Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/761 Esas
KARAR NO : 2023/121
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…Müvekkil Şirket … Ltd. Şti, … ve … kargo taşımacılığı alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün lider kuruluşlarındandır. Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ şirketinin talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkil şirketin, davalı borçludan 1.678,19 TL tutarında alacağı bulunmaktadır.Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 24.11.2014 tarihli Taşıma Sözleşmesi akdedilmiştir. İşbu sözleşme uyarınca Müvekkil Şirket davalı/borçluya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirmiştir. Bu taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğmuştur. Ancak davalı/borçlu, borcunu ödememiştir. Alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, herhangi bir olumlu netice elde edilememiş ve bunun üzerine davalı tarafa karşı … 13. İcra Müdürlüğünün … e. dosyası üzerinden 1.678,19 TL bedelli icra takibi başlatılılmıştır. Davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine söz konusu takip durmuştur. 08.02.2021 tarihli tutanak ile de kayıt altına alınan anlaşamama hali neticesinde Müvekkil Şirket tarafından başlatılan … 13. İcra Müdürlüğünün …e. Sayılı icra takibinin kalan bakiye üzerinden devamı amacıyla işbu itirazın iptali davasını ikame etme zarureti hasıl olmuştur.Davalı borçlu tarafın borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazı haksızdır; Davalı tarafın isteği üzerine kendilerine kargo hizmeti tam ve eksiksiz olarak verilmiş, ancak verilen kargo hizmetinin bedeli davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak ödenmemiştir. Müvekkil şirket tarafından Davalı, taşıma kural ve koşullarını bilerek hizmet talep etmiştir. Buna rağmen kendi hatalarına binaen sunulan hizmetin bedelini ödememesi kötü niyetlidir.
Müvekkil şirketin alacağı, davalı/borçluya verilen hizmeti likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Zira müvekkil şirketin vermiş olduğu kargo hizmetinin karşılığı olarak düzenlenen cari hesap ile takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğu açıktır. Bu sebeple tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazların reddedilerek, davalı/borçlu aleyhine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere İİK 67. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.Fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca,masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20 ’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Yetki itirazında bulunuyoruz. Huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açılmıştır. Mahkemenizin yetkisine itiraz ediyoruz. . Müvekkil şirketin adresi …’dur. Dolayısıyla yetkili mahkeme Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Kaldı ki davanın dayanağı icra takibi de … 13.İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. Hal böyleyken davanın Sayın Mahkemede açılması usulsüzdür. Dolayısıyla yetki itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep ediyoruz.Müvekkil şirket davacı şirkete olan tüm borcunu ödemiş ve taraflar arasındaki cari hesap 21.06.2019 tarihinde sıfırlanmıştır. Zaten bu tarihten sonra da herhangi bir cari hesap ilişkisi söz konusu olmamıştır. Müvekkil şirketimiz, 21.06..2019 ve 26.07.2019 tarihli davacı şirkete hiçbir borçlarının olmadığını, tüm borçları ödediğini açıkça belirtmiş, ödeme dekontlarını da elektronik posta ekinde göndermiştir.Taraflar 29.08.2018 tarihinde toplam carı hesap borcu olarak 2.651,45 TL üzerinden mutabık kalmışlardır. …. müvekkil şirkete göndermiş olduğu 29.08.2018 tarihli … no.lu 127 TL bedelli faturada “Bu fatura dahil en son borç bakiyeniz 2.651,45 TL” diyerek müvekkilin söz konusu tarihteki borcunu 2.651,45 TL olarak kabul ve beyan etmiştir. (Bakınız-EK-2 29.08.2018 tarihli Fatura ve Alacak-Borç ikrarı)
Bu cari borca daha sonra 2018 eylül ayına ait üç adet fatura borcu olarak 2.829,57 TL, 2018 yılı aralık ayına ait (takip ve dava konusu dönem faturaları) üç adet fatura toplamı olarak 1.951,87 TL borç eklenmiştir. (Davacının dilekçesinde ifade ettiği 19.12.2018, 20.12.2018 ve 24.12.2018 tarihli faturaların toplamı da 1.951,87 TL’dir. Bu hususta bir uyuşmazlık yoktur.)
2.Müvekkil şirketimiz tüm bu yukarıda ifade ettiğimiz borçlarını (2.651,45 + 2.829,57+ 1.951,87);
14.09.2018 tarihinde 2.600 TL, 28.12.2018 tarihinde 2.246,72 TL, 03.01.2019 tarihinde 1.950,00 TL, 05.03.2019 tarihinde 122,00 TL ve son olarak 21.06.2019 tarihinde 636,22 TL olarak ödemiş ve tüm bakiye borcunu sıfırlamıştır. Buna ilişkin ödeme makbuzlarını ekte sunuyoruz.Ancak davacı şirket bilerek veya bilmeyerek muhasebe bölümünde meydana gelen hata sonucu müvekkili borcu olmakla itham etmekte ve müvekkil şirketten fazladan ödeme talebinde bulunmaktadır. Müvekkil şirketimiz 26.09.2019 tarihinde bu hatayı davacı şirkete ısrarla açıklamış ve hatta davacı şirketin bu anlaşılmaz tutumu ve hatasından dolayı da istedikleri halde davacı tarafla 1 yılı aşkın bir süredir çalışamadıklarını özellikle belirtmiştir. Dolayısıyla hukuka ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz. Davacı taraf hukuka, usul ve yasaya aykırı olarak müvekkil aleyhinde icra takibi başlatmış ve akabinde huzurdaki davayı açmıştır, kötü niyetli davacının İ.İ.K Madde 67 ve devamı maddelerine istinaden alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz. Davacının alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına
Karar verilmesini…” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce .. 13.İcra Dairesinin…takip sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … ticaret limited şirketi/eskişehir şubesi tarafından, borçlu … şirketi eskişehir şubesi aleyhine 1.678,19-TL asıl alacak, toplame 1.678,19-TL’nin icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık reeskont avans oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiden alınan 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Sayın mahkeme görevlendirmesi gözetilerek; dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle; Taraflar arasında sözleşme konusu taşımanın davacı tarafından yerine getirilmesi hususunda ihtilaf bulunmadığı, Davacının davalıdan olacaklılık mesnedi faturalara karşın davalı yanın ödemeler ileri sürdüğü ve tüm borcun sona erdiğini iddia ettiği, Fatura tutarları ile ödeme iddiaları gözetildiğinde, davalının borçlu olmaması İçin iddia ettiği ödemeleri ödeme dekontları, makbuz ve sair belge ile de ortaya koyması gerektiği, 15.02.2022 tarihinde sunulduğu iddia edilen makbuzlar sabit olması halinde, davalının borçlu olmadığının değerlendirildiği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler bakımından; taraflara ait ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerektiği, Takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda tam tespitte bulunulabilmesi için de icra dosyasının celp edilerek bilirkişi incelemesine sunulması gerektiği…” rapor edilmiştir.
Bilirkişiden alınan 23/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”… Davacı tarafın cari hesap uyuşmazlıkları dikkate alındığı davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer olmayan faturalar ve ödemelerden kaynaklandığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin ve davacı tarafından kesilen faturalar davalı tarafın ticari defterlerinde yer alsaydı davacı tarafın davacı bakiyesinin 1.678,19TL olacağı Mahkemenizce Dava konusu faturalar baz alındığında davalı tarafın borcunun olmayacağı, Ancak Uyuşmazlıklar hususun da Mahkemenizce Aksi Kabul Edilmesi Halinde Davacı yanın Asıl 1.678,19TL, Alacak Talep edebileceği Sonuç ve kanaate varılmıştır. Elbette ki Nihai Takdir ve karar Sayın Mahkemenize aittir…”rapor edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Bilirkişi aracılığıyla incelenen davacı ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 1.678,19 TL alacaklı durumda olduğu davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Davacı ve davalı ticari defterleri arasındaki farkın dosyaya ibraz edilen davalının davacıya yaptığı ödemeleri gösterir dekontların davacının ticari defterlerine işlenmemesinden kaynaklı olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Davalı şirketçe yapılan ödemelerin davacının ticari kayıtlarına geçmemesi şirketin kendi iç sorununu oluşturmakla, bu hususun davalıdan mükerrer tahsilat yapma hakkı vermeyeceği kanaat getirilmekle yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan davalı yanca ödenen bedellerin davacı şirket kayıtlarında görünmemesi, bu şekilde takip yapmakta davacının kötüniyeti ispat olunamaması nedenleriyle davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2- Şartlar uyuşmadığından kötü niyet talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL’nin ve davacı tarafça icra dosyasına yatırılan 8,39-TL harçların toplamı olan 67,69-TL’nin mahsup edilerek bakiye 112,21-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinden bırakılmasına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince dava değeri olan 1.678,19-TL üzerinden hesaplanan 1.678,19-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar yönünden KESİN olmak üzere karar verildi.21/02/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır