Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/331 Esas
KARAR NO : 2022/4
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 12/05/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle : huzurda ikame edilen davada sıra cetveline ilişkin sıra ve esas dair olarak iflas idaresi tarafından gelen ret yazısı, … adreslerinin faal olmasına rağmen yasak döneminde fiziki olarak haberleri dışında 28/04/2021 tarihli not alınarak ofis adresine bırakıldığını, usule aykırı şekilde çıkartılan söz konusu tebligattan 10/05/2021 tarihinde bilgi sahibi olunduğunu, usulsüzce yapılan tebligattan her ne kadar 10/05/2021 tarihinde haberdar olmasına rağmen 15 günlük yasal süresi içinde işbu alacak kaydının tesis edilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin halihazırda çalışmadığını, herhangi bir şekilde gelirinin bulunmadığını, müvekkilinin müflis bankanın hisse senedine dayalı alacağı hakkında …’nün … İflas sayılı dosyasına müvekkilinin alacağının sıra cetveline işlenmesi adına 24/04/2019 tarihine iflas masasına alacak kaydının yapılmasını talep edildiğini, bahse konu talepleri üzerine 5548 alacak kaydı numaralı alacaklarının iflas idaresi tarafından kaydedildiğini, davacı müvekkilinin davalı bankada bulunan … hesap numaralı hesabında 31/12/2016 tarihinde 138.369 adet hisse senedi aldığını, müvekkili bahse konu hisse senetlerini … tarafından müflis bankanın el koyduğu 03/02/2015 tarihinde bank asya isimli bankaya … tarafından el konulduğunu, iflas idaresi tarafından müvekkiline gönderilen alacağın hisse senedine dayalı olmasından kaynaklı alacak kaydının reddi dolayısıyla İİK 235 madde gereği söz konusu haksız kararının kaldırılmasına, müvekkilinin müflis bankadan alacağı olan 138.369,00 adet karşılığı hesaplanarak hisse senedinin 2016 yılında kapatıldığı dönemden günümüze kadar geçen süre zarfında mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile müvekkiline verilmesi için alacak yadının sıra cetveline kabulü ile yeniden tesis edilmesine, müvekkilinin usule ve yasaya uygun olarak başvuru tarihi esas alınarak sıra cetveline uygun olarak alacak kaydının yapılmasına, harç ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müflis Bankanın iflas tasfiyesi, …’nün … iflas sayılı dosyası üzerinden … tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, müvekkili İflas İdaresince tanzim edilen sıra cetveli 13.11.2020 tarihinde ilan edildiğini, ayrıca, talep eden kişilerce … 1.İflas Müdürlüğü’nde sıra cetveli incelenebildiğini, davacı … müflis bankadan 138.369,00-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle …’nün …iflas sayılı dosyasına 24.04.2019 tarihinde 5548 kayıt numarasıyla alacak kayıt talebinde bulunduğunu, İcra ve İflas Kanu’nun 206.maddesine göre, teminatlı olup da rehinle karşılanmayan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından kaydolduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve şikayet haklarının saklı kalmak kaydıyla, dava İİK 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde açılmadıysa davanın öncelikle usulden reddine, dava süresi içerisinde açılmış ise davacının bir alacağı mevcut olmadığından davanın esastan reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle : …’nin … İflas sayılı dosyasında, alacak kaydı talebinde bulunduklarını, 5548 numarasına alacak taleplerinin kaydedildiğini, ancak alacak taleplerinin iflas idaresi tarafından, ”müflis bankadan alacağının olmaması ve talebin hisse senedine dayalı olması nedeniyle” reddedildiğini, alacak taleplerinin mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile hesaplanarak sıra cetveline işlenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının alacak talebinin hisse senedine dayandığını, alacak yazdırabilecek olan kişilerin müflisten alacaklı olan şahıslar olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalarının konusunun, davacının davalı müflis bankada bulunan hisse bedelinin sıra cetveline kayıt kabulü davasıdır.
…1.ATM’nin …E. sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştiği ve birleşen dosyada; “iş bu davanın konusunun ve davacısının esas sayı itibariyle davamızdan önce … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava ile aynı olduğu, iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, nitekim davacı tarafından iş bu davanın … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası ile birleştirilmesi yönünde talepte bulunduğu anlaşıldığından her iki dava arasında 6100 Sayılı HMK m.166 uyarınca bağlantı bulunduğu anlaşılmakla iş bu davanın … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden; Mahkememizce davacıların iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idare memurlarının kararı, sıra cetveli, tebligat belgesi ve sıra cetvelinin ilanına ilişkin gazete suretleri celbedilip incelenmiştir. … 1.İflas Müdürlüğü … İflas dosyasından alınan yazı cevabında, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarihli … E. …K. sayılı karar ile 5411 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca müflis …’nin iflasına karar verildiği, düzenlenen sıra cetvelinin 01.06.2018 tarihli Yeni Şafak ve 04.06.2018 tarihli TSG gazete ilanlarıyla ilan edilmiş olduğu, davacının kayıt kabul başvurusunun reddine verildiği görülmüştür.
Davacıların aracı kuruluşu ile yazışma yapılarak davacıların müflis bankada mevcut hisse senedi adet ve kayıtları (aktif husumeti) teyit edilmiştir.
Konuyla ilgili Yargıtay 23. HD’nin ve Bölge Adliye Mahkemelerinin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nin 379-389. maddelerinde, anonim şirketlerde belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK’nin 480/3. maddesinde ise, “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle anonim şirket ortağı, ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nin 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. (Yargıtay 23.HD 2014/10329 E 2015/6925 K, 2011/6362 E 2012/24555 K, 2018/1666 E 2020/4488 K, Sakarya BAM 7.HD 2020/222 E 2020/644 K vb)
Yargıtay 19. HD’sinin emsal 10.6.1996 tarihli E.1996/2968, K.1996/4360 sayılı içtihadında da”…davacının anonim ortaklıktaki payı hisse senedine bağlanmıştır. Ortakların payları için ödediği hisseler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflâsı halinde hisse senedi sahipleri kural olarak iflâs alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, hisse senedinin değerini iflâs masasına alacak olarak kaydettiremezler (Pekcanıtez, Hakan; Anonim Ortaklıkların İflâsı, Ankara 1991, sh. 68; Atalay, Oğuz; Anonim Ortaklıkların İflâsı, İzmir 1996, sh. 204). Hisse senedi sahipleri ancak, kanunda yazılı şartların bulunması halinde kâr payı, hazırlık dönemi faizi, yan edim yükümlülüklerinin karşılıkları ve sermaye azaltılmasında iadesine karar verilmiş sermaye pay miktarı için doğmuş alacaklarını iflâs masasına alacak olarak yazdırabilirler.
Asıl dava yönünden davacı ise, hisse senetlerinin bedelinin iflâs masasına kaydını talep ettiğinden, davacının iflâs masasına kaydı gereken alacağı bulunmamaktadır. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan ve İİK.nun 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde, hisse senedi sahiplerine ödeme yapılması mümkündür.” (Yargıtay 19.HD., 10.6.1996 t, E.1996/2968, K.1996/4360 – YKD., Ocak 1997/1, s.81-82 ; Doç. Dr. Timuçin MUŞUL, Gerekçeli – Notlu – İçtihatlı İcra ve İflâs kanunu ve İlgili Mevzuat, 3. Baskı, İstanbul-2004, s.615).” şeklinde doktrin görüşleriyle birlikte, anonim şirketlerde hisse senedi bedellerinin, müflis şirketten iflas tarihi itibariyle alacaklı olan üçüncü kişilerin alacaklarını kaydettirmesi için İİK hükümlerine göre oluşturulan iflas sıra cetveline kaydının hukuken mümkün olmadığı doktrin görüşleriyle birlikte açıklanmıştır.
Tüm bu nedenlerle, istikrar kazanmış Yargıtay ve BAM içtihatları, TTK ve İİK hükümleri uyarınca, davacıların iflas tasfiyesi sonunda bakiye bedel kalması halinde iflas masasından talep hakkının saklı olduğu belirtilmek suretiyle, iflas sıra cetveline kaydı hukuken mümkün olmayan anonim şirket hisse senedi bedeli alacağıyla ilgili asıl davada ki kayıt kabul davalarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden; Mahkememizce birleşen …. 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalılar Müflis …ve … 1. İflas İdaresi aleyhine açılmış olan kayıt kabul talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. HMK 114-ı maddesi uyarınca her iki davanın aynı kabul edilmesi için tarafların her iki davada da sıfatlarının aynı olması (davacı-davalı), dava konusunun, dava sebebinin aynı olması gerekmekte olup birleşen incelenen dava dosyası ile mahkememizde görülen iş bu davanın taraflarının, dava sebebinin aynı olduğu görülmekle, derdestlik nedeniyle HMK 114/1-(ı) maddesine göre birleşen davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Asıl dava yönünden davanın esastan reddine,
2-Birleşen dava yönünden davanın derdestlik yönünden usulden reddine,
3-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 59,30-TL harçtan düşümü ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada davalı tarafından yapılan 23,50-TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda karar verildi. 11/01/2022
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza