Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/487 E. 2022/864 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/487 Esas
KARAR NO : 2022/864

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili bankanın … ile borçlu …A.Ş. arasında imzalanan 20/04/2015, 05/10/2018 ve 08/11/2018 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalıların 20/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, borçlunun kredi hesaplarının … 16. Noterliği’nden …tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun süresi içerisinde ödenmediğini,davalılar hakkında … 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını ve … 20. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca, borcun faizine ve takibe itirazı neticesinde icra takibinin durduğundan bahisle borçluların itirazının iptaline, haklarında başlatılan icra takibinin devamına, davalıların inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … A.Ş., … A.Ş. vekili aşamalarda tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin iş bu davaya bakmakla yetkili olmadığını, müvekkillerinin ikamet adresinin … olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemelerin Bakırköy Mahkeme ve İcra Daireleri olduğunu, mahkememizin iş bu davaya bakmakla görevli olmadığını, müvekkili …’in tüketici sıfatına sahip olduğunu, müvekkili yönünden tüketici haklarının korunmasına ilişkin kanun hükümleri ile ilgili yasal düzenlemelerin uygulanması gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı yanın itirazın iptali talebine konu icra takibinde her ne kadar müvekkilleri müşterek, müteselsil kefil sıfatıyla borçlu göstermişse de icra takibine dayanak kredi sözleşmesinde 6098 sayılı borçlar kanunu 583 ve 584 maddeler gereğince kefaletin şekil şartlarına uyulmadığını, müvekkili kamil engin yeşil yönünden hukuken geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından sorumluluğuna da gidilmesinin mümkün olmadığını, davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacı bankanın hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak sözleşme konusu borçlara istinaden müvekkilleri aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak takip başlattığını, ipotek hakkı tesis edilmiş alacak için takip başlatılamayacağından davacının başlatmış olduğu icra takibi ile huzurdaki dava konusundaki talepleri bakımından haksız olduğunu, davacı yanın haciz yolu ile takip başlatabilmesi için rehin açığı belgesi almasının zorunlu olduğunu, rehin açığı belgesi almadığı ve dava dilekçesinde buna ilişkin bir beyanı olmadığından davanın reddi gerektiğini, kredi sözleşmelerinin maktu olarak hazırlandığı, 28 sayfa 31 maddeden ibaret sözleşmenin her sayfasında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, sözleşme tek taraflı hazırlandığını, müvekkillerinin sözleşme hükümlerine müdahale etme imkanı bulunmadığını, bu durumda tek taraflı hükümler içeren ve genel işlem şartı niteliğindeki sözleşmenin geçerli olmasının mümkün olmadığı gibi müvekkillerinin imzası bulunmayan sayfalardan da sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, maktu olarak bankaca tek taraflı hazırlanan ve imza taşımayan sayfaların her zaman değiştirilebileceğini, imza taşımayan sözleşme sayfalarındaki aleyhe hükümlerin müvekkilleri açısından hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığını, bankaca tanzim olunan tek taraflı genel işlem şartı niteliğindeki sözleşme hükümlerinin de hukuken yok hükmünde olduğunu, bu hükümlere dayanarak müvekkiline yükümlülük yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek yetkisizlik kararı verilmesini, dosyanın tüketici mahkemelerine gönderilmesi yönünde görevsizlik kararı verilmesini, davacı tarafın zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddi ile kötü niyetli davanın reddine, davacı taraf aleyhine haksız icra takibi nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili aşamalarda tekrarladığı cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından gönderilen kat ihtarnamesinin usule uygun olmadığını, borçlu tarafından kat ihtarına açıkça itiraz edildiği için kat ihtarının hukuken geçersiz olduğunu, bu bakımdan müteselsil kefile başvuru şartlarının oluşmadığını, davacı bankanın alacağının ipotek tesisi ile teminat altına alındığını, önce rehne başvuru zorunluluğu gereği; bu rehinlerin paraya çevirilmesinden önce, müvekkiline karşı başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının haciz yolu ile takip başlatabilmesi için rehin açığı belgesi almasının zorunlu olduğunu, bu şart sağlanmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı bankanın başlattığı takipteki ana para ve faizlerin gerçeği yansıtmadığını, asıl borçlu ile davacı tarafça imzalanan genel kredi sözleşmelerinin maktu olarak hazırlandığını ve sözleşmenin her sayfasında müvekkilin imzasının bulunmadığını, sözleşmenin tek taraflı hazırlandığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine müdahale etme imkanı bulunmadığını, tek taraflı hükümler içeren ve genel işlem şartı niteliğindeki sözleşmenin geçerli olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin imzası bulunmayan sayfalardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davacının zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddine, kötü niyetli davanın reddine, davacı taraf aleyhine haksız icra takibi nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı banka ve dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen dava konusu takibe dayanak genel kredi sözleşmesinin ticari nitelikteki sözleşmelerden olduğu, tarafların tâcir olduğu, davanın TTK 4 maddesinde tanımlanan ticarî dava niteliğinde olduğundan mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalı tarafın görev itirazı kabul edilmemiştir. Sözleşmede ihtilaf halinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunduğu, HMK’nun 17. maddesine göre yapılan yetki sözleşmesinin taraflar açısından bağlayıcı olması ve sözleşmedeki bu yetki şartının 6102 sayılı TTK’da hükme bağlanan teselsül karinesi ve kefaletin fer’iliği ilkesi gereği kefil olan davalıları da bağlayacağından yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Her ne kadar davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuşsa da; … 16. Noterliği’nden… tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın muaccel hale geldiği, … 20. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında başlatılan takip ile zamanaşımı süresinin kesildiği ve iş bu davanın açılmış olduğu tarih itibariyle de zamanaşımı süresinin dolmamış olması nedeniyle zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 20. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından borçlular … A.Ş., … A.Ş., … mirasçıları …,…, …, …, … ve … A.Ş. aleyhine … 16. Noterliği’nden … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, kredi sözleşmesine dayanarak 10.000.000,00-₺ asıl alacağın 28/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek %23,40 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile 28/04/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlular vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın kredi ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle, davacı bankanın alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşmeler, icra dosyası, banka kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu icra takibi nedeni ile davalıların davacıya borcu bulunup bulunmadığı, kefalet limit ve sorumluluğu da nazara alınarak varsa icra takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 14/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Tarafların iddia ve savunması, İcra dosyaları, Taraflarca dosyaya sunulan deliller, davacı banka kayıtlar ve belgeleri üzerinde yapıılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda: Davacı bankanın … Şubesi üzerinden dava dışı asıl borçlu … A.Ş kullandırılan kredilerden dolayı,: Asıl borçlu şirket aleyhine başlatılan İcra Takibi olup olmadığı hususunda her hangi somut belge dosyalar kapsında bulunmadığından bu hususta tespit ve değerlendirme yapılamadığı, Asıl Kredi borçlusu aleyhine başlatılan takip olup olmadığı hususunun değerlendirlmesi mahkemeniz takdirlerinde olduğu, Davacı banka fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Davalı/müteselsil borçlular “… A.Ş, … A.Ş ( … A.Ş), … ve … A.Ş aleyhine … 20 İcra Müdürlüğü 28.04.2020 tarih … E Sayılı dosyasından İlamsız İcra Takibinde: Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 10.000.000.00 TL nakit alacağın Takip 28.04.2020 tarihinden itibaren %23,40 Temerrüt faizi, faizin %5 BSMV, İcra masraflar, vekalet ücreti ile birlikte TBK.100 maddesi gereğince tahsili talebinde bulunduğu, Huzurdaki Davanın dayanağı ise Müteselsil Kefiller aleyhine başlatılan … 20. İcra Md.. nün … E Sayılı Takip dosyasına, takip borçluları tarafından yapılan İtiraz akabinde, işbu itirazın İptali ve takibin devamı talepli dava olduğu, İşbu Raporun ilgili bölümlerinde yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, Davacı banka tarafından Dava dışı asıl borçlu … A.Ş lehine, davalı müteselsil kefillerin kefaleti ile tahsis ve kullandırılan nakdi kredilerden dolayı Temerrüt 09.02.2020 tarihi itibariyle tespit ve hesaplanan asıl alacak tutarlarının ilgili para cinsleri üzerinden : 114.745.390.90 EUR Asıl Alacak, (09.02.2020 tarihli TCMB Döviz satış Kuru 1 EUR 6,5636 TL/EUR karşılığı 753.142.847.71 TL) 229.846.93 USD Asıl alacak (09.02.2020 tarihli TCMB Döviz Satış kuru 1 USD- 5.9884 TL/USD karşılığı 1.376.415.36 TL) 18.914.82 TL Asıl alacak hesaplanmış olup, Davacı Banka Takipte fazlaya ilişkin Talep ve dava hakkı saklı kalmak ve tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, 10.000.000.00 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, Takipte, takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmadığından 09/02/2020 temerrüt tarihi ile 28.04.2020 takip tarihi arasında işlemiş faiz hesaplaması yapılmadığı, Tarafımızdan hesaplanan Asıl alacaklardan daha az tutardaki 10.000.000.00 ASIL alacak talebinin ve takip (28.04.2020) tarihinden sonra % 23,40 Temerrüt faiz ve faizin %5 BSMV talebinin uygun talep olarak değerlendirildiği, Davalıların vaki itirazlarının 10.000.000.00 TL matrah üzerinden itirazın iptali gerektiği hususu ile icra inkar tazminatı ile dava gideri ve ücreti vekalete ilişkin taleplerin sayın Mahkemenin takdirleri olduğu Davacı banka tarafından takipte talep edilen 10.000.000.00 TL nakit alacağın, Davalı müteselsil borçluların kefalet limitleri içinde kaldığı…” belirtilmiş olup dosya kapsamına uyan bilirkişi raporu denetime elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı banka ve dava dışı … A.Ş. arasında 20/04/20015, 05/10/2018 ve 08/11/2018 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalanmış olduğu, davalıların 20/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, anılan sözleşmelerde kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresinin yazılı olduğu, kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 586. maddesindeki yasal koşulları kapsadığı anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından kullandırılan krediler nedeni ile hesap kat edilerek … 16. Noterliği’nden … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiği, 07/02/2020 tarihinde davalılara tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 09/02/2020 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı olan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda yargıtay yerleşik uygulamaları dikkate alınmak sureti ile yapılan hesaplamalar neticesinde takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalı müteselsil kefillerden takip tarihi itibariyle 10.000.000,00-₺ alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçluların itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalıların … 20. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına,
Hüküm altına alınan alacağın 10.000.000,00-₺ alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 2.000.000,00-₺ icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683.100,00-₺ harçtan peşin alınan 170.775,40-₺ harcın mahsubu ile bakiye 512.324,60-₺ karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 6.000,00-₺ bilirkişi ücreti, 170,00-₺ tebligat posta gideri olmak üzere toplam 6.170,00-₺ ile 170.775,40-₺ harç gideri olmak üzere toplam 176.945,40-₺ yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 338.000,00-₺ nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-₺ arabuluculuk ücretinindavalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı … Bankası vekili … İle davalı … ekili …’ın yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.01/12/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza