Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2021/364 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/103 Esas
KARAR NO : 2021/364

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 10/02/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle : Müvekkilinin 2010 yılından bu yana önce “… adresinde, 2013 yılından sonra ise “… adresinde … vergi kimlik numarası ile halıcılık (satım) faaliyetinde bulunduğunu, 13/03/2020 tarihinde … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gelen talimat ile… 2. İcra Müdürlüğü’nün …Talimat sayılı dosyasınca belirtilen işyeri adresinde davalının yetkisiz vekili ile menkul haczi gerçekleştirdiğini, mezkur icra takibi ile müvekkilinin hiçbir illiyeti bulunmadığını, istihkak iddiasında bulunulduğunu ve mahcuz menkullerin müvekkilinin yedinde bırakıldığını, daha sonra alacaklı tarafından, … 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı ve 2020/814 Karar sayılı, İİK 97. Maddesi uyarınca takibin devamına dair verilen kararın dayanak gösterilerek 24/08/2020 tarihinde yeniden aynı işyerine nakliye ve hammaliye eşliğinde hacze gelindiğini, daha evvel haczedilen malların bu kere muhafaza altına alınacağı tahakkümüyle müvekkilinden 30.000 TL nakit para ve 170.000 TL bedelli, 24/10/2020 vade tarihli senet alındığını, İcra Hukuku Mahkemesinin takibin devamına dair verdiği karardan 24/08/2020 tarihli haciz esnasında haberdar olan müvekkilin, 28/08/2020 tarihinde … 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alacıklı aleyhine istihkak davasını ikame ettiğini, müvekkilinin yalnızca borçlunun kardeşi olduğunu, işyerinde icra memuru ve yetkisiz vekil tarafından bilfiil yapılan evrak araştırmasında borçlu adına hiçbir evraka rastlanılmadığını, borçlu ile haciz mahalli arasında hiç bir bağ kurulamadığının, bunun tutanağa da haciz tutanağında da bulunduğunu, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2013/21926 Esas 2015/6642 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 3. kişi şirket ile dava dışı borçlu şirketin aynı alanda faaliyet göstermeleri ve ortaklarının kardeş olması nedeni ile organik bağ içinde olmalarının tek başına muvazaayı göstermeyeceğini haciz yapılan adres ile icra takibine yer verilen adreslerin tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin işyerinin borcun doğumundan çok evvelden bu yana faal olduğunu, haczedilen malların tamamının müvekkilce kesilen faturalarının mevcut olduğu tarafların yalnızca kardeş olduklarını ve bugüne kadar hiçbir ortak ticari faaliyetlerinin dahil olmadığını, ticaret sicil ve vergi dairesi kayıtlarının da bu iddialarını destekler olduğunu, ve müvekkil ile borçlu şahsın hiçbir zaman birlikte/danışıklı hareket etmediklerini, takibin devamına dair verilen karar kapsamında nakliye ve hammal eşliğinde müvekkilinin işyerine gelen alacaklının yetkisiz vekilinin, kardeşinin borcundan ötürü daha evvel haczedilen malların bu defa muhafaza altına alınacağı bilgisini vererek, aynı tarihte kendisiyle protokol akdetmiş ve muhafaza işlemini öteleme karşılığında kendisinden 30.000 TL nakit ve 170.000 TL bedelli senet aldığını, taraflar arasında imzalanan protokol incelendiğinde, müvekkil tarafından keşide edilen senedin bahsi geçen icra dosyasına karşılık verildiğinin açıkça anlaşıldığını, senedin düzenleme tarihi ile haciz tarihinin aynı olduğunu, haczedilen malların icrai satışta yarı pahasına satılacağı ve dolayısıyla müvekkilinin zararlı çıkacağını kendisine söyleyen alacaklı vekilinin, haciz baskısı altında hiçbir ilgisi bulunmayan bir borcu müvekkiline kabul ettirdiğini, haczedilen malların icra kanalıyla satılması ihtimalinde değerinin %50’sine ulaştığında ihale edileceğini, müvekkilinin davalı bankaya hiçbir borcu bulunmadığını, davalıdan bugüne kadar ne bir kredi çektiğini, ne de borç doğuracak bir işlemi olduğunu, cebri icra tehdidi altında borcu ödeyen/senet keşide eden müvekkilinin hiçbir ticari faaliyeti olmayan bankaya karşı borçlu duruma düştüğünü, bu şekilde mallarının muhafazasını engelleyebilen müvekkilinin ekonomik hayatının tehlikeye girdiğini, ticari itibarının zedelendiğini, 13/03/2020 tarihli haciz tutanağında borcun kabul edilmediğini, haciz mahallinin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, yapılan usulsüz haciz işlemine karşı tüm dava ve şikayet haklarının tutulduğu, istirdat davasına ilişkin davalı kurumca zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapıldığına, neticeten anlaşmaya varılamadığını, aralarındaki hukuki bağlantı sebebiyle açılan davanın … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, davanın kabulünü, 24/08/2020 tarihinde davalı banka adına baskı ve icra tehdidiyle ödenen 30.000 TL’nin bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 10/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından borçlu … aleyhinde … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 13/03/2020 tarihinde borçlunun adına kayıtlı menkul mallarının haczi amacıyla “… adresine gelindiğini, ancak mahalde ulunanlar tarafından borçlunun kardeşi … lehine haksız ve kötü niyetli olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiasında bulunduğunu, dosya icra tetkik merciine sevk edildiğini, ve … 6. İcra hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı 12/08/2020 tarihli ilamıyla TAKİBİN DEVAMINA hükmedildiğini, mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere her ne kadar istihkak iddiasında bulunulmuşsa da mahcuzların borçluya aidiyetine karine olarak kabul edildiğini, nitekim davacı … da borcu ikrar ettiğini, müvekkilinin … 23. İcra müdürlüğü’nün…ve … Esas sayılı dosyaları ile takip etmekte olduğu, davacının kardeşi …’ndan olan alacağı sebebiyle tarafımıza 30.000 TL ödeme yapmış borcun alan kısım için de ödeme sözü verdiğini, dosya borcuna istinaden 24/10/2020 veda tarihli, 170.000 TL bedelli bir adet bono tanzim edilerek yine tarafımıza teslim edilmiş, ayrıca taraflar arasında protokol imzalandığını, sözde üçüncü şahıs tarafından haksız ve kötü niyetli olarak iş bu dava ikame edildiğini, davadaki iddiaların tamamının haksız ve mesnetsiz olduğunu, İİK m. 72/f.7 ‘de istirdat davasının şartlarını düzenlendiğini, davacı …’nun alacaklı müvekkil tarafından … 23. İcra Müdürlüğü’nün … ve …Esas sayılı dosyaları ile başlatılan icra takiplerinin borçlusu olmadığını, bu itibarla kanunen istirdat davası açmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, taraflarınca hiçbir baskı yapılmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen haczettiği malların icrai satışta yarı pahasına satılacağı ve dolayısıyla müvekkilin zararlı çıkacağı vb. İfadelerinin taraflarınca ileri sürüldüğünün asılsız olduğunu davacı …’nun ticari faaliyetlerini borçlu/ kardeşi … ile el birliğiyle yönetmekte olduğunu, borçlu aleyhinde başlatılan, … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve …Esas sayılı dosyalarının borcunu üstlendiğini, ilgili icra dosyası kapsamında müvekkil bankanını borçlusu olmamasına karşın, rızası ile ödeme iradesi göstererek taahhütte bulunmuş ve kısmi ödeme yapıldığını, mahkemeyi yanıltmak saikiyle haksız kötü niyetli olarak öne sürüldüğünü, haksız ve kötü niyetli davacının istirdat davasının reddini, tüm yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Dava;24/08/2020 tarihinde davalı tarafa ödenen 30.000 TL’nin istirdatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından, davalı …Ş aleyhine , lehtarı davalı olan 170.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının borclu olup olmadığının tespiti hususunda dava açılmış olduğu ve davanın halen derdest olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemede verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yukarıda incelenen … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki davanın ve mahkememizde açılan iş bu davanın aynı olaydan kaynaklandığı, tarafların aynı olduğu, dolayısı ile her iki dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunduğu anlaşılmakla HMK 166 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin 2021/103 Esas sayılı dosyası ile … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile fiili ve hukuki bağlantı bulunması ve usul ekonomisi gereğince dosyamızın … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Esas … Esas sayılı dosyası ile HMK 166. madde uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2- Harç, vekalet ücreti ve yargılama esas dosyada karar altına ALINMASINA,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 168 maddesi uyarınca nihai karar ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzerekarar verildi. 23/06/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.