Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/801 E. 2022/711 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/801 Esas
KARAR NO:2022/711

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/09/2018
KARAR TARİHİ:18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkilinin davalıdan 141.423,50 TL alacağının 3 gün içinde ödenmesi için davalı tarafa 24.08.2017 tarihli ihtarname gönderdiğini, ihtarname davalıya 29.08.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir sonuç alamadığını, ihtarnameye rağmen ödenmeyen alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emri davalıya 12.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 14.09.2017 tarihinde sunulan dilekçe ile İcra Müdürlüğü’nün yetkisine ve takip konusu borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun gerek icra müdürlüğünün yetkisine gerekse borca yönelik itirazı haksız ve kötüniyetle yapılmış bir itiraz olduğunu iptali gerektiğini, davalı ile müvekkili arasında 16.06.2008 tarihinde imzalanan protokol’ün 5. maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul ettiğini, 6100 Sayılı HMK’nın 17. maddesinde , yetki sözleşmesi “… Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, uyuşmazlıkta taraflar tacir olduğundan HMK.nun 17. maddesine göre icra takibinin İstanbul İcra Müdürlüğünde yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, bu sebeple öncelikle yetkiye yönelik itirazının iptalini talep ettiklerini, yapılan icra takip dosyasında düzenlenen ödeme emri ise 12.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı ancak ödeme emrinin tebliğ edilmesinden 2 gün sonra, sadece asıl alacak miktarı olan 141.423,50 TL’nin müvekkilinin banka hesabına ödendiğini, icra masraflarını ödemeden, ödeme yaptığı iddiasıyla borcun tamamına itiraz ettiğini, yapılan hesaba göre davalının halen icra dosyasında müvekkiline 14.300,00 TL borcu bulunduğunu bu miktar yönünden itirazının iptali için iş bu davanın açılması zorunluluğunun ortaya çıktığını, davalının icra takibinin başlatılmasına kendisi sebep olmuş ve haksız bir şekilde icra takibine de itirazda bulunduğunu, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, uyuşmazlığa konu alacağın miktarı davalı tarafından bilindiğini, haksız itirazın iptali ile alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…. Müvekkili şirketin icra takbinine karşı yaptığı yetki itirazının yerinde olduğunu, protokol hükmü uygulama yerinin olduğunu fakat Protokol’ün imza tarihi göz önünde bulundurulduğunda 2008 yılında Çağlayan ve Anadolu Mahkemeleri fiilen faaliyet göstermemekte olduğunu, tarafların yetkili mahkemeyi “İstanbul Mahkemeleri” olarak belirlemiş olduğunu, tarafların, aralarında doğabilecek uyuşmazlıkları … Adliyesi’nde çözümlenmesi iradesine sahip olduklarının anlaşıldığını, İstanbul Mahkemesi olarak kabul edilen; davanın açıldığı tarihte ise … Adliyesi’nin faaliyeti sona ermiş olduğundan, bu yetki sözleşmesinin, pratik olarak herhangi bir geçerliliği kalmadığını, tarafların düzenlediği yetki şartının geçersizliğinde, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği adresin “… Mahallesi, … Caddesi, No:58 … …” olması sebebiyle takibin İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nde başlatılması gerektiğini, icra takibinin yetkisiz yerde başlatılmasıyla huzurdaki davanın da yetkisiz yerde açıldığını, davanın usulden reddini talep ettiklerini, müvekkili şirket davacıya olan borcunu ödediğini, bu sebeple müvekkili şirketin borca itirazının yerinde olduğunu, davacı tarafın iyi niyet kurallarına ve ticari etiğe uygun hareket etmediğini, davacının takip talebinde bulunmasının ve işbu davayı ikamesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacının alacağının tahsili için başlatılan icra takibindeki icra masrafları ve vekalet ücretinin tahsili amacıyla vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
Davacı vekilinin, 18/10/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin, 11/10/2022 tarihli dilekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek, taraflar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak kayıtsız ve şartsız olarak yapılabilen, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesine dair bir taraf usuli işlemidir.
Davacı vekilinin feragati sayılan şartları haiz olduğundan mahkememizce davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafın vekalet ücreti talebi bulunmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 53,80-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 17,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza