Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2022/895 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/234 Esas
KARAR NO : 2022/895

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2014
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davalı ile müvekkili şirket arasında hizmet akdi kurulduğunu, ilgili sözleşme ile davalının, müvekkili şirket bünyesinde C Grubu imza yetkilisine sahip olacak şekilde şirket Genel Müdürü sıfatıyla görevlendirildiğini, davalı ile aralarında 06.12.2012 tarihli, 2 yıl süreli bir hizmet sözleşmesi gerçekleştirildiğini, Sözleşmenin 2 nolu bendinde sözleşme süresinin imzalandığı tarih itibarı ile 2 yıllık olan sözleşmenin 120 gün öncesinden tarafların yeniden anlaşması koşuluyla uzatılabileceğini, aksi halde her halükarda 2 yıl sonunda sözleşmenin fesh olur dendiğini, bu sürelere ve usule riayet etmeden sözleşmeyi fesheden taraf diğer tarafa 50.000 TL tutarında cezai şart ödemeyi kabul edeceğini, ancak davalı genel müdürün bu süreye riayet etmeksizin 23.01.2014 tarihinde istifa dilekçsi vererek aynı gün iş yerinden ayrıldığını, davalının çalıştığı süreçte 10.01.2014 tarihinde müvekkili şirketten makbuz mukabili 13.403 TL avans aldığını, makbuzunun mevcut olduğunu, ancak davalının işten ayrılırken bu avansı iade etmediğini, davalı tarafın sözleşme hükümlerini ihlali nedeniyle şimdilik 15.000 TL cezai şarta en yüksek avans faizi ile birlikte hükmedilmesini, hizmet sözleşmesinin süreli olmasından dolayı sözleşmedeki bakiye süre veya şirketin zararına istinaden şimdilik 1.000 TL ye en yüksek avans faizi ile birlikte hükmedilmesini, davalının aldığı 13.403 TL avansın 10.01.2014 tarihi itibarıyle en yüksek avans faizi ile tahsil edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: hizmet akdinden doğan davalarda yetkili mahkemenin müvekkilinin son çalıştığı yer … İş Mahkemeleri olduğunu, 23.01.2014 tarihinde işten ayrılmak zorunda bırakılarak işine son verildiğini, dava konusu 06.12.2012 tarihli hizmet akti sözleşmesinin tamamen işçi aleyhine yazılmış bir sözleşme olduğunu, sadece cezai şartla ilgili 2 madde de karşılıklı yükümlülükler getirildiğini, ancak sözleşmenin 12 maddesinde iş verenin fesih hallerinin yazdığı halde çalışanın fesih hakkının hiç yazılmadığını, ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet akdi nedeniyle ceza-i şart, şirket zararı ve davalı tarafından alındığı ifade olunan avansın tahsili istemlidir.
Mahkememizin 2016/81E. 2019/1159K.sayılı ve 17/12/2019 günlü verilen kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. İlgili mahkememiz kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 17.12.2019 tarihli 2020/730E. 2020/5053K.sayılı kararı ile; yönünden mahkememiz kararının bozulmasına, yargılamanın yeniden yapılması için mahkememize iadesine karar verilmiştir.
Bozma üzerine mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, Bilirkişiden alınan 13.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacının sözleşmenin 2. Maddesinde düzenlenen cezai şartı talep edebileceği hususu, feshin haksız olarak gerçekleşmesi durumunda söz konusu olacağı, Yargıtay ilamı doğrultusunda davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğu dikkate alındığında sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca 50.000 TL cezai şart ödenmesi gerektiği, yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafından davaya konu avans makbuzundaki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle, makbuz üzerindeki davalıya atfen atılan imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünde imza incelemesi yapılarak rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişilerce sunulan 21/07/2017 tarihli raporda özetle; dava konusu avans makbuzunun aslı incelenmiş olduğunu, tanzimle igili el yazılarının ve atılı imzanın … isimli şahsın eli mahsulü olmadığı, görüş ve kanaati rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 06/12/2012 tarihli hizmet sözleşmesi akdedildiği, söz konusu sözleşmenin 2 yıllık süre için yapıldığı ve sözleşmenin 2. maddesi uyarınca taraflarca 120 gün öncesinden ihbar edilmek kaydıyla sözleşmenin feshedilebileceği, taraflarca bu maddeye aykırı şekilde sözleşmenin feshedilmesi durumunda karşı tarafın 50.000,00 TL cezai şart ödeyeceği konusunda anlaşıldığı, sözleşmeye göre davacının davalıdan cezai şart talep edebilmesi için öncelikle sözleşmede yer alan cezai şart hükmünün hukuken geçerli olması gerektiği, söz konusu sözleşmenin iş bu maddesinin TBK 20. maddesi uyarınca genel işlem koşulları içermemesi ve TBK 21. madde ve devamında belirtildiği üzere, iş bu maddenin her iki taraf için geçerli olması nedeniyle TBK hükümlerine uygun olduğu ve hukuken geçerli olduğu ve fakat bu cezai şartın talep edilebilmesi için davalı tarafından hizmet sözleşmesinin feshinin haksız olması gerektiği, davalı tarafından söz konusu sözleşmenin 23/01/2014 tarihinde istifa dilekçesi ve ibraname imzalanarak feshedildiği ve imzalanan bu belgelerin irade fesadı ile imzalandığının iddia edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre sözleşmenin haklı nedenle davalı tarafından feshedildiğinin ispatlanamadığı, anlaşıldığından, davacı lehine bilirkişi raporuna göre 50.000 TL cezai şarta hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı beyanlarında yer alan avans bedelinin dayandığı avans makbuzundaki imzanın davalıya ait olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olması nedeniyle davalının avans makbuzu bedeli iadesi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı şirket tarafından TBK’nın 439. maddesi uyarınca davalıdan sözleşmeyi erken feshetmesi nedeniyle aylık ücretinin 1/4 oranında bakiye süre ücretinin tahsil edilmesi talep edilmiş ise de, TBK’nın 439/3. maddesine göre bakiye süre ücretinin iş akdinin sona ermesinden sonra işlemeye başlayacak 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde istenebileceği, iş akdinin 23/01/2014 tarihinde feshedildiği, iş bu davanın ise 03/07/2014 tarihinde açılmış olduğu anlaşıldığından, davacı şirketin bakiye süre ücret alacağı talebini hak düşücü süreden sonra talep edemeyeceği anlaşılmış olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 50.000,00TL cezai şart tazminatının 15.000,00TL’sinin dava tarihinden itibaren 35.000,00TL’sinin ıslah tarihi olan 02/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının avans makbuzu bedeli ile bakiye süre ücretine yönelik taleplerinin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 3.415,50TL harçtan peşin alınan 502,15TL harç ile 597,70TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.315,65TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.408,30TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti)’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen ‭4.975,10TL ile 1.128,85TL ilk harç ve masraflar ve ıslah harcı olmak üzere toplam 6.103,95TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00TL (posta, tebligat ücretin)’den kabul ve red durumuna göre davacı hissesine düşen ‭77,60TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/12/2022

Katip

¸e-imza

Hakim

¸e-imza