Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/506 E. 2022/171 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/506 Esas
KARAR NO : 2022/171
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili 21.08.2013 tarihinde … Limited Şirketi’ni kurmuş olup, 04.11.2015 tarihinde şirketin %50 hissesini davalı-borçluya devrettiğini, her ne kadar işbu davanın konusu olmasa da, %50 hisseye ait bedel dahi müvekkiline ödenmediğinden ilgili tutara ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, sonrasında müvekkili, ilgili şirkette ortaklıktan ayrılarak mevcut %50 hissesini de 02.05.2019 tarihinde davalı-borçluya 10.05.2019 tarihine kadar 150.000,00 TL ödenmesi karşılığında … Noterliği’nin 02.05.2019 Tarih, … Yevmiye No’lu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile devrettiğini, davalı-borçlu tarafından ilgili hisse bedeline ilişkin her ne kadar 100.000,00 TL ödenmiş ise de bakiye 50.000,00 TL’lik kısımın ödenmediğini, bu nedenle taraflarınca …İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilin işbu hisse devri alacağı için geçmiş gün faizi ile birlikte icra takibi başlatıldığını, fakat davalı-borçlu işbu
takibe haksız yere itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, işbu dava hususunda asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan huzurdaki davayı
ikame etmeden önce TTK m.5/A hükmünce tarafımızca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk sürecinde davalı-borçlu ile anlaşma sağlanılamadığını, ayrıca davalı-borçlu yukarıda izah olunan ve dayanakları gösterilen borcunu muaccel olmasına rağmen ödemediği gibi aleyhine başlatılan takibe haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davalı-borçlunun itirazının
iptali ile işbu takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, davalı-borçlu, işbu icra dosyasına itirazında imzaya itiraz etmediğinden dava
konusu 02.05.2019 tarihli protokolün geçerliliği hususunda bir ihtilaf bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin rehinle teminat altına alınmamış alacağının muaccel olduğu açık olup, müvekkili davalı-borçlu tarafından mağdur edildiğini, ayrıca taraflarınca internet üzerinden yapılan harici araştırmada davalı-borçlunun kendi üzerinde bulunan motosiklet, pasta-börek fırını gibi maddi değeri yüksek taşınır mallarını satmaya çalıştığını, hatta bazılarını da sattığı bilgisine ulaşıldığını, buna rağmen davalı-borçlu tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı-borçlunun mal kaçırma kastından dolayı müvekkilinin alacağını elde etme ihtimali her geçen gün güçleştiğini, davalı adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiğini, davalı-borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı itirazın iptaline ve … İcra Müdürlüğü’ne ait 2020/… esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum
edilmesine ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tüm ödeme gerek nakden elden, gerekse banka yolu ile yapıldığını, olup, ortada resmi hisse satış senedi mevcut olduğunu, bu senetteki beyan ve ifadelerin aksi ancak aynı derecede yazılı, imzalı resmi belge ile kanıtlanabileceğini, bunun dışında iradeyi sakatlayan “hata, hile ve ikrah” gibi bir nedenin bulunmasının gerektiğini, bu konudaki itirazlar ise belirli süreye tabi olduğunu, ayrıca davacının iradeyi sakatlayan herhangi bir iddiada bulunmadığı da açıkça ortada olduğunu, resmi hisse satış senedine bakıldığında görüleceği gibi davacının beyan ve ifadesinde aynen ;”… devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldım…” şeklinde resmi senede geçirildiğini, hatta devamında davalının 2. paragraftaki beyanında aynen ; “… devir bedelini kendisine nakden ve tamamen ödedim…” ibareleri mevcut olduğunu, bu durumda müvekkilinin / davalının resmi senede konu hisse devri ile ilgili hiçbir borcu kalmadığı kesin olarak anlaşıldığını, çok önemli bir başka konu ise, davacı … Barosu’na … sicil no ile kayıtlı avukat olduğunu, kendisinden beklenen özeni göstereceği konusunda hiçbir tereddüt olamayacağını, açıklanan nedenlerle gerek davacının avukatlık mesleğini icra ettiği, gerekse resmi satış ve devir senedinde bulunan beyanının ne anlama geldiğini bileceği ve bilmesi gerektiği, gerçekte de tüm devir bedelini eksiksiz aldığı resmi satış senedinde tartışmasız ve net olarak yazılı olduğu da göz önüne alındığında, haksız ve yersiz açılan davanın reddinin gerektiğini, müvekkili aleyhine haksız, yersiz ve mesnetsiz başlatılan icra takibi ve dava nedeni ile talep ve iddia edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı tarafından ödenmediği iddia edilen hisse bedelinin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … aleyhine 50.000,00-TL asıl alacak, 5.695,89-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.695,89-TL’nin icra takip tarihi olan 14/08/2020 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 14/08/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalının dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin hissedarları iken davacının ilgili şirketteki ortaklıktan ayrılarak mevcut %50 hissesini 02.05.2019 tarihinde davalıya 10.05.2019 tarihinde 150.000,00 TL hisse bedeli karşılığında … Noterliği’nin 02.05.2019 Tarih, … Yevmiye No’lu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile devrettiğini, davalı tarafından ilgili hisse bedeline ilişkin 100.000,00 TL ödenmiş fakat geriye kalan 50.000,00 TL’nin ödenemediğini ve bu bedelin tahsli amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatmıştır. Her ne kadar davacı vekili tarafında dava konusu hisse bedelinin ödenmediğine dair adi yazılı belge sunulmuşsa da söz konusu belgenin incelenmesinde ödeme miktarları ve tarihleri belirtilmediği gibi dava konusu hisse devir sözleşmesinde hisse bedelinin nakden ve tamamının teslim alındığı belirtilerek imzalandığı, dolayısıyla davacının dava konusu hisse bedeli devir sözleşmesindeki beyanının aksini ispat edemediğinden davacının alacağının ispat edilemediği anlaşıldığından, davanın reddine ve her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi ve takibin durdurulmamış olması nedeniyle davalının, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 672,67-TL harçtan düşümü ile bakiye 591,97-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 8.040,47-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-₺ arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla …Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/03/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza