Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2022/502 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2022/502

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalı … bağlı olarak çöp hizmetleri için taşeron olarak çalışan … A.Ş mülkiyetinde, …’ın sevk ve idaresinde bulunan … Plakalı kamyonet … adresinde park halinde bulunan müvekkile ait … Plakalı 2016 model … ve 35.000 km’lik aracına tam kusurlu olarak çarpmış ve müvekkile ait aracın ciddi anlamda hasara uğramasına sebebiyet vermiştir. Kaza sonucunda müvekkilin aracının piyasa rayiç değeri düşmüş olup, müvekkilin bu kaza öncesinde de herhangi bir kaza kaydı bulunmamaktadır. Kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde aracın değişen herhangi bir parçası bulunmadığı gibi kaporta ve boyasında herhangi bir kusur, çizik söz konusu değildir. Dolayısıyla oluşan değer kaybının da davalılardan tazminini talep ediyoruz. Huzurdaki dava açılmadan evvel söz konusu hasarların giderilmesi talebiyle KTK M. 97 kapsamında müvekkil sigorta şirketine tarafımızca başvuruda bulunulmuş ve müvekkil sigorta şirketine servis firması tarafından fatura edilen 9.788,64 TL’lik hasar bedeli ödenmiştir. Ancak değer kaybı bedeli sigorta şirketleri tarafından ödenmemiştir. Yine davalı taraflara … 11. Noterliği’nin … Tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş ancak davalılar tarafından kaza sebebiyle oluşan zararlar karşılanmamıştır. Trafik kazasından kaynaklı zararlarımızın giderilmesi amacıyla tarafımızca … Arabuluculuk bürosuna başvurulmuş ve … başvuru numarası ile kazaya sebebiyet veren tarafların anlaşmama istekleri ile oturum sonlandırılmıştır. Müvekkile verilen belgelerde sigorta şirketi kısmına sehven Harman Sigorta yazılması üzerine doğru sigorta şirketi ile görüşülememiş, Arabuluculuk oturumunda davalı şirketin aracının zorunlu mali sigorta şirketinin … Sigorta A.Ş. ‘nin olduğu bilgisi öğrenilmiştir. Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca trafik kazası nedeni ile araçta oluşan değer kaybı gerçek zarar kapsamında olup; kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS tarafından bu zararın karşılanması gerekmektedir. Yukarıda izah edildiği şekilde meydana gelen kaza sonucunda müvekkilimizin aracında oluşan değer kaybı karşılanmadığından davalıdan talep etme zorunluluğu doğmuştur. Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçtaki değer kaybının, davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesi istemiyle mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur. Dava konusu 12.06.2020 tarihli kazaya sebebiyet veren davalıların tam kusurlu olarak sebebiyet verdiklerinin tespitine, müvekkilin uğradığı zararlara istinaden ( bilirkişi raporuna göre talep sonucu arttırma hakkımız ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla);
Değer kaybı olarak şimdilik 500 TL olmak üzere kaza tarihi olan 12.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraflara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir…”
CEVAP:
Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile 12.06.2020 tarihinde davacının aracına müvekkil şirkete ait … plakalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen değer kaybı zararının tazmini talep edilmiştir. Davacı vekili müvekkil şirkete … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi göndermiş ve ilgili ihtarnameye müvekkil tarafından … 34. Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ile itiraz edilmiştir. İlgili ihtarname işbu dilekçemiz ekinde de ibraz edilmiş olup ilgili ihtarnamede yer alan itirazlarımızı tekrarlıyoruz. Her ne kadar dava dilekçesinde müvekkili şirketin… taşeronu olarak iş yaptığı iddia edilmişse de 696 sayılı KHK uyarınca Belediyelerin çevre temizliği işinde taşeron firma çalıştırması yasaklanmış olup davacının bu yöndeki iddialarının kabulü mümkün değildir. İlgili araç müvekkil şirketin mülkiyetinde ise de davalı … Belediyesi firmasına uzun süreyle kiralanmış olup aracın sevk ve idaresi de bu davalı kontrolündedir. Dava konusu aracın çalıştırılması davalı Belediyeye ait olup kaza sırasında aracın sürücüsü konumunda bulunan … ile müvekkil arasında da herhangi bir hukuki ilişki bulunmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu araç her ne kadar müvekkilin mülkiyetinde ise de aracın fiili hakimiyeti … Belediyesi nezdinde bulunduğundan müvekkilin işleten sıfatı sona ermiştir. İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. İlgili tanımdan da anlaşılacağı üzere müvekkilin işleten sıfatı kira sözleşmesi sebebiyle sona ermiş olduğundan davanın müvekkil yönünden husumet yokluğu nedeniyle feshine karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere müvekkilin ilgili kazaya ilişkin olarak tazmin yükümlülüğü bulunmamakla birlikte kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu ve araçta meydana gelen zararın tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. Davacı vekilinin beyanı uyarınca davacının zarara uğramış aracı 2016 model araç olup kaza tarihine kadar herhangi bir kazaya karışmamış olduğu kabul edilse dahi olağan kullanım sebebiyle bir yıpranma payı söz konusu olduğundan aracın kazadan önceki değerinin tespitinde bu olağan kullanımdan kaynaklı yıpranmanın dikkate alınması gerekmektedir. Bu hususta davacı vekilinin araçta herhangi bir kusur çizik olmadığı beyanlarının kabulü tarafımızca mümkün değildir.
Yine kazanın meydana gelmesinde tarafların ne derecede kusurlu olduğunun da tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdii edilmesi, tarafların kusur oranı tespit edilirken davacının aracını park yasağı olan bir bölgeye park edip etmediği, aracın olay sırasında kör noktada kalıp kalmadığı ve sair hususların da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan sebeplerle öncelikle müvekkil yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerekmekle birlikte aynı zamanda aracın değer kaybı ve tarafların kusur oranları tespit edilmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdii edilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle müvekkil yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olmuştur. davanın müvekkil yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden aksi halde esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir….”
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Dava dilekçesine göre; 12/06/2020 tarihinde … plakalı araç seyir halinde …’a ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana gelmiştir. Dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Bu kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkil şirket tarafından … no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; mahkemece müvekkil şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluğumuz bulunmaktadır. Öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmiyoruz. Dava konusu alacak zamanaşımına uğramıştır. KTK’nın 109/1-a maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmü amirdir. Söz konusu madde hükmü uyarınca, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan davanın reddi gerekmektedir. HMK 6. Madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeridir. Bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesî’ne gönderilmesini talep ediyoruz. Davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle belge suretleri ve delillerin tarafımıza tebliğini talep eder ve tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme hakkımızı saklı tutarız. Bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmamış ve dava şartı olan zorunlu başvuru şartı yerine getirilmemiştir. İş bu nedenle huzurdaki davanın usulden reddi gerekmektedir. Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerekmektedir. Sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterler esas alınmalıdır.
Araçta meydana gelen değer kaybı hesap edilirken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kilometresi gibi hususlar da göz önünde bulundurularak hesaplama yapılmalıdır. Müvekkil şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı… plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. İş bu nedenle davanın reddi gerekmektedir. Araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilememesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararlar ZMMS teminatı dışındadır. ZMMS Genel Şartları’nın A.6/k maddesinde “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri”nin ZMMS teminatı dışında olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan söz konusu taleplerin reddi gerekmektedir.
Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın REDDİ ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir…”
Davalı … İşletmeleri vekili cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir…”
GEREKÇE:
Dava, 12/06/2020 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı kamyonetin davacıya ait … plakalı araca çarpması ve bu kaza nedeniyle, … plakalı araçta değer kaybı olduğu belirtilmekle davanın alacak davasıdır.
22/08/2021 tarihli bilirkişi kök raporu özetle şöyledir:
“….Davalı sürücü …’ın olayda % 100 oranında kusurlu olduğu,
Davacının ve diğer araç sürücülerinin ( B aracının sürücüsü, C aracının sürücüsü, D aracının sürücüsü ) olayda kusursuz oldukları,
Değer kaybı hesaplanırken, dava konusu aracın kaza tarihinde 35000 km’de olduğuna dair davacı vekilinin beyanının temel alındığı, dosyada aracın km durumunu gösteren kesin bir bilgiye rastlanmadığı, Kaza tarihinde yürürlükte olan ZMM formülü gereğince, davacıya ait … plakalı araçta kaza tarihinde oluşan değer kaybı bedelinin 6.742,30 TL olduğu ve davacının bu bedelin tamamını davalılardan talep edebileceği, mahkemece Anayasa Mahkemesinin kararı dikkate
alınarak hüküm kurulmasına karar verildiği takdirde davacıya ait aracın hasarlı ve hasarsız hallerinin 2. el piyasa rayiç değerleri arasındaki fark üzerinden değerlendirme yapıldığında araçta kaza tarihinde oluşan değer kaybı bedelinin 7.097,00 TL’ye kadar yükselebileceği, davacı tarafın faiz ve diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğuna dair görüş sunulmuştur…” 08/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle şöyledir:
“…Kusur değerlendirmesi hakkındaki kesin kararın Mahkemenin Sayın Hakimi’nin takdirinde olduğu, ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterlere göre hesaplanan değer kaybının 6.742,30 TL olduğu, 09/10/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca aracın hasarlı ve hasarsız hallerinin 2. el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre hesaplanan değer kaybının 7.097,00 TL’ye kadar yükselebileceği, değer kaybı hakkındaki kararın Mahkemenin Sayın Hakimi’nin takdirinde olduğu, 2918 sayılı K.T.K.’nın 85. maddesine göre … plakalı kamyonun maliki (ruhsat sahibi) davalı … A.Ş.’nin, kamyon sürücüsü …’ın kusurundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı …’nin sorumluluğu hakkındaki kararın mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafın faiz ve diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğuna dair görüş sunulmuştur…”
Davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu ıslah dilekçesi özetle şöyledir:
“…500 TL olarak açılan davamızı ıslah ederek toplam 7.097,00 TL’nin davalılardan alınarak davacı müvekkile ödenmesine, dava masrafları ile vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir…”
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı kamyonet ile davacıya ait … plakalı aracın 12/06/2020 tarihinde çarpışması sonucu davacıya ait araçta hasar meydana gelmiştir. Davacı, söz konusu kaza nedeniyle aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek tazminat talebinde bulunmuştur. Kazanın oluşumuna ilişkin tarafların kusur durumu dikkate alınarak araçta meydana gelen değer kaybı hesaplanmış; 08/10/2021 tarihi bilirkişi raporuna göre toplam değer kaybı 7.097,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkememizce de bu rapora itibar edilmiştir. Nitekim, davacı tarafından da dava değeri bu miktar kadar ıslah edilmiştir. Sonuç olarak, davacının aracında 7.097,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu hasardan, davalı aracın maliki, araç sürücüsü, sigorta şirketi ve bu araçtan taşeron hizmeti alan Beşiktaş Belediyesinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KABULÜNE, 7.097,00-TL değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (500,00-TL’ye 11/02/2021 tarihinden itibaren, 6.597,00-TL’ye 19/10/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,)
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 484,79-TL harçtan peşin alınan 179,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 305,49-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 247,10-TL(ilk harç ve masraflar/ıslah harcı) ve 1.434,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 1.681,60-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davalı … İşletmeleri’nin yaptığı 100,00-TL yargılama giderinin davalı … İşletmeleri’nin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 15/06/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza