Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/116 E. 2021/51 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/116 Esas
KARAR NO : 2021/51

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2015
KARAR TARİHİ : 12/02/2021

Dosyanın yapılan incelemesinde; 9 ayrı davacı bulunduğu, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı anlaşılmakla, 10/02/2021 tarihli celsede davacılar-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin hazır bulunduğu, duruşma gün ve saatininden hepsinin haberdar olduğu anlaşılmakla dosyanın daha sağlıklı yürütülebilmesi açısından …Tic. Ltd. Şti. , … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., … Tic. Ltd. Şti., … , – … Tic. Ltd. Şti. , …Tic. Ltd. Şti. yönünden her biri mahkememizin son esasına kaydedilmek suretiyle işbu dosyadan tefrik edilmesiyle işbu dosya yönünden davacı-karşı davalı … ve davalı karşı davacı … bakımından işlemlerin yürütülmesine karar verilmiş ve mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : müvekkili davacılar; … Tic. Ltd. Şti, … Tic. Ltd. Şti. , …Tic. Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., … , – … Ltd. Şti. , …Tic. Ltd. Şti süt ürettiğini, taraflar “Çiftlik Süt Alış Sözleşmesi” başlıklı 8 maddeden ve 2 sahidene ibaret bir yazılı sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme 01/06/2013- 31/05/2014 tarihleri arasında geçerli olduğunu, sözleşmenin “ödeme” başlıklı maddesine göre her ayın 1’i ile 30’u arasında süt teslim edildiğini, fatura tebliğ edildiğini, tebliğden sonra süt bedelinin “nakit” olarak ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, eğer sütü alan davalı parayı bulmak için finans kurumları ile herhangi bir çalışmayı kendisi yapamazsa ve bu görevi davacı müvekkillerine bırakıp ileri tarihli çekleri verirse bu takdirde ödeme teslim tarihin takip eden ayın 25. Günü olacağını, nitekim alıcı davalı finans kurumlarından kredi temin edemediğini ve bu nedenle faturanın tebliğ tarihinde sütün bedelini nakden ödeyemediğini, bu görevi davacı müvekkillerine devrettiğini ve ileri tarihli çekler verdiğini, sütlerin teslim tarihini takip eden ayın 25. Günü ile paranın finans kurumlarından tahsil edildiğini, tarih arasında gerçekleşen zararlarını ödemedikleri için işbu davayı açtıklarını, faturalarının elden davalı firmanın yetkili kişilerine tebliğ edildiğini, g-maillerde da davalı firmanın genel müdür yardımcısı …’ın vade farkının tespiti için toplantı yaptığının görüldüğünü, davalı firmaya bu kez vade farklarına dair faturalar noter marifetiyle tebliğ edildiğini, davalı firma “sütün kalitesinde meydana gelen değişiklikler göz önünde bulundurularak” demek suretiyle sözleşme aykırı davrandığını, faturalarını iade ettiğini, halbuki faktoring vade farkının ödenmesinin sütün kalitesiyle hiçbir ilgisinin olmadığını, bir tam yıl içinde sütün kalitesiyle ilgili davalı firmadan bir tek e-mail geldiğini, bu bir tek e-mail üzerine sözleşmedeki %24 prim %22 prime indirildiğini, davalı firma %20 prim üzerinden ileri tarihli çeklerle ödeme yaptığını, ödenmeyen %2 bakiye prim alacaklarının da bilirkişi marifetiyle hesap ve tespitini talep ettiklerini, HMK 109. Maddesine istinaden davacı müvekkili için şimdilik 1.000,00-TL taleplerinin olduğunu, tüm davacılarla yapılan sözleşmeler “Tip Sözleşmelerdir.” bu nedenle işbu davanın tek bir dava olarak açıldığını, açıklanan nedenlerle davalının süt bedeli “nakit” yerine verdiği ileri tarihli çeklerin finans kurumu vasıtasıyla nakit paraya çevirmekle gerçekleşen zararlarının ve ödenmeyen prim alacağı nedeniyle şimdilik her davacı müvekkili için 1.000,00-TL’den 9.000,00-TL’nin ticari faiz, masraf ve ücreti vekaletiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA DİLEKÇESİ:
Davalının (Karşı Davalı) İddiaları ve Talepleri: dava dilekçesinden görüldüğü üzere, dava konusunun değerine ve dayanılan hukuki sebeplere hiç ver verilmediği gibi, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğine ve acık bir şekilde talep sonucuna layıkıyla yer verilmediğini, davacıların ilk talebi; “Sütlerin teslim tarihini takip eden ayın 25 ‘inci günü ile paranın finans kurumlarından tahsil edildiği, tarih arasında gerçekleşen zararımızı ödemedikleri için işbu dava ile istedikleri ifadesiyle dile getirildiğini, bahsedilen sütlerin hangi aya ilişkin olduğuna, bunların para cinsinden değerine, hangi aylara ilişkin çeklerin neden finans kurumlarından tahsil edildiğine, çeklerin bankada bozdurulması yerine kendi tercihleriyle faktoring firmaları aracılığıyla kırdınlması sebebiyle oluşan zararın hangi gerekçeyle müvekkili şirkete yüklenmeye çalışıldığına ve özellikle uyuşmazlığın çözümünde ve yargılama aşamasında önem teşkil edeceği halde talep edüen bedellerin hukuki mahiyetine yani vade farkı mı yoksa tazminat mı talep edildiğine yer verilmediğini, davacıların ikinci talebi ise bu bir tek gmail üzerine sözleşmedeki %24 prim %22 prime indirildiğini, Davalı firma, %20 prim üzerinden ileri tarihli çeklerle ödeme yaptığını, ödenmeyen %2 bakiye prim alacaklarının bilirkişi marifetiyle hesap ve tespitini ve hüküm altına alınmasını istiyoruz.” cümleleriyle ifade edildiğini, dava dilekçesinden birebir alıntılanan bu ifade davacıların iddiasının dayanağı olan vakıaları anlaşılır şekilde izah etmekten uzak olup bunlara ilişkin detaylı ve esaslı cevapları sunmaları mümkün kılmadığından, uyuşmazlığın aydınlatılmasına hizmet edemediğini, hangi aylara ilişkin, hangi tutardaki bedellerin talep edildiğinin anlaşılamadığını, davacıların talebi; davaların süt bedeli “nakit” yerine verdiği iteri tarihli çeklerin fînans kurumu vasıtasiyle nakit paraya çevirmekle gerçekleşen zararları ve ödenmeyen prim alacağımız nedeniyle, şimdilik her davacı müvekkil için 1000 TL dan toplam 9.000 TL ‘nin ticari faiz, masraf ve ücreti vekaletiyle birlikte davalıdan tahsili” şeklinde ifade edildiğini, davacının süt bedellerinin nakit yerine ileri tarihli çeklerle ödenmesi sonucunda çeklerin fînans kurumu aracılığıyla nakit paraya çevrilmesi sebebiyle uğradığı zarar; yani talep ettikleri nakit bedelle ellerine geçtiklerini iddia ettikleri para arasındaki fark ve ödenmediğini iddia ettikleri prim bedeli kendileri tarafından tespit edilebilir mahiyette olduğunu, bunun yanı sıra, netice-i talep kısmında çek ve nakit bedel arasındaki parasal fark ile prim bedeli olmak üzere iki kalem alacaktan bahşedildiğini: ancak her davacı için 1000-TL talep edilmesine rağmen bu 1000’er liranın iki kalem alacak arasında hangi oranda dağıtıldığını ve hangi miktarlara karşılık geldiğini yani prim alacağı için ne kadar vade farkı/tazminat için ne kadar talep edildiğinin ayrıştırılarak ifade edilmediğini, davanın kısmi dava olarak açılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya eksik harcın tamamlanmasıyla tam dava olarak devam edilmesi, aksi takdirde davanın reddedilmesinin gerektiğini, davacıların vade farkı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında yapılan yazılı sözleşmede bu hususun düzenlenmesinin gerektiğini veya bu yönde istikrarlı bir teamül bulunmasının gerektiğini, . davacılar ile müvekkili şirket arasında imzalanan olan sözleşmelerde ise vade farkı talep edilebileceğinin düzenlenmediğini, ödenmesi talep edilen faturalar müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davacı şirketlerle imzalanan sözleşmelerin 6 numaralı “ÖDEME” başlıklı maddesinde ödemenin talep edilmesi ve Ödeme şekli; “6.1- Her ayın 1’i ile 30’u arasındaki günlerde süt alınacaktır, Fatura usulüne göre düzenlenip alıcıya tebliğ edilecektir. Fatura tebliğinden sonra ödemeler nakit olarak yapılacaktır. 6.2’ Yukarıdaki ödeme şeklî alfanın fmans kurumları üe yapacağı çalışmalara mahsustur. Safta, alıcıdan direkt ödeme alacak olursa (finans kurumu çalışması olmaksızın) ödeme vadesi sütlerin teslim tarihini takip eden ayın 25. Günü olacaktır.” hükmü ile düzenlendiğini, buna göre ödemelerin yapılması, sütlerin tesliminden sonra bunlarla ilgili faturaların usulüne uygun şekilde müvekkili şirkete tebliği koşuluna bağlandığını, müvekkili şirket usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilen faturaların ödemelerini sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirdiğini , tebliğ edilmeyen veya usulüne uygun tebligat yapılmayan faturalar için ödeme yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, anılan sözleşmede ödemelerin çek suretiyle yapılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığı gibi, taraflar arasında süregelen uygulama da ödemelerin çek verilmesi suretiyle yapılmasında bir uyuşmazlık olmadığını gösterdiğini, davacı tarafların müvekkili şirketin verdiği çekleri Factoring firmaları aracılığıyla bozdurmaları sebebiyle Factoring firmalarına ödedikleri bedelleri müvekkili şirketten talep ettiğini, dava dilekçesinin mevcut hali, sözleşme ilişkisi dahilinde yaşanan süreç boyunca taraflar arasında mutabık kalınan tüm prim bedellerinin eksik ödendiği iddiasının var olduğu yönünde izlenim uyandırmaktaysa da bu durum gerçeği yansıtmadığını, zira bizzat davacı tarafın dosya münderecatına sunduğu olduğu deliller arasında …(… adresi) tarafından Burçin Akdeniz’e gönderilen “KALİTE DEĞERLERİ” başlıktı mailde, prim farkı konusunda taraflar arasında şifahen görüşmeler yapıldığı ve sözleşmede belirlenen prim oranının bu görüşmelerle dönem dönem karşılıklı olarak değiştirildiğinin görüldüğünü, yine davacılar tarafından dosya münderecatına sunulan deliller arasında bulunan, …(….tr adresi) tarafından …ve …gönderilen “BİLGİLENDİRME” başlıklı 18 Şubat 2014 tarihli mailde; süt kalite analizlerinde ciddi düşüş tespit edildiğini, müvekkili şirketle tedarikçi firmalar arasında ortak fikir gereğince sabit prim esasının benimsenmek istendiği, ancak halihazırda uygulanmakta olan bir prim tablosunun mevcut olduğu, ay sonu değerlendirmelerinde bu prim tablosuna göre hak edişler ve verilen primlerin kararlaştırmanın yapıldığı, mevcut gidişata göre kalite değerlerinde artış olmazsa bu prim tablosu ile verilen prim arasında ciddi fark oluşacağından ay sonu değerlendirmesinde prim konusunda yenilemeye gitmek durumunda kalınacağı, bu sebeple mevsim sıcaklıkları da göz önüne alınarak sütün kalitesi konusunda karşılık iyi niyet ve güven ilişkisi gereğince lazım gelen tedbîr ve müdahalelerde bulunulmasının talep edildiği ifade edildiğini, davacı tarafın sunduğu ve dava dilekçesindeki ifadelerden de görüldüğü üzere prim bedelleri taraflar arasındaki görüşmelerle güncellenerek belirlendiğini, Buna göre tarafların talep ettikleri prim bedelleri aylara göre; ¸
Şeklinde olduğunu, tablodan görüldüğü üzere, tarafların prim konusunda mutabık olmadıklarını yalnızca 3 (üç) ay mevcut olup, kalan aylarda mutabık kalınan oranlara göre ödeme gerçekleştirildiğini, Ocak, Haziran ve Temmuz aylarında ise müvekkili şirketin ileri sürdüğü oran ile davacıların talep ettiği oran arasında fark bulunmadığını, dolayısıyla uyuşmazlık konusu olan ve davacıların “prim farkı talebi”ne konu olan bedeller, bu aylara ilişkin prim ödemelerinden ibaret olduğunu, müvekkili şirket ise gerek mutabık kalınan aylarda gerek uyuşmazlık konusu aylarda ilgili primleri davacılara ödeniğini, müvekkili şirket tarafından tüm davacılara gönderilen 07.08.2014 tarihli ihtarnamede; taraftar arasında imzalanan sözleşmelerin 2, / maddesinde, Satıcıların bir yıl boyunca Alıcı firmadan başka hiçbir firmaya süt satmamalarının düzenlenmesine rağmen başka firmalara süt satışının yapıldığı yönünde bilgi alındığı; sözleşmenin 3.1 maddesinde sözleşmenin yürürlük süresi içinde Satıcı ‘nın ürettiği sütlerin tamamını Alıcı ya yereceğinin düzenlendiği; sözleşmenin 6.1 maddesinde her ayın 1’i ile 30’u arasındaki günlerde süt alınacağının belirtildiğini, ancak Temmuz ayı için müvekkili şirketin yetkilisi süt alımı için Satıcı ‘ya gittiğinde görevliler tarafından sütün teslim edilmeyeceğinin beyan edildiğini, konuyla ilgili tutanak tutulduğunun ifade edildiğini ve sözleşme konusu süt tesliminin müvekkili şirkete yapılmadığından sözleşmenin 2.1, 3.1 ve 6.1. maddelerinin ihlali anlamına geldiğinden ve söz konusu teslimat Temmuz ayı içinde yapılmadığından Satıcı’nın temerrüde düştüğü ihtar edildiğini ve BK 124. Maddeye göre sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğinin bildirildiğini, Temmuz ayında Satıcı firmaların sütü teslim almak için gelen müvekkili şirket yetkilisine sözleşmeye aykırı olduğu halde teslimat yapmadıklarına ve yapmayacaklarını beyan ettiklerini, davacılar tarafından müvekkili şirkete gönderilen 13.08.2014 tarihli ihtarnamelerde; Muhatap ile aramızda süt satış sözleşmesi vardır. Sözleşme gereğince muhatap firmadan olamadığımız prim farkları 747.142,37 TL ve muhataba tebliğ edilen faturaların bedellerinin gününde tahsili için muhatap firmanın gönderdiği çeklerin finans kurumu olarak faktöring firmasına ödenen faizlerin toplamı 216.507.75-TL olup işbu ihtarnamemizin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesini aksi halde yasal yollara başvuracağımızı ihtar ederiz.” dendiğini, kendilerine tebliğ edilen ihtarnamede bulunan “sözleşmeye aykırı olarak müvekkil şirket dışında başka kişilere süt satıldığı ve yine sözleşmeye aykırı olarak Temmuz ayında müvekkil şirkete süt teslimi yapılmadığı” yönündeki ifadelere herhangi bir cevap verilmemekte, bu haliyle müvekkili şirketin konuyla ilgili beyanı zımnen ikrar edildiğini, diğer şirketler adına gönderilen ihtarnamelerin metni aynı olduğunu, talep edilen miktarların değişkenlik gösterdiğini, davacıların bu ihtarnamelerde yer verdikleri taleplerinin dayanakları, iddia ettikleri prim farkının hangi oran üzerinden hesaplandığı ve factoring firmasına ödenen bedellerin neden müvekkilinden talep edildiği ise izah edilmediğini, müvekkili şirket tarafından davacılara gönderilen 22.08.2014 tarihli ihtarnamelerde; davacılardan … (…) Ltd. Şti adına gönderilen ihtarnamede; “Müvekkil şirket ile imzalanmış olan Süt Satış Sözleşmesi ‘nin 4.2. maddesi uyarınca müvekkil şirketten talep etmiş olduğunuz prim farkları, müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarına göre mevcut olmayıp, talep edilen primlere itiraz ettiğimizi bildiririz., Müvekkil firma tarafından satış bedeli için gönderilmiş olan çeklerin tarafınızca faktöring firmasından tahsil edilmesi nedeniyle ve faktöring firmasına ödediğiniz faizler kendi insiyatifinize bağlt olduğundan, müvekkil firmanın tarafınızca ödenen faizler için tazmin sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle talep ettiğiniz faiz tutarlarına itiraz ederiz. , Ayrıca müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarına göre bakiye 249.732,05 TL olup bu tutarın tarafınızca ödenmesi gerekmektedir. Süt Satış Sözleşmesi nin 3.1 maddesi gereğince de; sözleşme süresince tarafınızca başka firmalara süt satışı yapmış olduğunuz tespit edilmiş olup, müvekkil şirkete 2 aylık süt satış bedeli olan 614.656,93-TL tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olduğunuzu tarafınıza bildiririz.” dendiğini ve talep edilen alacaklara itiraz edildiğini, cari hesap kayıtlarındaki borcun ve sözleşmeden doğan cezai şartın ödenmesi talep edildiğini, diğer şirketler adına gönderilen ihtarnamelerin metni aynı olmakla, talep edilen miktarlar değişkenlik gösterdiğini, davacılar tarafından müvekkili şirkete gönderilen 07.11.2014 tarihli ihtarnamelerde; “Sayın Muhatap, müvekkil şirket ile yapmış olduğunuz sut satış sözleşmesi gereğince tarafınızdan alamadığımız prim farkları toplamı 747.142,37 TL ile tarafınıza tebliğ edilen faturaların gününde tahsili için, tarafımıza gönderdiğiniz çeklerin fınarts kurumu olarak faktöring firmasına ödenen faizlerin toplamı 216.507,75 TL’nin (…) tarafımıza ödenmesini (…) ihtaren bildiririz.” cümleleriyle bir önceki ihtamamelerindeki beyanları tekrarlandığını, müvekkili şirketin iddia ve taleplerine karşılık izahta bulunulmamakta ve 07.10.2014 tarihli … seri numaralı 747.142,37-TL tutarlı prim farkları bedeli fatura aslının ihtarname ekinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğinin bildirildiğini, ancak bir önceki ihtarnamede ve dava dilekçesinde olduğu gibi hangi aylara ilişkin, hangi oranlardan hesaplanan prim farklarının birleşmesiyle bu miktara ulaşıldığı ifade edilmediğini, diğer şirketler adına gönderilen ihtarnamelerin metni aynı olmakla, talep edilen miktarlar değişkenlik gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından tüm davacılara gönderilmiş olan 20.11.2014 tarihli ihtarnamede; “(…) sözleşme gereğince doğan primler eksiksiz ve tam olarak ödenmiş olmakla (sütün kalitesinde meydana gelen değişiklikler de göz önünde bulundurularak) buna dair talep ve beyanlarınızı kabul etmiyoruz. Haksız ve mesnetsiz olarak tarafımıza, ihtarname ekinde gönderilen (…) 147.142,37 TL miktarındaki faturayı kabul etmiyoruz. Bilakis ihtar eden şirketimize sözleşme gereğince 250.692,05 TL borcunuz bulunmakta olup işbu tutarın ve cezai şart bedelinin usulüne uygun ihtarname tebliğine rağmen halen ödenmediği bu nedenle yasal yollara başvurulacağı hususu önemle ihtar ve ihbar olunur. Devamla basiretli bir tacir gibi davranmayarak, ödemelerinizde finans kurumlarının kullanılmasından kaynaklı oluşan giderlerin de tarafımızdan talep edilmesi de ticari teamüle usul ve yasaya ayları olup buna dair talep ve beyanlarınızı da kabul etmiyoruz. Taahhütlerinizi yerine getirmemeniz nedeniyle uğramış olduğumuz kar kaybı ve ile uğranılan tüm zararlarımızla ilgili talep ve dava hakkımızı saklı tuttuğumuz hususunu da ihbar ederiz. Bu aşamada; tarafınızca keşide edilen ihtarname içeriğine itiraz ettiğimizi, ekinde gönderilen 07.10.2014 tarihli … seri numaralı 747.142,37 TL miktarındaki faturayı da süresi içerisinde ihtarname ekinde tarafınıza iade etliğimizi ihtar ederiz. Bu nedenle ihtarname ekinde tarafınıza iade etmiş bulunduğumuz fatura nedeniyle tarafınıza herhangi bir borcumuz bulunmadığım, ticari defler ve kayıtlarınızı düzeltmenizi aksi takdirde hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceğimizi yine tarafımıza bulunan cari hesap borcu ve cezai şart bedelinin ödenmesini önemle ihtar ve ihbar ederiz.” dendiğini ve böylece ihtarnameleşme süreci sona ermiş bulunduğunu, davacı tarafın dosya münderecatına ihtarnamelerin tümünü sunmak yerine neden sadece müvekkili şirketin davacılara gönderdiği ihtarnamelerin bir kısmını sunduğunu bilememekle birlikte işbu dilekçemiz ekinde karşılıklı gönderilen ihtarnamelerin tamamını mahkemeye sunduklarını müvekkili şirketin, davacıların sözleşmeye aykırı olarak müvekkili şirketten başkalarına süt sattığı bilgisini edinmesi üzerine kendilerine gönderdiği ihtarnameye rağmen, davacıların bu durumun gerçeği yansıtmadığı yönünde herhangi bir beyanda bulunmamaları, bunun yerine bu durumun sebebi olarak anlaşılmaya müsait şekilde alacak talep etmeleri, sadece müvekkili şirkete süt satışı yapıldığı için birbirini sırasıyla takip etmesi gereken fatura koçanlarının sıralı olmaması, davacı şirketlerin müvekkili şirketten başkasma süt satışı gerçekleştirdiği yönünde ciddi şüphe uyandırdığını, bu hususun tespit edilmesi için davacıların ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, Ocak ve şubat aylarından sonra davacılar, müvekkili şirkete teslim ettiği süt miktarım azaltmaya başlatılacağını, teslim alınan süt miktarının azalmasıyla %64-%69 olan kapasite kullanım oram ciddi derecede düşmeye başladığını, buna bağlı olarak; süt miktarının azalması ve kapasite kullanımın düşmesiyle müvekkili şirket bünyesinde brüt kâr kaybı oluşmaya başladığını, kâr kaybı son süt teslimi yapılan temmuz ayında toplam 2.608.389 TL’ye ulaştığını, satın alınmakta olan sütün bırakılmasıyla bunun yerine yeni süt alınması zor olduğu için ekim ayında kapasite kullanım oranı %49’u aşamadığını, netice itibariyle Ekim ayında brüt kar kaybı toplam 7.032.236 TL’ye ulaştığını, sözleşmelerin davacı taraflarca ihlal edildiğini, müvekkili şirketin sütün kalitesinde ve miktarında sözleşmeye aykırı olarak gerçekleşen ve süre gelen azalma sebebiyle cîddî zarara uğradığını, bu sebeplerle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, bu durumun davacılara ihtar edilmesine rağmen hukuka aykırı harekete son verilmediği ve zararın tazmin edilmediğini, üstelik hangi hesaplama neticesinde ulaşıldığı izah edilmeyen hukuki dayanaktan yoksun bir takım alacaklarını müvekkili şirketten talep edildiğinin ortada olduğunu, müvekkili şirket sözleşmenin davacılar tarafından ihlal edilmesi üzerine haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini ve buna bağlı olarak cezai şart talep ettiğini, taraflar arasında imzalanan olan Sözleşmenin 2.1 ve 3.1 maddelerinin davacılar tarafından ihlal edilmesinden dolayı sözleşme hükmü gereğince sözleşmeyi ihlal eden her bir davacı tarafın müvekkili şirkete “iki aylık süt bedeli kadar” tazminat ödemesini gerektirdiğini, taraflar arasındaki alacak-verecek hesabında ve bakiye borcun tespitinde bu husus da göz önüne alınmasının gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacıların da müvekkilinden alacağı bulunulduğu düşünüldüğünde ilgili alacağın davacıların müvekkiline olan borcundan mahsup edilmesinin gerektiğini bu sebeple takas definde de bulunduklarını beyan ettiklerini, müvekkili şirket ile davacılar arasındaki cari hesap kayıtları incelendiğinde, sözleşme gereğince ödenmesi gereken cezai şart bedellerinin yanı sıra davacıların müvekkili davalı şirkete borcu olduğunun görüldüğünü, davacılara tebliğ edilen ihtarnamelerle de belirtildiği gibi anılan borcun müvekkili şirkete faiziyle birlikte ödenmesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiş olup, KARŞI DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİNDE; …A.Ş. kaliteli ürünler sunarak tüketicisine sonsuz güven veren ve kurulduğundan bu yana tüketiciye yemlikli ürünler sunan ve süt ürünleri sektöründe yerini sağlamlaştırmış bir marka olduğunu, …süt kalitesini arttırmak ve kalitede devamlılık sağlamak amacıyla, yöre halkına ve süt üreticilerine eğitimler verdiğini ve kesintisiz olarak tüketicilere kaliteli ürünler sunduğunu, ancak bu ürünlerin üretimi için gerekli tedariksel ve altyapısal sorunlar …’yı zor duruma soktuğunu ve zarara uğrattığını, davacı süt imalat şirketleri; müvekkili şirketle aralarında 01.06.2013 tarihinde imzalanan süt alım sözleşmeleri ile bir yıl boyunca her ay ürettiği sütlerin tamamını yalnızca müvekkili şirkete satmayı üstlendiklerini, nitekim bu husus taraflar arasında imzlananan sözleşmelerin 2 numaralı “KONU” başlıklı maddesinde ve 3 numaralı “SÜRE” başlıklı maddelerinde; “Süt alım sözleşmesi Satıcı sütü bir yıl boyunca Alıcı firmadan başka hiçbir firmaya satmayacaktır. Alıcı bir yıl boyunca işbu sütü alacaktır. – 01/06/2013, 31/05/2014 tarihleri arasında işbu sözleşme geçerli olacaktır. Bu süre içerisinde satıcı ürettiği sütlerin tamamını Alıcıya verecektir. Satıcı ürettiği sütleri alıcının bu sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini vaktinde tamamen eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen alıcının onayı dışında herhangi bir kişi veya şirkete teslim ettiği takdirde, alıcıya iki aylık süt bedeli kadar tazminat ödeyecektir. Alıcı işbu sütü sözleşme süresi bir yıl boyunca atmaktan vazgeçerse satıcıya iki aylık süt bedeli kadar tazminat ödeyecektir,” ifadeleriyle düzenlendiğini, hal böyleyken davacılar sözleşmeden doğan yükümlülüklerini layıkıyla yerine getirmediğini, borçlarını tamamen ödemediğini, sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini ve haklı nedenle feshedilmesine sebebiyet verdiğini, temin edilmesi gereken sütün kalitesinde ve miktarındaki düşüşlerle ve nihayetinde süt vermeyi keserek müvekkili şirketin zarara uğramasına yol açtığını ve davacılar arasındaki dört şirket, müvekkili şirketin kendilerine teslim ettiği süt tanklarını iade etmeyerek kanuna ve sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkili şirket ile davacılar arasındaki cari hesap kayıtları incelendiğinde, davacıların müvekkili şirkete toplamda 647,647,88 TL borcu olduğunun görüldüğünü, davacılara tebliğ edilen ihtarnamelerle de belirtildiği gibi anılan borcun müvekkili şirkete faiziyle birlikte ödenmesinin gerektiğini,
1. … LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkil şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin 250.692,05 TL alacağı olduğunun görüldüğünü,
2. …TİC LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkil şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin 5.007,09 TL alacağı olduğunun görüldüğünü,
3. …TİC, LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtları incelendiğinde taraflar arasında bakiye alacağın bulunmadığının görüldüğünü,
4. …TİC. LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtlan incelendiğinde müvekkili şirketin 273.016,37 TL alacağı olduğunun görüldüğünü,
5. … LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtları incelendiğinde taraflara arasında bakiye alacağın bulunmadığının görüldüğünü,
6. … LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtlan incelendiğinde müvekkil şirketin 19.792,18 TL alacağı olduğunun görüldüğünü,
7. … LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin 5.630,19 TL alacağının olduğunun görüldüğünü,
8. … ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtlan incelendiğinde müvekkili şirketin 11.736,43 TL alacağının olduğunun görüldüğünü,
9. …LTD. ŞTİ. olarak her ne kadar davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmekteyse de; müvekkili şirket ile mezkur şirket arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesap kayıtlan incelendiğinde müvekkili şirketin 81.773,57 TL alacağının olduğunun görüldüğünü, bu sebeple her bir davacı için ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde sabit olacak mezkur alacaklarının taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket davacılar arasındaki dört şirkete birer adet süt tankı tesis ettiğini, ticari ilişki sonrasında tankların iadesini talep etmesine rağmen tanklar müvekkiline iade edilmediğini, (…) Şirketlerine 15.07.2013 tarihli (…) Sözleşmesi ile teslim edilen olan 4 adet süt soğutma tankı, talep edilmesine rağmen müvekkili şirkete iade edilmediğini, Tanklann teslimini düzenleyen sözleşmenin “Demirbaş Teslim Tutanakları1′ İsimli ekinde tanklann özellikleri sayılmadığını, anılan tutanakta “Bu tutanak karşılığında teslim edilen tüm demirbaşları Bahçıvan Gıda geriye almayı talep ettiğinde koşulsuz olarak geriye alabilir. Sözleşmeden kaynaklı her türlü itilafa istinaden demirbaşlar asla rehin olarak tutulamaz. Bu gibi durumlarda oluşabilecek her türlü zarardan satıcı sorumludur,” düzenlemesi bulunmasına rağmen ve TBK madde 383 ve 384 hükümleri gereğince tankların iadesinin talep edilmesine rağmen tanklar müvekkili şirkete iade edilmediğini, müvekkili şirket tarafından tüm davacılara gönderilmiş olan 07.08.2014 tarihli ihtarnamede; Taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerin 2.1 maddesinde, Satıcı’ların bir yıl boyunca Alıcı firmadan başka hiçbir firmaya süt satmamalarının düzenlenmesine rağmen başka firmalara süt satışının yapıldığı yönünde bilgi alındığı; sözleşmenin 3,1 maddesinde sözleşmenin yürürlük süresi içinde Satıcı’nın ürettiği sütlerin tamamım Alıcı ‘ya vereceğinin düzenlendiği; sözleşmenin 6,1 maddesinde her ayın 1’i ile 30’u arasındaki günlerde süt alınacağının belirtildiği, ancak Temmuz ayı için müvekkili şirketin yetkilisi süt alımı için Satıcı ‘ya gittiğinde görevliler tarafından sütün teslim edilmeyeceğinin beyan edildiğini, konuyla ilgili tutanak tutulduğu ifade edildiğini ve sözleşme konusu süt tesliminin müvekkili şirkete yapılamadığından sözleşmenin 2.1, 3.1 ve 6.1 maddelerinin ihlali anlamına geldiğinden ve söz konusu teslimat Temmuz ayı içinde yapılmadığından Satıcı’mn temerrüde düştüğü ihtar edildiğini ve BK 124, Maddeye göre sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğinin bildirildiğini, Davacılar tarafından müvekkili şirkete gönderilen olan 13.08.2014 tarihli ihtarnamelerde; Davacılardan … (…) Ltd. Şti adına gönderilen ihtarnamede; “Muhatap ile aramızda süt satış sözleşmesi vardır. Sözleşme gereğince muhatap firmadan alamadığımız prim farkları 747.142,37-TL ve muhataba tebliğ edilen faturaların bedellerinin gününde tahsili için muhatap firmanın gönderdiği çeklerin finans kurumu olarak faktöring firmasına ödenen faizlerin toplamı 216.507,75 TL olup işbu ihtarnamemizin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesini aksi halde yasal yollara başvuracağımızı ihtar ederiz.” dendiğini, kendilerine tebliğ edilen ihtarnamede bulunan “sözleşmeye aykırı olarak müvekkil şirket dışında başka kişilere süt satıldığı ve yine sözleşmeye aykırı olarak Temmuz ayında müvekkili şirkete süt teslimi yapılmadığı” yönündeki İfadelere herhangi bir cevap verilmemekte, bu haliyle müvekkili şirketin konuyla ilgili beyanı zımnen ikrar edildiğini, davacıların bu ihtarnamelerde yer verdikleri taleplerinin dayanakları, iddia ettikleri prim farkının hangi oran üzerinden hesaplandığı ve factoring firmasına ödenen bedellerin neden müvekkilinden talep edildiği ise izah edilmediğini, müvekkili şirket tarafından davacılara gönderilen 22.08.2014 tarihli ihtarnamelerde; Davacılardan … (…) Ltd. Şti adına gönderilen ihtarnamede; “Müvekkil şirket ile imzalanmış olan Süt Satış sözleşmesinin 4.2. maddesi uyarınca müvekkil şirketten talep etmiş olduğunuz prim farkları, müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarına göre mevcut olmayıp, talep edilen primlere itiraz ettiğimizi bildiririz. Müvekkil firma tarafından satış bedeli için gönderilmiş olan çeklerin tarafınızca faktoring firmasından tahsil edilmesi nedeniyle ve faktoring firmasına ödediğiniz faizler kendi insiyatifinize bağlı olduğundan, müvekkil firmanın tarafınızca ödenen faizler için tazmin sorumluluğu bulunmamakladır. Bu nedenle talep ettiğiniz faiz tutarlarına itiraz ederiz. Ayrıca müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarına göre bakiye 249.732,05 TL olup bu tutarın tarafınızca ödenmesi gerekmektedir. Süt Satış Sözleşmesi’nin 3.1 maddesi gereğince de; sözleşme suresince tarafınızca başka firmalara süt satışı yapmış olduğunuz tespit edilmiş olup, müvekkil şirkete 2 aylık süt satış bedeli olan 614.656,93 TL tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olduğunuzu tarafınıza bildiririz,” dendiğini ve talep edilen alacaklara itiraz edilmekte, cari hesap kayıtlanndaki borcun ve sözleşmeden doğan cezai şartın ödenmesi talep edildiğini, diğer şirketler adına gönderilen ihtarnamelerin metni aynı olmakla, talep edilen miktarlar değişkenlik gösterdiğini, Davacılar tarafından müvekkili şirkete gönderilen olan 07.11.2014 tarihli ihtarnamelerde; Davacılardan … (,.,} Ltd. Ştİ adına gönderilen ihtarnamede; “Sayın Muhatap, müvekkil şirket ile yapmış olduğunuz süt satış sözleşmesi gereğince tarafınızdan alamadığımız prim farkları toplamı 747.142,37 TL ile tarafınıza tebliğ edilen faturaların gününde tahsili için, tarafımıza gönderdiğiniz çeklerin finans kurumu olarak faktoring firmasına ödenen faizlerin toplamı 216.507,75 TL nin (…) tarafımıza ödenmesini (…) ihtaren bildiririz.” cümleleriyle bir önceki ihtamamelerindeki beyanları tekrarlanmakta, müvekkili şirketin iddia ve taleplerine karşılık izahta bulunulmamakta ve 07.10.2014 tarihli … seri numaralı 747.142,37 TL tutarlı prim farklar) bedeli fatura aslının ihtarname ekinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğinin bildirildiğini, ancak bir önceki ihtarnamede ve dava dilekçesinde olduğu gibi hangi aylara ilişkin, hangi oranlardan hesaplanan prim farklarının birleşmesiyle bu miktara ulaşıldığı ifade edilmediğini, müvekkili şirket tarafından tüm davacılara gönderilen 20.11.2014 tarihli ihtarnamede; “(..,) sözleşme gereğince doğan primler eksiksiz ve tam olarak ödenmiş olmakla (sütun kalitesinde meydana gelen değişiklikler de göz önünde bulundurularak) buna dair talep ve beyanlarınızı kabul etmiyoruz. Haksız ve mesnetsiz olarak tarafımıza, ihtarname ekinde gönderilen (…) 747.142,37 TL miktarındaki faturayı kabul etmiyoruz. Bilakis- ihtar eden şirketimize sözleşme gereğince 250.692,05 TL borcunuz bulunmakta olup işbu tutarın ve cezai şart bedelinin usulüne uygun ihtarname tebliğine rağmen halen ödenmediği bu nedenle yasal yollara başvurulacağı hususu önemle ihtar ve ihbar olunur. Devamla basiretli bîr tacir gibi davranmayarak ödemelerinizde frnans kurumlarının kullanılmasından kaynaklı oluşan giderlerin de tarafımızdan talep edilmesi de ticari teamüle usul ve yasaya aykırı olup buna dair talep ve beyanlarınızı da kabul etmiyoruz. Taahhütlerinizi yerine getirmemeniz nedeniyle uğramış olduğumuz kar kaybı ve ile uğranılan tüm zararlarımızla ilgili talep ve dava hakkımızı saklı tuttuğumuz hususunu da ihbar ederiz. Bu aşamada; tarafınızca keşide edilen ihtarname içeriğine itiraz ettiğimizi, ekinde gönderilen 07.10.2014 tarihli … seri numaralı 747.142,37 TL miktarındaki faturayı da süresi içerisinde ihtarname ekinde tarafınıza iade ettiğimizi ihtar ederiz. Bu nedenle ihtarname ekinde tarafınıza iade etmiş bulunduğumuz fatura nedeniyle tarafınıza herhangi bir borcumuz bulunmadığım, ticari defter ve kayıtlarınızı düzeltmenizi aksi takdirde hiçbir sorumluluk kabul etmeyeceğimizi yine tarafımıza bulunan cari hesap borcu ve cezai şart bedelinin ödenmesini önemle ihtar ve ihbar ederiz.” dendiğini ve böylece ihtamameleşme süreci sona ermiş bulunduğunu, SONUÇ OLARAK; Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile kurulu hukuki ilişki neticesinde ortaya çıkan cari hesap alacağımızın her bir davalıdan ayrı ayrı şimdilik 100-TL olmak üzere, toplamda 900-TL cari hesap alacaklarının ihtar tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte, davacılardan dördüne teslim edilen fakat iade edilmeyen süt tankından kaynaklanan alacaklarının her bir davalıdan ayrı ayrı şimdilik 100-TL olmak üzere toplamda 400-TL alacağın ihtar tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte, yine sözleşmeye aykırılık ve sözleşmenin feshi sebebiyle uğranılan zararın tazmini amacıyla her bir davalıdan ayn ayn şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplamda 900-TL tazminat haklarının ve her bir davalıdan ayn ayrı şimdilik 100,00- TL olmak üzere toplamda 900-TL cezai şart alacağımız ihtar tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, mahkemece yapılacak yargılama sırasında ilgili tutarlar harçları ikmal edilmek ve mûddeabih artırım dilekçesi sunmak sureti ile yenileneceğini, açıklanan nedenlerle karşı davanın kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Talimat ile Mali Müşavir … tarafından sunulan 28/12/2016 tarihinde sunulan kök ve 31/01/2017 tarihli ek bilirkişi raporları.
2-Mahkememizce atanan Mali Müşavir …ve …tarafından müşterek sunulan 10/10/2018 tarihli kök ve 04/2/2019 tarihli ek bilirkişi raporları.
3-Mahkememizce atanan bilirkişiler… ile Mali Müşavir … ve … tarafından müşterek sunulan 18/11/2020 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ileri tarihli çeklerin finans kurumu vasıtasıyla nakit paraya çevrilmesi nedeniyle gerçekleşen zararlarının ve ödenmeyen prim alacağının tahsili talebi, karşı dava yönünden ise, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile kurulu hukuki ilişki neticesinde ortaya çıkan cari hesap alacağı talebinden ibarettir.
Tarafların aralarındaki ticari ilişkinin tespiti ve aralarında alacak oluşup oluşmadığının tespiti açısından, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, tarafların ticari defterleri inceletilmiş, sunulan deliller, sözleşmeler değerlendirilmiş, raporlara karşı itirazlar ek raporlarla değerlendirilmiş olup buna göre,
Tüm dosya kapsamına göre, Davalı/karşı davacı şirketin 2013-2014 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca, sair kanuni lazıme de gözetilmek kaydı ile sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, Davacı (karşı davalı) şirketlere ilişkin dosya kapsamında yer alan 28.12.2016 tanzim tarihli Bilirkişi (Kök) Raporu ve 31.1.2017 tanzim tarihli Bilirkişi Ek Raporunda cari hesapta alacaklı olduğu her ne kadar tespit edilmiş olsa bile, yapılan incelemelerde Davacı (karşı davalı) şirketlerin alacağının Davalı (karşı davacı) şirkete düzenlediği “vade farkı” faturaları ve “Prim Farkları” faturalarından kaynaklandığı, ancak Davalı (karşı davacı) davacı şirketin ilgili faturaları kabul etmediği, ticari defterlerine onları kaydetmediği defter incelemesi ile anlaşılmaktadır.
Dosyaya göre,
1- Davacı şirketler ile Davalı … A.Ş. arasında 01.06.2013- 31.05.2014 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde “Süt Alış Sözleşmesi” akdedilmiştir. Sözleşmenin 2. “Konu” başlıklı maddesine göre; Satıcı firma sütü 1 yıl boyunca Alıcı firmadan başka hiçbir firmaya satmayacağını taahhüt etmiştir.
2-Davacılar / karşı davalı, davalının süt bedelini nakit ödemek yerine verdiği ileri tarihli çeklerin finans kurumu vasıtasıyla nakit paraya çevrilmesi nedeni ile uğradığı zararı ve prim alacağını talep etmektedir.
Asıl dava bakımından;
İleri tarihli çeklerle yapılan ödeme nedeniyle oluşan zarar hususu değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki sözleşmenin 6. “Ödeme” başlıklı maddesine göre; her ayın 1’i ile 30’u arasındaki günlerde süt alınacağı, ürün satımına ilişkin faturanın düzenlenip karşı tarafa tebliğ edileceği ve tebliğden sonra ödemenin nakit olarak yapılacağı kararlaştırılmıştır ve her ne kadar davalı/karşı davacı taraflar arasında vade farkına ilişkin bir anlaşma olmadığını ileri sürmüş ise de, davalı çalışanı…’ın 20.03.2014 tarihinde …’a, …, … ve …’a göndermiş olduğu e-mailde; “Vade farkı- Faktoring masraflarına istinaden kestiğiniz faturaları 2 ayrı şekilde değerlendireceğiz. 2013 yılında 10 çiftlik imzaladığımız sözleşmeden sonraki oluşan fark faturaları ve ondan önceki döneme ait faturaları ayrı değerlendireceğiz. Siz de çalışmanızı bu yönde yaparsanız en son mutabakatta rahat ederiz…” yazdığı, anlaşmaya göre zaten ödemenin nakit olarak yapılacağının belirtildiği, vade farkı ve masraflara ilişkin, davalı ile davacı arasında bu hususun görüşülmüş ve kabul edilmiş olduğu ve bu konuda mutabakat yapıldığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle, vade farkı ve factoring masrafları alacağı talep gibi kabul edilmiştir.
Dava dosyası kapsamında yer alan … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nden talimaten aldırılan 31.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda, vade farkına ve finansman giderlerine ilişkin yapılan hesaplamada, davacılar / karşı davalıların kayıtlarında yer alan çekle ileri vadeli çek listeleri ve söz konusu çeklere ilişkin hesaplanan vade farkları ve finansman giderleri yer almaktadır. Sayın bilirkişice yapılan tespit ve değerlendirme neticesinde, raporda yer aldığı hali ile davacılar/karşı davalılara ilişkin yapılan hesaplamalar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
¸
Yukarıda yer alan tabloda vade farkı tutarı toplam 383.415,92 TL, ayrıca finansman farkı dahil miktarlarına ilişin ticari defter ve kayıtlarında yer alan toplam tutar 1.485.415,22 TL olarak tespit edilmiştir.
Davacı/karşı davalının diğer talebi ödenmeyen %2 prim alacağının ödenmesine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2 maddesinde sabit %24 çiğ süt kalite primi verileceği kararlaştırılmıştır. Ancak daha sonradan yapılan görüşmeler neticesinde, her iki tarafın beyanlarından anlaşıldığı üzere prim olarak %22 üzerinde anlaşıldığı ancak davalının daha sonra bunu miktarı % 20 olarak uyguladığı anlaşılmaktadır. Davalının beyanlarında; mutabık olunmayan aylar OCAK/HAZİRAN ve TEMMUZ olarak ifade edilmiştir. Bu hususun tespiti yine mali incelmeye dayanmaktadır. Bilirkişi raporunda yapılan tespit değerlendirmeler neticesinde raporda yer aldığı hali ile davacılar/karşı davalılara ilişkin yapılan hesaplamalar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
¸
Yukarıda yer alan tabloya göre, tarafların üzerinde anlaştıkları prim oranının yüzde 22 olduğu anlaşılmakla, süt kalite primi oranı %22 olarak kabul edilmiş ve bu miktar üzerinden prim alacağı kabul edilmiştir.
Karşı Dava Yönünden
Davacı / karşı davalı şirketlerin her biri ile davalı/ karşı davacı arasındaki hukuki ilişkinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Sözleşmelerin süresi 01.06.2013- 31.05.2014 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde akdedilmiş olup, davalı/karşı davacının sözleşme ilişkisini 07.08.2014 tarihli ihtarname ile feshetmiş olduğu göz önünde bulundurulur ise sözleşmenin 3.2 maddesi gereği, sözleşme ilişkisi, kendiliğinden süre bitiminde yenilenmiş sayılacağından, sözleşmenin fesih tarihinde halen yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı/karşı davacı 07.08.2014 tarihli ihtarnamesinde Temmuz ayında süt tesliminin yapılmaması nedeni ile sözleşmeyi feshettiklerini belirtmiştir. Her ne kadar sütün kalitesi ile ilgili beyan ve tartışmalara taraf dilekçelerinde yer verilmişse de davalı/karşı davacının sözleşmeyi feshetmesinin nedenlerinden biri sütün kalitesinin olmadığı, bu doğrultuda her ne kadar bir mail atılmış ise de, bunun sürekli hale gelmediği, fesih nedeni olarak belirtilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılan mali incelemeye göre,
Davalı (karşı davacının) … Ltd. Şti.‘den 249.732,05-TL
Davalı (karşı davacının) … Ltd. Şti.’den 5.007,09 TL
Davalı (karşı davacının) …Tic. Ltd. Şti.’den 273.016,37
Davalı (karşı davacının) … Ltd. Şti.’den 19.792,18 TL
Davalı (karşı davacının) …Tic. Ltd. Şti.’den 5.630,19 TL
Davalı (karşı davacının) … Tic. Ltd. Şti.’den 11.736,43-TL
Davalı (karşı davacının) … Ltd. Şti.’den 81.773,57-TL alacaklı durumda olduğu,
Davalı/karşı davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davacı/karşı davalı 9 firmaya borçlu olmadığı, aksine yukarıda dökümü yapılan miktarlarda davacı firmalardan alacaklı olduğu ancak davalı karşı davacının mahsup defi ileri sürdüğü, davacılarında prim ve vade farkı alacağı olduğu anlaşılmakla, alacak miktarı düşülerek, nihai alacak kabul edilmiştir.
Her iki taraf, rapor doğrultusunda alacağını ıslah etmiş ve eksik harçları tamamlamışlardır.Buna göre yukarıda bahsedildiği şekilde davanın aşağıdaki şekilde kabulüne karar verilerek, hüküm kurulmuş olup, hesap yönünden 31.01.2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile (finansman giderleri olmak üzere) 163.153,51 TL nin 750 TL sine dava tarihinden bakiyesine 15/01/2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
A) Prim alacağı yönünden talebin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 11.145,01-TL harçtan peşin alınan 3.094,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.050,48-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 19.449,58-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının tefrik olan dosya üzerinden hesaplandığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının tefrik olan dosya üzerinden hesaplandığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.12/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza