Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/162 E. 2021/104 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/162 Esas
KARAR NO : 2021/104

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkillerinin 25/10/2018 tarihinde mahkememizin 2018/978 esas sayılı dosyasından hissedarı ve aynı zamanda borçlarına müteselsil kefil oldukları dava dışı şirketler ile beraber konkordato talebinde bulunduklarını, anılan davanın feragat nedeni ile sonlandırıldığını, bu durumun yeniden konkordato talep etmeleri için bir engel teşkil etmediğini, mahkememizin 2021/80 esas sırasında kayıtlı davada konkordato talep eden … A.Ş., … A.Ş. ve … Ltd. Şti.’nin ortakları / yönetim kurulu üyeleri / adı geçen şirketlerin borçlarına kefaletleri bulunan / şahsın mal varlıkları üzerinde ipotek tesis ederek şirketlerin borçlarını teminatlandıran şahıslar olduklarını, diğer bir deyişle müvekkillerinin sadece ortaklık/yönetim kurulu üyesi sıfatları bulunmamakta olup, aynı zamanda müteselsil kefâletten ve/veya ipotekten kaynaklanan sebeplerle şahsi mal varlıkları ile de şirketlerin borçlarını teminatlandıran kişi konumunda olduklarını, dava dışı şirketlerin … bünyesinde grup şirketler olarak faaliyette bulunduklarını ve şirketlerin aile şirketi olduğunu, şirketler arasında organik ve ticari bağ bulunmakla birlikte her 3 şirketin birbirlerinin borçlarına kefil olduklarını, dava dışı şirketler tarafından mahkememizin 2018/978 esas sırasında açılan davada şirketlerin konkordato talep etme gerekçeleri ve yaşanan/gelinen sürecin tüm detayları ile açıklanarak ilgili belgelerin dava dosyasına sunulduğunu, davacı şirketlerin konkordato kurumu vasıtasıyla, daha önce olduğu gibi ciddi tasarruf tedbirleri doğrultusunda işbu kriz ortamından alacaklılarını mağdur etmeden çıkabileceğini, projelerinde ayrıntılı olarak izah edildiği üzere şirketlerin borca batık olmadıklarını, şirketlerin ve işletmenin devamlılığını sağlayabilmek ve tüm alacaklıların sarsılmasını engelleyebilmek adına konkordato sürecinin sağladığı imkanlardan faydalanarak şirketlerin varlık bütünlüğünün korunarak faaliyetlerin devamının sağlanmak istendiği ifade edildiğini, davacı borçluların, konkordato geçici mühlet kararı alan dava dışı şirketlerin sahibi olduklarından/malvarlıkları ile şirket borçlarına karşı sorumlu olup, konkordato geçici mühlet sürecine girmiş olan şirketlerin alacaklılarının kefalet nedeniyle borçlulara yönelecekleri ve davacı borçluların malvarlıklarını icra marifetiyle satışa çıkartacakları kaçınılmaz olduğunu, izah olunan nedenlerle davacıların, konkordato geçici mühlet kararı alan dava dışı şirketlerin borçları sebebiyle ödeme güçlüğüne düşeceği aleni olduğundan ve 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunla değişik İcra ve İflas Kanununun 285. maddesinde “Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.” denilmek suretiyle tacir olmayanların/şahısların da, diğer bir deyişle tacir ve/veya şirket olma şartı aranmaksızın her borçlunun konkordato talebinde bulunabileceğinin öngörülmüş olmasından dolayı davacıların da konkordato müessesesinden yararlanabileceği açık olduğunu, davacılar ve dava dışı şirketler, vade konkordatosu teklifinde bulunduklarını, mahkemece verilecek mühlet süresi akabinde davacılarca borçların 60 ay vadede ve %100 olarak ödeneceğinin ön görüldüğünü belirterek öncelikle davacılar arasında organik ve ticari bağ bulunmakla birlikte, aynı zamanda borçluların işbu konkordato başvurusu ile yapılandırılmak istedikleri borçlar da ortak olduğundan davacıların hissedarı olduğu aynı zamanda borçlarına müteselsilen kefil oldukları dava dışı şirketlerin mahkememizin 2021/80E sayılı dosyasından açmış oldukları konkordato talepli dava ile iş bu davanın birleştirilmesine, müvekkili davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve malvarlıklarının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanununun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK.nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkil davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesine, davacıların muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacılara iadesine, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına, davacılar aleyhine takas ve mahsup hakkının kullanılmasının durdurulması, mühlet kararından sonraki tarihte davacıların üçüncü kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak alacakları üzerine bankalar tarafından bloke konulamayacağı, geçici mühlet kararın verildiği tarihten sonra yapılacak tüm ödemelerin bu tarihten önceki borçlara takas ve mahsup edilmemesine, zımnında yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; öncelikle İcra ve İflas kanununun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının iik.nın 288. maddesi çerçevesinde ilanına; geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına, yargılama neticesinde İcra ve İflas Kanununun 305. vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 2021/80 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; konkordato talep eden …, … Dış Ticaret Limited Şirketi, … Anonim Şirketi, …Ticaret Anonim Şirketi vekili tarafından konkordato talebi ile 01/02/2021 tarihinde dava açılmış olduğu, geçici mühlet talebinin kabulü ile talep edenlere 3 aylık geçici mühlet verilmiş olduğu, anılan davanın derdest olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemede verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yukarıda incelenen mahkememizin 2021/80 esas sırasında kayıtlı dava ile iş bu dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunduğu, bu durumda her iki davanın birlikte görülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu anlaşılmakla HMK 166 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 2021/162 esas sırasında kayıtlı iş bu dava ile mahkememizin 2021/80 sırasında kayıtlı dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunması nedeniyle her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya mahkememizin 2021/80 esas sayılı davası üzerinden devamına,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair; tarafların yokluğunda HMK 168 maddesi uyarınca nihai karar ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/03/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza