Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2022/460 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2022/460

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
“… A.Ş. (“müvekkil şirket”), Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile imzaladığı imtiyaz sözleşmesi, Karayolları Trafik Kanunu m.35 ve Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik kapsamında bir kamu hizmeti olan araç muayene hizmetlerini görmektedir. Müvekkil şirket, Türkiye’de periyodik araç muayenesinde yetkili ve görevli iki kuruluştan biri (diğeri … A.Ş. olup iki şirketin ortaklık yapıları, yönetim kurulları ve üst düzey yöneticileri aynıdır) olarak uluslararası standartlarda gerçekleştirdiği periyodik araç muayenesi hizmeti ile trafik ve araç güvenliğine katkı sağlamayı hedefleyen, imtiyaz sözleşmesine dayanarak kamu hizmeti sunan ve bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlüğü temel değerleri olarak benimsemiş olan uzman bir kuruluştur. Müvekkil şirket, … Grubu, Alman endüstrisinin en büyük gruplarından bir olan … ve dünyanın en büyük yatırım fonu şirketlerinden olan … merkezli …. tarafından eşit ölçüde kontrol edilmekte olup, %66 oranında yabancı sermayeli bir firmadır. Müvekkil şirket ile davalı … Ltd. Şti. (“…”) arasında 27.12.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere …. Lisans Satışı ve Bakım Hizmetleri Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalanmıştır. Sözleşme’nin konusu, … tarafından müvekkil şirkete 18 adet yazılım lisansı ve lisansa konu ürün için bakım hizmeti sağlanması olarak belirlenmiştir. Sözleşme, tarafların yenileme hususundaki karşılıklı iradeleri uyarınca 2018-2019 ve 2019-2020 yıllarında yürürlükte kaldığı gibi, müvekkil şirket tarafından Sözleşme’nin 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için de geçerli olacağı inancı ile sözleşmesel ilişkiye devam edilmiştir. Sözleşme ilişkisinin devam ettiği dönemde müvekkil şirket …’in ısrarlı talepleri üzerine 12.11.2020 tarihinde, gelecek 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için peşin olarak 13.275,00 USD tutarlı ürün bakım hizmeti bedelini ödemiştir. Bu tarihe kadar … ile sürekli iletişimde olunmasına rağmen, bu tarihten sonra ise, davalı … tarafından müvekkil şirketin iş yerinde herhangi bir ihtarda bulunulmaksızın, haksız ve gerçeği yansıtmayan iddialar uyarınca anılan Sözleşme kapsamında müvekkil şirketin lisans kullanım şekillerinin tespiti amacıyla delil tespiti talebinde bulunulmuş, … 15. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde … D. İş sayılı delil tespiti dosyası kapsamında müvekkil şirketin iş yerinde 11.12.2020 tarihinde yerinde inceleme işlemi gerçekleştirilmiştir. Anılan inceleme gerçekleştirilmeden önce …’in müvekkil şirketten (önceki yıllarda bakım ücreti taleplerinde olduğu gibi) inceleme konusu ile ilgili yazılı talepte bulunmaması, sulhen çözüm üretme yönünde herhangi bir adım atmaması …kötü niyetli olduğuna ve haksız kazanç sağlamak amacıyla hareket ettiğine işaret etmektedir. Zira müvekkil şirket nakit sıkıntısı olmayan ve tüm ödemelerini günü gününe yapan, her tedarikçisine ve müşterisine eşit mesafede olan ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde yaklaşan kurumsal bir firmadır. Anılan yerinde inceleme işleminin icra ediliş şekli ise davalının ve davalının vekalet verdiği avukatın fiilleri sebebiyle hukuka aykırı bir duruma sebebiyet vermiştir. Zira davalının avukatı, davalı …’ten aldığı talimat ve vekalet ilişkisi uyarınca; yerinde inceleme işlemi sırasında mevzuattan doğan yasal bir dayanağı, mahkemece tesis edilen bir yetkilendirme kararı veyahut herhangi bir haklı gerekçesi olmaksızın kolluk görevlilerini müvekkil şirketin iş yerinde tehdit unsuru olarak hazır bulundurmuş, müvekkil şirketin iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçuna azmettiren olarak sebebiyet vermiş, müvekkil şirketin çok sayıda şirketin bulunduğu plazadaki iş yerinde kolluk görevlileriyle adeta bir baskın yapılıyormuş izlenimi vererek ticari itibarını zedelemiş, yerinde incelemeyi icra eden bilirkişilerin kolluk görevlisini getirmesine gerek bulunmadığı yönündeki geri dönüşüne karşın bu fiilinden vazgeçmemiş, inceleme sırasında müvekkil şirket iş yerinde kaotik bir ortam oluşturmuş, çalışanları tehdit etmiştir. Kaldı ki; tarafımızca yerinde inceleme işlemini icra eden bilirkişiler hakkında … Bilirkişilik Bölge Kuruluna yapılan şikayet neticesinde, savunmasına başvurulan bilirkişilerin beyanları da yukarıdaki iddialarımızı ispatlamaktadır. Zira … Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığının … Disiplin…Karar numaralı ve 12.03.2021 tarihli kararı incelediğinde; yerinde inceleme işleminde yer alan bilirkişilerin 13.01.2021 tarihli savunmalarında “inceleme öncesinde ya da sırasında tarafınca kolluk kuvvetleri çağrılması talebinin olmadığını, incelemeden hemen önce tutanakta ismi geçen davacı vekilinin (huzurdaki davadaki davalının) kolluk kuvvetlerini aradığını beyan ettiğini, kendisine mahkeme kararında kolluk kuvvetlerinden destek alınmasına dair bir karar olmadığını ve buna gerek olmadığını belirtmesine rağmen polisi kişisel güvenliğinin sağlanması için çağırdığını beyan ettiğini belirtmişlerdir.” şeklinde beyanda bulundukları görülecektir. Neticeten, izah edilen tüm hukuka aykırılıklardan, avukatına talimat veren ve süreci bu şekilde yönetmesini isteyen davalı … de sorumludur. Tüm bu hukuka aykırılıklar ve kötü niyetli davranışlar neticesinde oluşan güven kaybı sebebiyle müvekkil şirket ile … arasındaki ticari ilişki sürdürülemez hale gelmiş ve Sözleşme, müvekkil şirket tarafından … 49. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile 22.12.2020 gününden itibaren geçerli olmak üzere feshedilmiştir. Böylece Sözleşme ilişkisi 22.12.2020 tarihi itibariyle sona ermiş ve peşin ödenen bakım hizmeti bedeline rağmen yukarıda belirtilen sebeplerle anılan tarihten sonra müvekkil şirket tarafından davalı …’ten herhangi bir hizmet alınmamış ve … tarafından da müvekkil şirkete herhangi bir hizmet sunulmamıştır. Hal böyle iken, müvekkil şirket tarafından haklı olarak 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için önceden peşin olarak ödenen bakım hizmeti bedelinin iadesi …’ten talep edilmiştir. İhtarnamede anılan bedelin iadesi gerektiği ihtar edilmiştir. Anılan ihtarname, karşı tarafa 25.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir Buna karşın, davalı tarafından ilgili bedel müvekkil şirkete iade edilmemiştir. Davalı tarafından huzurdaki davanın konusuyla hiçbir ilgisi bulunmayan birtakım konularla ilgili olarak müvekkil şirkete gönderilen ihtarnamelere cevaben keşide edilen, … 48. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile ise anılan bakım bedelinin iadesi tekrar ihtar edilmiştir. Bu ihtarname neticesinde de davalı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir iade gerçekleştirilmemiştir. Neticeten, dayanağı yukarıda izah edilen bakım bedeli alacağının tahsili amacıyla müvekkil şirket tarafından 10.02.2021 tarihinde … 3. İcra Müdürlüğü nezdinde … E. sayılı ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Anılan takipte toplam alacak miktarı; (i) 13.275,00 USD asıl alacak, (ii) asıl alacağa 29.12.2020 tarihinden itibaren işleyen kamu bankalarınca USD cinsinden mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranı uyarınca 62,56 USD işlemiş faiz kalemlerinden oluşmak üzere toplam 13.337,56 USD olarak tespit edilmiş ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek kamu bankalarınca USD cinsinden mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz oranı ile tahsili talepli ödeme emri gönderilmiştir. Anılan ödeme emri, davalı … tarafından 15.02.2021 tarihinde fiziken tebliğ alınmış ve 19.02.2021 tarihinde “Alacaklı görünen tarafa müvekkil şirketin herhangi bir borcu yoktur. Bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize, ferilerine açıkça itiraz ediyoruz.” içerikli dilekçe ile davalı vekili tarafından borcun tamamına itiraz edilmiştir. … 3. İcra Müdürlüğü tarafından kurulan karar ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Yukarıda izah edilen icra takibine karşı davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğmuştur. Bu amaçla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca, tarafımızca 08.03.2021 tarihinde Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuştur. …arabuluculuk ve …büro dosya numarası kapsamında yürütülen süreçte, davalı ile 22.03.2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde anlaşmaya varılamamıştır. Bu husus 22.03.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağı ile taraflarca imza altına alınmış ve böylece arabuluculuk süreci anlaşamama ile sona erdirilmiştir. Arabuluculuk tutanağının aslı, Sayın Mahkemenize bilahare sunulacaktır. İlgili icra takibine konu edilen bakım hizmeti bedeli, müvekkil şirket tarafından 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için davalıya peşin olarak ve önceden 11.12.2020 tarihinde ödenmiştir. Halbuki Sözleşme, 22.12.2020 tarihinde müvekkil şirket tarafından haklı nedenle sona erdirilmiştir. Öte yandan, müvekkil şirketin Sözleşme’yi sona erdirmesi için haklı sebep meydana gelmesine dahi gerek bulunmamaktadır. Zira Sözleşme’nin 6/3. maddesi uyarınca Sözleşme’nin taraflarının Sözleşme’yi her zaman feshetme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Maddenin devamı uyarınca ise, Sözleşme’nin bu şekilde feshi halinde yalnızca fesih tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Fesih ihtarnamesi incelediğinde görüleceği üzere, müvekkil şirket Sözleşme’nin feshini anılan madde hükmüne dayandırmış ve bu madde kapsamında iade talebinde bulunmuştur. Müvekkil şirketin Sözleşme’yi haklı nedenle feshettiğine ilişkin açıklamalarımız saklı kalmak kaydıyla; Sözleşme’nin feshi için haklı neden bulunduğunun kabulünden bağımsız olarak, 6/3. madde uyarınca müvekkil şirketin Sözleşme’yi herhangi bir sebep göstermeksizin feshetme hakkına sahip olduğu ve bu durumda yalnızca fesih tarihine kadar ifa edilmiş hizmetlerin karşılığının ödeneceği, ifa edilmemiş hizmetlerin karşılığı olarak önden peşinen ödenen bedellerin iadesinin gerekeceği Sayın Mahkemenizce de takdir edilecektir. Davalı yanca, karşılığında müvekkil şirkete hiçbir hizmet verilmemiş bir dönem için peşin olarak ödenen bakım hizmeti bedelinin iade edilmemesi hakkaniyete, mevzuata ve içtihada bütünüyle aykırı olup, kabul edilemez. Müvekkil şirket tarafından Sözleşme’nin usulüne uygun bir şekilde sonlandırıldığı 22.12.2020 tarihi itibariyle, davalının önceden peşin olarak kendisine ödenen bakım hizmeti bedelini uhdesinde tutması açısından geçerli bir sebep kalmadığı, sözleşme ilişkisinin sona ermesine ve müvekkil şirkete bakım hizmeti sunulmamasına bağlı olarak bir hizmet karşılığı teşkil etmeyen bedelin iadesinin gerektiği açıktır. Müvekkil şirket tarafından davalıya peşin olarak ödenen bakım hizmeti bedelinin faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesi gerekmektedir. Bu noktada, uygulanacak faiz oranının dayanağına ve faiz başlangıç tarihine de kısaca değinmek isteriz. Müvekkil şirket tarafından gönderilen ve EK-6’da sunulan ihtarname, Tebliğ şerhinden de görüleceği üzere davalıya 25.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve ödeme için 3 gün süre verilmiştir. Bu durumda ve TTK m.1530 hükümleri uyarınca davalının, 29.12.2020’den itibaren olmak üzere temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. İlaveten, bakım hizmeti bedeli Sözleşme’de USD cinsinden kararlaştırılmış ve müvekkil şirket tarafından USD cinsinden ödenmiştir. Bu durumda 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/A maddesi uygulama alanı bulmaktadır. Hüküm uyarınca sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. Tarafımızca açılan ve davalı yanca haksız itiraz edilen icra takibinde, işlemiş faiz alacağı talebimizin yasal dayanağını, Sözleşme’de konuya ilişkin bir düzenleme olmaması sebebiyle anılan kanun hükmü oluşturmaktadır. İtirazın iptali talebimize ek olarak, davalı borçlunun haksız itirazı sebebiyle koşulları oluşmuş icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep zorunluluğu da doğmuştur. Davalı borçlunun, müvekkil şirket ile akdetmiş olduğu sözleşme kapsamında ödenen bakım hizmeti bedelinin iadesi borcunun varlığını ve miktarını bildiği hususu izahtan varestedir. İhtarnameler ile de borcun varlığı ve ödeme tarihi davalıya tekrar bildirilmiştir. Tüm bu sebeplerle, davalı şirketin sözleşmeden doğan bakım bedeli iade borcunun gerçek miktarını, ödeme tarihini belirlemek için gereken bütün unsurları bildiği açık olduğundan ve bu miktarın belirlenmesi herhangi bir yargılama gerektirmediğinden müvekkil şirketin takip ve davaya konu alacağının likit olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle icra takibine itirazı haksız olan borçlu davalının, asıl alacak miktarının %30’u oranında ve her halükarda %20’sinden az olmamak üzere koşulları oluşan icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini de talep ederiz.
Davalı/borçlunun … 3. İcra Müdürlüğü nezdindeki … E. sayılı icra takibine yapmış olduğu 19.02.2021 tarihli haksız itirazın iptali ile takibin devamına,
davalı/borçlunun haksız itirazı nedeniyle takip konusu alacağın %30’u oranında ve her halükarda %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine,
vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
karar verilmesini talep ve dava ederiz…” şeklinde talep ve beyanda bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:”….Davacı tarafından müvekkil aleyhinde açılan davayı kabul etmiyor, reddini talep ediyoruz. Şöyle ki; Müvekkil şirket ile davacı arasında, 27.12.2018 tarihli … Lisans Satış ve Bakım sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme kapsamında davacı şirkete müvekkil tarafından 18 adet yazılım lisansı sağlanmıştır. Ancak; davacının lisans miktarını aşan kullanımları nedeniyle 11/12/2020 tarihinde … 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile davacıya ait adreste delil tespiti yapılmış ve “148 adet ürün lisansının kullanıldığı ve bunun 130 adet kullanımının lisans miktarını aştığı” tespit edilmiştir. Müvekkile ait programı, gerek lisans sözleşmesini aşarak gerekse herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın bilgisayarlarında lisanssız ve hukuka aykırı şekilde kullanan davacıya karşı … 2. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi…E. Sayılı dosyası ile FSEK 68/2 maddesi uyarınca tazminat davası açılmıştır. Ayrıca Konu hakkında ceza şikayeti yapılmıştır ve kamu davası hakkında Sayın Mahkeme bilgilendirilecektir. Davacı tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı kullanımların, müvekkil tarafından mahkeme kanalıyla tespit edilmesinin hemen akabinde davacı şirket, … tarihinde … 49. Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek; sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini sözleşme kapsamında ödenen bakım yenileme bedeli olan 13.275-USD’ nin iade edilmesini talep etmiştir. Davacı şirkete cevaben, … 28. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname ile … tarihinde cevap verilmiştir. İhtarname ile de belirtildiği üzere; fesih hakkının kullanımı bozucu yenilik doğuran hakkın kullanımı niteliğindedir. Dolayısıyla ancak karşı tarafa ulaştığı anda hüküm ve sonuç doğuracaktır. Bu nedenle 22/12/2020 tarihinde düzenlenen ve 28/12/2020 tarihinde muttali olunan fesih ihtarının hüküm ifade etmesi mümkün değildir. Anılan sözleşme, 25/12/2018-25/12/2019 tarihleri için 1 yıllık olarak düzenlenmiştir. 25/12/2019-25/12/2020 tarihleri için bakım hizmet yenilemesi yapılmış, bu hizmet için kesilen 25/12/2019 tarihli 13.275-USD bedelli fatura davacıya tebliğ edilmiştir. Akabinde 25/12/2020-25/12/2021 tarihleri için bakım hizmet yenilemesi yapılmış, bu hizmet için kesilen dava konusu 28/10/2020 tarihli 13.275-USD bedelli fatura davacıya tebliğ edilmiştir. Ancak tebliğ edilen işbu faturaya karşı davacı tarafça 8 günlük süresi içinde itirazda bulunulmamıştır. Hizmet dönemi yenilendikten sonra tarafımıza yapılan fesihin kabulü mümkün olmadığı gibi, 8 günlük yasal süresi içinde muhteviyatına, hizmet dönemlerine herhangi bir itirazda bulunulmayan ve davalının ticari defter ve kayıtlarına işlenerek ödenen faturanın da davacı tarafça ödemesi yapılmıştır. Davacının fesih bildirimi, aradaki sözleşme gereğince ancak 25/12/2021 tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Kaldı ki, fesih bildirimi ve bakım bedelinin iadesi talebi haksız ve hukuka aykırıdır. Zira; müvekkil tarafından mali haklarına tecavüz edilmesi nedeniyle davacı şirkette yapılan delil tespitinin hemen ardından davacı tarafından sözleşmenin feshi beyanında bulunulmuş ve ücret iadesi istenmiş, gerekçe olarak şirket adresinde yapılan ve “haksız olduğu iddia edilen” delil tespiti gösterilmiştir. Müvekkilin yargısal yollara başvurarak hakkını aramasının haksız ve hukuka aykırı olamayacağı aşikardır. Aksine, davacı hukuka aykırı bir şekilde sözleşmeyi feshederek, tamamen haksız bir şekilde müvekkil aleyhinde icra takibi başlatmıştır. Müvekkilin davacı şirkette delil tespiti yaparak hukuka aykırılığı tespit etmesinin hemen ardından, davacı taraf usulsüz bir şekilde aradaki sözleşmeyi feshederek, müvekkile ödediği hizmet bedelinin iadesi için icra takibi başlatmıştır. Davacının haksız ve kötü niyetli olduğu açıktır. Dolayısıyla; müvekkile karşı haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi başlatılmıştır, anılan nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davanın reddini talep etme zorunluluğu doğmuştur.
müvekkil hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ediyoruz….” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
… 3. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası, Beyoğlu 49. Noterliği’nin 15506 yevmiye numaralı ve 22.12.2020 tarihli ihtarnamesi, 10/12/2021 tarihli bilirkişi raporu, 21/04/2022 alındı tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; sözleşmeden kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. madde uyarınca iptali talebine ilişkindir.
… 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından , davalı aleyhine sözleşme ve faturadan kaynaklı olarak 13.275,00 USD Asıl Alacak 82,56-USD İşlemiş Faiz olmak üzere topla 13.337,56 USD’nin ödenmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu; ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği ve davalının takibe itirazı üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz 17/09/2021 tarihli celsesinde tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiş; bilirkişi tarafından düzenlenen 10/12/2021 tarihli raporda özetle; “….Davacı … A.Ş. ile davalı …Şti. arasında 18 adet yazılım ve 1 yıllık bakımı içeren hizmet sözleşmesi olduğunu, dava konusu fatura ve fatura ile ilgili ödemenin davacı ve davalı ticari defterlerinde muhasebeleştirildiği, dava konusu bakım hizmeti bedelinin, davacı şirket tarafından 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için davalıya peşin olarak ve önceden 11.12.2020 tarihinde ödendiği, 22.12.2020 tarihinde ise sözleşmenin davacı tarafından sona erdirildiği, sözleşme ‘nin 6/3. maddesi uyarınca sözleşme’nin taraflarının sözleşme’yi her zaman feshetme hakkına sahip olduğu maddenin devamı uyarınca ise, sözleşme’nin bu şekilde feshi halinde yalnızca fesih tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin ödeneceği kararlaştırıldığı, bu anlamda sözleşme ile ilgili her türlü hukuksal takdirin mahkemeye ait olmak üzere davacının, davalıdan 13.275 ,00 USD ve icra takibine kadar işlemiş faiz 57,65 USD olmak üzere toplam 13.332,65 USD alacaklı olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, bilirkişi raporuna karşı davalı vekili beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş, mahkememizin 09/03/2022 tarihli ara kararı ile rapora karşı beyan ve itirazların değerlendirilmesi amacıyla heyete bir nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişide eklenerek ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 21/04/2022 alındı tarihli raporda özetle “….Davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi: Kök rapor çalışmasındaki hesaplamanın kontrolü yapılmış ve yapılan tekrar hesaplamalarda aşağıda yer alan şekli ile aynı sonuca ulaşılmıştır. “Davacının … 49. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 22.12.2020 tarihli ihtarnamenin davalıya 25.12.2020 tarihinde tebliğ olduğu ve ödeme için 3 gün süre verildiği, bu durumda 29.12.2020 tarihinden, icra takip tarihi 10.02.2021 tarihine kadar dava konusu alacağın gecikme faizi aşağıdaki gibi hesaplanmış, hesaplamada T.C.M.B. Faiz İstatistikleri sayfasından Kamu Bankalarınca Mevduatlara Fiilen Uygulanan Azami Faiz Oranları sayfasından 1 yıl vadeli USD mevduata uygulanan faiz oranları esas alınmıştır. 2020 yılı aralık ayı için %4, 2021 yılı ocak ayı için %3,85, 2021 yılı şubat ayı için %2,50, 13.275 USD X 3 GÜN X 4 /36.000 = 4,42, 13.275 USD X31 GÜN X 3,85/36.000 = 44,0113.275 USD X 10 GÜNX 2,50/36.000 = 9,22, Toplam 57,65 USD olduğunu, Davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi: Önce, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.3’üncü maddesi TBK’nun 27’nci maddesi ve TTK’na aykırılığının ileri sürülmesi davacının sözleşmeyi feshi tarihinden sonrasına tekabül etmektedir. Taraflar tacir olup TTK’nun 18’inci maddesi uyarınca basiretli davranmakla yükümlüdürler. Sözleşmenin imzalanmasından ve davalının ödemeyi peşin olarak almasından sonra anılan hükmün geçersizliğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Sonra, TTK’nun 21/2’nci maddesinde bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır düzenlemesi mevcuttur. Ancak salt sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmemiş olması alacak hakkı doğurmaz. Hukuken hak, sözleşme, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden doğar. Fatura bir sözleşme değil, bir geçerli bir sözleşmenin ifası ile ilgili bir ticarî belgedir. Bu nedenle bizzat fatura tebliği herhangi bir alacak hakkı doğurmaz. Somut olayda sözleşmenin inikadını takiben davacının sözleşmeyi feshi, dolayısıyla davalının sözleşmenin feshine kadar olan dönem için yapılan işlerin bedelini talep edebileceği sözleşmeden açıkça anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; Bilirkişi heyetimizce yukarıda açıklanan nedenlerle, kök raporda vardığımız sonucu değiştirecek bir husus bulunmadığı kanaatine varıldığına ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında 27/12/2018 tarihli … Lisans Satışı ve Bakım Hizmetleri Sözleşmesi’nin imzalandığı, sözleşme doğrultusunda davalı tarafça 18 adet yazılım lisansı alınması ve lisansa konu ürünler için bakım hizmeti verilmesinin 1 yıl süre ile üstlenildiği, tarafların ortak iradeleri ile sözleşmenin 2019 yılı ve 2020 yılında da uzatılarak devam ettiği, davacı tarafça sözleşmenin 2021 yılında da devam edeceği düşünülerek 11/12/2020 tarihinde davalı tarafa hizmet bedeli olarak peşinen 13.275 USD’nin ödendiği ancak davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin … 49. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ise sona erdirildiğinin davalı tarafa bildirilerek peşin olarak gönderilmiş olar sözleşme bedelinin iade edilmesinin talep edildiği ancak davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle iş bu davanın açılmış olduğu, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre; dava konusu fatura ve fatura ile ilgili ödemenin davacı ve davalı ticari defterlerinde
muhasebeleştirildiği, dava konusu bakım hizmeti bedelinin, davacı şirket tarafından 21.12.2020 – 20.12.2021 dönemi için davalıya peşin olarak 11.12.2020 tarihinde ödendiği, 22.12.2020 tarihinde ise sözleşmenin davacı tarafından sona erdirildiği, sözleşme ‘nin 6/3. maddesi uyarınca sözleşme’nin taraflarının sözleşme’yi her zaman feshetme hakkına sahip olduğu ve sözleşmenin feshi halinde fesih tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafça 21.12.2020-20.12.2021 dönemine ilişkin olarak ödeme yapılmışsa sözleşmenin sona ermiş olması nedeniyle davalı tarafça her hangi bir hizmet verilmediği ve davalı tarafça peşin olarak ödenen bedelin davacı tarafa iadesinin gerektiği , bu sebeple davalının icra takibine asıl alacağa ilişkin olarak yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı, ihtarnamenin tebliği tarihinden takip tarihine kadar ise davacının 57.65 USD işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının, … 3. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 13.275 USD asıl alacak ve 57,65 USD takip tarihine kadar işlemiş faiz üzerinden devamına , asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı uygulanmasına
-Fazlaya ilişkin talebin reddine
2- 13.332,65 USD alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 7.647,13-TL harçtan peşin alınan 1.438,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.208,49-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 14.585,02-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 41,23-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 867,50-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi) kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 867,18-TL ile 1.438,64-TL ilk harç ve masraflar olmak üzere toplam 2.305,82-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 800,00-TL (posta/tebligat/bilirkişi) yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 0,29-TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin taraflardan (0,49-TL’sinden davacı tarafın, 1.319,51-TL’sinden davalı tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.01/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza