Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/358 E. 2022/539 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/358 Esas
KARAR NO : 2022/539

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiye güvenerek kendini tacir gibi tanıtan davalı …’ya 25/07/2013 keşide tarihli ve 35.000,00-TL bedelli senedi keşide ederek verdiğini, fakat bu senetten dolayı herhangi bir mal veya hizmet almadığını, davalının bu senedi diğer davalı bankaya verdiğini, bankanın da senedi … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, müvekkilinin her iki davalıya da hiçbir borcunun olmadığını beyan ederek takipten ve senetten dolayı menfi tespit ile kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur….”
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin senedi cirolama mükellefiyetinin bulunmadığını, davacı ile diğer davalı arasındaki hukuki ilişkide müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini savunarak İİK 72/5. Maddesine göre %20’den az olmamak kaydıyla tazminat talebinde bulunmuştur….”
GEREKÇE:
Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip nedeniyle ve senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine dair İİK 72. maddesine göre menfi tespit davasıdır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 19/04/2021 tarih 2019/895 Esas 2021/504 sayılı kararıyla aşağıdaki gerekçelerle mahkememiz kararı bozulmuş; bozma kararına uyulmuştur.
“… 1.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı …tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı görülmüştür. Takip konusu bononun incelenmesinde; keşidecisinin davacı, lehdarının davalı … olduğu, 20.02.2013 düzenleme tarihli, 35.000,00 TL bedelli, vadesinin 25.07.2013 olduğu, bononun lehdarın beyaz cirosuyla davalı bankaca iktisap edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu bono, TTK’nın 776. maddesindeki tüm unsurları içermektedir. Bonoda bulunan malen kaydı, bononun unsuru olmayıp bononun mal teslimi karşılığı düzenlendiğini göstermektedir. Yazılı belge olan bonodaki bulunan kaydın aksi deancak yazılı delillerle ispat edilebilir. Bono metnindeki ilk ciro lehdara ait olup, lehdarın cirosuyla bono davalı banka tarafından iktisap edilerek takibe konu edilmiştir. Ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığından, davalı bankaca kendinden önce gelen kambiyo borçlularının tamamına veya tercih edeceği borçlulara karşı takip başlatılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Kambiyo alacaklısının, kendinden önceki tüm kambiyo borçlularına karşı takip başlatılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Kıymetli evrak olan bononun iktisap ve cirosuna ilişkin kurallar TTK’nın 777. maddesinin yollamasıyla poliçenin cirosuna ilişkin TTK’nın 681 ila 690. maddelerinde düzenlenmiştir. Temel ilişkiden soyut olarak düzenlenen bononun iktisap edilmesi için ciro ve teslim yeterli olup, hak sahipliği TTK’nın 686. maddesi gereğince cirodan anlaşılır. Bunun dışında bononun cirosu sırasında temel ilişkiyi belgeleyen fatura veya mal teslimine ilişkin her hangi bir belgenin ibrazı kambiyo alacaklısından beklenemez. TTK’nın 686. maddesi gereğince, bonoyu beyaz ciroyla iktisap eden davalı bankanın, yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 687. maddesi gereğince düzenleyen ile lehdar arasındaki ticari ilişkilere dayanan def’ilerin yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak yetkili hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin kanıtlanması halinde defilerin yetkili hamile karşi ileri sürülebileceği açıktır.
Davacının dayandığı deliller arasında yemin delili bulunmasına rağmen mahkemece yemin deliline başvurulup vurulmayacağı hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarih ve 2018/226 Esas, 2019/484 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin 11.05.2011 gün ve 2010/12308 Esas,2011/6530 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, davaya konu bonoda davacı keşideci, davalılardan … lehtar, diğer davalı ise ciranta konumundadır. Menfi tespit davalarında önce borçlunun alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığının ispatı gerekir; bundan sonra üçüncü kişi hamilin senedin bedelsiz olduğunu bilerek iktisap ettiğini ve kötü niyetli olduğunu her türlü delille ispatlayabilir. Mahkemece, davacının delileri arasında yemin delilinin bulunduğu dikkate alınarak yemin delili hatırlatılarak, davacının bu delile dayanması halinde davaya konu bonoda lehtar olan …’ya yemin davetiyesi ve yemin metni tebliği ile usulüne uygun yemin yaptırılarak öncelikle borcun varlığının açıklığa kavuşturulması, senedin bedelsiz olduğu sonucuna varılması halinde her halükarda ciranta olan davalının hukuki durumunun yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, esaslı delilin toplanmadan eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HKK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, esasa dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.”
Davacı … tarafından, davaya konu 25.07.2013 tarihli ve 35.000 TL bedelli lehtarı Davalı … olan bono düzenlenmiştir. Söz konusu bono, diğer davalı … tarafından icra takibine konu edilmiştir. Davacı, söz konusu senet nedeniyle lehtara borcunun bulunmadığını ileri sürmektedir.
Dosya kapsamındaki deliller, mahkememizin bir önceki kararı ile istinaf ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davalılardan … yönünden yemin delilinin hatırlatılması gerekmektedir. Davalı banka ise, istinaf ilamında izah edildiği üzere, bonodaki ticari ilişkinin tarafı değildir ve söz konusu bonoyu kötü niyetli olarak iktisap edip etmediğinin araştırılması gerekir. Yargılama kapsamında, davacı tarafından, davalı bankanın anılan bonoyu kötü niyetli olarak iktisap ettiğini ispata yarar herhangi bir delil sunulmamıştır. Dosya kapsamındaki delillerden de bu şekilde bir sonuca ulaşabilmek mümkün değildir. Bu nedenle, davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, diğer davalı …’ya mahkememizin 09.03.2022 tarihli ve 2 numaralı celsesinde alınan ara karar uyarınca davacı tarafından yemin teklifinde bulunulmuştur. Bu çerçevede, HMK’nın 225. ve devamı maddelerine uygun olarak, uyuşmazlığın konusuna ilişkin soruları içeren yemin metni 14.03.2022 tarihinde mahkememize sunulmuş; davalıya HMK’nın 228. maddesinde belirtilen açıklamaların ihtarını içerir şekilde davalıya tebliğ edilmiştir. Yemin metni ve daveti, usulüne uygun olarak davalının kızının imzasıyla tebliğ edilmesine rağmen davalı duruşmaya gelmemiştir. Bu durumda, davalının yemin konusu vakıaları ikrar ettiğinin kabulü gerekmektedir. Davalı, yemin metnine konu edilen söz konusu bononun teminat amacıyla verildiği ve bu senet nedeniyle davacının kendisine borcunun bulunmadığını kabul etmesi karşısında, bu davalı yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının 20/02/2013 düzenleme tarihli, 25/07/2013 ödeme tarihli 35.000,00TL bedelli alacaklısı …, borçlusu … olan bono nedeniyle davalı …’ya borçsuzluğunun tespitine,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.390,85-TL harçtan peşin alınan 597,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.793,13-TL karar ve ilam harcının Davalı …’dan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 5.250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı … Yardımcıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’na verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 631,22-TL ilk harç ve masraflar ile 342,63-TL (posta/tebligat) olmak üzere toplam 973,85-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı tarafların yokluğunda karar verildi. 06/07/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza