Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/319 E. 2021/600 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/319
KARAR NO : 2021/600

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesindeki belirli mahalleler için … Kargo’nun girişimci kurye başvurusunda bulunulduğunu, müvekkilin yaptığı başvurunun davalı firmaca kabul edildiğini, girişimci kuryelik için gerekli olduğu belirtilen 2012 ve üstü panelvan tipi araç, şahıs şirketi, SRC belgesi, K1 yetki belgesi, imza sirküleri, vergi levhası ve gerekli diğer belgelerin teminini istediğini, ilk olarak müvekkil SRC belgesi alabilmek için kursa yazıldığını, bunun için sınava girdiğini, 20.12.2020 tarihinde 850,00TL karşılığında SRC belgesini aldığını, … 1. Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı imza beyannamesi verdiğini, 01.01.2021 tarihinde “Karayolu ile Şehiriçi Yük Taşımacılığı” faaliyet türü ile vergi açılışı yapıldığını, şahıs şirketi kurulmuş olması sebebiyle muhasebe kaydı açtırıldığını, bunun için bir muhasebeciyle anlaştığını, müvekkilin halihazırda kullandığı aracını sattığını, bunun yerine istenen niteliklerde bir araç satın aldığını, araca da 2.000,00TL’lik bakım yaptırdığını, bunlar dışındaki adli sicil kaydı, kimlik fotokopisi gibi evraklar da tamamlandıktan sonra taraflar arasında 06.01.2021 tarihinde ‘Araç Kiralama Sözleşmesi’ başlığı altında Girişimci Kurye sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça müvekkilin sözleşmeyi takip eden Pazartesi günü yani 11.01.2021 tarihinde işe başlatılacağı belirtilmesine rağmen ne söz verilen günde ne de daha sonra müvekkil işe bir türlü başlatılmadığını, … Bey ile yüz yüze yaptığı görüşmede Islahiye … Şubesinden eleman çıkartılacağını ama pandemi nedeniyle bahsi geçen elemanı çıkartamadıklarını, bu haliyle de müvekkili Islahiye bölgesinde işe başlatamayacaklarını öğrendiğini, müvekkile istemesi halinde …’te başka bir bölge verilebileceğinin belirtildiğini, bu şekilde işe başlatılmayacağını anlayan müvekkil en azından aracı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını ve yaptığı onca masraf nedeniyle uğradığı zararın tazmini istediğini, fakat davalı kurumun oyaladığını, 1.Noterliği … tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarname ile zararın karşılanması ve aracı üzerindeki rehinin kaldırılması için ihtar çekildiğini, bunun üzerine davalı firma sözleşme imzalandıktan tam 2 ay sonra 06.03.2021 tarihinde araç üzerindeki rehini kaldırdığını, fakat müvekkilin uğradığı zararlar bakımından herhangi bir eylemde veya açıklamada bulunmadığını, ihtarname çekildikten 1 ay sonra davalı … Kargo tarafından … 41. Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile müvekkilin iddia ve taleplerine itiraz edildiğini, ‘müvekkile başka bir şube teklifi yapıldığı halde müvekkilin bunu kabul etmediği, bu yönüyle sözleşmeyi fesih iradesi sergilediğini ve müvekkilin temin ettiği SRC Belgesi, K1 Yetki Belgesi ve araç kasko ve sigorta işlemleri için davacıdan bir talepte bulunulmadığı’ gibi iddialara yer verildiğini, bunların doğru olmadığını bu nedenlerle davanın kabülune, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz olmak üzere davalının 06.01.2021 tarihli sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle müvekkilin yapmış olduğu masraf ve giderler ile davalının sözleşmesel edimini yerine getirmemesi sebebiyle mahrum kalınan kazancın tazminine dayalı menfi ve müspet zararlara karşılık şimdilik 500,00TL tazminatın borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının faturalar ile sabit iddia ettiği alacaklarına ilişkin uyuşmazlığa konu davayı belirsiz olarak açmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, belirli bir alacağın belirsiz olarak gösterilemeyeceğini, davacı kendi iradesi ile şirkete başvurduğunu, dava konusu masrafları kendi özgür hür iradesi ile yaptığını, müvekkil şirket tarafından tüm iyi niyetle davacıya başka bir şubede işe başlaması teklif edildiği halde davacının hiçbir haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın teklifi kabul etmediğini, diğer anlamda sözleşmeyi feshettiğini, akabinde huzurdaki davayı açarak haksız bir şekilde tazminat istediğini, müvekkil şirketin davacıyı sabit bir bölge veya şubede başlatma yükümlülüğü bulunmadığını, söz konusu sözleşmede çalışma yeri için bir bölge veya şube belirtilmediğini, davacının bölgeyi beğenmemesi sözleşmenin feshi için haklı sebep oluşturmadığını, davacının müvekkil şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığından esasa ilişkin diğer itiraz ve beyanlarımız göz önünde bulundurularak davacının taleplerinin belirsiz alacak davasına konu olamayacağından öncelikle davanın usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin davalı şirkete yaptığı kuryelik başvurusu sonucu düzenlenen kiralık araç sözleşmesi kapsamında davacı tarafından başlanılamayan iş nedeniyle alacak taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce dosyanın incelenmesinde, davacının tacir olmadığı, davanın taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi kapsamında mahkememizde açıldığı anlaşıldı.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Eldeki davada, davacının tacir olmadığı, dava konusu edilen alacağın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmadığı ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda karar verildi. 19/10/2021

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza