Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/680 E. 2022/506 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/680 Esas
KARAR NO : 2022/506

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle: Müvekkilinin iplik toptan ticareti yapan bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı arasında gerçekleştirilen ticaret sebebiyle müvekkili tarafından davalı firmaya iplik satışı yapıldığını, davalı şirket, aldığı ürün karşılığı ödemeyi yapmadığından 2018-2019-2020-2021 tarihlerine ait cari hesapların toplamında 139.948,29 TL alacak bakiye kaldığını, müvekkili şirketin, alacağın tahsilini teminen 16.04.2021 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesi olan 139.948,29 TL asıl alacak tutarı üzerinden davalı şirket aleyhinde icra takibi başlattığını, ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini ve borçlu şirket 30.04.2021 tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz ettiğini, iş bu itiraz üzerine icra takibi durduğunu, bu doğrultuda itirazın iptali davası ikame edebilmek amacıyla 01.09.2021 tarihinde arabuluculuk görüşmelerine başlanıldığını ve 01/10/2021 tarihinde anlaşamama tutanağı imza altına alındığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının … 37. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davacı tarafın alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
İcra dosyasının UYAP üzerinden celp edilip incelenmesinde: alacaklısı … tarafından, borçlu …, aleyhine 139.948,29-TL asıl alacak, 12.005,84-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 151.954,13-TL’nin icra takip tarihi olan 26/04/2021 tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 26/04/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.06/06/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle “…Davacı defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğunu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığını, açılış ve kapanış kayıtlarının
kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığını, davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğunu, davacı tarafın mali kayıtlarına göre takip tarihi (16.04.2021) itibari ile hesap bakiyesi 139.948,29 TL davalı taraftan alacaklı olduğunu, takip tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davacının 11.881,23 TL faiz alacağının oluşabileceğine…”dair görüş sunulmuştur. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 139.948,29 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalı tarafın temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından faiz talebinin yerinde olmadığından reddine, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle ticari avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
-Davalının … 37. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 139.948,29-TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile takibin devamına,
– Fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 27.989,65-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 9.559,86-TL harçtan peşin alınan 1.835,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.724,63-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 17.245,09-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.400,00-TL(posta/tebligat/bilirkişi)’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.289,38-TL ile 1.903,03-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 3.192,41-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin taraflardan (104,30-TL’sinden davacı tarafın, 1.215,70-TL’sinden davalı tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza