Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/630 E. 2022/953 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/630 Esas
KARAR NO : 2022/953

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :
“… 14/09/2018 tarihinde Bayrampaşa işletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan …adresinde, davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğine, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilnesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 6.344,44-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hasar bedellerinni ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 6.344,44-TL hasar bedeli 128,28-TL işlenmiş faizi olmak üzere toplam borçlular aleyhine 6.472,72-TL’nin tahsili amacıyla … 3. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçlular ödeme emri gönedirldiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra, borçlular borca, faizine, icra takibine, yetkiyi, vekalet ücretine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiklerini, borçlular borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de, borçluların itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, icra takibine konu alacağın dayanağı hasar bedeli olduğunu, bu nedenle zarar görenini ikametgahı yetkili bulunduğunu, söz konusu hasarlar besebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçlu haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş olduklarızararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin cra takibine de kötü niyetle itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davalıların … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğuhaksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini …” dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle;
“…Mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının iş bu davasının Asliye Hukuku Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı yanın iddia ettiği rücu tazminat talebinde konu zarar ancak Asliye Hukuk Mahkemesinde taraflarına karış yöneltilebileceğini, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili idarenin zararın oluşmasında hiçbir kusuru veya tedbirsizliğinin olmadığını, hasar meydana geldikten sonra müvekkili idare tarafından yapılan incelemede belirtilen adreste yüklenici firma tarafından yapılan kaldırım yenileme çalışmasının 35 cm derinliğinden kazı yapıldığı tespit edildiğini, …’ a ait elektrik hakkının ise fen ve sanat kurallarına göre 80 cm derinliğinde, kablonun elektirk kumu içinde döşenmiş olması ve üzerinde elektirk hattı ikaz bandı bulundurması gerekli olduğu halde 10 cm derinlikte elektrik kablosu çıktığı anlaşıldığını, bu nedenle öncelikle gerekli derinlikte döşenmeyen kablo ve gerekli ikaz işaretlerinin bulunmaması …’ın kusurlu olduğunu gösterdiğini, arz ve izah olunan ve resen gözetilecek hususlar neticesinde mahkemenin görevsizliğine, aksi halde yetkisizliğine, aksi halde husumet yokluğunda reddine, aksi halde esastan reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı …Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle;
“…Öncelikle davacı yanca salt tek taraflı olarak düzenlenen belgelerle ortaya konulan zarar iddiasının dışında ispat edilmiş bir zarar olgusu mevcut olmadığını, bu nedenle hukuka uygun deliller ile ispat edilmeyen davalının eylemi neticesi bir zarar oluştuğunun kabulü hukuka uygun olmayıp davanın bu nedenle reddi gerektiğini, yine zararın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için zararın oluştuğu düşünülse dahi davalı yanın eylemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı kurulmadığını, zira davacıya ait teçhizat ya da kablolarının bulunması gereken yerde (gömülmesi gereken mesafeye uygun gömülmemesi ya da bulunması gereken bir yerden başka bir yerde bulunması vs.) bulunmaması ya da ilgili teçhizat ya da kabloların yıpranmış ya da hasarlı olması halinde davacının kendi kusurlu eylemlerinin zarara sebebiyet vermesi muhtemel olup bu durumda da davalının eylemi ! ( ki iddia edilen eylemin gerçekleştiği kabul edilmemekle ispat külfeti davacı yandadır) ile oluştuğu iddia edilen zarar arasında uygun illiyet bağı kurulamayacağının açık olduğunu, bu nedenle davacı yanca davalıya atfedilen kusur iddiası ile oluştuğu iddia edilen zarar arasında uygun illiyet bağının da kurulmadığı açık olup bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, bir diğer husus davacı yanca zarar iddiası ortaya atılmakla, tek taraflı olarak belirlenen zarar iddiası yönünden tazminat hukukundaki ispat külfetine aykırı olarak ilamsız icra takibine geçilerek alacak talebi hukuka uygun olmadığını, zarar iddiasını kabul etmemekle birlikte, ancak husumetin ispatı sonrasında bilirkişi incelemesi, mahallinde keşif ve sair delillerin değerlendirilmesi neticesi varlığı anlaşılabilecek ve henüz likit olmayan bir alacak yönünden tek taraflı olarak belirlenen bir alacak miktarına temerrüt kuralları da yok sayılarak faiz işletilmek suretiyle ilamsız icra takibi yapılması hukuki hak kullanımına uygun olmadığını, iş bu nedenle ilamsız icra takibine davalı yanca yapılan itiraz yerinde ve haklı olduğunu, huzurdaki itirazın iptali davasının reddi ile birlikte koşulları oluşmayan icra inkar tazminatına ve faize hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…14.09.2018 tarihinde, … adresinde davalı belediye / taşeronu davalı şirket tarafından yapılan alt yapı çalışmaları esnasında meydana gelen hasar bakımından başlatılan takipte;Alacaklı …, Borçlu: …Belediye Başkanlığı ve … İnşaat Ve Tic.Ltd.Şti, Hasar Bedeli 6.344,44 TL. İşlemiş Faız 128.28 TL.Toplam : 6.472,72 TL üzerinden takip başlatılmıştır…”
03/07/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Dosya kapsamına sunulan hasar tespit tutanağı ve yazışmalar kapsamında hasarın varlığının şabit olduğu, davacı şirkete müterafik kusur bakımından yeterli delil bulunmadığı. Kopartılan kablo için kultanıları ek mufu teknik anlamda mutlaka kullanılması gereken malzemedir. Hasar için talep edilen 48,13 TL. (malzeme) + KDV =56,79 TL. malzeme bedeli kadri maruf bir değerdir. Hasar tutarı belirlenirken … Birim Fiyatlarının dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, hasar onarımının herhangi bir yüklenici şirkete yaptırıldığına ilişkin, hizmet alım sözleşmesi, fatura, iş emri vb. Belge sunulmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı … tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği kanaatine varılmıştır. Nihai karar sayın Mahkemenıze aı1 olmak üzere yukarıda detayı verilen emsal ilam talep edilemeyeceği kanaatıne varılmıştır.Cevap dilekçesinden hasarın varlığının kabul edildiği, husumete ilişkin itirazlarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Hasar adresindeki çalışma davalı belediye yüklenicisi şirket tarafından yapılmış olsa dahi davalı belediyenin, yüklenici şirket üzerinde denetim gözetim yetkisi olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır. (3.Hukuk Dairesi’nin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22.11.2007 tarihli kararı da gözetilerek) Açıklanan nedenlerde, Takip tarihi itibariyle 56,79 TL. (KDV dahil malzeme bedeli) * 1,16 TL. (malzeme bedeli için takip tarihine kadar işlemiş faiz) * 57,95 TL. davacı talebi olabileceği, Ancak, Davalı Belediye Fen İşleri Müdürlüğü’nün 14.12.2018 tarihli yazı içeriğinde, Hasara sebep olan çalışma için 35 cm. derinlikte kazı yapıldığı belirtilmiştir. (Befediyenin 28.06.2019 tarihli yazı ekindeki fotoğraf ile beyan belgelenmiştir) dolayısıyla davalı Belediyece yapılan çalışmanın, davacı şirket kablosunun olması gereken derinliğe (80 cm) ulaşılmasını gerektirmeyecek yol çalışması olduğu anlaşılmaktadır. Kablo hasar gördüğünden, davacı şirkete ait hasarlanan kablanun elektrik dağıtım şebekeleri enerji kabloları uygulama usül ve esaşları hükümlerine uygun olmadığı, 80 cm. derinlik şartının sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle Davalı beledlşe ve şirket vekillerince takibe yapılan itirazın haklı gerekçeli olduğu…” dair görüş sunmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla 14.09.2018 tarihinde … adresinde davalı belediye ve taşeronu davalı şirket tarafından yapılan alt yapı çalışmaları esnasında meydana gelen hasar bakımından başlatılan takipte takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, meydana gelen hasarın davalıların eylemleri sonucu meydana geldiğine dair davanın kabulünü haklı kılacak delil sunulmadığı, bilirkişi raporunun da davacının iddiasını desteklemediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haklı olduğu, ancak uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 110,54-TL harçtan düşümü ile bakiye 29,84-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı … Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 6.472,72-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … Şirketi tarafa verilmesine,
4–6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Davacı ve davalı …LTD vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyla kesin olarak karar verildi. 27/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır