Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/714 E. 2022/483 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/714 Esas
KARAR NO : 2022/483

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı müvekkil şirket … Şti. … işi uğraşmaktadır. Davacı müvekkil ile davalılar arasında ekte sunulan 02.10.2017 tarihli ” …SÖZLEŞMESİ ” imzalanmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile danışmanlık bedeli olarak sözleşmenin 5. Maddesinde taksitler halinde belirlenmiş olmasına rağmen davacı müvekkil davalı taraflara 30.000,00 TL’ lik peşin ödeme yapmıştır. Bu ödeme davacı müvekkil tarafından …bank … Şubesi … keşide tarihli … çek nolu 30.000,00 TL bedelli çek ile lehtarı davalılardan …Tic. Ltd. Şti. Olarak keşide edilmiş ve diğer davalı …’ e teslim edilmiştir.Taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince; DANIŞMAN ( davalılar ) tarafından verilecek hizmet Tübitak Ar-ge hibe destek programına uygun proje öneri dosyasının hazırlanması, Tübitak tarafından belirlenecek hakemlere karşı projenin savunulması olarak belirlenmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davacı müvekkil üzerine düşen tüm sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalılar sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinin hiçbirisini yerine getirmemişlerdir.
Bunun sonucunda da taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince …bank … keşide tarihli … çek nolu 30.000,00 TL bedelli çek ile yapılan ödemelerin iadesi için … 37. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatılmıştır. Davalılar hakkında yapılan icra takibine karşı yine davalılardan haksız ve huukuka aykırı şekilde itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davalıların, … 37. İcra Müdürlüğü… E. sayılı dosyasına ilişkin yapmış olduğu itiraz haksız ve kötüniyetli olup iş bu itirazının İPTALİNE karar verilmesini gerekmektedir. Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk süreci … Arabuluculuk Bürosunun … Büro Dosya Numaralı, … Arabuluculuk numaralı dosya ile yürütülmüş ve 09.07.2020 tarihli son tutanak ile anlaşmama olarak imzalanmıştır.iş bu sebeplerden ötürü, öncelikle ihtıyatı haciz talebimizin kabulü ile birlikte neticede itirazın iptaline ve davalı yanın haksız ve kötüniyeti açık olan itirazı sebebiyle %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
öncelikle İİK 257. maddede sayılan şartların oluşmuş olması sebebiyle ihtıyatı haciz talebimizin kabulüne, … 37. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında mevcut davalıların haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini,
İtirazın haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir…”
CEVAP:
Davalıların cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan; taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel teşkil etmekle def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Tüzel kişiliği haiz olan şirketler, taraf ve dava ehliyetine sahiptir. HMK’nın 50. maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu belirtilmiştir.Davaya taraf olma ehliyeti, hak ehliyetine sahip olmanın bir neticesidir. Dolayısıyla, tüzel kişiliği bulunan ve medeni hakları kullanma ehliyeti haiz olan sermaye şirketleri, dava ehliyetine de bir sahiptir. HMK’ya göre dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Davada tüzel kişiler (sermaye şirketleri), yetkili organları tarafından temsil edilir.Şirket adına hareket eden temsile yetkili organlar, şirketi hak ve borç sahibi yaparlar. Bu organ, limited şirketlerde müdür/ müdürlerdir. İzah edilen tüm bu hususlar göz önüne alındığında, huzurdaki davada husumetin tüzel kişiliğe sahip şirkete karşı yöneltilmesi gerekirken, bu durum göz ardı edilerek şirketle beraber, temsile yetkili konumda olmayan müvekkil …’in davalı taraf olarak gösterilmesi hem yasanın usul hükümlerine hemde yerleşik yargı kararlarına aykırılık teşkil etmektedir. İş bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir. Tebligatın muhatara yapılması usulsüz olup itiraz dilekçemizde de vekil olarak tarafımıza yapılmasını talep etmiştik. buna rağmen şirkete yapılması ve de usulsüz olarak muhtara bırakılması yasal olarak mümkün değildir. dilekçe tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz. Açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir….”
GEREKÇE:
Dava, davacının davalıdan … 37. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı tarafa ödemiş olduğu fakat hizmet almadığından bahisle, bedelsiz kalan çekle ilgili, alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa alacağın miktarı konularında yoğunlaştığı, davanın davalının itirazının İİK.67.maddesine göre iptali davası ve %20 icra inkar tazminatı talebidir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…Alacaklısı … Şirketi tarafından, borçlular … ile … , aleyhine 30.000,00-TL asıl alacağın icra takip tarihi olan 27/03/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %19,5 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 27/03/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
13/07/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…Destek programına proje başvuruları sadece elektronik ortamda http://eteydeb.tubitak.gov.tr adresindeki çevrimiçi (online) uygulama (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi -PRODİS) üzerinden yapılabilmektedir. Söz konusu adresteki açıklamalar ve bilgilendirmeler doğrultusunda proje başvuruları yapılmalıdır.
Danışmanın Danışana sunmuş olduğu hizmetler ve beyanlar dikkate alındığında 31.05.2021 tarihinde Mahkeme Huzurunda Davacı tarafın vekili ile birlikte elektronik imza kullanılmak suretiyle PRODİS sistemi üzerinde incelemeler yapılmıştır.
Danışman tarafından ekte sunmuş olduğumuz ekran resmi kayıtlarından da anlaşılacağı üzerine hiçbir giriş ve taslak metin oluşturulmamıştır. Ayrıca bahsi geçen personel süreci ise proje başvuru dönemi öncesi firma bünyesinde istihdam
ettirilmek suretiyle değil proje onayı sonrası gerçekleşmesi gereken bir durum iken proje öncesi istihdam ettirilerek davacı taraf mağdur edilmiştir.
Proje süreçleri muhteviyatı gereği onay öncesi tüm süreçleri belirlenmek suretiyle tüm işlem adımları gerçekleştirilerek kuruluşlar tarafından değerlendirilmeye tabi tutulur. Kurul sonrası süreçte hakem ya da kurul üyeleri tarafından uygun görülen projeler kurul kararları bildirilmek suretiyle başlatılmaktadır. Davacının defter kayıtlarında davalıya vermiş olduğu çekten dolayı icra takip tarihinde alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini yaptırmadığından dolayı, kendi lehine delil niteliği taşıması Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Tüm bu iş ve işlemler Elektronik Ortamda … Marifetiyle gerçekleştirilmektedir. Ancak dava konusundan anlaşılacağı üzere davalı tarafın savunmalarında ve mail yazışmalarından ibaret proje değerlendirme dokümanı ve kendi iş tanımında belirtilen hususlar dahi icra edilmemiş ve çek ile tahsil olunan tutar verilmeyen hizmetten ötürü çek bedelsiz olarak kalmıştır…”
Davacı şirket ile davalı … şirketi arasında dosya kapsamında yer alan “…” imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre, davalı tarafından, davacının hibe alabilmesi için proje öneri dosyasının hazırlanması ve …’a başvuru işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sözleşme 02.10.2017 tarihinde taraf şirketler arasında imzalanmış ve ayrıca sözleşme ekinde davalı şirkete 30.11.2017 vade tarihli ve 30.000 TL bedelli çek teslim edilmiştir. Söz konusu çek, davalı şirket tarafından tahsil edilmiştir.
Davacı şirket, yukarıda bahsi geçen, 30.000 TL bedelli çeki teslim etmesine ve bedelinin tahsil edilmesine rağmen, anlaşmaya konu proje dosyasının hazırlanmaması ve hibe başvuru işlemlerinin yapılmaması nedeniyle, yapılan ödemenin geri iadesi için, … 37. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmıştır.
Söz konusu icra takibinde borçlu olarak, davalı şirket ile şirketin yetkilisi olan … gösterilmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde …’in anılan hukuki uyuşmazlıkta taraf ehliyetinin bulunmadığını, bu kişi yönünden husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Somut uyuşmazlık kapsamında, öncelikli olarak tarafların söz konusu sözleşmeye uygun olarak taahhütlerini yerine getirip getirmediği hususunda bir inceleme yapılmış; davalı şirketin sözleşme kapsamında davaya konu edilen çeki teslim almasına rağmen hibe başvuru proje dosyasını oluşturmadığı ve Tübitak sistemine başvuru evrakı yüklemediği anlaşılmıştır. Nitekim, konunun uzmanı bilirkişi heyeti tarafından http://eteydeb.tubitak.gov.tr adresindeki çevrimiçi (online) uygulama olan (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi -PRODİS) üzerinden yapılan inceleme neticesinde söz konusu başvurunun gerçekleştirilmediği tespit edilmiş; yukarıda detayına yer verilen bilirkişi raporunda bu husus ortaya konulmuştur. Davalı şirketin sözleşme kapsamında tahsil ettiği ancak bedeli karşılığı hizmet sunmadığı 30.000 TL tutarında davacıya borçlu olduğu konusunda tam kanaat oluşmuştur. Diğer davalı … yönünden yapılan husumet itirazı bakımından ise; davalının 01.10.2017 tarihli sözleşmeyi önce şirket kaşesi ile imzaladıktan sonra ayrıca kendi nam ve hesabına adını soyadını yazarak tekrar imzaladığı görülmektedir. Ayrıca, davaya konu edilen 30.000 TL tutarındaki çeki de aynı şekilde kendi adını ve soyadını yazarak teslim aldığı görülmektedir. Bu durumda, söz konusu danışmanlık sözleşmesinin davacı şirket ile iki davalı arasında yapıldığının, …’in tüzel kişi temsilcisi sıfatı yanında gerçek kişi olarak da söz konsuu sözleşmeye ve tahsilata taraf olduğunun, dolayısıyla huzurdaki davada taraf sıfatını haiz olduğunun kabulü gerekmiş ve davanın kabulüne ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KABULÜNE,
… 37 . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı taraflarca yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20’si olan 6.000,00-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 2.049,30-TL harçtan peşin alınan 362,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.686,97-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 424,53-TL (ilk harç ve masraflar) ve 1.376,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 1.801,03-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/06/2022

Katip … Hakim …
E-imza E-imza