Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/145 E. 2022/722 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/145 Esas
KARAR NO : 2022/722
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “….Davalı/alacaklı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkilim aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişilmiştir. Ancak müvekkil aleyhine başlatılan takip haksız olup müvekkilimin davalıya karşı bir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkilin icra takibine konu senetten doğan borcunun olmadığın tespiti için iş bu davayı açma zaruriyeti hasıl olmuştur. Şöyle ki Müvekkil davacı, davalı müteahhit …dan halen oturmakta olduğu … Mah. … Cad. … … blok 1 nolu taşınmazı satın almıştır. Alacaklı davalı iş bu taşınmazı yapan … Tic. Ltd. Şti. firmasının yetkilisi ve sahibidir. Bu taşınmazın satın alım işlemi için müvekkil davacı … tan 27/07/2010 tarihinde 83.000,00-TL bedelli konut kredisi çekmiştir. 83.000,00-TL kredi bedelini davacı müvekkil tarafından bankadan çekilerek davalıya ödenmiştir. Müvekkilin satın almış olduğu C Blok 1 nolu taşınmaza ek bulunan ve projede kapıcı dairesi olarak görülen alan için de müvekkil ve davalı yan satım bedeli olarak 50.000,00 TLye anlaşmışlardır. Davalı, müvekkile halen bu alanın iskanının yapılmamış olması ve iskanın da 2015ten önce çıkarılamayacağını beyan etmiştir. Bunun üzerine dava tarafları 2015 tarihine kadar ödenmek üzere 27/10/2010 tarihinde icra takibine konu senedi düzenlemiştir. Müvekkil davacının borcu 50.00,00 TL bedeli ödemek, davalının borcu ise krokide kapıcı dairesi olarak geçen bölümün mülkiyetini devretmektir. Velev ki davalı … da tarafımızca senette sahtecilik ve tahrifat olması sebebiyle yapmış olduğumuz suç duyurusuna ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/… Sor. Nolu dosyasında vermiş olduğu ifadesinde “Daire satışından kaynaklanan 50 bin TL alacağım var, Vermedi seneti imzaladık 15 bin TL ödeme yaptı 35 bin ödemesi kaldı.” Şeklinde , ifade vererek anılan senetin daire alımına ilişkin düzenlendiğini beyan etmiştir. Ancak anılan senete baktığımızda senette “nakden” ibaresi mevcut olup müvekkilimizin davalıdan ödünç para alma gibi bir durumu mümkün değildir ki kendisi de daire alımına istinaden senedin tanzim edildiğini beyan etmektedir. Ayrıca “…” olan işleme karşı da davalı tarafın herhangi bir fatura yahut BA-BS formu mevcut olmayıp beyanlarımızı desteklemektedir. Daire alımına istinaden senet daire alımı tarihi olan 2010 yılında düzenlenmiş ve vadesi de iskanın alınacağı tarih olan 2015 yılına kadar konuşulmuş idi. Ayrıca belirtmeliyiz ki davalı ifadesinde de belirttiği üzere daire alımına ilişkin senetin düzenlendiği 27/07/2010 yılında müvekkilim anılan daireyi almış olup 2010 yılına ilişkin alınan senedin neden 2017 tanzim tarihi olarak düzenlendiği hususu dahi davalı yanın kötüniyetle hareket ettiğini açıkça göstermektedir. Müvekkilimizin anılan daireye ilişkin faturalarına dahi sunduğumuzda 2010 yılından itibaren senete konu dairede müvekkilimiz barındığını açıkça göstermektedir. Velev ki alacak senette geçerli olan 3 yıllık zamanaşımına uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin davalı yana borcu bulunmayıp haklı davamızın KABULÜ gerekmektedir. Davalı taraf birçok insanı bu şekilde mağdur ederek haksız menfaat sağlamaya çalışmaktadır. Davalıya karşı aynı sitede birçok insan kambiyo senetinden kaynaklı borcu olmadığına ilişkin tarafımız gibi menfi tespit davası açmıştır. Beyanlarımızı desteklemek amacıyla belirtirsek … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/ … E.sy dosyası ve … .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/… E.sy dosyasıları aynı şekilde davalı tarafın mağdur edip de kendisine karşı açılmış dosyalarıdır. Davalı taraf inşaat alanında iflas etmesi karşısında maddi menfaat sağlama için müvekkilimize karşı işbu zamanaşımına uğramış ve haksız şekilde tanzim edilmiş bonoyu icra takibine konu etmiştir. Müvekkil davacı, davalıya düzenlenen senede istinaden 2015 tarihine kadar toplam da 37.500,00 TL ödeme yapmıştır. Ancak davalının iskan alım ve taşınmazın tapuda devir işleminin yapılacağı tarih olarak belirttiği 2015 yılına gelindiğinde halen davalı yanca iskan işlemi tamamlanmamış ve halen de alınmamıştır. Müvekkil site yöneticisi … den bu alanın ruhsata esas projede sığınak ve kapıcı dairesi olarak göründüğünü, hiçbir şekilde özel mülkiyete konu alınamayacağını, öğrenmiştir. Müvekkil, senede dayanak olan projede kapıcı dairesi ve sığınak olarak gözüken bölümün devrinin imkansız olduğunu öğrenince davalıya yaptığı ödemeleri durdurmuştur. Davalı yan hem müvekkili kötüniyetli olarak taşınmazın devrinin mümkün olduğuna inandırarak icra takibine konu senedi düzenlemiş, hem tapuyu devretmemiş hem de haksız olarak icra takibi başlatmıştır. Davalı yan senede dayanak olan edimi müvekkile karşı yerine getirmemiştir. Bu sebeple davalı edimlerini ifa edememiş olup müvekkilimin davalıya karşı herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Aksine mağdur olan müvekkilimizin bizzat kendisi olmuştur. Takibe dayalı senet 27/10/2010 tarihinde düzenlenmiştir. Düzenlenirken karşılıklı güvene dayalı olarak müvekkil tarafından sadece ad, soyad, TC yazılmış ve imzalanmıştır. Senet üzerinde bulunan diğer bölümler ise sonradan davalı yan tarafından doldurulmuştur. Davalı yan zamanaşımı definden faydalanmak için senet tediye tarihini 20/12/2017 olarak yazmıştır. Senette dayanak davalı yanın borcu edim nakden müvekkile verilmemesine rağmen senede “nakden ahzolunmuştur” ibaresi yazılmıştır. Senet üzerindeki Müvekkile ait ad, soyad, TC ve imza dışındaki bölümler gerçeğe aykırı ve kötüniyetli olarak davalı tarafından doldurulmuştur. Davalı müvekkilin güveni kötüye kullanılmış ve taşınmazın devri mümkün olduğuna müvekkil inandırılarak müvekkilin iradesi fesata uğratılmıştır. Davalı yan senet bedeline karşılık olarak taşınmazın iskanını almayı ve devrini yapmayı taahhüt etmiştir. Davalı yan, davacı müvekkili bu taşınmazın devrinin proje gereği mümkün olmadığı konusunda bilgi vermemiştir. Davalı sadece iskan işlemleri tamamlanmadığı için devrini yapamayacağını belirterek müvekkili devrin sonra yapılacağına inandırmıştır. Ancak davalı kötüniyetli davranarak devri mümkün olmayan taşınmaz için müvekkilde taahhütte bulunmuş ve taşınmazı müvekkile devretmemiştir. Müvekkil devri mümkün olmayan taşınmaz için davalıya 37.500,00 TL ödeme yapmıştır. Tüm bunlara rağmen davalı yan haksız ve kötüniyetli olarak senedi doldurup icra takibine girişmiştir. Senet üzerinde bilirkişi mahiyetiyle yazı inlemesi yapıldığında belirttiğimiz bölümlerin davalı tarafından başka bir kalem ile sonradan doldurulduğu anlaşılacaktır. Ayrıca dosyaya sunacağımız tanıkların beyanları ile de davalının müvekkile senede konu edilen ve projede sığınak-kapıcı dairesi olarak geçen taşınmazı satmayı taahhüt ettiği, iş bu senedin bu taşınmaza istinaden düzenlendiği, davalının başka site sakinlerinden de aynı şekilde haksız kazanç elde ettiği hususlarını açıkça ortaya koyacaktır. Takibin devamı halinde Müvekkilimize hacze gidileceği ve gayrimenkul ve menkullerinin olması halinde satışa gidilme tehlikesi olacağı da hukuki bir gerçektir. Bu nedenle Müvekkilimizin mağdur olmaması için İİY.’nın 72/3. maddesi ve HMK nın ilgili hükümleri gereğince Sayın Mahkemenizin nihai kararına kadar teminatsız ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep ediyoruz. Sayın Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir için teminat ödemesine karar verildiği zaman müvekkil, ekonomik olarak çıkmaza girecektir. Zaten müvekkil hali hazırda davalının haksız eylemleri nedeniyle maddi ve manevi zor günler geçirmektedir. Alacaklı tarafa karşı müvekkilimin borcu olmamasına karşın kötüniyetli olarak takibin devamına ilişkin işlemler yapılmıştır. İşbu nedenle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Müvekkil tarafından davalıya karşı arabuluculuğa başvurulmuş, ancak ekte sunduğumuz arabuluculuk tutanağından da görüleceği üzere arabuluculuk görüşmesi olumsuz sonuçlanmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle alacaklı tarafına karşı borcumuzun bulunmaması sebebiyle işbu davamızın kabulü ile karşı tarafa borcumuzun bulunmadığı hususun tespiti gerekmektedir. İcra dosyası incelenmesi ile itirazlarımızın doğruluğu ve yerindeliği anlaşılacaktır.
Öncelikle Sayın Mahkemenizin nihai kararına kadar ihtiyati tedbir kararının verilmesini,
davamızın kabulü ile birlikte alacaklı olan tarafa borçlu olmadığımızın tespitine,
Davalının alacaklı olamamasına karşın kötüniyetli olarak devam ettiği icra takibine karşın Müvekkilimize %20 oranında kötüniyet tazminat ödemesine, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “….Öncelikle davacı yan tarafından Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde harca esas değer 35.000 TL olarak belirtilmiştir. Ancak iş bu dava takipten sonra açılmakla harca esas değer takip çıkış miktarı üzerinden hesaplanmaktadır. …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasından başlatılan talipte takip miktarı 46.929, 72 TL olup talep neticesinde eksik harcın ikmali gerekmektedir. Davacı yanın dava dilekçesinde davaya konu senedin dayanağına ilişkin iddiaların hiçbirisi gerçeği yansıtmamaktadır. İddia olunun hususlar hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira kapıcı dairesinin ortak alan olup bireysel mülkiyete konu olamayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan davacı yanın iddialarının kabulü mümkün değildir. Davacı yan dava dilekçesinde dava konusu senedin daire satışına konu olduğunu ancak senedin nakden düzenlendiğini iddia etmektedir. Ancak müvekkil davalı tarafından davacı yana satılmış ve devredilmiş bir daire bulunmamaktadır. Davacı yan tarafından satın alınan daire müvekkil davalının ortağı bulunduğu dava dışı … Tic. Ltd. Şti’den satın alınmış olup, malen yükümlü olan müvekkil değil dava dışı … Ltd. Şti ‘dir. Bu bakımdan davacı yanın iddiaları gerçekle bağdaşmamaktadır. Davacı yan tarafından gerçekle bağdaşmayan iddialar ile maddi menfaat temin etmek istemektedirler. İcra takibine konu senet davacı yanın müvekkille olan nakti borcundan kaynaklanmaktadır. Davacı yan tarafından iddia olunan hususlar yazılı delil ile ispatı gerekmektedir. Bu bakımdan davanın reddi gerekmektedir. Davacı yanca takip konusu senedin haksız ve kötüniyetli olarak doldurulduğu iddia edilmektedir. Davacı yanın bu iddiasını kabul etmiyoruz. Davacı yanca söz konusu iddia ancak yazılı bir belge ile ispat edebilir. Davacı yanca söz konusu iddiasına ilişkin yazılı bir belge sunulmadığından davanın reddi gerekmektedir. Davalı yanca bir yanda dava konusu bono sebebiyle borçlu olmadığı iddia edilirken bir yandan da borcun 37.500 TL ‘lik kısmının ödendiği iddia edilmektedir. Davacı yan kendi iddiaları ile çelişmektedir. Uzun bir süre takibe konu borcu ödemeye yanaşmamış ödeme noktasında müvekkili oyalamıştır. Bu şekilde de haksız menfaat elde etmek istemektedir. Bu bakımdan davacı yanın haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle alacak miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz.
davacı yanın haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle alacak miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini…” talep etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… Soruşturma sayılı dosyasının içeriğindeki ifade tutanakları, tapu kaydı, satış akit tablosu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; davacı aleyhine davalı tarafça kambiyo senedinden kaynaklı olarak başlatılan takibe ilişkin olarak İİK 72. Madde uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine 35.000,00-TL asıl alacak, 11.929,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.929,73-TL’nin icra takip tarihi olan 24/12/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %19,5 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 24/12/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davalı tarafça davacı aleyhine 20/08/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli nakden düzenlenmiş senetten kaynaklı olarak takip başlatılmışsa da; davalı tarafça cevap dilekçesinde ” icra takibine konu senedin davacı yanın davalıya olan nakit borcundan kaynaklandığı” savunmasının da aksine davalının, soruşturma sürecinde Süleymanpaşa Polis Karakolunda vermiş olduğu ifadede dava konusu senedin 2010 yılındaki taşınmaz satışından kaynaklı bakiye bedele ilişkin olduğunun beyan ettiği, böylelikle davalının senedin sebebini değiştirdiği ve senedin taşınmaz satışından kaynaklanan malen düzenlenmiş senet olduğunun kabul edildiği, … Tapu Müdürlüğü’nden gönderilen tapu kaydı ve satış akit tablosu içeriğine göre 2010 yılında taşınmazın davacıya devredildiğinin ve davalı tarafça da satış bedelinin nakden ödendiğinin anlaşıldığı, davalı tarafça satış akit tablosunun aksine satış bedelinin ödenmediğine dair yazılı bir senet yada belge sunulmadığı, bu sebeple davalının daira satışına istinaden verildiğini kabul ve beyan ettiği senede ilişkin her hangi bir alacağının kalmadığı, davalı tarafça dava sürecinde senedin taşınmaz satışından değilde dairede sonradar yapılacak tadilatlara ilişkin olarak senedin tanzim edildiği iddia edilmişse de, yasal cevap süresi içerisinde bu savunmanın ileri sürülmemiş olması nedeniyle bu savunmaya ilişkin olarak araştırma ve değerlendirme yapılmasına yer olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ile koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile; davacının, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan takipten kaynaklı olarak davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE
2- Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.390,85-TL harçtan peşin alınan 801,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.589,41-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılama gideri 869,24-TL ilk harç ve masraflar ile 104,30-TL (posta/tebligat) olmak üzere toplam 973,54-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza