Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/828 E. 2021/805 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/828 Esas
KARAR NO : 2021/805

TALEP : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
TALEP TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Konkordato talep edenler … A.Ş., …A.Ş. ve … vekili tarafından mahkememizin 2018/583 esas sırasında açılan davanın talep dilekçesinde özetle; müvekkili …A.Ş.’nin 2015 yılında kurulduğunu, şirketin tek ortağının müvekkili … olduğunu, şirketin her türlü tabldot yemek ve restaurant, cafe… organizasyon işi ve turizme yönelik işletme işi alanında hizmet veren firma olduğunu, müvekkili … A.Ş.’nin 2016 yılında kurulduğunu, şirketin tek ortağının … olduğunu, şirketin faaliyet alanının her çeşit canlı hayvan alım-satımı ve kesimi olduğunu, şirketlerin son yıllarda dünya çapındaki ekonomik dalgalanmalardan etkilenerek ekonomik krize girdiğini, …’ın her iki şirketin borçlarına kefillik durumunun olduğunu, dilekçe ekinde sunmuş oldukları konkordato ön projesine göre kısa ve uzun vadeli tüm borçlarının verilecek 3 ay ödemesiz 12 ay ödemeli toplam 15 ay süre içerisinde ödenmesinin önerildiğini belirterek 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. Maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK287/3. maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İİK 288 maddesi kapsamında itiraz dilekçesi ibraz eden alacaklılar ilgili kişi olarak UYAP sisteminden dosyaya eklenmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 2018/583-1067 E.K. sayılı 02/11/2018 tarihli kararı ile “…A)1-Davacı … Tic. A.Ş.’nin konkordato kesin mühlet talebinin reddine, 2-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …sicil numarasında kayıtlı … A.Ş.’nin iflasına, 3-İflasın 02/11/2018 günü saat 16:00 itibari ile açılmasına, 4-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine, 5-İflas kararının İflas Müdürlüğü tarafından ilanına, 6-İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına, 7-Davacı şirket hakkında verilen geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının hüküm ile birlikte kaldırılmasına, 8-Geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığının ilgili mercilere bildirilmesine, 9-İflas ile birlikte geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine, B)1-Davacı … Şirketi’nin konkordato kesin mühlet talebinin reddine, 2-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … İhracat Anonim Şirketi’nin iflasına, 3-İflasın 02/11/2018 günü saat 16:02 itibari ile açılmasına, 4-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine, 5-İflas kararının İflas Müdürlüğü tarafından ilanına, 6-İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına, 7-Davacı şirket hakkında verilen geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının hüküm ile birlikte kaldırılmasına, 8-Geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığının ilgili mercilere bildirilmesine, 9-İflas ile birlikte geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine, C)Davacı …’ın konkordato kesin mühlet talebinin reddine, 1-Davacı … hakkında verilen geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının hüküm ile birlikte kaldırılmasına, 2-Geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığının ilgili mercilere bildirilmesine, 3-Talebin reddi ile birlikte geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine…” karar verilmiş olup, anılan karara karşı konkordato talep edenler vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, başvuruya ilişkin olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/857-786 E.K. sayılı 19/03/2020 tarihli ilamı ile “…İİK 287. Maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İsv.İİK ‘da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi“ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187 İİK’nın 286/1-a maddesinde ” borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1- a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayı değerlendirmek gerekecektir. Tüzel kişi ve kefillerinin konkordato taleplerini aynı dilekçede birleştirilmesi mümkün olmakla birlikte, konkordatonun tasdiki için gerekli koşulların her bir borçlunun şahsında gerçekleşmesi gerekir (Yargıtay 19 HD’nin 2006/7121 Esas, 2006/10981 Karar sayılı kararı). Ancak davacı gerçek şahıs … yönünden ayrıca konkordato ön projesi hazırlanmamış, davacı gerçek şahsın konkordato talep eden şirketlerin borçlarına kefil olması nedeniyle konkordatoya başvurulmuştur. Bu itibarla davacı …’ın borçlu şirketlerden bağımsız bir konkordato projesinin bulunmadığı, kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketlerin ön projesi üzerine temellendirildiği, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı görülmektedir. Sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep edilmesi de müessesenin amacına uygun düşmeyecektir. Buna göre ilk derece mahkemesince davacı gerçek kişi yönünden geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine dair verilen karar yerindedir. Öte yandan, davacı şirketler tarafından sunulan ön projede 3 ay ödemesiz 12 ay ödemeli toplam 15 ay süre içerisinde borçların ödenmesi önerilmiş, gerekli mali kaynağın, şirketlerin ticari faaliyetin devamı ile elde edilecek gelire bağlanmıştır. Gerçek kişi olan … ayrıca konkordato ön projesi hazırlamamış, davacı şirketlerin konkordato projesinin başarısına bağlanmıştır Görüldüğü üzere yasada belirtildiği şekilde sermaye artışı, kredi temini yahut ödemelerini yapabileceği, ekonomik darlığını aşabileceğine dair hangi yöntemlerle başarılacağı belirlenmemiştir. Her ne kadar Davacı … şirketi satışlarda hedeflenen cironun üzerinde bir tutar satış gerçekleştirilmiş ise de satışların maliyet tutarı, satış gelirinden fazla olduğu, şirketin giderlerindeki en büyük artışın amortisman, personel ve kira gelirlerindeki artıştan kaynaklandığı, bu sebeple davacı … şirketinin 31/05/2018 tarihinde faaliyetlerinden zararı 1.780.000,68 TL iken, 30/09/2018 tarihinde 2.214.079,29 TL olduğu, … şirketinin işlettiği restaurantın, geçici mühlet verilmesinden önce yapılmış haciz ve muhafaza işlemleri nedeniyle faaliyetin bir süre durmuş olması, işletmenin yeniden aktive edilmesinin ve akabinde müşterilerin yeniden kazanılmasında yaşanan sıkıntılar, davacı …şirketin ise hedeflenen satış tutarını dahi gerçekleştiremediği, şirketinin 31/05/2018 tarihinde faaliyetlerinden zararı 2.281.193,65 TL iken, 30/09/2018 tarihinde 2.522.707,85 TL olduğu, şirketlerin nakit krizini aşamadığı görülmüştür. Geçici Konkordato Heyeti Komiser raporunda, Boğaz şirketinin halen işletmekte olduğu restaurantın giriş katındaki bölümde “çorbacı” konsepti ile bir işletme alanı daha açacak olmasının şirketinin gelirini artıracağı, fırsat verildiğinde, faaliyetlerinden elde edilecek gelir ile şirketin ödemelerini gerçekleştirebileceği, Medist şirketinin ise en büyük alacaklısı olan … Bankası ile borçlarını vefa akdi ile yapılandırılacağı bildirildiği, taslak olarak 31/10/2018 tarihinde şirkete mail gönderildiği bu itibarla davacı şirketlerin faaliyetlerine devam etmesi, şirket yetkililerinin bu aşamaya kadar konkordatonun projesinin başarılı olması için gösterdikleri gayret “bir bütün olarak” değerlendirildiğinde, şirketlerin iyileşmesinin veya konkordatonun tasdik edilmesi ihtimalinin de bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ve duruşmada her üç davacının konkordato ön projesini yeni duruma göre revize etmesi gerektiğini, revize etmemeleri halinde konkordatonun başarılı olamayacağının tahmin edildiğini beyan etmiş ise de öngörülen karın nasıl gerçekleşeceğine dair soyut ifade dışında gerekli veriler paylaşılmamış, ön projenin ve komiser heyeti raporunun dilek ve temenniler üzerine kurulduğu ve borç yapılandırma anlaşmasının henüz imzalanmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca geçici mühlet kararın verilmesinden itibaren 3 aylık sürenin dolduğu görülmüştür. Bu itibarla ibraz edilen ön projelerin, yasada tanımlanan şekilden uzak olup ve somut veriler karşısında başarıya ulaşma ihtimali mümkün görülmemektedir. İİK’nın 292 maddesinde kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması ve aynı kanunun 287/5 maddesinde aynı hükümlerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanabileceği hususları düzenlenmiştir. Mahkemece davacı şirketlerin borca batık olduğu, İİK’nın 292. Maddesi uyarınca borçlunun konkordato projesinin inandırıcı ve gerçekçi olmadığı, malvarlığının korunması için iflasına karar verilmesi gerektiğinden davacı şirketlerin iflasına karar verilmiştir. İİK.nun Geçici Mühlet başlıklı 287/5.maddesi “291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır.” hükmünü içermektedir. Yine aynı yasanın Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması başlıklı 292.maddesi gereğince: “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa. b)-Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa. c)-Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa. d)-Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu sebeplerden ilki borçlunun mal varlığının koruması için iflasına açılmasının gerekli olmasıdır. Özellikle borçlunun işletmesinin devamı, önemli ve hissedilir ölçüde, aktiflerin azalmasına ve pasiflerin artmasına yol açmaktaysa ve bu durum konkordato süreci içinde geri dönüşü olmayana bir aktif pasif dengesizliğine yol açacağı öngörülüyorsa; iflasın derhal açılması ile borçlunun mal varlığının tasfiye sağlanmak suretiyle daha iyi bir tatmin elde edileceği tahmin ediliyorsa, işletmenin devamı mümkün gözükmüyor yahut çok düşük bir ihtimal ise, malvarlığının korunması için kesin mühlet kaldırılarak iflasın açılması zorunludur. ( Selçuk Öztek/ Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 315 – 316 ). Dosyaya sunulan raporlarda anlaşıldığı üzere davacı … şirketinin 30/09/2018 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden öz kaynaklarının (-)1.781.660,08 TL borca batık olduğu, şirketin faaliyetin devamı için zorunlu bulunan stok ve demirbaşlar hariç şirket üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı bulunmadığı, şirketin finansman sıkıntısı ile birlikte dönem zararı artarak devam ettiği, geçici mühlet kararından önce yapılmış hacizler ve muhafaza işlemleri nedeniyle faaliyeti durmuş olan şirketin tekrardan faaliyetine devam ederek eski müşteriler ile birlikte yeni müşterilerin kazanılması oldukça güç olduğu, … şirketinin ise 30/09/2018 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden öz kaynaklarının 32.345,38 TL artıda ise de şirket bilançosu incelendiğinde ticari alacak ve verilen sipariş avanslarında bariz azalmalar meydana geldiği, şirketin faaliyetin devamı için zorunlu bulunan tesis, makine ve demirbaşlar hariç şirket üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı bulunmadığı, ön projede öngörülen şekilde ciro artışı sağlanamadığı gibi şirketin finansman sıkıntısı ile birlikte dönem zararı artarak devam ettiği, borç yapılandırma anlaşmasının henüz imzalanmadığı, işletmenin devamı mümkün görülmediği, bu haliyle daha fazla aktif – pasif dengesizliğine yol açacağı anlaşılmıştır. Bu durumda İİK 292/1-a,b bendleri gereğince borçlunun mal varlığının korunması gerektiği ve bu haliyle konkordatonun başarıya ulaşmayacağı sübut bulduğundan borçlu şirket hakkında iflas kararı verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle, yasal düzenlemeler ve özellikle konkordato kurumun niteliğide göz önünde bulundurarak mahkemece konkordato talebinin reddine, davacı şirketlerin iflasına ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun kabul edildiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacıların istinaf başvurularının esastan REDDİNE…” şeklinde karar verildiği, anılan kararın konkordato talep edenler vekilince temyiz edildiği, temyiz talebine ilişkin olarak Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2020/1165-2021/123 E.K. sayılı 20/01/2021 tarihli ilamı ile “…Borçlu şirketler restoran işletmeciliği yapmakta ve komiserin nezaretinde faaliyetlerine devam ettiği, işçi çıkarmadığı kısa süre içinde az da olsa bir kâr elde ettiği anlaşılmaktadır. Konkordato iflas ertelemenin aksine şirket kurtarma yolu değildir. Alacaklıların alacağına kavuşmasını amaçlayan bu kurum özünde borçlu şirketin faaliyetlerine devamını sağlamayı ve bu sayede borçların ödenmesini amaçlamaktadır. Dosyadaki verilerden de anlaşılacağı üzere borçlu şirketlerin restoranda bulunan demirbaşlar dışında bir malvarlığı yoktur. Bu sektör bir hizmet sektörü olduğu için müşteri malvarlığından başka bir malvarlığı olması da beklenmemelidir. En büyük miktarlı alacaklının mal sahibi olup bu alacağının kiradan kaynaklandığı bu alacaklının da kesin mehil verilmesine muvafakat ettiği komiser raporlarından anlaşılmaktadır. Konkordatonun takdir şartlarından biri alacaklının eline olası bir iflasta geçecek bedelden daha fazlasının geçmesidir. Bu aslında konkordatonun amaçladığı sonuçlardan biridir. Somut olaya bakıldığında restoranda bulunan kullanılmış bir takım eşya dışında malvarlığı olmayan şirketin iflasında alacaklıların eline geçecek miktarın ne olduğunu tahmin etmek zor değildir. İşçi çıkarmayan ve demirbaş eşyası kendisine verilen şirketlerin komiser gözetiminde çalışmaya başladığı ve kâr ettiğine az yukarıda değinildi. Böyle bir borçlunun iyi niyetli olmadığını alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kesin mühlet talebinde bulunduğunu söylemek de mümkün değildir. Geçici mehil aşamasında projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde malvarlığının korunması için iflas kararı verilmelidir. En büyük alacaklının muvafakatinin bulunması konkordato projesinin kabul edilebileceği yönünde bir kanaat oluşturmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, konkordato sürecinde, dava teorisinin aksine yargılama sırasında değişen durumların da nazara alınması gerektiği gözetilerek, borçlu şirketlerin güncel durumları itibariyle, dosyaya sunulan konkordato projesinin, revize bir proje sunulması halinde sunulan revize projenin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı konusunda, geçici komiser kurulundan yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Kabule göre de İİK’nın 287/5. maddesi uyarınca geçici mühlette kıyasen uygulanan 292 madde uyarınca iflas kararı verilebilmesi için 292/son fıkrası uyarınca borçlunun mahkemece dinlenilmesi gerekir. Bu hükme uyulmadan iflas kararı verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesinin kararı, borçlu … bakımından usul ve yasaya uygun olduğundan, konkordato talep edenler vekilinin bu kısma ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, konkordato talep edenler vekilinin, borçlular … A.Ş. ve … A.Ş. hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarınnın kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA…” karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtayın bozma kararı sonrası dosya mahkememizin 2021/388 esas sırasına kayıt edilmiştir. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda konkordato talep eden … A.Ş. ve … A.Ş.’ye 18/11/2021 tarihinden itibaren 1 ay süre ile geçici mühlet verilmesinee, tensip ara kararı ile hükmedilen ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasına ve konkordato komiser heyetinin görevinin 18/11/2021 tarihinden itibaren 1 ay süre ile devamına karar verilmiştir. komiser heyetinin 16/12/2021 tarihli raporunda “…Davacılardan … A.Ş., … A.Ş.’nin Konkordato geçici komiser heyeti olarak 31.10.2021 tarihli mali veriler üzerinden ve faaliyetlerinin gözlemlenmesi neticesinde; 3.1 … A.Ş. ile ilgili tarafımıza bilgi ve belge verilmediğinden bu şirket ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, 3.2 … A.Ş.’nin mevcut çalışma düzenini koruduğu, 31.10.2021 tarihi itibariyle 22 personel istihdam edildiği, 3.3 … A.Ş.’nin Şirketin 31.10.2021 tarihli Kaydi değerler üzerinden oluşturulan bilançosuna göre -3.002.225,75-TL tutarında borca batık olduğu, ancak, 31.10.2021 tarihli Rayiç Bilançosuna göre 4.300.199,75-TL tutarlı olarak borca batık olmadığı, 3.4 Netice itibariyle, … A.Ş.’nin … tesislerinin yerinde incelenmesi neticesinde daha yüksek bir müşteri portföyüne ulaşabileceği, bir bütün olarak değerlendirildiğinde, borçlu şirketin teklif ettiği konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin yani şirketin iyileşmesinin veya konkordatonun tasdik edilmesi ihtimalinin bulunduğunun düşünüldüğü, daha yalın bir anlatımla, …A.Ş.nin önünü biraz daha görebilmesi adına, Kanun’un tanıdığı sureden faydalandırılmasının uygun olacağının düşünüldüğü, 3.5 Mahkemenizce davacı şirket olan … A.Ş.’ne hakkında kesin mühlet kararı verilmesi halinde, alacaklı sayısı ve alacak miktarı düzenlemede öngörülen sınırları aşmadığından, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, alacaklılar kurulunun oluşturulmasında hukuki bir mecburiyet bulunmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Yukarıda yazılı komiser heyeti raporunda yer alan tespitler ve tüm dosya kapsamına göre mahkememizin 2021/388 esas sırasında konkordato talep eden … A.Ş.’nin kesin mühlletr talebinin kabulü ile 17/12/2021 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verilerek konkordato talep eden … ve … A.Ş.’nin davasının ise iş bu davadan tefrikine karar verilerek mahkememizin yukarıda yazılı 2021/828 esas sırasına kayıt edilmiştir. Kesin mühlet talebinin incelendiği 17/12/2021 tarihli duruşmada konkordato talep eden … A.Ş. yetkilisi …’ın, konkordato talep eden … vekilinin, konkordato komiserinin ve duruşmaya katılan alacaklı ilişkili kişi vekilinin beyanları alınmıştır. Yukarıda yazılı Yargıtay bozma ilamında BAM kararının konkordato talep eden … bakımından usul ve yasaya uygun olduğundan konkordato talep eden vekilinin bu kısma ilişkin temyiz itirazı reddedilmiş olduğundan …’ın kesin mühlet talebi kabul edilmemiştir. Dosyada yer alan tespitlerden konkordato talep eden …A.Ş.’nin borca batık olduğu, hiçbir ticari faaliyetinin olmadığı, bu durumda konkordatonun tasdiki ihtimalinin bulunmadığı, dolayısı ile kesin mühlet verilmesi için yasanın aradığı koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakla konkordato talebinin reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere şirketin borca batık olması nedeni ile İİK 292/1-b bendi uyarınca re’sen iflâsına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Konkordato talep eden …Tic. A.Ş.’nin konkordato kesin mühlet talebinin reddine,
2-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Tic. A.Ş.’nin iflasına,
3-İflasın 17/12/2021 günü saat 15:35 itibari ile açılmasına,
4-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine,
5-İflas kararının İflas Müdürlüğü tarafından ilanına,
6-İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
7-Konkordato talep eden şirket hakkında verilen geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının hüküm ile birlikte kaldırılmasına,
8-Geçici mühletin ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığının ilgili mercilere bildirilmesine,
9-İflas ile birlikte geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine,
B)1-Konkordato talep eden …’ın mühlet talebinin reddine,
2-Konkordato talep eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin konkordato talep eden üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-₺’nin konkordato talep edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Konkordato talep edenler tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleşince ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; konkordato talep eden … asaleten ve konkordato talep eden … A.Ş. yetkilisi olarak ve konkordato talep eden … vekili … ile ilişkili kişi … vekili … ile konkordato komiseri …’un yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/12/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza