Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/778 E. 2023/352 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/778 Esas
KARAR NO : 2023/352

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “Müvekkil firma ile davalı firma arasında ticari ilişki 2012 yılına kadar vardır. Ekli cari hesap ekstresi ile bu husus sabittir. Arada ki ticari ilişki nedeni ile 10.000 USD bedelli …Bankası … nolu … şubesi çeki tarihsiz olarak ekli çek teslimi evrakı imza edilerek davalı firmaya verilmiştir.
Davalı firma ile olan ticari ilişki sona erdikten bir süre sonra önce sözlü olarak verilen bu çekin iadesi istenmiş ve ancak davalı firma bu talepleri sürekli geçiştirmiştir.
Bu durum müvekkil tarafından arada hiçbir borç olmamasından kaynaklı ticari ilişkinin devamına yeniden mal alımına teşvik ve ticari ilişkinin kopmasının istenmemesine yorularak bir süre beklenmiş ve ancak müteakip defalar istendiği halde çek teslim edilmeyince noter marifeti ile çekin teslimi istenmiştir.
Ekli … 25. Noterliği … tarih … yevmiye nolu ihtarname ile bedelsiz kalan çek davalı firmadan istenmiştir.
Davalı firmanın muhasebe çalışanlarının değişimi finans departmanı çalışanlarının değişmesi bahane edilerek çek yine teslim edilmemiş ve nihayet 10.10.2014 tarihinde yazılı olarak iletilen ekli yazı ile 1658,56 USD borç bakiyesi ihtarı yapılmıştır.
Müvekkil firmanın böyle bir borcu kesinlikle yoktur. Davalı firmadan ile yapılan tüm alımlar, fatura kesim tarihinden itibaren en geç 2-3 iş günü içinde ödenmiş ve arada hiçbir cari hesap borcu yada alacağı bulunmamaktadır.
8- Bu husus ile ilgili yapılan görüşmelerde davalı firma bu bedelin nerden ve hangi faturadan veyahut alım satımdan kaynaklı olduğunu izah edememiş cevapsız bırakmış ve ancak “KUR FARKIndan kaynaklanıyordur” gibi bir cevap vermişlerdir.
Müvekkil firmanın 10.000 USD bedelli tarihsiz çekine, davalı tarafından 17/10/2014 tarihi atılarak aynı gün yazdırılmış bankadan 660 TL karşılıksız çek bedeli tahsil edilmiş ve 23/10/2014 tarihinde … 1. İcra Müdürlüğü …E sayılı dosyası ile 3.370 TL asıl alacak 4.121,87 TL takip çıkış bedelli takibi başlatmışlardır. Takibe dayanak çek 10.000 USD bedelli olup takip talebi ve ödeme emri belgelerinde aynı tarihli ve fakat 3.370 TL bedelli çek denilmiş ve banka tarafından ödenen 660 TL karşılıksız çek bedelinden ise hiç bahsedilmeyerek yapılan haksız icra takibinden dahi düşülmemiştir. Bunun üzerine, tarafımızdan … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı Menfi tespit ve istirdat davası açılmış, Mahkeme tarafından verilen 24/11/2014 tarihli ara kararı ile teminat karşılığında dosyaya yatan paranın davalı alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş, yapılan yargılama ve deliller ve bilirkişi raporu ışığında, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karar, davalı tarafından temyiz edilmiş ve ekli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/20039 Esas sayılı kararı ile, bilirkişi kur farkı incelemesi yapılması gerekçesi ile usulden bozulmuştur. Bozma kararı üzerine, dosya … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kaydedilmiş, duruşma günü verilmiş, duruşmaya yetişemediğimizden dolayı dosya müracaata bırakılmış ve neticede süre dolduğundan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bu aşamadan sonra huzurdaki davayı açabilmek için tarafımızdan davalı hakkında aynı konu ve taleplerle birlikte zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş ve 12/02/2021 tarih ve …Arabuluculuk Numaralı son tutanak ile taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından gelinen aşamada işbu davayı açmak zorunda kalmış bulunuyoruz. … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyasından verilen ara karar uyarınca, tarafımızdan … 1. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası’na dosya borcu +%15 = %115 teminat yatırıldığından ve bu teminat halen icra dosyasında bulunduğundan, yatırılan bu teminatın esas alınarak, huzurda açmış olduğumuz menfi tespit ve istirdat davasının sonuna kadar, icra dosyasına yatan paranın davalı alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, İzah ettiğimiz hususlar ve deliller ışığında yapılacak yargılama sonucunda davamızın kabulü ile, davacı müvekkillerimin, davalı firmaya borçlu olmadığının tespitine, banka tarafından ödenen dava konusu 660 TL karşılıksız çek bedelinin davalı tarafından bankadan alındığı tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak davacı müvekkillerime geri ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…”talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle: “Müvekkil şirket ile davacılardan …Ltd. Şti. (…) arasında, geçmişte mal alımı ve satımı neticesinde kurulan bir ticari ilişki bulunmakta olup davacı Betacom, müvekkil şirkete Amerikan Doları cinsinden borçlanmıştır.Müvekkil şirket, davacı … fatura ve fiili ödeme tarihindeki döviz kurunun farklı olması nedeniyle toplam 3.730,43TL alacaklı olup bu alacağı için icra takibi başlatmış olup davacı … da işbu davanın konusuyla aynı olmak üzere, böyle bir borcu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davasını … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. sayılı dosyasıyla ikame etmiş, ilk derece mahkemesi tarafından temyiz kanun yolu açık olmak üzere davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Dairesi tarafından yapılan yargılama sonucunda ise aşağıda belirtilen ilgili kısım uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan hukuka aykırı kararın bozulmasına hükmolunmuştur; Dövizle fatura düzenlenmesine ilişkin yasal düzenleme 5228 sayılı kanun ile Vergi Usul Kanununun 215. maddesinde yapılan ve 31 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren değişikliklerle yapılmıştır. Vergi Usul Kanununun 215/2-a maddesi şöyledir; Yapılan yasal düzenleme ile Türk firmalarının yurtiçi müşterilerine döviz cinsinden fatura düzenlemeleri mümkün kılınmıştır. Düzenlenecek dövizli fatura yurtdışındaki bir müşteriye düzenlenmiş ise faturada TL karşılığının gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak fatura yurtiçindeki bir müşteriye düzenlenmiş ise faturada tutarın TL karşılığının gösterilmesi gerekmektedir. Gerek alıcı gerekse satıcı düzenlenen faturayı bu kur üzerinden hesaplanan TL bedeli ile muhasebe kayıtlarına almalıdır. Ancak ödeme faturada belirtilen döviz cinsinden yapılabileceği gibi, taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı olarak ödeme günündeki anlaşılan kur (döviz alış, döviz satış vb.) üzerinden hesaplanan TL karşılığı olarak da yapılabilir. Müvekkil şirket ürünleri yabancı para cinsinden satışa sunmakta olup, ilgili mevzuat gereği döviz cinsinden satışını gerçekleştirdiği ürünlere ilişkin faturalarda Türk parası karşılığı gösterilmektedir. Ancak ekte sunduğumuz fatura örneklerinde de (EK-1) görülebileceği gibi her bir faturanın üzerinde yabancı para cinsinden değeri gösterildiği gibi ayrıca “İşbu fatura … USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde … USD olarak tahsil edilecektir.” şeklinde bir açıklama içermektedir.Türk Borçlar Kanununun 99. maddesi, ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, borç ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödenebilir demek sureti ile bu konuda hangi gündeki rayiç bedelin esas alınacağını açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde düzenlemiştir. Davacı Betacom, müvekkil şirkete yabancı para cinsinden borçlanmış olup fiili ödeme tarihinde ödemelerini fatura tarihindeki Türk parası üzerinden yapmıştır. Müvekkil şirket, davacı Betacomdan fatura ve fiili ödeme tarihindeki döviz kurunun farklı olması nedeniyle toplam 3.730,43 TL alacaklıdır. Müvekkil şirket bu alacağının tahsili amacıyla, davacı … tarafından daha önce kendisine tevdi edilmiş olan 10.000USD tutarındaki çekin sadece 3.730,43TLlik kısmını … 1. İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası ile icra takibine konu etmiştir. Bahse konu icra takibi başlatıldıktan hemen sonra ilgili bankaya karşılıksız çek bedelinin tahsili için başvurulmuş ve tahsil edilen çek bedeli icra dairesine bildirilerek gerekli harçlar yatırılmış, hiçbir şekilde mükerrer tahsil yoluna gidilmemiştir. Bu nedenle takip konusu çek nedeniyle tahsil edilen 660,00 TLnin geri ödenmesi yönündeki talebin de bu bakımdan reddi gerekmektedir. davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, müvekkil şirketin İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2014/30021E sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen alacağının tespitine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
karar verilmesini…”savunmuştur.
GEREKÇE:
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davası olduğu anlaşıldı.
11/08/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:”Taraf defterlerinin 2012 yılında, -davalı defterlerinde yer alan kur farkı değerleme işlemleri, 1 adet 66,34.-TL bedelli fatura ve virman kayıtları dışında tüm fatura ve ödeme bedellerinde Mutabık oldukları birbirini teyit ettiği, Davacı şirketin kapanmış olması sebebi ile 2011 yılı ve öncesine ait kayıtlarını ibraz edemediği ve ihtilafın ise 2012 yılı öncesine olduğu,Davacı adına düzenlenen faturalar üzerinde, “… iş bu fatura USD karşılığı kesilmiş olup; vade tarihinde ….USD olarak tahsil edilecektir.” İfadesi yer aldığı, faturaların döviz üzerinden ve ilgili mevzuat gereği TL değerinden düzenlendiği, Davacı yan kayıtlarında 09.11.2012 tarihinden itibaren davalı ile hareket olmamasına rağmen 17.10.2014 tarihinde davalı adına 10.000.-USD bedelli çek keşide etmiştir. Davalı yan defterlerinde bu çekin iade edildiği, (3.730,443.-TL- 1.659,00.-USD) bedel davacının borçlu olduğu tespit edilmektedir. Bilindiği üzere döviz cinsinden veya bedelin dövize endeksli olduğu bir satış yapılır ve ödeme de daha sonra alınırsa, ortaya bir kur farkı çıkacaktır (yani döviz olarak aynı tutar ödense de TL karşılıkları farklı olacaktır çünkü bir başka gün kur daha farklı olacaktır). Bu sebeple üzenlenmiş olan faturaların ödeme tarihindeki kur ile fatura tarihinde kur farkı oluşması durumunda; iki taraftan hangisinin lehine bir kur farkı oluşmuşsa, bu farktan kaynaklanan tutar fatura edilir. Taraflar arasındaki ticari ilişki süresince kur farkı alacağına ilişkin fatura düzenlenmediği ve bu konuda taraflar arasında herhangi bir teamül oluşmadığı, ticari ilişkinin sonra ermesinden sonra da davalı şirket kayıtlarında eskiden beri süre gelen alacak bakiyesinin (3.730,43.-TL-1.659,00.-USD) tahsil edilmeye çalışıldığı görülmektedir.Alacağa konu bedelin 2011 ve/veya öncesine ait olması sebebi ile davacı şirketin 2012 yılı öncesine ait davalı şirket ile gerçekleştirdiği tüm işlemlere ilişkin muavin kayıtlarının ve ilgili faturaların ibraz edilmesi halinde sonuca varılabilmesi mümkün olabileceği…”dair görüş sunmuştur.
23/01/2023 tarihli ek bilirkişi raporu özetle şöyledir:”Tüm hukuki tavsif ve değerlendirme Sayın Mahkemenize ait olmakla birlikte yapılan incelemede neticeten; 2011 yılı ve/veya öncesinde tarafların mutabık olmadıkları kök rapor a da belirtilmiştir. Davalı yanca ibraz edilen defterler, usulüne uygun tutulmamış, eksik ve hatta yazdırılmamış defterler ibraz edilmiştir. Sunulan silik ve okunmayan kayıtlar ile eksik defter ve belgeler ile kısıtlı olarak inceleme yapılabilmiştir. Davalının, davacıya ait ve muavin hesap ekstreleri olduğunu ileri sürdüğü exel çalışmasının, kendi defteri ile de uyumlu olmadığı görülmüştür. Dava, kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir, Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Taraflar arasında kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte satışı yapılan malların döviz bedelli olduğu, yasa gereği kayıtların TL olarak tutulduğu da anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği aşikardır. Bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekeceği mütalaa edilmektedir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama yada teamül aranmayacağından; yabancı para cinsinden düzenlenen faturalar yönünden davacının kur farkı talebi yönünden TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alınarak inceleme yapılması gerekir. Ancak, ne davacı ne de davalı söz konusu bu iki faturayı ibraz edemediğinden davacının alacak bakiyesini doğru olarak kayıt altına alıp almadığı incelenememiştir. Borcun kaynağına ait bedel davacı yan kayıtlarında doğru kayıt altına alınıp alınmadığına yönelik olarak incelenememişse de, davalının vermiş olduğu karşılıksız çıkan çek sebebi ile davalı şirket alacaklı olduğu bakiye bedel için takip tarihinde davalının kendi lehine delil olmaya haiz defterlerinde 1.659.-USD alacaklı (3.730,43.-TL) durumda olduğu görülmektedir. Diğer yandan karşılıksız çıkan bu çekin “teminat çeki” olduğuna ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı ve çek üzerinde buna ilişkin bir bilginin yer almadığı görüldüğünden bu iddianın ispata muhtaç olduğu değerlendirilmektedir…”
Davacı, … 1. İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası ile aleyhinde başlatılan icra takibine konu alacak nedeniyle borçsuzluğun tespitini talep etmişse karar verilmesini talep etmiş ise de, 11/08/2022 tarihli bilirkişi kök ve 23/01/2023 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, ispat yükü kendisinde olan davacının kambiyo takibine konu senedin teminat amaçlı olarak verildiğine ilişkin iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
Davanın Reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 81,67-TL harçtan düşümü ile bakiye 98,23-TL harcın davacıdan alınıp hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.781,87-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4–6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Miktar itibariyle kesin olarak tarafların yüzüne karşı karar verildi. 13/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır