Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/614 E. 2023/428 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/614 Esas
KARAR NO : 2023/428

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “16/03/2021 tarihinde saat 11:30 sıralarında …. karayolunda sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek tarafları yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen bu trafik kazası sonucunda … plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır yaralandığını, burun kemiği, çene ve dişlerinin kırıldığını, bir gözünde hem küçülme hemde kayma meydana geldiğini, burun kemiği, çenesi ve dişlerinin halen kırık olduğunu, yine gözlerinde kayma ve küçülmenin gözle görülür şekilde mevcut olduğunu, bu duruma ilişkin hastane raporları, kaza ile ilgili belgeleri dosyaya sunduklarını, … plaka nolu aracın davalı şirkette … poliçe nosu ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigorta yaptırıldığını, ekli poliçede görüleceği üzere sigorta süresinin 24.11.2020 ile 24.11.2021 dönemlerini kapsayıp kişi başına sakatlanma/ölüm halinde ödenmesi gereken maddi tazminat(iş görememezlik, sağlık masrafları, kazanç kaybı, maluliyet durumu) miktarının 410.000 TL olduğunu, yine poliçe de sağlık giderlerinin kişi başına 410.000 TL olarak belirlendiğini, iş bu poliçeye bağlı olarak davalı sigorta şirketine tazminatın taraflarına ödenmesini talep etmelerine rağmen herhangi bir sonuç alınmaması üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurduklarını, lakin arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazasında burun kemiği, çene ve dişlerindeki kırıklık ile bir gözünde hem küçülme hemde kayma meydana gelmesi sebebiyle sakat kaldığını. müvekkilinin şuanda kendi ihtiyaçlarını kendisinin gideremediğini ve bakıma muhtaç bir durumda olduğunu, müvekkiline diğer aile bireylerinin baktığını, bundan dolayı bakıcı giderlerininde davalı sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin İstanbul’da bulunan hastanelere yapmış olduğu vücut fonksiyon kaybını gösterir sağlık kurulu raporu(heyet raporu) başvurusunun Covid-19 salgını nedeniyle reddediğiini ve heyet raporu alınamadığını, müvekkilinin ileride kazadan kaynaklı sağlık sorunlarını en az seviyeye indirmek için yapacağı muhtemel masraflarında davalı şirketçe karşılanması gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile uzman bilirkişi tarafından tazminat miktarı kesin ve net olarak belirlendiği anda arttırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsiline…” karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil … Sigorta A.Ş.nezdinde trafik sigorta poliçesi ile 24/11/2020-24/11/2021 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin ZMMM gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerinde zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı vekilinin müvekkili …’ın daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile müvekkil şirketten sakatlık tazminatı talep ettiğini, müvekkil şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, davacı yanca müvekkil şirkete geçerli bir başvuru yapılmadığını, başvuru şartı yerine getirilmediğinden müvekkil şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğinin, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraf vekillerinin sunmuş olduğu 11/09/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini beyan ettikleri görülmüştür.
Davadan feragat, HMK.m.307 ve m.309 hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK.m.310 hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de HMK.m.310 hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine, karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 269,85TL harcın peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile eksik kalan 210,55TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/09/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza