Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/731 E. 2022/358 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/731 Esas
KARAR NO : 2022/358

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı bankanın dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ipotek alacaklısı konumunda olduğunu, banka tarafından şirket aleyhine … 10. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden … ili … ilçesi, … Köyü, 529 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin olmak üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, dava dışı borçlu şirket hakkında … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 08/03/2012 tarihinde iflas kararı verildiğini, takibin kesinleşmesi üzerine müvekkili şirketin anılan taşınmazı ihale ile 30/03/2012 tarihinde 3.620.000,00-₺ bedel ile satın aldığını, tescil işlemlerinin 19/06/2012 tarihinde yapıldığını, dava dışı … tarafından ihalenin usulsüz yapıldığı gerekçesi ile … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sırasında tapu iptal tescil davası açıldığını ve yargılama sonucunda 2014/7-2015/256 E.K. numarası ile davanın kabulüne karar verildiğini, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2020/701-3243 E.K. Sayılı ilamı ile onandığını, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2020/2787-5295 e.K. Sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiğini, kesinleşme şerhinin müvekkili şirkete 30/11/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı bankanın ihale kapsamında edindiği satış bedelini iade etmediğini, sebepsiz zenginleşme bulunduğunu, davalı bankanın tahsil ettiği parayı ferileri ile birlikte müvekkili şirkete iade etmesi gerektiğini, satışı icra eden icra iflas müdürlüğü yetkililerinin kusurlu hareketleri ile müvekkilinin zararına sebep olduklarını, müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi zararlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını belirterek 3.620.000,00-₺ ihale bedeli alacaklarının 26/06/2012 tahsil tarihinden itibaren yürütülecek değişken oranda ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, 218.982,57-₺ temyiz harcı, +651.600,00-₺ KDV, 17.919,00-₺ damga vergisi, 59.730,00-₺ tapu harcı olmak üzere toplamda 948.231,57-₺’nin müvekkili şirket tarafından ödeme tarihleri itibari ile yürütülecek yasla faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, belirsiz alacak olarak 100.000,00-₺ maddi zararın 30/03/2012 tarihi itibari ile yürütülecek değişken oranda yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğunu, görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, iş bu davanın kanunda ön görülen süre içerisinde açılmadığını, iddia edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın belirsiz alacak talebinin hukuka aykırı olduğunu, belirsiz alacak talebinin tam olarak açıklanması gerektiğini, müvekkili banka yönünden herhangi bir sebepsiz zenginleşme durumu bulunmadığını, ihale sonucu tahsil edilen tutarın borçluların kredi borcuna mahsup edildiğini, sebepsiz zenginleşen kişinin mal varlığının pasifinde azalma söz konusu olan borçlular olduğunu, iş bu davanın borçlulara karşı açılması gerektiğinden müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, borçlular … Ltd. Şti. Ve…’in davaya dahil edilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın kötü niyetli olduğu ve haksız fiil işlediği yönündeki taleplerinin dayanaksız olduğunu, icra dosyası kapsamında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası kapsamında talep ettiği temyiz masrafı talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın öncelikle görevsizlik nedeni ile reddine, zaman aşımı ve husumet itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; İİK md. 5 gereği devlet aleyhine açılacak tazminat davasının asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yetkili mahkemenin ise hukuka aykırı işlemin yapıldığı yer yahut bakanlığın bulunduğu yer mahkemeleri olduğunu, iş bu davanın zaman aşımına uğraması nedeni ile esastan reddi gerektiğini, davacı tarafın zarara neden olan icra ve iflas dairesi görevlisinin hukuka aykırı hareket ettiğini, görevlinin kusurlu olduğunu ve bundan dolayı zarar gördüğünü ispat etmesi gerektiğini, ihaleyi gerçekleştiren … 2. İcra Müdürlüğü personelinin iş bu dosya yönünden herhangi bir kusur ve yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava tazminat talebine ilişkin olup, öncelikli olarak mahkememizin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir. 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde; “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.
” hükmü düzenlenmiş olup, anılan düzenleme uyarınca ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı şirket vekili davalı … Bankası’nın, dava dışı … Ltd. Şti.’nin ipotek alacaklısı konumunda olup, banka tarafından şirket aleyhine … 10. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası üzerinden … İli, … İlçesi, … Köyü, 529 Ada, 1 Parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin olmak üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, dava dışı borçlu … San. Tic. Ltd. Şti. hakkında … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 08/03/2012 tarihinde iflas kararı verildiğini, icra takibinin kesinleşmesi üzerine müvekkili şirketin bu taşınmazı ihaleden 30/03/2012 tarihinde 3.620.000,00-TL bedelle satın aldığını, söz konusu taşınmazın müvekkili şirket adına 19/06/2012 tarihinde tapuda tescil edildiğini, dava dışı … tarafından ihalenin usulsüz yapıldığı gerekçesiyle … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tapu iptali tescil davası açıldığını, yargılama sonucunda … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve “… ili, … İlçesi, … köyü, 529 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın davalı … AŞ. Adına yapılan tescilin iptali ile, müflis … Şirketi adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verildiğini, anılan kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2020/701 Esas, 2020/3243 Karar sayılı ilamı ile onandığını ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2020/2787-5295 E.K. Sayılı ilamı ile tarafların karar düzeltme taleplerinin reddine karar verildiğini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 2014/7-2015/256 E.K. Sayılı kararının müvekkil şirkete 30.11.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu ilam uyarınca, müvekkili şirketin taşınmazının elinden alındığını ve ayriyeten ihtiyati tedbir kararı nedeniyle taşınmazı 6,5 yıl süresince kullanamamış olduğunu, müvekkili şirketin … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E.K. sayılı ilamı nedeni ile zararının doğduğunu, müvekkilinin tapusu iptal edildiğinden davalı bankanın tahsil ettiği bedeli geri vermekle yükümlü hale geldiğini, davalı bankanın satış bedelinin iadesinden ve müvekkili şirketin uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, satışı icra eden icra iflas müdürlüğü yetkililerinin gelinen süreç itibari ile kusurlu hareketleri ile müvekkili şirketin zararına neden olduklarını, bu sebeple davalı bakanlığın da zarardan sorumlu olduğunu, neticeten davalı bankanın TBK md. 77 ve müteakip maddeleri gereğince sebepsiz olarak zenginleştiğini, davaya konu olaylarda icra iflas müdürlüğü yetkililerinin de kusurlu hareketleri ile maddi zarara neden olduklarını öne sürerek iş bu tazminat davasını açmıştır. İİK md. 5 uyarınca devlet aleyhine açılacak tazminat davalarının adliye mahkemelerinde, bir diğer söyleyişle Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Diğer yandan davacı tarafın davalı bankaya yöneltilen iddiasının TBK md. 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayandırıldığı, davanın konusu ve dosyaya sunulan delillerin incelenmesi sonucunda uyuşmazlığın yukarıda yazılı TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı kabul edilmiştir. HMK 114. maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı anlaşılmakla, iş bu davanın mahkememizin görev alanında bulunmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu kanaatine varılarak, davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizin görevsizlik kararının istinaf yoluna başvuru sonucu kesinleşmesi durumunda HMK 20. maddesi uyarınca dosyanın talep halinde görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Dair; davacının ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/04/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza