Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/155 E. 2021/866 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/155 Esas
KARAR NO : 2021/866

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …, … 2.İcra Müdürlüğü’nün …Esas Sayılı dosyasının borçlusu olan …’dan … 5.Aile Mahkemesi’nin … Esas-… Karar sayılı dosyası ile 11.02.2016 tarihinde boşandığını, bu boşanmanın neticesinde … ortak konuttan ayrılarak farklı bir adrese taşındığını, müvekkili ise bir zamanlar aile konutu olan evde velayeti kendisinde ve lise öğrencisi olan oğluyla birlikte yaşadığını, 02.06.2017 tarihinde müvekkilinin evde olmadığı zaman diliminde … 2.İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasından yazılan talimatla … 3.İcra Müdürlüğünün 2017/1696 Talimat Sayılı Dosyası ile davalı … Bank A.Ş. Vekili tarafından dosya borçlusu … aleyhine ancak müvekkilinin yaşadığı adrese fiili haciz için gelindiğini, müvekkili eşinden ayrıldıktan sonra site yönetimine konuyla alakalı bilgi verdiğini ve boşandığı eski eşinin artık o adreste oturmadığını aylar öncesinden bildirdiğini, nitekim haczin yapıldığı gün yönetimden alınan bilgilere göre dosya borçlusu …’nın ilgili adreste ikamet etmediği davalı tarafa bildirildiğini, ayrıca haciz tutanağında “d:30 ‘da bulunan apartman sakininden alınan bilgiye göre “burada fatma isimli komşularının oturduğu öğrenildi.” şeklinde geçtiğini, tüm bu alınan bilgilere ve kendi dosya borçluları olan …’nın belirtilen adreste yaşamadığı bir çok yerden teyit edilmesine rağmen davalı taraf haksız, usule ve yasalara aykırı olan haciz işlemini devam ettirdiğini, müvekkiline ait evin kapısının açtırılabilmesi için çilingir çağrıldığını ve müvekkiline ait eve hukuka aykırı olarak tüm komşularının gözü önünde girildiğini, müvekkili haciz işleminden sonra evine geldiğinde büyük bir şok ve üzüntü yaşadığını, en başta kapısının kilitli olmadığını görmesi sonrasında içeride eşyalarının eksik olduğunu gören müvekkili korkuyla hırsızlığa uğradığını düşündüğünü, lise çağındaki çocuğuyla yaşayan bir kadının böyle bir hisse kapılması tarifi ve telafisi mümkün olmayan bir korku yarattığını, müvekkili sonrasında evin içerisinde haciz kağıdını gördüğünde durumun gerçekleştiği kavradığını ve aylar önce boşandığı eşi sebebiyle evine hacze gelindiğini öğrendiğini, haksız ve hukuka aykırı haciz neticesinde tabiri caizse davalı adına gaddarca bir şekilde müvekkilinin ve liseye giden oğlunun bir takım önemli eşyalarını muhafaza altına alındığını ve Adalet Güven Yeddieminliğine kaldırıldığını, durumun öğrenilmesinden sonra taraflarınca istihkak iddiasında bulunularak dava ikame edildiğini, açılan dava sonucunda … 15.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas-… Karar sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verilerek, … tarafından 02/06/2017 tarihli haczedilen mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğini, devamında işbu kararı haczin yapıldığı dosyaya sunarak malları teslim alma sürecinin başladığını, haczin yapıldığı tarihten neredeyse 3,5 yıl sonra 05.01.2021 tarihinde Adalet ve Güven Yeddi Eminliğinde bulunan mallar tarafımızca teslim alındığını, YediEminliğin yaptığı hesaplamaya göre 900 TL yedieminlik ücreti ve 139,20 TL teslim harcı peşin olarak taraflarınca ödendiğini, açıklanan nedenlerle taraflarınca harcanan ve belgelenen 1.039,20 TL maddi zararımızın haksız haciz uygulayan … tahsili için işbu davayı açtıklarını, davanın kabulüne; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla 1039,20 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL değerindeki manevi tazminatın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının, haczedilen menkullerin tarafına teslimi için istihkak davası açtığını, kazandığını ve mahcuzları iade aldığını, istihkak davasında mahkeme tarafından verilen hüküm kesin olduğunu, dolayısı ile haczedilen malları kesin bir mahkeme kararı ile iade alan davacının huzurdaki davayı açmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, manevi tazminat, kişinin uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle üzüntü, elem duyması, kişilik haklarının zedelenmesi sonucu belli bir meblağ ödenmesinin talebi olduğunu, ancak davaya konu somut olayda bu durumlar mevcut olmadığı, bahse konu kanun maddeleri göz önünde bulundurulduğunda somut olayda maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, … 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından yazılan talimat ile … 3. İcra Müdürlüğü … Tlmt. dosyasından yapılan haciz yasal bir prosedür olduğunu, davacının kasten kişilik haklarına yapılmış bir saldırı söz konusu olmadığını, icra dosyasındaki haciz tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere çevreden alınan beyanlar ve mevcut durum göz önünde bulundurulduğunda davacı ve eşinin aynı adreste yaşadıklarını ancak sırf alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla boşandıkları kanaatine varıldığını, davacı her ne kadar boşanmış olduğunu iddia etse de haciz mahallinde eski eşine ait evraklar bulunduğunu, haciz esnasında, söz konusu adrese öncesinde de davacının eski eşi … adına bir çok tebligat geldiği öğrenildiğini, bu durumda davacının eski eşinin bilinen adresinin, haciz yapılan adres olduğunu gösterdiğini, tüm nedenlerle iddialarını somut hiç bir delile dayandırmayan davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının mahkeme tarafından reddedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının eski eşinin borçları nedeniyle davacıya davalı banka tarafından yapıldığı iddia edilen haksız haciz nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsili talebidir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde davacının tacir olmadığı; eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı; dava konusu haciz işleminin kaynağı borcun ticari iş kapsamında borç olmadığı ve haczedilen yerin iş yeri olmadığı dolayısıyla genel hükümlere göre görülmesi gereken bir dava olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizin görevsizlik kararının istinaf yoluna başvuru sonucu kesinleşmesi durumunda HMK 20. maddesi uyarınca dosyanın talep halinde görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Mahkememizin görevsizlik kararının istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/12/2021

Katip
E-imza

Hakim
E-imza