Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2022/767 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/484 Esas
KARAR NO : 2022/767

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “….Davacı müvekkilim aleyhine , müşterek müteselsil kefil sıfatı ile …14. İcra Müdürlüğünün… E. (Eski … E.) Sayılı dosyası ile alacaklısı … Bankası A.Ş. olan, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borç için takip tarihi itibariyle 60.898,21- TL üzerinden icra takibi başlatılmış ve takip itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Davalı tarafından, müvekkilimin aracına bu aşamada haciz konulmuştur. Müvekkilim icra ve haciz tehdidi altındadır. Bu nedenle iş bu davayı ticari kredi olduğundan mahkemenizde açmak zorunda kalınmıştır. … 14. İcra Müdürlüğünün … E. (Eski … E.) Sayılı dosyası incelendiğinde takip dayanağı olarak Genel Kredi Sözleşmesi Ön Bilgi Formunun olmadığı görülmektedir. Ayrıca Borçlar Kanununa göre ; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Oysa icra dosyasında borcun dayanağı olarak görülen Müşterek Borçlu Ve Müşterek Müteselsil Kefalet Şerhi başlıklı belge incelendiğinde, müvekkilimin adını ve adresini kendi el yazısı ile yazmış fakat tarih ve kefalet miktarını kendisi yazmamış, sonradan düzenlenmiştir. Tarih ve kefalet miktarının onun el yazısı ile yazılmadığı çıplak gözle dahi anlaşılmaktadır. Kefalet miktarı ve kefalet tarihi davacının el yazısı ile yazılmamıştır. Bu nedenle bu kefalet şerhi geçerli bir kefalet sözleşmesi değildir. Ayrıca kefilin Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerekir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkilim çek bedelinden ve çekin depo bedelinden sorumlu değildir. Yine kefaletin ferdileştirilmesi zorunludur. Asıl borç belirli veya en azından kefalet anında belirlenebilir olmalıdır . İleride doğacak tüm borçlara kefalet geçersizdir. Sadece belirli veya belirlenebilir borçlar açısından kefalet geçerli olabilir. Açıklanan nedenlerle geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından davacı müvekkilimin … 14. İcra Müdürlüğünün … E. (Eski … E.) Sayılı dosyasında, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ediyorum.Yukarıda izah olunduğu üzere ; … 14. İcra Müdürlüğünün … E. (Eski … E.) Sayılı dosyasında, Kefalet miktarı ve kefalet tarihi davacı müvekkilimin el yazısı ile yazılmadığı için geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından, müvekkilimin borçlu olmadığının tespitine , masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;”…Öncelikle kredi ve kefalet sözleşmesinin tarihi 06/10/2010 olup 27836 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe Etkili Olmama Başlıklı Birinci Maddesi Gereği ‘ Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır’ hükmü gereği kefalet sözlemesi imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı borçlar kanunu hükümleri uygulanacaktır. uyuşmazlığa konu kefalet sözleşmesi 818 sayılı borçlar kanunu hükümlerine tamamen uygun olarak yapılmış olup hukuken geçerlidir.818 S. Borçlar Kanunu Kefalet Sözleşmesinin şeklini, 484. Maddesinde, şöyle düzenlemekteydi: “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iradesine mütevakkıftır”. Görüldüğü üzere 818 sayılı borçlar kanununu kefalet sözleşmesinde tarih ve miktarın kefilin el yazıyla yazma şartı aranmamaktadır. Davacının kefaletin geçersizliğine ilişkin iddiaları açıkça hukuki dayanaktan yoksundur.818 S. Borçlar kanuna göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği için tek şart kefilin sorumlu olduğu miktarın belirli olması olmasıdır. Uyuşmazlığa konu kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu miktar davacının imzasının bulunduğu sözleşmenin 1. Sayfasının 2. Maddesinde açıkca yazmaktadır. Buna ek olarak Kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazıyla ad-soyad, adres ve imzası bulunmaktadır. (delil: kefalet sözleşmesi)davacının kötüniyetli olduğu aşikardır çünkü müvekkil banka tarafından yapılan ihtarnameye karşı davacı, herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Ayrıca … 14. İcra Müdürlüğü … E. (Eski … E.)Sayılı dosyasına davacı itiraz etmemiş ve takip kesinleşmiştir. Kefalet tarihinden bu yana geçen 10 yıl içinde de davacı taraf menfi tespit davası da açmamıştır. Davacı dava dilekçesinde 6101 S. kanun hükümlerinin şartlarına göre kefalet sözlemesinin geçersizliğini ileri sürerek hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi amacı taşıyan ve en temel ilkelerinden olan kanunların geçmişe yürümezliği ilkesine aykırı iddialarda bulunmuştur. Davacı dava dilekçesinde Çekin depo bedelinden kefilin sorumluluğuna ilişkin sözleşmede hüküm bulunmamasından bahisle sorumlu olmadığını iddia etmiştir.Ancak kefalet şerhinde ‘Muacceliyet Kazanan Borcun Tamamı Ve Sözleşmede Tanımı Yapılan Mali Yükümlülüklerin Tamamı’ nı kefil sıfatıyla ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmaktadır.avacıya gönderilen ihtarnamede gayrinakdi borç açıkça yazılmış olup, buna ilişkin davacı tarafın 10 yıl boyunca itirazı olmamıştır. Bu nedenlerle gerek sözleşme hükmü gerekse Yargıtay’ın emsal kararları gereği davacı müteselsil kefil, çekin depo bedelinden de sorumludur. Tüm bu açıkladığımız sebeplerde uyuşmazlığa konu kefalet sözleşmesi, imzalandığı tarihte geçerli olan kanun hükümlerinin şartlarını taşımakta olup hukuka uygundur. Bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın sayın mahkemenizce reddi gerekmektedir.İş bu haksız davanın ESASTAN reddine karar verilmesini,Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
DELİLLER:
Genel Kredi sözleşmesi, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, 20/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; İİK 72. Madde uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
… 14. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı-davalı banka vekili tarafından takip borçluları … ile Müşterek/müteselsil borçlu … aleyhine 52.411,10 TL Asıl alacak, 7.652,02 TL İşlemiş Faiz, 382,60 TL Faizin %5 gider vergisi, 452,49 TL masraf toplam:60.898,21 TL Tutardaki alacağın ödenmesi talebiyle İcra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/11/2021 tarihli celsesinde ” kredi sözleşmesi, İcra dosyası, dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle , davacının ilgili kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ve sorumluluk miktarı da tartışılmak sureti ile davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı var ise miktarının tespiti” amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 20/07/2022 tarihli raporunda özetle;”…Huzurdaki menfi tespit davasında, davacı, davalı banka tarafından taraflar arasında imzalanan 06.10.2010 tarih 30.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, dava dışı asıl borçlu … lehine KMH ve Çek Kredisi Tahsis ve kullandırıldığı, Kredi Sözleşmesini Davacı/borçlu …’in 30.000 TL limitle Müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığı ve Kefalet limit ile kendi temerrüdünden davalı/alacaklı bankaya sorumlu olduğu, davacı/müteselsil kefil …’in taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kefalet yükümlülüğünün bulunmadığı ve … 14 İcra Md … E Sayılı dosyasından 60.898.21 TL borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunduğu, alacaklı bankanın ; … 14 İcra Md. … E Sayılı dosyasından Talep edebileceği toplam alacağı olarak 26.075.26 TL Asıl alacak ( 21.046.16 TL KMH-5.029.10 TL Tazm.çek.), 2.460.45 TL İşlemiş Tem.Faizi ( 1.434.10’TL KMH * 1.025.94 TL Taz.çek),123.03 TL 965 BSMV ( 71,73 TL KMH * 51,30 TL Taz.çek),28.658.72 TL Toplam banka nakit alacağı hesaplandığı, Takip sonrası tazmin edilen 3 adet çekten dolayı 1.965.00 TL ve Masrfa olarak talep edilen 452.49 TL ile birlikte TOPLAM 31.076.21 TL olduğu, Davacı Müşterek müteselsil kefil …’in Kredi Sözleşmesindeki Kefalet sorumluluğunun 30.000 TL ile sınırlı olduğu, Sonuç olarak, Davacı, müşterek borçlu müteselsil kefil …’in … 14 İcra Md. …E Sayılı dosyasından 30.000 TLL Kefalet limiti tutarında sorumluluğunun bulunduğu işbu tutardan fazla talep edilen ( 60.898.21 TL — 30.000 TL ) = 30.898.21 TL’lık kısmından borçlu olunmadığı..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı banka ile dava dışı … arasında 06.10.2010 tarihli 30.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmış olduğu, davacının ise bu sözleşmeyi 30.000,00 TL limit ile müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı banka tarafından kullanılan kredinin ödenmemesinden kaynaklı olarak dava dışı asıl borçlu ve davacı aleyhine … 14. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı ve davacı tarafça genel kredi sözleşmesinin geçerli olmadığı ve takipten kaynaklı olarak davalı tarafa borçlarının bulunmadığı iddiası ile iş bu davanın açılmış olduğu; davalı ile dava dışı … arasındaki genel kredi sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484 ve devamı maddelerine göre davacı …’in kefaletinin kanunda öngörülen şekil şartlarına uygun olduğu , bu sebeple davacının kefaletinin geçerli olduğu ancak her ne kadar davalı tarafça dava dışı asıl borçlu … ve davacı aleyhine 52.411,10 TL asıl alacak, 7.652,02 TL işlemiş faiz, 382,60 TL BSMV ve 452,49 TL masraf olmak üzere toplam 60.898,21 TL’nin ödenmesi talebiyle icra takibi başlatılmışsa da mahkememizce hükme esas alınan ve denetlenebilir bilirkişi raporuna göre davalı bankanın takip tarihi itibariyle 28.658,72 TL nakit, 1.965,00 TL gayri nakdi olmak üzere 31.076,21 TL’lik alacağının bulunduğu ancak davacının kefalet limiti oranında 30.000,00 TL’lik alacaktan sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacının, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya 30.898,21 TL’lik alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine ,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.110,65TL harçtan peşin alınan 1.039,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.070,66-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 898,10-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 455,67-TL ile 1.039,99- -TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 1.495,66-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.26/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza