Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/649 E. 2022/238 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/649 Esas
KARAR NO : 2022/238

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağının tahsili amacıyla İstanbul Aanadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı, 23/08/2019 tarihli fatura alacağından kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını davalı borçlu, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibi durduğunu, işbu itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak davacının haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olduğunu, haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına davalı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karış taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde açılmış bir icra takibinin varlığının dava şartı olması sebebiyle işbu dava kapsamında başlatılan icra takibi yetkisiz icra müdürlükleri olan İstanbul Anadolu icra müdürlüklerinde başlatılmış olmasına istinaden davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddini, davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı gibi Mahkemenizde açılan dava da yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili icra müdürlüğü ve mahkeme taraflar arasında imza edilmiş Çerçeve Sözleşme’nin 14. Maddesi ile İstanbul icra müdürlükleri ve mahkemeleri olduğundan yetki itirazının kabulü ile icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesine, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı “vade farkı” açıklaması ile mükerrer faturalar düzenleyip mükerrer takipler başlattığı ve bu yolla alacak yaratma çabasında olduğu sabit olmakla birlikte açıklanan sebeplerden ötürü karşı tarafın vade farkına ilişkin fatura düzenlemesi kötü niyetli olup kesilmiş olan fatura geçerli değil olmadığını, bu sebeple takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin faizi ile birlikte davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; faturaya dayalı girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; iş bu davanın başlangıçta İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olduğu , ilgili mahkemenin … Esas, …karar sayılı dosyasında ” İİK’nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile İİK’nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur.” hükmü yer almaktadır.
Borçlu tarafından süresinde icra dairesine yapılan itirazla birlikte takip, kanun hükmü gereğince kendiliğinden durur ve duran takibe devam edilebilmesi, alacaklı tarafından borçlunun itirazının hükümden düşürülmesine bağlıdır.
İİK’nun 67. maddesi gereğince de takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
YHGK’nın 24.04.2013 tarih ve 2012/9-1435 E, 2013/569 K sayılı ilamında, “Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır (Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 tarih ve 19-267 E, 311 K sayılı; 20.03.2002 tarih ve 13-241 E, 208 K sayılı ilamları).
İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Sözkonusu kanunun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğu takdirde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır. Tarafların tacir olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Somut olayda davaya dayanak takip İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibidir. Taraflar arasında akdedilen çerçeve sözleşmenin 14.Maddesinde taraflar arasında doğan uyuşmazlıkların İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinde çözümleneceği konusunda yetki sözleşmesinin akdedildiği,sözleşme altındaki imzanın her iki şirket yetkililerince kabul edildiği anaşıldığından mahkememizin sözleşmede kararlaştırılan münhasır yetki sözleşmesi ile bağlı olduğundan ve genel yetkiyi bu kararlaştırmanın kaldırdığından mahkememizin ve davaya esas takibin girişilerek ödeme emrinin tebliğ edildiği icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılmıştır.
Nihai olarak Mahkememizce 18/02/2021 tarihli celsede davanın özel dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olmasına rağmen dava dosyasının karar kesinleştiğinde yetkili Asliye ticaret Mahkemesine gönderilmesi şeklinde 2 numaralı bent tesis edilmiş ise de buna dair yanılgının mahkememiz kararının tarafların gerekçeli kararda hak ve borçlarının genişletilmesi veya daraltımı sonucu doğurmayacağından maddi hata olduğu anlaşılarak söz konusu bendin karar fıkrasından çıkartılması cihetine gidilerek iş bu davaya ilişkin olarak …” davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, verilen kararın yetkisizlik kararı niteliğinde olmadığı, ilgili mahkemece kararın kesinleşmesinin sehven mahkememize gönderilmiş olduğu, mahkememizce yeni esas numarası alınmışsa da, eldeki davanın, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas, … karar sayılı dosyasının devamı niteliğinde olduğu ve dava tarihi itibariyle dava koşullarının varlığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı dosyasında icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle, o davanın devamı niteliğinde olan iş bu davada yeniden karar tesisine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı dosyasında iş bu davaya ilişkin olarak “dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ” karar verilmiş olması nedeniyle , davaya ilişkin olarak yeniden karar tesisine yer olmadığına
2-Dosya esasının bu şekilde kapatılmasına
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 1.168,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 1087,77-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.23/03/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza