini yaptıklarını, kötü niyetli davalıların … sahte imzalarla müvekkillerden habersiz şirket paylarını sattıklarını, davacı müvekkillerine şantaj, hile, baskı ve korku salarak sahte imza kullanarak müvekkilleri hissesinden mahrum bırakıldıklarını, müvekkillerinin hisselerini muvazaalı devirlere esas olmak üzere önce sahte imzalı evrakla, muris …’dan intikal yaptıklarını, davacı müvekkiller sadece alınan kararın ve hisselerin üzerine geçirmek üzere yetki verdiklerini, fakat kötü niyetli davalıların …ve …’nun hisse devirlerini sahte imza ile müvekkillerin adına tescil edip sahte imzalar kullanarak öncelikle şirketin %50 hissesini …’na muvazaalı bir şekilde tescil ve ilan ettiklerini, davalılar sanki davacı muvekkiller, kendilerine intikal eden hisselerin tamamını diğer davalı …’na devretmiş gibi tamamen sahte belgeler düzenlediklerini, … 13. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu karar ile davalı …ve … bu hususu karar altına aldıklarını, böylece davalı şirket, usulsüz işlemlerle … ve … olmak üzere iki ortaklık hale getirdiklerini, tüm bu işlemler, davacıların davalı şirkette hak sahibi oluşunu önlemek için yapıldığını, yoklulukla malul olduğunu, müvekkillerinin ölüm olayı ardında otomatikman hak sahibi olduklarını düşünerek, murislerinin ortağı bulunduğu şirketten şantaj, hile, baskı ve korku salarak uzak tutulduğunu, böylece müvekkillerinin bugüne kadar ne şirkete nede miras kalan gayri menkullere yaklaştırmadıklarını, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …Esas ve …Karar sayılı Veraset İlamını Kullanarak tüm işleri bu mirasçılık belgesinen yaptıklarını, müvekkillerine yapılan şantaj, hile, baskı, korku ve tehditler halen devam ettiğini, iş bu sebeple iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, müvekkillerinin, murislerin ölümü üzerine sahte imzalı devir işlemleri ile hissedar olmaktan çıkarıldığını, şirket ortaklıkları rızaları hilafına yok edildiğini, şirketin daha ne kadar mal varlığının olduğu, hangi mal varlığında ne gibi işlemler yapıldığı da müvekkiller için tamamen bir muamma olduğunu, ayrıca üçüncü kişilere devrin ve tescilinin önlenmesi için öncelikle teminatsız İhtiyati tedbir kararı velilmesini mahkememiz aksi kanatte ise tayin edeceği teminat karşılığı tedbir kararın verilmesini, …Tic. Ltd. Şti. müvekkillere miras bırakan müteveffa …’ nun vefat tarihi 17.05.1996 güne kadar dava kapsamında yapılacak inceleme neticesinde muvazaa nedeniyle sahte imza atmak suretiyle yapılan devirlerin iptalini ve müvekkillerinin adına tesciline karar verilmesini ve ayrıca vefat tarihinden bu güne kadar elde edilen kar payların tespit edilerek müvekkilime ödenmesine ve mirasçılık belgesine göre hisseleri oranında müvekkiller adına tescilinin sağlanmasına, ayrıca 3. kişilere devirlerin önlenmesi için öncelikle sayın mahkemece tedbir kararının verilmesini masraf ve vekalet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava ; HMK 208/4 maddesi uyarınca noter evrakındaki imzanın inkarı nedeniyle belgeyi düzenleyen notere karşı açılmış iptal davası niteliğindedir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde davalının tacir olmadığı; eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı; genel hükümlere dayalı olarak notere karşı HMK 208/4 maddesi uyarınca açılan bir dava olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı gerekçeli kararda belirtileceği üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 114 ve 115/2. Maddesine göre davanın usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.30/12/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.