Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/604 E. 2022/838 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/604 Esas
KARAR NO : 2022/838

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı … Ltd. Şti tarafından, müvekkile ve bir takım dava dışı firmalara karşı … 8.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senedinden kaynaklı icra takibi başlatılmıştır. Aşağıda ayrıntılı olarak anlatacağımız üzere davacı müvekkilin söz konusu kambiyo senedinden kaynaklı takip miktarı kadar borcu bulunmamaktadır. Takibe konu yapılan kambiyo senedi üzerinde tahrifat yapılmış olup söz konusu kambiyo senedi üzerindeki bedel gerçekte 145.000,00tl değil, sadece 45.000,00TL’dir. Dava dışı … LTD. ŞTİ. Davacı müvekkil firmadan aldığı çeki ve diğer bazı başka çekleri cirolayarak …’da bulunan başka bir firmaya olan borcunu ödemek amacıyla kargo yaparak göndermek istemiştir. ancak söz konusu çekler kargo firmasına teslim edildikten sonra kaybolmuştur. Bunun üzerine de dava dışı öncel makine, çek iptali davaları açmıştır. hatta davacı müvekkili de ödeme yapmaması konusunda uyarmıştır. Çekin orjinal halinin üzerinde yazılı bulunan “kırkbeşbin” ibaresindeki yazı karakteri ile tahrif edilerek çeke sonradan eklenen “yüz” ibaresinin yazı karakterinin farklı olduğu, diğer deyişle “yüz” ibaresinin farklı bir kişinin elinden sadır olduğu çıplak göz ile dahi anlaşılabilmektedir. Salt bu durum dahi çek üzerinde tahrifat yapıldığını ve çekin sahte olduğunu ortaya koymaktadır. bu konuya ilişkin ayrıca tarafımızca savcılığa suç duyurusunda da bulunulacak olup dosya bilgileri bilahare sayın mahkemenize sunulacaktır. Davacı müvekkil şirket, dava dışı …’den aldığı mallara karşılık, dava dışı … 45.000,00 TL bedelli … çek Nolu 31.08.2021 tarihli çeki vermiştir. Dava dışı … Makine, henüz çekin tahsilat günü gelmeden müvekkil şirketi arayarak, müvekkil tarafından verilen ve ayrıca farklı iki firmadan daha alınan çekleri adresi …’da bulunan ve borçlu olduğu bir firmaya kargo ile gönderildiğini, ancak kargoda çeklerin çalındığını, buna ilişkin çekin iptali davası açıldığını belirterek müvekkilin söz konusu bu çeke ilişkin ödeme yapmaması gerektiğini belirtmiştir. Müvekkil şirket de, ilgili … Bankası A.Ş.’yi arayarak durumu teyit etmek istemiş ve çekin iptaline ilişkin bir dava açıldığını ve çeke ödeme yasağı konulduğunu öğrenmiştir. Dava dışı … tarafından açılan çek iptali davası … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile görülmekte olup söz konusu davada, işbu dava konusu çeke “ÖDEME YASAĞI” konulmuştur. Ekte sunmuş olduğumuz … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyasında alınan ödeme yasağı kararında da dava konusu çek bedelinin gerçekte 45.000,00 TL olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Ancak bu arada davalı tarafından … 8. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası kapsamında 07.09.2021 tarihinde davacı müvekkil ve bir kısım dava dışı firmalara karşı 145.000,00 TL bedelle haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi başlatılmıştır. Müvekkilimiz ise henüz tebliğ aldığı ödeme emrini görünce neye uğradığını şaşırmış ve huzurdaki davanın ikame edilmesi zarureti hasıl olmuştur. Davacı müvekkil şirketin ticari defterleri de incelendiğinde, davalı … 145.000,00 TL bedelli değil, sadece 45.000,00 TL bedelli çek verdiği anlaşılacaktır. Davacı müvekkil şirket, … dışında diğer davalı şirketlerin hiçbirini tanımamakta olup davadan önce de işbu davalılar ile hiçbir ticari alışverişi de olmamıştır. Davacı müvekkil şirket, sadece … ile yapmış olduğu ticari alışveriş karşılığında 45.000,00 TL bedelli bir çek vermiş olup sonrasında bu çekin çalınması ve tahrif edilmesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Sayın Mahkemenizce alınacak bilirkişi raporu ile de dava konusu çekin tahrif edildiği, çekte yazılı bedele rakam olarak “1” ve yazı olarak “yüz” ibaresinin sonradan eklendiği ve farklı kişilerin ellerinden sadır olduğu sabit hale gelecektir. Bu nedenle bilirkişi incelemesinde yazı karakterlerinin farklı olup olmadığı ile yüz ibaresinin zaman olarak sonradan eklenip eklenmediğinin incelenmesini; grafolojik inceleme yapılmasını talep ederiz.
Tüm bu nedenlerle müvekkilin çekte tahrif edilen 100.000,00TL yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ederiz. Ayrıca belirtmek isteriz ki sahte çek üzerindeki ciroda davalının unvanı başka iken icra takibinde alacaklı olarak görülen unvan başkadır. Söz konusu takip bu nedenle de hukuka aykırılık teşkil etmiştir.
dava konusu senet üzerinde tahrifat yapıldığı sabit olup sahtelik söz konusu olduğundan tüm icra işlemlerinin de durdurulması ve bu uğurda teminatsız bir şekilde icra takibinin tedbiren durdurulması gerekmektedir. Davacı müvekkil şirket, ticaret ile uğraşmakta olup söz konusu haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle herhangi bir mal varlığına haciz işlenmesi ve /veya banka hesaplarına bloke konulması, müvekkil şirkete telafisi imkansız zararlar verecektir. Müvekkil şirketin ticari hayatına aynen devam edebilmesi için icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz.
3.3-Her ne kadar menfi tespit davalarında icranın durdurulması teminat yatırılması ile mümkün ise de teminatın amacı, borçlunun davasında haksız çıkması karşılığında alacaklının alacağına geç kavuşmasından doğan zararlarını borçlu tarafından gösterilen teminattan karşılanmasıdır. Ancak ekte sunmuş olduğumuz belgelerden de çek miktarında tahrifat yapıldığı sabittir. Bu nedenle her ne kadar henüz çekte tahrifat yapıldığına ilişkin bilirkişi raporu alınmamış olsa da sunmuş olduğumuz belgelerin delil değerinin yüksek olması nedeniyle tedbir talebimizin teminatsız bir şekilde kabulüne karar verilmesini talep ederiz. fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik; Öncelikle ve ivedilikle yaşanacak hak kayıplarının önüne geçebilmek amacıyla icra takibine konu çek sahte olduğundan teminatsız bir şekilde takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
Söz konusu kötü niyetli ve haksız icra takibinin iptali ile birlikte Müvekkilin … 8.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında 100.000,00 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine, söz konusu takibin açılmasında davacı müvekkilin herhangi bir kusurunun olmadığının tespitine,
Haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle bono miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere takdir olunacak kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı müvekkil …’nin yetkili ve meşru hamili olduğu … Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ait ait … seri numaralı, 31.08.2021 keşide tarihli ve 145.000,00-TL bedelli çeke müstenit alacağına binaen tarafımızca … 8. İcra Müdürlüğü nezdinde …E. Numaralı icra dosyası ile alacağın tahsili yoluna başvurulmuştur. Akabinde davacı tarafınca Sayın Mahkemeniz nezdinde görülmekte olan işbu menfi tespit davası ikame edilmiştir. Belirtmek gerekir ki karşı tarafın savları hukuki bir zemine oturtulmamış, somut durumun gerçekliği ile uyuşmayan salt iddialardan oluşmaktadır. Şöyle ki;Öncelikle belirtmemiz gerekir ki davacı tarafından ikame edilen menfi tespit davası 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 5/A maddesi gereği konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak olması dolayısıyla zorunlu arabuluculuğa tabi olup dava açılmadan önce başvurulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, davacı tarafından usuli şartlara uyulmaksızın işbu dava ikame edilmiş olup bu sebepten davanın usulden reddini talep etmekteyiz.
Davacı taraf dilekçesinde, dava konusu çekin dava dışı … Ltd. Şti. Tarafından cirolanarak kargoya verildiğini, akabinde kaybolduğunu, dava dışı lehtar … makine tarafından çek iptali davası açıldığını, çek bedeli üzerinde tahrifat yapıldığını iddia etmektedir.
Davalı müvekkil, dava konusu çekin yetkili ve meşru hamili olup ilgili çek, aralarında ticari ilişki bulunan … Limited Şirketi tarafından müvekkile, şirketten satın alınan mal ve hizmet bedelinin ifası amacıyla ciro edilmiştir. Söz konusu çekin üzerindeki ciro silsilesi tam ve birbirini düzgünce takip eden cirolardan oluşmakta olup Türk Ticaret Kanunu Madde 790 göz önüne alındığında davalı müvekkilin çekin meşru hamili olduğu açıktır.
Karşı yan dava dilekçesinde … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından ödemeden men kararı verildiğini ifade etmiştir. İşbu karar çekin takibe konulmasına engel teşkil etmemektedir. Ayrıca çekin ziyaı gerekçesiyle açılan iptal davasındaki ödemeden men kararı hasımsız olarak verildiği için davaya taraf olmayan iyiniyetli üçüncü kişiyi (çek hamilini) bağlamaz.
Ödemeden men kararının hasımsız ikame edilen bir dava olarak sonuçlanması ve kesin hüküm niteliğinde olmaması gibi hususlar nedeniyle müvekkilin söz konusu karardan haberinin olması durumu, ancak ve ancak çek bedelinin tahsilinin istenmesi sonucunda gerçekleşebilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde çekin kargoda kaybolduğunu ve akabinde çek bedeli üzerinde tahrifat yapıldığını iddia etmektedir. Müvekkil firma söz konusu çeki ticari faaliyetleri neticesinde iktisap etmiş ve akabinde nakit ihtiyacı sebebi ile iktisap etmiş olduğu işbu çeki yasaya ve usule uygun olarak tahsili yoluna gitmiştir. Asla kabul anlamında gelmemekle beraber, iyiniyetli üçüncü kişi olan çekin yetkili ve meşru hamili sıfatını haiz davalı müvekkilin karşı tarafın iddia ettiği hususları bilmesi mümkün olmadığı gibi kendisinden bilinmesi beklenemez. Nitekim davacı taraf da işbu dosyaya söz konusu iddialarını ispatlar nitelikte kesin bir delil sunamamıştır. İddia edildiği gibi dava konusu çeke yönelik bir kaybolma durumu gerçekleşmiş olsaydı karşı tarafça mağduriyet yaşamamak adına, ödeme emrinin kendilerine tebliğinden itibaren yasal süresi içinde icra takibine itiraz edilmesi gibi ellerindeki hukuki imkanların kullanılması gerekirdi. Ancak davacı taraf yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmemiştir. İşbu sebepten hareketle halihazırda huzurda görülmekte olan davanın açılış amacı alacaklı müvekkilin alacağını geciktirme saiki taşımaktan öteye geçmemektedir. davacı tarafın dava dilekçesinde, dava konusu çekin 45.000,00-TL tutarlı kısmına ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığı ortadadır. Mamafih, davacı yan dava konusu çek bedeli üzerinde 45.000,00-TL’nin 145.000,00-TL olarak değiştirilmesi suretiyle tahrifat yapıldığını iddia etmektedir. Dava konusu çek müvekkil firmaya üst ciranta ile gerçekleştirilen ticari faaliyetler neticesinde 145.000,00-TL bedelli olarak gelmiş olup ticari defter ve kayıtlara da bu şekilde intikal ettirilmiştir. Kanaatimizce çok yüksek ihtimalle karşı tarafça delil olarak sunulan çek fotokopisinin üzerinde bu şekilde bir tahrifat yapılmıştır. Hiçbir suretle iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe konu ettiğimiz işbu çekin bedelinde üçüncü kişilerce tahrifat yapılmış olsa dahi davalı müvekkil firmanın bunu bilmesi veyahut kendisinden bilinmesinin beklenmesi mümkün değildir. Kaldı ki, tekrar ve ısrarla asla kabul anlamına gelmemek ile beraber, iyiniyetli meşru hamil olan müvekkil firmanın çeki, iktisap anında çıplak göz ile incelediği göz önünde bulundurulduğunda söz konusu tahrifat hususunu bilebilecek durumda olması kendisinden beklenemez. Bu sebeple iyiniyetli üçüncü kişi olan davalı müvekkil firma dava konusu çekin sıhhatli biçimde birbirini takip eden ciro zinciri içerisinde bulunan yetkili ve meşru hamili olduğundan davanın reddi gerekmektedir.
Her ne kadar müvekkilin çeki kendisine ciro eden şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi ve çekin hangi ticari faaliyet ile ilgili olarak verildiğini ispat etmek gibi bir yükümlülüğü bulunmasa da durumun meşruiyetine ilişkin mahkemeniz nezdinde herhangi bir kuşku oluşmaması açısından müvekkilin çeki ne suretle iktisap ettiğini ve çeki müvekkile ciro eden şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi gösterir evraklar işbu dilekçe ekinde tarafınıza sunulmaktadır.Davacı taraf, iddialarının ispatına yönelik 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. Maddesi ile hüküm altına alınan “Senetle İspat Zorunluluğu” gereğince işbu dosyaya senet niteliğinde herhangi bir delil sunamamış olup ileri sürülen hususlar iddiadan öteye geçmemektedir.
Dava konusu çek incelendiğinde, çek kelimesinin senet metninde yer aldığı, belirli bir bedelin ödenmesi için kayıtsız şartsız bir havaleye ilişkin olduğu, ödeyecek kimsenin yani muhatabın belirtildiği, gün, ay ve yıl şeklinde belirlenmiş bir düzenleme tarihinin bulduğu, düzenleyenin el ile atılmış imzasının bulduğu ortadır. Diğer bir anlatım ile dava konusu çekin geçerlilik şartlarını haiz olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıktır. Bu zorunlu unsurların mevcudiyeti halinde çek, kambiyo senedi niteliğini kazanmakta ve kambiyo senetlerine özgü güvence ve kolaylıklardan faydalanılması da mümkün olmaktadır. İşbu sebeple dava konusu çekin kambiyo vasfı taşıdığı hususu herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıktır. Bu kapsamda karşı yanın çekin sahte olduğuna ilişkin iddialarını kabul etmediğimizi belirtiriz.Tekrar belirtmek isteriz ki dava konusu çek, gerekli kanuni şartları ihtiva etmekte olup tam ve düzgün ciro silsilesi içerisinde müvekkil firmaca kendisi ile ticari ilişkide bulunulan üst cirantadan ciro ve teslim yolu ile iktisap edilmiş bulunulmaktadır. Mevcut durumda müvekkil firmanın dava konusu çekte tahrifat bulunup bulunmadığını bilmesi veyahut bilebilecek durumda olması beklenemez. Zira çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamilin bu şekilde bir yükümlülükle yüklenmiş olması ihtimali çekin ticari hayattaki varoluş gayesine aykırıdır. İşbu ihtimal ticari hayattaki hızlı iş akışı ve kambiyo senetlerinin tedavül kabiliyetine duyulan güveni zedeleyecek ve ticari hayatın olağan akışını da engelleyecek mahiyettedir.
Davacı tarafın hukuka aykırılık iddialarını kabul etmemek ile takip talebinde alacaklı olarak gözüken … Ltd. Şti. İle dava konusu çekin üzerindeki ciranta kaşesinde yazılı … Ltd. Şti. aynı firma olduğunu ifade etmek isteriz. İşbu değişiklik şirketin unvan değişikliği ile alakalı olup firmaların aynı olduğu vergi kimlik numaralarına bakılarak anlaşılabilmektedir. Dava konusu çekin takibe konu edilmesi elektronik ortamda gerçekleştiğinden sistemsel bir hata sebebi ile … Ltd. Şti. Unvanı ile takip talebi düzenlenmiştir. Müvekkil firmanın unvan değişikliğine ilişkin Ticaret Sicili Gazetesi ilanını dilekçemizin ekinde Sayın Mahkemenizin dikkatine sunuyoruz. İşbu hususa ek olarak, olağan profesyonel iş akışı içerisinde müvekkil firma nakit ihtiyacı olduğu dönemde işbu çeki bankaya ibraz etmiş, belirli bir süre akabinde söz konusu çeki icra kanalı ile tahsil edebilmek için takip başlatmıştır. Burada herhangi bir kötüniyet arama çabası alacaklı davalı müvekkilin alacağını geciktirme saikini haiz kötüniyet göstergesidir.
Türk Ticaret Kanunu, yüksek yargı kararları, dava konusu çekin üzerindeki ciro zinciri ve dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz müvekkil şirket ile çeki kendisine ciro eden şirket arasındaki ticari ilişkiyi gösterir fatura ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde ve müvekkil şirketin hamili olduğu çekin meşru hamilinin kendisi olduğunu ve müvekkil şirketin dava konusu çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğini iddia eden davacı tarafın iddialarını ispat edecek herhangi bir kesin delil sunamadığı göz önüne alındığında dava konusu çekin meşru hamilinin müvekkil şirket olduğu açıkça görülecek olup işbu sebeple haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddia ve talepler ile ikame edilen işbu davanın REDDİNİ mahkemenizden talep etme gerekliliği doğmuştur.
öncelikle tedbir kararının kaldırılması ile davacı tarafça haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın ve tazminat taleplerinin usulden reddine, Sayın Mahkemeniz aksi yönde kanaatte ise anılan sebeplerden ötürü esastan reddine, kötüniyetli davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…”
GEREKÇE:
Dava, … tarihli ve … numaralı çeke ilişkin tahrifat yapılarak bedelinin 100.000,00-TL tutarında artırılıp artırılmadığına dair menfi tespit talebidir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…Davalı şirket, 07.09.2021 tarihinde … 8. İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyası ile; dava dışı …LTD. ŞTİ., dava dışı … Tic. AŞ., Davacı …Şti., Dava dışı …Tic. TD. ŞTİ., dava dışı …Tic. LTD.ŞTİ. aleyhine 145.000.-TL Çek, 435.-TL komisyon, 14.500.-TL karşılıksız çek Tazminatı, 399,25.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 160.334,25.-TL alacak bakiyesi için yıllık %16,75 ticari değişen oranlarda faizi talebi ile takip başlatmıştır…” 09/06/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Davalı şirket, 25.01.2021 tarihinde TTSG’de ilan edildiği üzere unvanını “… LİMİTED ŞİRKETİ” olarak değişmiştir.
İbraz edilen yasal defterlerin, yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılmış olup, kazıntı ve silintiye rastlanmamış, sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu görülmüştür.
Davalı yasal defterlerine göre davaya konu edilen çek, dava dışı … LTD.ŞTİ tarafından davalının düzenlediği 02.08.2021 tarih ve … nolu fatura borcuna istinaden verilmiştir. Çekin davalıya teslimi 16.08.2021 tarihli 9 nolu Tahsilat makbuzu ile gerçekleşmiş olup; çek değeri hem yasal defterlerde hem de tahsilat makbuzunda 145.000.-TL olduğuna…” dair görüş sunulmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 792. maddesi şöyledir:
“Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”
Anılan yasa hükmü kapsamında rızası hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına yahut menfi tespite karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlamasının yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gerekir. Bu davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği, senedi şeklen düzgün silsile ile ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu veya senet üzerinde tahrifat yapıldığını bilmesi mümkün olmadığından senedi şeklen düzgün ciro silsilesi ile ele geçiren iyi niyetli hamile karşı bu iddialar ileri sürülemez. (benzer yönde kararlar için bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11.10.2021 tarihli ve 2020/4198E., 2021/5951K., 27.12.2021 tarihli ve 2021/7396E.,2021/7379K.) Anılan açıklamalar ve yargı içtihatları doğrultusunda somut olay bağlamında yapılan değerlendirmede, davalının davaya konu kıymetli evrakı üzerinde yazılı bedelle ve ticari kayıtlarına uygun olarak teslim aldığı, ciro silsilesinin şeklen düzgün olduğu, kıymetli evrakı iktisap etmesinde ağır ihmali ya da kötü niyeti bulunduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 1.707,75-TL harçtan düşümü ile bakiye 1.627,05-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/11/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza