Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/706 E. 2023/42 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/706 Esas
KARAR NO : 2023/42

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilimiz Şirket çağrı merkezi olarak yabancı menşeli şirketlerinin müşteri hizmetlerinin sağlanması konusunda faaliyet göstermektedir. Bu çerçevede davalı … Ltd. Şti. ile Müvekkil Şirketin yeni ofisi için bir … tasarlanması ve akabinde kurulması hakkında anlaşmışlardır. Talep edilen … tasarlanması ve kurulmasına istinaden davalı şirket tarafından 27.05.2021 tarihinde 03.06.2021 tarihine kadar geçerli ve 34.220,00 TL tutarlı bir Proforma Teklif, Müvekkilimiz Şirkete gönderilmiştirMüvekkilimiz şirket işbu teklife istinaden 03.06.2021 Davalı Şirketin … Bankasına ait hesabına 34.220,00 TL tutarlı bir havale yapmış olup tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiştir. Ancak Davalı yanca tarafların mutabık kaldıkları şekilde Haziran ayının sonunda teslim edilmesi gereken akustik kabin eksik teslim edilmiştir. Taraflar arasında kararlaştırılan kabinin Davalı Şirket tarafından ayıplı teslim edilmesi nedeniyle Müvekkilimiz tarafından birçok kez aranmasına rağmen kendisine dönüş yapılacağı söylenerek oyalanmıştır. En nihayetinde Müvekkil Şirkette kurulan kabinin sipariş edilenden farklı olması nedeniyle ürünü iade etmek istediğini Davalı Şirkete 12.08.2021 tarihinde bildirmiştir. Sonunda Müvekkil Şirket tarafından Davalı Şirkete … 34. Noterliğinin … yevmiye ve …tarihli ihtarnamesi ile Müvekkil Şirketin sözleşmeden döndüğü, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 (beş) gün içerisinde ödenmiş olan 34.220,00 TL bedelin iade edilmesi ve ayıplı kabinin geri alınması ihtar edilmiştir. İşbu ihtarname Davalı Şirkete 18.08.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak iadesi talep olunan bedel Müvekkilimiz Şirkete ödenmemiştir. … 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş. dosyası ile tarafımızca 25.08.2021 tarihinde delil tespitinin yapılması yönünde dava açılmıştır. Bu kapsamda hazırlanan bilirkişi raporu ile Davalı Şirket tarafından teslim edilen kabinin talep edilen özelliklere sahip olmadığı ve proforma teklifte yer alan özellikleri ve unsurları taşımadığı, dolayısıyla ayıplı ve eksik olduğu sabit kılınmıştır. Davalı Şirkete borcun ödenmesi hususunda noter kanalı ile ihtarname gönderilmiş olup bir anlaşmaya varılamamıştır. Müvekkilimiz Şirket tarafından dava yoluna müracaat etmemek adına yapılan tüm çabalara rağmen Davalı yan yükümlüklerini yerine getirmemesi üzerine … 11. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhine 34.644,00 TL tutar üzerinden icra takibine başlanmıştır Davalı şirket ise, 01.10.2021 tarihinde itiraz dilekçesi sunarak takibin durmasına sebep olmuştur. Davamızın kabulüne, davalının … 11. İcra Müdürlüğü …E.sayılı dosyasından yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren gecikme faizi işletilmesine, %20’den az olmamak kaydı ile icra ve inkâr tazminatına hükmedilmesine,
vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı taraf, toplantı kabini yapılması konusunda tarafımızla iletişime geçmiş ve taraflar olarak aramızda proforma imzaladık. Biz kabini hazırladık. Toplantı kabinin toplamda 4 parçadan ve camlardan oluşmakta olup bu kabin de parça parça demonte olarak davacı tarafın işyerine götürülmüştür. Biz toplantı kabinini parçalar halinde davacı tarafın işyerine götürdüğümüzde parçaların işyerinde bulunan asansöre girmeyeceğini gördük. Davacı tarafın işyeri bir rezidansta olup üst katlarda yer almaktadır. Kabinin her bir parçası ortalama 400 kg civarında olup taşınması mümkün değildir. Çünkü davacı tarafın işyerinde bulunan merdivenler küçük ve dar olduğundan insan eliyle taşınması imkansızdır. Bu nedenlerle biz toplantı kabinin duvarları olan parçaları daha kolay taşımak ve asansöre sığdırmak için davacı tarafın işyerinde bulunan açık otoparkta parçalara böldük. Bu esnada kabine herhangi bir zarar verilmemiştir. Verilmişse de bunun sorumlusu davacı taraftır. Çünkü davacı taraf, işyerinde bulunan asansörünü kabin parçalarını taşımayacağını, davacı taraf bize söylemedi. Davacı taraf, bize kabin parçalarını asansörle taşıyabilirsiniz dedi. Biz kabinin 4 parçasını davacı tarafın işyerine götürdük. Kabinin ayrıca camları vardı. Onları daha sonra götürecektik. Fakat kabin parçalarının asansöre sığmadığını görünce camları davacı tarafın işyerine götürmedik. Fakat davacı tarafla sürekli iletişim halinde olarak, kabini tamamlamanın yollarını aradık. Davacı tarafla üzerinde anlaştığımız toplantı kabini davacı tarafın işyerine kurulurken davacı tarafından kaynaklanan eksikliklerle tamamlanamamıştır. Davacı taraf, kabinin çok kötü kalitedeki malzemeden yapıldığını iddia etmişse de bu doğru değildir. Çünkü kabin ham madde medefe, iç dolgu malzemesinde sünger pan ve ağır ses bariyeri kullanılmıştır. İç paneller, akustik dolgulu kumaş panel olarak hazırlanmıştır. Davacı taraf, … 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …d.iş dosyası ile delil tespit davası açtığını beyan etmişse de bu davadan haberimiz yoktur. Davacı taraf, her ne kadar faiz ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuşsa da bu taleplerinde haksız ve kötü niyetlidir. Davacı taraf, bizi temerrüde düşürmeden faiz talep edemez. Biz arabuluculuk toplantısına katıldığımızda davacı tarafla anlaşmak istedik fakat davacı taraf anlaşmaya yanaşmadı. 1- Huzurdaki davada bizim düzeltilmeyecek herhangi bir kusurumuzun olmaması ve davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olması reddine, Mahkemeniz aksi kanaatte olup davanın reddine karar vermeyecekse eğer tarafımızdan yapılan toplantı kabininin kendisinin 34.220,00-TL olması, bu işin maliyetinin zaten bize (personel, nakliye vs. Gideri) 50.000,00-TL’yi bulmuş olması, bu kabinin de halen davacı tarafın işyerinde bulunması, bu durumun da göz önüne alınarak, kabinin davacı tarafından kullanılma süreci ve süresi, kabinin yıpranma payı da dikkate alınarak gerekli mahsupların yapılmasına karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Taraflar arasında davalı yanca davacının gösterdiği işyerine … tasarlanması ve kurulumu konusunda bir eser sözleşmesi bulunduğu hususu tarafların kabulündedir.
Davacı yan, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında edimini yerine getirerek ücreti ödediğini fakat davalı tarafından işin gereği gibi yapılmadığını ileri sürmüş, davalı ise yapılan işin tam ve eksiksiz olduğunu davacıya borcu bulunmadığını savunmuştur.
Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (emsal Yargıtay (Kapatılan) 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı)
Mahkememizce …. 11.İcra Dairesi’nin… takip sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … aleyhine 34.220,00TL asıl alacak, 424,00TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.644,00TL’nin tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiden alınan 23/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı tarafından düzenlenen faturaların davacı/davalı taraf Yasal Defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, Faturalarla ilgili Mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Açılış ve kapanış kayıtlarının Kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığı, Davacı / Davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu, Dava tarihi itibari ile tarafların Cari hesaptan kaynaklı Alacaklarının bulunmadığı, Cari Hesabın SIFIR olduğu, Dava konusu … 27.05.2021 tarihli, davacı ve davalı tarafların imzaladığı proforma teklifte açıklaması olan ürüne uygun olmadığı, montaj ve nakliyenin de davalı uhdesinde olduğu değerlendirildiğinde, nakliyenin ve montajın ayıplı yapıldığı ve davacı firmanın akustik kabinden makul olarak beklediği faydaları azaltan ve/veya ortadan kaldıran maddi ve ekonomik eksiklikler içermesi sebebiyle, ayıplı mal niteliğinde olduğu, Davalıya ödenen 34.220.- TL bedelin TBK. m. 475 hükmü uyarınca istenebileceği, bu bakımdan icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, İcra inkar tazminatı talep etme şartlarının da doğduğu…” rapor edilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda: davacı şirket ile davalı şirket arasında “davacı şirketin ofisinde kullanılmak amacıyla akustik kabin ” yapım ve kurulum işleri nedeniyle anlaşma sağlamışlardır. Davalı taraf anlaşmaya uygun olarak malların imalatını gerçekleştirerek davalı şirkete ait işyerinde kullanıma hazır hale getirme yükümlülüğünü üstlenmiştir. Bu anlaşma 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmesinde kural olarak yüklenici, yükümlendiği imâlatı fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye ve iş sahibinin amacına uygun tamamlayarak teslim etmek zorundadır. İmâlatın ayıplı olması halinde iş sahibinin hakları TBK’nun 475 maddesinde sayılmıştır. Buna göre eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteyebilir. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir. Ayrıca iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiği ve varsa ayıplı imâlat yapıldığı savunmasını iş sahibi ispatlamak zorundadır. Somut olayda taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden davacı tarafından anlaşmaya uygun olarak ücretin ödendiği sabittir. Davacı taraf yapılan işin eksik olduğu ürünün bu haliyle kullanılmasının mümkün olmadığını, karşı tarafa ihbarlarda bulunulmuşsa da ürünün tamamlanmadığı ve ücretin iade edilmediği iddiasındadır .Davalı taraf yapılacak iş karşılığında 02.06.2021 tarihli … numaralı fatura tanzim etmiş, davacı tarafça 03.06.2021 tarihinde davalının hesabına 34.220 TL ücreti yatırmıştır. Davacı, ayıplı ve eksik ifa konusunda davalı tarafa mail yoluyla bildirimde bulunduğu sunmuş olduğu deliller ile ispat etmiştir. Dosyaya sağlanan ve mahkememizce itibar edilen edilen uzmanlık raporuna göre davalı tarafın hizmeti ayıplı yaptığı, davacı tarafın 34.220 TL ücreti davalı hesabına yatırdığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Bu durumda davacının sözleşmeden dönerek ödemiş olduğu parayı geri isteme hakkı doğduğundan , mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibari ile 34.220 TL asıl alacak, 424 TL işlemiş faiz talebinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır. İİK 67/2 maddesi uyarınca icra takibine konu alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden davacı/alacaklının takibe geçmede kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalının, … 11.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 34.220,00TL asıl alacak 424,00TL işlemiş faiz olmak üzere iptali ile takibin takip talebindeki hal ve şartlar üzerinden devamına
2-6.928,8TL alacağın % 20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.366,50TL harçtan peşin alınan 418,76TL’nin ve davacı tarafça icra dosyasına yatırılan 173,22TL harçların toplamı olan 591,98TL’nin mahsup edilerek bakiye 1.774,50TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 591,98TL peşin harç, 59,30TL başvuru harcı gideri toplamı olan 651,28TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 8,50TL vekalet harcı gideri, 320,00TL tebligat, posta gideri ile 3.600,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.928,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda karar verildi. 24/01/2023

Katip

¸e-imza

Hakim

¸e-imza