Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/685 E. 2022/872 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/685 Esas
KARAR NO :2022/872

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:18/05/2021

BİRLEŞEN ….ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:18/05/2021
KARAR TARİHİ:06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından … no’lu kasko poliçesi ile 05/08/2018-05/08/2019 tarihleri arasındaki dönem için … plakalı aracın sigortalandığını, 25/06/2019 tarihinde sigortalı aracın … … Caddesi, No: 109 adresinde park halinde iken bulunduğu yerde üzerine ağaç devrilmesi sonucu hasar gördüğünü, hasar dosyası evraklarından görüleceği üzere ağacın düşmesi sonucu sigortalı aracın camlarının kırıldığını ve kapı kısımlarında da hasar meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından sigortalı araçta oluşan bu hasarın nedeni ile 21/08/2019 tarihinde 39.200,00-TL tazminat ödendiğini, yasal mevzuat gereği; ağacın devrilerek hasarın meydana geldiği yerde ağaçların bakımı, korunması ve bu konuda her türlü önlemin alınmasına ilişkin hizmetlerden davalı kurum belediye ve Orman Genel Müdürlüğünün müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, 39.200,00-TL hasar tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda idari yargının görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, söz konusu olayda belediyenin kusurlu olduğuna ve kazaya sebebiyet verdiğine dair hiçbir somut delil bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, haksız fiillerde, zarar verenin kusuru oranında meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin meydana gelen zararlı sonuçtan dolayı kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin orman sayılan alanların bakım ve korunmasından sorumlu olup orman sayılmayan yerlerin bakım ve korunmasından sorumlu olmadığını, söz konusu olayın gerçekleştiği alanın orman sınırları dışında yer aldığını, devrilen ağaçla ilgili kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığın beyan ederek, davanın husumet, zaman aşımı, dava şartlarının bulunmaması nedeniyle usul yönünden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacı sigorta şirketinin kasko poliçesi ile sigortaladığı … plakalı binek taksiye davalı …’un işlettiği otoparkta park halindeyken üzerine ağaç devrilmesi sonucu, araçta meydana gelen hasar, onarım bedeli ve değer kaybı zararının rücuen tazmini için dava edildiği,araç malikinin tacir olmadığı , davanın mutlak ticari davalardan olmadığı ve olayın haksız fiilden kaynaklandığı uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir.( Yargıtay 17 HD 2016/1928 Esas- 2016/5962 Karar)
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2022

Katip…

Hakim…