Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2022/315 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/238 Esas
KARAR NO : 2022/315

DAVA : Alacak (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Haksız fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davacı şirket tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmiş faturaların … A.Ş. tarafından ödenmediği, davacının, .. Şirketi’nden tahsil etmesi gereken fatura bedellerinin … Şirketi ile diğer davalı …’in ve dava dışı …’ın usul ve yasaya aykırı nitelikteki işbirliği neticesinde engellenmiş olduğunu, davacının, 2016 yılına ilişkin; … tarih ve … numaralı, 20.01.2016 tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı,… tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı, … tarih ve … numaralı faturalarının Çilek Mobilya tarafından önce kabul edildiği ve cari hesaba kaydedildiği, daha sonra ise … A.Ş tarafından iade edilmeye çalışıldığı, yine 2018 yılına ilişkin;… tarih ve … numaralı,01.11.2018 tarih ve 630681 numaralı,… tarih ve … numaralı,… tarih ve … numaralı,… tarih ve … numaralı,… tarih ve … numaralı,…tarih ve … numaralı …tarih ve … numaralı faturalarını da … tarafından ödenmediği, davalı … ve dava dışı …’ın anılan faturaların tahsil edilmesine yine hileli eylemleriyle engel oldukların, gerek 2016 yılına ilişkin faturaların gerekse de 2018 yılına ilişkin faturalar … A.Ş tarafından kabul edildikten sonra yasal 8 günlük süre içerisinde iade edilmediği ve yasal süresi içerisinde faturalara itiraz da edilmediği, faturaların hepsinin kesinleşmiş olduğu ancak …A.Ş’nin kesinleşen faturalara ilişkin ödeme yapmadığı , faturalara ilişkin olarak davacı şirketin toplamda 21.153,34 USD tutarında alacağının bulunduğu, … Şirketi ve … ile …’in hukuka aykırı işbirliği neticesinde davacı şirket işbu alacaklarını tahsil edemediği ,davacı şirketin maddi-manevi tazminat başta olmak üzere fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı …Ş. adına yaptığı iş ve işlemlerden kaynaklanan alacaklarına ilişkin olarak, açık hesap ilişkisinden kaynaklanan cari hesap ve fatura alacakları ile, bu alacakların alınmasına haksız fiilleri ile engel olan diğer davalı …’in müvekkil şirkete bu konuda verdiği zararın davalılardan fiili ödeme gününde hesaplanacak TL karşılıkları ile ödenmek üzere, müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu hususların hizmete ilişkin eylemlerle ilgili olması nedeniyle davaya bakmaya görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu, bu sebeple davanın usulden reddinin gerektiği , davacı tarafın, davalıya aynı hususta daha önce de … 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dava dosyası ile dava açtığını ve davalı hakkında açılan dava yönünden görevsizlik kararı verilerek dosyanın İş Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, bu sebeple davanı derdestlik nedeniyle davanın reddinin gerektiği, huzurdaki davada, kısmi dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı, davacı tarafça davalı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu ve bu soruşma dosyasının bekletici mesele yapılmasının gerektiği , dava konusu edilen alacaklardan zamanaşımına uğramış olduğu, bu sebeplerle davanın usulden reddinin gerektiği, davalının, davacı şirkette 22.09.2001 ile 30.07.2018 tarihleri arasında çalıştığı, davalının, davalının kız kardeşinin ve şirketin muhasebe departmanı çalışanı …’ın hakettiği kıdem tazminatı ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tüm diğer işçilik alacakları ödenmeden işten çıkarılmış olduğu, davacının, … ile davalı …’nın işbirliği içerisine girerek faturaların ödemediği, muhasebe departmanı yetkilisi … ile …’in iade faturaları şirketten sakladıkları, hatta usulsüz teşvik almış olabileceklerini iddia ettiği, ancak davacı tarafından iddia edilenin aksine, davalının beyanlarına göre, davacının yabancı ortaklarına ait hesaplara yapılan ve geri talep edilen ödemelerin tümü ile müşterilere yansıtılan masraf ve tahsilatların tümünün, davacının bilgisi ve talimatları ile ve bizzat davacı tarafça kontrol edilerek gerçekleştirilmiş olduğu, tüm ödeme işlemleri davacının yöneticisi …’ın kontrol ve talimatları ile yapıldığı, davacı şirketin emir ve talimatları ile davacı şirketin genel işleyişinde, müşterilerden fazla para tahsil edilmesi ve müşteri işlemlerinin masraf ve faturalarının şişirilerek, müşterilerin gerçekdışı ve yanıltıcı belgelerle yanıltılması suretiyle haksız kazanç edilmesinin olağan bir uygulamaya dönüşmüş olduğu, davacı şirketçe, yasak olduğu halde çıkar çatışması olan işlerde müşteriler haksız olarak temsil edilmekte, yurtdışı ortaklardan gelen belgeler bizzat davacı tarafından usulsüz ve sahtecilik yoluyla tahrif edilerek müşterilerden yersiz ve yüksek miktarlarda tahsilatlar yapılmakta ve gerek müşteriler, gerekse devlet kurumları (teşvik, kdv, vergi vb.alanlarda) zarara uğratılmakta olduğu, davacı şirketin, sırf ödeme almak için usulsüz marka ve patent başvuruları yaptığı, usulsüzlüklerin yapılmasında davacı şirket çalışanları ile davalının ve diğer çalışanların şahsi mevduat hesapları da zaman zaman kullanılmakta olduğu, davacı tarafça müşterilere yüksek ücretli sahte faturalar gösterilerek alınan fazla bedellerin, kimi zaman cari borçlardan mahsup edildiği ya da davacı ya da 3.kişilere ait başkaca hesaplara aktarılması sağlandığı, davacının isnatlarını kabul etmediklerini, usul ve esasa yönelik itirazlarının kabulü ile haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Dava; cari hesaptan kaynaklı alacağın … A.Ş’den tahsili, davalı … ’in ise bu alacakların tahsiline engel olarak davacı … zarara uğratıp uğratmadığı , zarar söz konusu ise miktarının tespitine ilişkindir.
Yargılama sürecinde … A.Ş’ye ilişkin cari hesaptan kaynaklandığı belirtilen dava iş bu davadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, davacı taraf tacir ise de, davalı …’in tacir olmadığı, eldeki davanın mutlak yada nispi nitelikte ticari bir dava olmadığı davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 114 ve 115/2. Maddesine göre davanın usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza