Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2022/646 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2022/646

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Tarafımızca dava konusu ihtilafın çözümü için dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulmuş, … arabuluculuk numaralı dosya kapsamında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamamıştır. Müvekkilimiz … Sigorta AŞ, Türkiye’nin önde gelen sigorta şirketlerinden olup sigortalısı … AŞ (“sigortalı”)’ye ait emtiayı, taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı nakliyat emtia abonman sözleşmesi ile teminat altına almıştır.
Dava dışı sigortalıya ait iplik emtiasının …’ten … Limanı’na taşınması işi, dava dışı … Ltd. Şti.(“…”) tarafından üstlenilmiş; … ise fiili taşımayı (1) numaralı davalı …’e devretmiştir.Fiili taşıması …’e devredilmiş emtia; sigortalının …’teki tesislerinde tam ve sağlam olarak … idaresindeki …-… plakalı araca yüklenmiştir.
Emtia sevk halindeyken, 11/03/2019 tarihinde, araçta çıkan yangın sebebiyle hasara uğramıştır. Yapılan incelemelerde, motor üzerinden sızan yakıt kaçağından başlayan yangının emtiaya sirayeti sebebiyle hasarın meydana geldiği tespit edilmiştir. Sigortalı emtia, kullanılamayacak hale gelmiştir. Hasara ilişkin olarak dava dışı sigortalı tarafından davalıya ihtarname gönderilmiştir.Sigortalının 123.068,99.-TL tutarındaki zararı müvekkilimizce karşılanmış; müvekkilimiz, TTK’ m. 1472. uyarınca sigortalısının “kanuni halefi” olmakla birlikte, sigortalı düzenlediği temlikname ile tüm hak ve alacaklarını müvekkilimize devrettiğinden müvekkilimiz “akdi halef” sıfatını da olmuştur.Davalı, taşımaya ilişkin nakliye faturası düzenlemiş olup taşıyıcı sıfatını haizdir. Sigortalı emtia, davalı tarafından gerçekleştirilen taşıma sırasında çıkan yangın sebebiyle hasara uğrayarak kullanılamaz hale gelmiştir. Bu kapsamda, davalı, sağlam olarak teslim aldığı emtiayı, sağlam olarak alıcısına teslim edememesi sebebiyle oluşan zarardan, TTK m.875 uyarınca sorumludur. Davalı, taşımaya ilişkin navlun faturası düzenleyerek taşımayı üstlenmiş; bununla birlikte taşımayı bizzat kendisi gerçekleştirmiştir. Zira hasar anında aracın sürücüsü bizzat davalıdır. Bu kapsamda emtiada meydana gelen zarardan, TBK m.49 uyarınca da sorumludur.
Yukarıda anılan sebeplerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, Haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…. Davacı tarafça taşıdığı yükün arabada yangın çıkması sonucu nedeni ile zarar görmesinden dolayı sigortalının zararın karşılandığı ve zarara sebebiyeti olarak araçta yangın çıkması nedeni ile gerçekleştiğinden bahisle zarar miktarı tarafından talep edildiğini buna ilişkin olarak icra takibi yapıldığını. İcra takibine tarafınca itiraz edilmiş olup icra takibinin durdurulduğunu. Davacı tarafça söz konusu itirazın kaldırılması amacı ile iş bu dava açıldığını. İlk olarak davacı tarafça malın uğradığı zarar olarak motor kısmından sızan yakıtın neden olduğu yangın gösterildiğini, Oysa ki bu durumun sadece olay yerinde tutulan tutanak neticesinde belirlenen bir sebep olduğunu buna ilişkin olarak yeterli ve detaylı bir araştırma yapılmadığını. Buna ilişkin olarak herhangi bir bilirkişi raporu bile alınmadığını, işin uzmanları tarafından detaylı bir araştırma yapılmadığını, Yangının asıl çıkış sebebinin ne olduğu, bunda şoförün bir hatasının olup olmadığı gibi hususların araştırılması gerektiğini, doğrudan zararın taşıyıcı olan tarafına yöneltilmesinin ve bunun tarafınca tazmininin talep edilmesi hakkaniyete ve kanunların uygulanışına aykırı olacağını, Bir olayın asıl sebebinin ancak alanında
uzman kişiler tarafından yapılacak detaylı bir araştırma ve bunun sonucunda düzenlenecek olan bilirkişi raporları ile ortaya çıkacağını. Hukuki olarak da bir zarardan dolayı sorumlu tutulacak olan kişinin davranışları veya ihmali ile zararın sebebi arasında illiyet bağının olması gerektiğini; bunun kanıtlanması gerektiğini, Ancak bunlar yapılmadan zararın sorumlusu olarak tarafının gösterilmesi ve zararın tarafından tazmin edilmeye çalışılmasının hakkaniyete ve kanunlara aykırı olduğunu, Türk ticaret kanunun ilgili maddelerinde de görüldüğü üzere zararın oluşmasında gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa bu olgunun dikkate alınması gerekeceğini. Aynı zamanda taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı bir zarar meydana gelmişse taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağını. Tüm bu unsurlar göz önüne alınmadan davacı tarafça zararın taraflarınca tazminin talep edilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu, Yük taşınırken birden fazla defa yükün bu şekilde mi veya başka şekilde mi taşınacağını; iplik olduğundan dolayı bu şekilde taşınmasının çok uygun olmayacağını sorduğunu, Ancak her seferinde tarafına bu şekilde taşımanın daha uygun olacağı ve bu şekilde taşınması nedeni ile bir hasara uğrama ihtimalinin olmadığının belirtildiğini. Tarafına bu şekilde belirtildiği için ve sorma dışında başka bire şey yapamayacağı için taşıma işlemine başladığını. Ancak söz konusu sorunlar ortaya çıkınca bunun sebebi kendisi imiş gibi zararın tarafından tanzim edilmek istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşıma sözleşmesi kapsamında, davacının sigortalısının asıl taşıyıcı,davalınında fiili taşıyıcı olduğu, karayolu ile yurt içi taşıma sırasında, araçta çıkan yangın sonucu taşımaya konu iplik emtiasının hasarlanması sonucu davacının sigortalısına ödediği tazminatın fiili taşıyıcı davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir.
Davacıya Sigorta Abonman Poliçesi ile sigortalı emtianın araç yangını sonucu tamamen zayi olması üzerine davacı tarafından ekspertiz incelemesi yaptırılmış, eksper emtianın değerinin 123.068,99 TL olarak belirlemiş, davacı bu miktarı 02.03.2020 tarihinde sigortalısına ödeyip, ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.
Dosya içeriğinde bulunan İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“… Sigorta A.Ş. vekili, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı … ve …Tic.Ltd.Şti. aleyhine 02/03/2020 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibinde, alacağın dayanağı olarak; 123.068,99 TL. ttk. m. 1472 uyarınca rücuen tazminat (tarih:02.03.2020 açıklama:… a.ş. firmasından … firmasına gönderilen iplik emtialarının … – … plakalı araçlarla borçlular sorumluluğunda yapılan nakliyesi esnasında … güzergahında meydana gelen yangın olayı neticesinde oluşan zararın 6102 sayılı TTK. m. 1472 uyarınca rücuen tazmini taleplidir) olarak belirtilmiştir.
Takip Tarihi 02/03/2020 , Asıl alacak 123.068,99 TL, Takip tarihine kadar faiz talebi bulunmamaktadır.
123.068,99 TL. tutarındaki alacağın icra gideri, vek.ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (YILLIK %13,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen ödemesi emridir. (Fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkımız saklıdır) TBK. 100.mad. gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilmiştir…” davalı borçlu tarafından süresi içinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayın … plakalı aracın motor üzerinden sızan yakıt kaçağından alev almış olabileceği , meydana gelen bu yangın nedeniyle de araç içerisinde bulunan ve taşınan emtianın zarar gördüğü anlaşılmakta olup, dosya kapsamındaki uyuşmazlığın da bu noktada toplandığı, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluğunun miktarı ile sınırlı sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. S
TTK’nın 876. maddesi uyarınca, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2019/3128 Esas, 2020/1285 Karar ve 12/02/2020 Tarihli kararında, araç lastiğinin patlamasının bakım ve işletme kusurunu oluşturduğu, davalının TTK’nın 876. maddesi uyarınca en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten hasarın gerçekleştiğini ispatlayamaması nedeniyle sorumluluktan kurtulamayacağını belirlemiştir.
Gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları gerekse de Kanun metninin bu yöne ilişkin bulunması karşısında , dosya kapsamında davalı taşıyan tarafından, TTK’nın 876. maddesi kapsamında, zararın, en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana geldiği yönünde bir ispat vasıtası sunulmadığı gibi böyle bir durumun olmadığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı taşıyıcının dava konusu zarardan TTK’nın 875 ve 876. maddeleri uyarınca sorumlu bulunduğuna, kusur durumu tespiti mahkememizin görev alanına ilişkin olduğu ve davalı tarafından yangının çıkmasının kendi kusurlarından kaynaklanmadığını ispata yarar delil sunulmadığından ayrıca bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmeksizin davalının hasardan kusurlu olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Somut olayda, davalı tarafından taşınmak üzere teslim alınan malların alıcısına ulaştırılamadığı anlaşıldığından davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
TTK’nın 880. maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacaktır.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu malların, taşıyan aracın seyir halinde iken belirlenemeyen bir nedenle alev alması sonucu yanarak zarar gördüğü, 6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu, taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulamayacağı, 123.068,99 TL’nin davacı Sigorta Şirketinin sigortalısının ödemekle yükümlü olabileceği tazminat miktarı kadar davalı taşıyıcıdan rücuen talepte bulunabileceği anlaşıldığından davanın bu miktar üzerinden tam kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE, … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20’si olan 24.613,79-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 8.406,84-TL harçtan peşin alınan 1.486,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.920,46-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 19.460,35-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 1.554,18-TL ilk harç ve masraflar ile 1.831,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 3.385,680-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/10/2022

Katip Hakim
E-imza E-imza