Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2021/103 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/158 Esas
KARAR NO : 2021/103

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 05/03/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; menfi tespiti talep edilen borca ilişkin olarak ödeme emrine süresi içinde usulüne uygun olarak kısmi itirazların sunulduğunu, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde itirazımız incelendiğini ve davamızın kabulü ile alacaklı / davalının başlattığı icra takibinin kısmen iptali ile % 20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verildiğini, müvekkilinin … esas sayılı dosyanın borcu için alacaklı … A.Ş…. Ltd. Şti/…’a karşı icra takibi başlattığı dosyada haciz mahallinde üçüncü kişi olarak bulunmakta iken alacaklı … A.Ş’nin müvekkilini ikrahla ve hataya düşürerek takibe dayanak yapılan bonoyu, talimat haciz tarihinde iradesine aykırı olarak hileyle düzenlenen protokolü teminat amacıyla imzaladıklarını, başka bir deyişle müvekkilinin yabancı uyruklu olması dolayısıyla Türkçe okuma yazma bilmemesinden yararlanarak huzurda tercüman bulundurmaksızın hata ve ikrah ile iradesinin sakatlanması suretiyle/müvekkilinin icra tehdidi altında hataya düşürülerek imzalatıldığını, kaldı ki müvekkilim Türkçe okuma yazma bilmediği gibi Farsça bilmekte olup Türkçe konuşma diline dahi tam bir hakimiyet sağlayamadığını, davalının, müvekkilinin yediemin olduğu dosyalarda haczedilen menkuller bakımından müvekkiline herhangi bir zarar gelmeyeceğini ve herhangi bir külfet altında kalmadığını beyan ederek müvekkilinin nasıl bir külfet altına girdiğini Türkçe okuma yazma bilmemesi, yazılı metni anlamamasından da faydalanarak protokolleri kendi çıkarlarını gözeterek kötüniyetle düzenlediğini ve imzalatmış olduğunu, imzalanan protokollere teminat olması amacıyla düzenlediği ve icra takibine dayanak edilen uyuşmazlık konusu bonoyu da dolayısıyla tanzim edip imzalatmış olduğunu, açıklandığı üzere … 37. İcra Dairesi … esas sayılı icra dosyasına dayanak olan bononun kambiyo senedi niteliğine ilişkin olarak şikayet talebinin de ayrıca sunulduğunu ve … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında incelendiğini ve davanın kabulü ile davalının haksız icra takibi nedeniyle kötüniyet tazminatı ödemesine karar verildiğini, davalı tarafından icra takibine konu edilen bononun; müvekkilinin iradesinin sakatlanması sonucunda imzalatılan prokotollerin dayanağı olarak düzenlendiğinin sunulan belgelerde açıkça görülmekte olduğunu, ayrıca takibe konu edilen senedin, kambiyo senetlerinin kayıtsız şartsız bir para borcu içeren belge olma şartını açık bir şekilde ihlal ettiğini, davalı alacaklının tüm bunlara rağmen kötüniyetle hareket ederek ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, henüz takip kesinleşmeden müvekkili aleyhine kötüniyetle ihtiyati haciz işlemi yapılması için talepte bulunulduğunu, bu nedenle tarafından takip konusu alacağın en az %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, açıklandığı üzere müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkili borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında türkçe okuma yazma bilmesinden ve tecrübesizliğinden faydalanılarak gerçek iradesini yansıtmayan bir protokol düzenlenerek bu protokole dayanak oluşturan bir senet imzalamak durumunda bırakıldığından davalıya korkutma sebebiyle 150.000,00-₺ ödemede bulunduğunu, müvekkilinin borcu yokken ödeme yapmak durumunda kaldığından işyeri kendisine bırakılacak inancıyla elindeki imkanları ödemede kullanırken icra takibi başlatılan dönemde de ödeme yaptığı halde tarafına karşı kötü niyetli icra takibi başlatılarak adresine ihtiyati hacze gelinmesi üzerine bono imzaladığını ve geri dönülmez bir hataya düştüğünü idrak edebildiğini, müvekkilinin öncesinde davalı şirketle herhangi bir irtibatı ve borç ilişkisi bulunmamakta iken ve haciz tehdidi altındayken, haciz mahalinde müvekkilinin mallarının muhafaza altına alınacağından bahisle ekonomik bir tehdit altında bırakılarak bu senedi ve protokolü imzalamak durumunda bırakıldığını, nitekim gerekli bilgi ve donanıma sahip hiç kimsenin bu denli yüksek meblağları başkasının alacaklısına ödeme yapmak için kullanmayacağını, hiç kimsenin başkasının bu denli büyük bir borcunun altına bile isteye girmeyeceğini, aksinin kabul gerçekten de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı İİK M. 72/2 VE HMK m.391 uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren … 37. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, müvekkilinin anılan takipten ötürü borcu bulunmadığı yönünde menfi tespitine, icra tehdidi altında ödenen kısım bakımından ve tedbir taleplerinin reddedilmesi halinde devam olunacak icra takibinde ödeme yapılması durumunda ve müvekkilin son haciz işlemi sonucunda muhafaza altına alınan malları bakımından davanın istirdat davası şeklinde görülmesine, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle haksız olan davalının asıl alacağın %20′sinden aşağı olmamak üzere tazminatın tahsiline ve alacağın %10′u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 2020/9 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekili tarafından davalı … aleyhine menfi tespit talebi ile 03/01/2020 tarihinde dava açılmış olduğu, davanın derdest olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemede verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yukarıda incelenen mahkememizin 2020/9 esas sırasında kayıtlı dava ile iş bu dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunduğu, bu durumda her iki davanın birlikte görülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu anlaşılmakla HMK 166 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 2021/158 esas sırasında kayıtlı iş bu dava ile mahkememizin 2020/9 sırasında kayıtlı dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunması nedeniyle her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya mahkememizin 2020/9 esas sayılı davası üzerinden devamına,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair; tarafların yokluğunda HMK 168 maddesi uyarınca nihai karar ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/03/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza