Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/549 E. 2023/72 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/39 Esas
KARAR NO : 2023/122

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/06/2014
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…Davacı müvekkil yolcu konumunda içinde bulunduğu … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu 11/10/2008 tarihinde meydana gelen kazada sakat kaldığını, olayla ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından verilen kararda … plaka sayılı aracın sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğuna karar verildiğini, davalı sigorta şirketi kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortacısı olduğunu, KTK hükümleri gereğince davacının uğradığı maddi zarardan sorumlu olan davalı sigorta şirketine davacının uğradığı zararın tazmini talebi ile başvurulduğunu, bu başvuru neticesinde …numaralı hasar dosyası açıldığını, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 05/02/2013 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda müvekkilin sakatlık oranının % 25 olduğunun ifade edildiğini, bu rapor ve müvekkilin sağlık durumuna ilişkin diğer tüm belgelerin davalı sigorta şirketine gönderildiğini, ancak davalı sigorta şirketinin 27/09/2013 tarihli yazısında sağlık kurulu raporunda özür oranı bildirilmiş arazlar ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığını ve tüm rapor, epikriz, hastane kayıtlarının gönderilmesini aksi halde dosyanın reddedileceğini ifade ettiğini, sigorta şirketine tüm rapor ve belgelerine hasar dosyasında bulunduğu hususu ısrarla belirtilmiş olmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmadığını, bu tavrında başvuruyu sürüncemede bırakmak gayesinde olduğu anlaşıldığını, bu sebeple davacının sakatlık durumunun da tespiti ve uğradığı zararın tazmini amacıyla iş bu dava açıldığını, ev kadını olan davacının geçirdiği trafik kazası sonucunda oluşan sakatlığı hayatını eskisi gibi sürdürmesine engel teşkil ettiğini, bu sebeplerle trafik kazası sonucunda sakat kalan davacının sakatlık durumunun tespiti ile, uğradığı maddi zararın HMK 107 gereğince artırılmak üzere bilirkişi marifeti ile belirlenmesine, şimdilik 100-TL ile belirlenecek tazminat miktarının KTK hükümleri gereğince davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı tarihten 8 gün sonrasından itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı taraftan tahsiline, avukatlık ücreti, yargılama gideri, harç ve sair giderlerin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kazanın 11/10/2008 tarihinde meydana gelip uzamış ceza zamanaşımı 5 yıl olup huzurdaki dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, tarafına davacı delilleri tebliğ edilmediğini, … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde … poliçe numaralı … vade tarihleri olmak üzere karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı şirket ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde maddi zarardan sorumluluğu poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, söz konusu kaza nedeniyle davacının dava öncesi yaptığı başvuru sonucu …numaralı hasar dosyası açılmış olup gerekli incelemeler yapıldığını, özürlü sağlık kurulu raporunda özür oranının % 10 sebebinin de hipertansiyon olduğunun ifade edildiğini, kaza ile raporda ifade edilen hipertansiyon arasında nedensellik bulunmadığını, sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirket harhangi bir tazminat ödemek durumunda kaldığı takdirde, araç maliki ve sürücüsü …’a rücu imkanı doğabileceğini, rücu imkanının ortaya çıkması halinde müvekkil açısından hak kaybının oluşmaması için davanın araç maliki, sigortalı ve araç sürücüsü …’a ihbarını talep ettiklerini, bu sebeplerle zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine, esasa geçilmesi halinde ise haksız hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 11.10.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı talebidir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 02/12/2020 tarihli 2018/4089 Esas- 2020/4038 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda :
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 01/11/2021 tarihli raporu özetle;”…Mevcut tıbbi belgelere göre; … kızı, 10.01.1952 doğumlu …’nın 11/10/2008 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu düzenlenmiş bir adet tıbbi belgede, başta 3 cmlik skalp kesisi dışında yaralanma tanımlanmadığı, kişiye 2014 yılında bilateral gonartroz tanısı ile sağ diz protezi uygulanmış olduğu, fiziken gönderilmeyen ancak sonuç raporları bulunan, 05.11.2020 tarihli, servikal ve lomber MR sonuç raporlarının incelenmesinde, boyun ve lomber bölgelerde tarif edilen bulguların olayla illiyetinin bulunmadığı ve ek olarak gönderilen 05.02.2019 tarihli düz grafilerin kurulumuzca incelenmesi sonucunda, kişinin mevcut arızası ile 11.10.2008 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasının illiyetinin kurulamadığı cihetle … kızı, 10.01.1952 doğumlu …’nın 11/10/2008 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde olduğu mevcut raporun uygulanan yönetmelik bakımından doğru olduğu , raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış ve itibar edilmiştir.
Bilirkişiden alınan 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 11.10.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı Hacer Katı’nın Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının – 352,28 TL. Olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %60 olarak belirlendiğinden sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, Yukarıda belirlenen zarar tutarının poliçe limitleri içinde kaldığı,Dosya münderecatına göre en erken temerrüt tarihinin 17.05.2013 olarak belirlenebildiği, Dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği..” rapor edilmiştir. Raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış ve itibar edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 11.10.2008 tarihinde davacının yolcu konumunda içinde bulunduğu … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kaza neticesinde sakat kaldığı ve bu sakatlığı ev kadını olan davacının hayatını eskisi gibi sürdürmesine engel teşkil etmekte olup eskisine göre daha fazla efor sarfetmesi gerektiğinden sakatlık durumunun tespiti ve uğradığı zararın tazminini talep ettiği anlaşılmıştır. Borçlar Kanunu’nun 6098 sayılı kanunun 46. Maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Söz konusu zarar ile haksız fiil arasında illiyet bağı olması gerekmektedir. Hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun… tarih -… sayılı maluliyet raporuna göre kaza sonucu yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği böylece geçici iş göremezliğe ilişkin maluliyet oluştuğunun tespit edildiği, mahkememizce hükme esas alanın denetlenebilir bilirkişi raporuna göre davacının kalıcı maluliyeti oluşmadığı talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 352,28 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalının sorumluluğu 125.000 TL üst limit ile sınırlıdır. Davacı tarafça dava dilekçesiyle 75 TL geçici iş görmezlik, 25 TL de kalıcı iş görmezlik tazminat talebini davalı aleyhine yöneltmiş, bedel arttırım dilekçesi ile de talebini toplam alacak yönünden 352,28 TL’ye yükseltmiştir. Bu minvalde davacının geçici iş göremezlik tazminatının kabulü ile 352,28 TL’nin 17.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kaza nedeniyle davacıda daimi maluliyet oluşmamış olması nedeniyle de kalıcı iş görmezlik tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 352,28-TL geçici iş göremezlik tazminatının 17/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının kalıcı iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE,
2-Geçici iş göremezlik tazminatı talebi hakkında karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harçtan peşin(tamamlama) alınan 26,20TL’nin mahsup edilerek bakiye 153,70TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Geçici iş göremezlik tazminatı talebi hakkında davacı vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen 352,28TL üzerinden hesaplanan yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir olunan 352,28TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi hakkında karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Kalıcı iş göremezlik tazminatı talebi hakkında davalı vekil ile temsil edildiğinden davanın reddedilen 25,00TL üzerinden hesaplanan yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir olunan 25,00TL’nin davacıdan alınarak verilmesine,
6-Tüm talepler hakkında davacı tarafından yatırılan 26,20TL peşin harç, 25,20TL başvuru harcı gideri toplamı olan 51,40TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tüm talepler hakkında davacı tarafından yapılan 1.454,70TL tebligat, posta gideri, ATK fatura bedeli ile 1.250,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.704,70TL yargılama giderinden kabul ve red durumuna göre 2.525,40TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tüm talepler hakkında davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı miktar bakımından KESİN OLMAK üzere karar verildi. 21/02/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza