Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/205 E. 2022/481 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/205 Esas
KARAR NO : 2022/481

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı Müvekkil Şirket çeşitli tiplerde bant üretimi yapan, gerek yurt içine gerekse de yurt dışına bant tedariği sağlayan köklü bir firmadır. Müvekkil Şirket yapmış olduğu bant üretimlerinde sanayi tipi makineler kullanmaktadır ve dönem dönem işbu makinelerin çeşitli firmalardan tedarik edilmesi gerekmektedir. Somut olayımızda Müvekkil Şirket, bant üretiminde kullanacak olduğu makineleri Davalı firmadan tedarik etmek için görüşmelere başlamıştır ve neticeten işbu makinelerin tedarik edilmesi amacıyla taraflar arasında 15.12.2018 tarihli Satış Sözleşmesi (“Sözleşme”) akdedilmiştir 15.12.2018 tarihli Sözleşme uyarınca; Satıcı Davalı tarafından … marka … Model “Bant Kesme Makinesi ve Konveyör Sistemi”nin (“Makine”) Alıcı Müvekkil Şirket’e teslim edilmesi ve işbu edimin karşılığı olarak da Müvekkil Şirket tarafından Davalı’ya 150.000-EURO (KDV Dâhil) ödenmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşme’nin mal teslim şartlarının düzenlendiği 4. Maddesinde açıkça görüleceği üzere makinelerin Müvekkil Şirket’in adresine 15.01.2019 tarihine kadar teslim edilmesi ve kurulumunun tamamlanması üzerinde Taraflar mutabık kalmıştır. Taraflar arasında işbu 150.000-EURO’nun ödenmesi amacıyla toplam bedeli 150.000-EURO (KDV Dâhil) olan 30 adet 5.000-EURO’luk senetler tanzim edilmiştir, bu süreci müteakip 20.03.2019 tarihinde Davalı tarafından 932.189,97-TL’lik fatura kesilmiştir (20.03.2019 tarihinde EURO döviz kuru= 6,2145998). Kesilen fatura karşılığında Müvekkil Şirket, vadesi geldikçe peyderpey ödemelerini gerçekleştirmektedir. Gelinen gün itibariyle vadesi gelmemiş ve toplam bedeli 40.000-EURO olan 8 adet senet bulunmaktadırHer ne kadar Müvekkil Şirket ödemelerini gerçekleştirmesine rağmen; Davalı, hem Bant Kesme Makinesi hem de Konveyör Sistemi’ni teslim etmesi gerekirken Konveyör Sistemi’ni Müvekkil Şirket’e teslim etmemiştir. Müvekkil Şirket defalarca Konveyör Sistemi’nin teslim edilmesi veya işbu Konveyör Sistemi’nin bedelinin faturalardan düşürülmesi için defalarca bildirimde bulunmuş olmasına rağmen Davalı müspet bir dönüş yapmamıştır. Müvekkil şirket, … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ederek konveyör sisteminin teslimi için davalıyı ifaya davet etmiştir. ancak işbu ifaya davet teklifi, davalı tarafça keşide edilen… tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile reddedilmiştir. Aynı zamanda davalı tarafından keşide edilen ihtarnamede konveyör sisteminin kendi uhdelerinde olduğu ve el’an teslim edilmediği açıkça ikrar edilmiştir Gelinen gün itibariyle Müvekkil Şirket’in borçlu olmadığının tespiti ve vadesi henüz gelmemiş 40.000-EURO bedelli senetlerin haksız olarak tahsilini önlemek amacıyla müzakere sürecini başlatmıştır ve fakat gerçekleştirilen müzakereler olumsuz olarak neticelenmiştir.
Müvekkil Şirket’e teslim edilmemiş olan Konveyör Sistemi’nin bedelinin Müvekkil Şirket tarafından ödenmesinin beklenmesi gerek hakkaniyete gerekse de hukuka aykırıdır. Zira Davalı, Sözleşme’de belirlenen asli edimini yani teslim borcunu yerine getirmemiştir ve kötü niyetli olarak Sözleşme’de belirlenen bedelin tamamını talep etmektedir.
Bu noktada belirtmek isteriz ki; Müvekkil Şirket, hakkaniyetli bir yaklaşım sergilenmesi ve fatura bedelinden düşürülmesi amacıyla konveyör Sistemi’nin bedelinin tespiti amacıyla harici olarak fiyat teklifi almıştır Fiyat teklifinden de görüleceği üzere, Sözleşme konusu Konveyör Sistemi’nin muadili olan ve fakat sıfır (kullanılmamış) olan sistemin bedeli 33.000-EURO’dur. Buradan yola çıkarak Sözleşme’de ikinci el olarak belirlenmiş Konveyör Sistemi için takdiri olarak 20.000-EURO belirlenmiştir ve işbu 20.000-EURO’nun faturadan düşülmesi talep edilmiştir. Ancak yukarıda olay örgüsünde de belirttiğimiz Davalı tarafından teklif reddedilmiştir. Her ne kadar Müvekkil Şirket tarafından son derece hakkaniyetli olarak Konveyör Sistemi’nin normal sıfır bedelinin 3’te 1’i teklif edilmiş olsa da Davalı kötü niyetli hareket etmeye devam ederek haksız ücret talep etmekte ve icra takipleri başlatmaktadır. Neticeten, öncelikli olarak Müvekkil Şirket nezdinde doğabilecek hak kaybının engellenmesi amacıyla ekte bilgilerini sunmuş olduğumuz “Senet Listesi”nde yer alan senetlerin ödenmemesi ve icraya konu edilmemesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bunun yanında, Müvekkil Şirket’e teslim edilmeyen Konveyör Sistemi’nin bedelinin Sayın Mahkeme’nin yapacak olduğu değerlendirmeler ile Bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenerek, işbu belirlenen bedelin 20.03.2019 tarihli faturadan düşürülmesini ve Müvekkil Şirket’in ödemiş olduğu bedellerin de mahsup edilmesi ile Müvekkil Şirket’in Davalı’ya borçlu olmadığının tespit edilmesini talep ediyoruz. ÖNcelikle işbu huzurdaki dava dosyası kapsamında yapılacak yargılama neticesinde verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, gerek davalı gerekse de üçüncü kişiler nezdinde hüküm doğuracak şekilde, ekteki “senet listesi”nde bilgileri yer alan senetlerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, senetlerin iptaline, senetlerin protestosunun dava sonuna kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildirilmemesine, haklı davamızın kabulüne,
müvekkil şirket’in davalı’ya borçlu olmadığının tespitine,
müvekkil şirket’in alacaklı olduğu tutarın (şimdilik belirsiz alacak olarak 1.000-TL) sayın mahkeme tarafından belirlenmesine, senetler ile alacak tutarının istirdatına ve işbu tutarın davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirket’e iadesine, Her türlü zarar, ziyan talebi dâhil fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızın saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkilimiz ile davacı 15.12.2018 tarihinde imzalanan satış sözleşmesi ile müvekkilimize ait “… Marka … Model “Bant Kesme Makinesi ve Konveyör Sistemi”nin davacıya 150.000,- EUR (yüzellibineuro) bedelle satımı konusunda anlaşmışlardır.Davacı sözleşme veya fatura veya malın tesliminden itibaren ayıplı ya da eksiz ifaya ilişkin herhangi bir bildirim ya da ihtarda bulunmamıştır. Davacı tarafından makine teslim alındıktan sonra yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı zaten davacının dava dilekçesinde bu konuda bir iddiası da bulunmamaktadır.
davacı ayrıca faturaya karşı da bir itirazda bulunmamıştır. Davacı taraf huzurdaki davada açıkça sayın mahkemenizi yanıltıcı beyanda bulunmaktadır.dolayısıyla davacının sözleşme ve senet bedellerinin ödendiği yönündeki iddiası gerçeği yansıtmadığı gibi açıkça sayın mahkemenizi yanıltmaya yöneliktir. bahse konu konveyör sistemi sadece davacıya teslim edilen makina ile birlikte çalışmaktadır. yani ne kendi başına ne de başka bir makina ile bu konveyör sisteminin herhangi bir işlevi bulunmamaktadır. Dolayısı ile hangi mantık ile müvekkilimizin konveyör sistemini davacıya teslim etmeyeceği anlaşılamamaktadır. bu konveyör sadece davacıya satılan makina ile birlikte çalışmaktadır. makina olmadan konveyör sisteminin hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Davacı taraf bu talebimize ve ihtarımıza rağmen söz konusu iskeleti almaktan imtina etmiştir. Davacıyı öncelikle tarafımızca keşide edilen ihtarname içeriğini bir kez daha okumaya ve basiretli bir tacir gibi davranmaya, borcunu ödememek adına çelişkili ve gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz.
Davacı huzurdaki şekilde borçlu bulunmadığını ya da daha da öteye giderek aslında alacaklı olduğu gibi bir iddiayı hiç dile getirmemiştir. Davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin kendisine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir…”
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında satış sözleşmesinden kaynaklı istirdat talebidir.
Dava dilekçesinin “netice ve talep” kısmı şöyledir:
“…
– senetlerin iptaline,
– senetlerin protestosunun dava sonuna kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildirilmemesine, haklı davamızın kabulüne,

müvekkil şirket’in davalı’ya borçlu olmadığının tespitine,
– müvekkil şirket’in alacaklı olduğu tutarın (şimdilik belirsiz alacak olarak 1.000-TL) sayın mahkeme tarafından belirlenmesine, senetler ile alacak tutarının istirdatına ve işbu tutarın davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirket’e iadesine …”
Dava dilekçesinin netice ve talep kısmından anlaşılacağı üzere davacı, davaya konu senetlerin iptalini, bu senetler yönünden borçsuz olduğunun tespitini ve 1.000 TL tutarlı belirsiz alacak isteminde bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi aşağıdaki şekildedir:
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
Anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar davacı davasını menfi tespit davası olarak nitelendirip davanın arabuluculuğa tabi olmadığını ileri sürmüş olsa da davanın ticari alım satımdan kaynaklı borçsuzluğun tespiti ve alacak istemine ilişkin olduğu, İİK’nın 72. maddesi kapsamında açılmış bir menfi tespit davasının söz konusu olmadığı, kaldı ki netice ve talep kısmında 1.000 TL tutarında belirsiz alacak isteminin mevcut bulunduğu nazara alındığında, zorunlu arabuluculuk koşulu yerine getirilmediği kanaatine ulaşılmış ve davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 6.133,29-TL harçtan düşümü ile bakiye 6.052,59-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/06/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza