Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/692 E. 2023/162 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/692 Esas
KARAR NO : 2023/162

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…28.03.2013 tarihinde Müflis … A.Ş. tarafından …’nda kira sertifikası (sukuk) ihraç etmek amacıyla kurulan … Limited kanalı ile … ISIN kodlu 250.000.000 ABD Doları tutarında kira sertifikası (sukuk) ihracı yapılmıştır.
Müflis … Bankası A.Ş.’nin 26.03.2013 tarihinde 250 milyon ABD Doları tutarında kira sertifikası (sukuk) ihracı, bankanın 2013, 2014 ve 2015 finansal tablolarında belirtilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. Maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde …’nin 21.07.2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 22.07.2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile Müflis … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Akabinde, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106. Maddesi uyarınca, … tarafından …1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyasından açılan iflas davasında, … Bankası A.Ş.’nin iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin … tarafından yerine getirilmesine karar verilmiştir. Müflis …Bankası A.Ş.’nin iflas tasfiyesi, … 1. İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyası üzerinden yürütülmekte olup Müflis Banka İflas İdaresi tarafından tanzim edilen sıra cetveli … tarihli … Gazetesinde ilan edilmiştir.
Müvekkil …’in, … A.Ş. aracılığıyla satın aldığı ve … A.Ş. ’nin saklama bankası görevini üstlendiği, 1.150.000,00-USD nominal değerli kira sertifikalarından kaynaklanan 1.201.267,00-USD (04.05.2018 başvuru tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden yapılan hesaplama ile 5.033.308,73-TL) alacağının fiili ödeme gününe kadar doğacak ferileri ile beraber Müflis Banka’dan tahsili amacı ile 04.05.2018 tarihli alacak kayıt dilekçesiyle … 1. İflas Müdürlüğü’ne müracaat edilmiştir.04.05.2018 tarihinde yapılan başvurudan sonra yapılan devirler nedeniyle Müvekkil …’in halihazırda nezdinde bulunan kira sertifikalarının değeri 3.000,00-USD nominal, 3.030,82-USD işlemiş faizli tutar olup iflas tarihi olan 16.11.2017 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden yapılan hesaplama ile toplam 11.809,29-TL’dir. 18.11.2020 tarihinde tebellüğ ettiğimiz … 1. İflas Müdürlüğü … iflas dosyasında teşekkül eden Müflis Banka İflas İdaresi’nin 05.11.2020 tarihli karar ile; Müvekkil’in Müflis Banka’dan herhangi bir alacağının bulunmadığı ve talebinin sermaye benzeri kredi niteliğinde olduğu gerekçeleriyle alacak kayıt talebi reddedilmiştir. Ancak aşağıda ayrıntılı şekilde arz ve izah edileceği üzere Müvekkil’in Müflis Banka’dan olan alacağının iflas masasına kaydının kabulü gerekmektedir. Kira sertifikalarının (sukuk), niteliği itibari ile sertifika sahibine “alacak hakkı” verdiği ve somut uyuşmazlıkta Müvekkil’in kira sertifikalarına dayalı olarak Müflis …Bankası A.Ş.’den alacaklı olduğu tartışmasızdır. Kira sertifikası, kaynak kuruluşa veya üçüncü kişilere kiralanmak üzere varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilir. Kaynak kuruluş, bir varlığını veya hakkını varlık kiralama şirketi’ne devreden sermaye şirketi veya tacir niteliğini haiz gerçek veya tüzel kişilerin bir araya gelerek ve malvarlıklarını birleştirmek suretiyle yazılı bir sözleşmeye istinaden oluşturdukları adi ortaklıktır (Kira Sertifikaları Tebliği madde 3/(ğ)). Varlık Kiralama Şirketi’nin mahiyeti itibariyle 6362 Sayılı Kanunun madde 61 hükmü uyarınca; münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere anonim şirket şeklinde kurulmuş olan sermaye piyasası kurumudur.Yatırımcılar, ihraca dayanak varlığın kiralanması suretiyle elde edilen gelirler üzerinde payları oranında hak -alacak hakkı- sahibidirler. Sertifika vadesinin sonunda varlık kiralama şirketi, varlığı geri kaynak kuruluşa veya başka bir üçüncü kişiye satıp devreder ve satış bedelini, yine payları oranında sertifika sahiplerine öder.Yukarıda anılan ilgili mevzuat hükümleri ve doktrin görüşleri uyarınca; kira sertifikaları hukuki mahiyeti aslında sahibine ihraca konu varlıktan elde edilecek gelirden sertifika payı oranında alacak hakkı veren bir menkul kıymettir. bu tür menkul kıymetlerin sahibine “alacak hakkı” verdiği tartışmasızdır. Nitekim Müflis Banka İflas İdaresi de Müvekkil’in sukuk alacağının varlığına ve miktarına ilişkin bir red kararı değil, söz konusu alacağın niteliğinden dolayı sıra cetveline kaydını reddetmiştir. Bu suretle, söz konusu alacağın “sıra cetveline yazılabilirliği”ne dayalı hatalı değerlendirme dışında aslında Müflis Banka İflas İdaresi de Müvekkil’in kira sertifikalarına dayalı bir “alacak hakkı” olduğunu kabul etmektedir.Müvekkil’in sukuk alacağının sıra cetveline kaydedilmemesinin nedeni, Müflis Banka İflas İdaresi’nin “kira sertifikası alacağını” hatalı nitelendirmesinden kaynaklanmaktadır. “Sermaye benzeri kredi” nitelendirmesi Bankacılık Mevzuatı’na özgü bir kavram olup İcra ve İflas Kanunu’na tabi iflas tasfiyesi ve sıra cetveline kayıt düzenlemelerine yabancıdır. Sıra cetveline kayıt bakımından kira sertifikası (sukuk) sahiplerinin banka hissedarları ile aynı kategoride değerlendirilmesi kabul edilemez. …’nin bu şekilde kanuni olmayan bir sıra ve kategori oluşturması İcra ve İflas Kanunu hükümlerine aykırıdır. Şirket hissedarlarının sıra cetveline kaydedilmemesi ve onların iflas tasfiyesinden tüm borçlar ödendikten sonra bakiye tutarı hisse oranları nispetinde almaları bankalar da dahil tüm şirketlerin iflas tasfiyesi için geçerli bir kural olup hissedarlar dışında herhangi bir alacaklının şirket/banka hissedarı gibi değerlendirilmesi kabul edilemez.“Hisse senedi” ile “borçlanma aracı olarak ihraç edilen kira sertifikası” arasında çok temel bir fark göze çarpmaktadır. Hisse senedi sahibi olmak beraberinde hissedar olmaya bağlı olarak hem mali hem de şirket yönetimine katılmaya dair (oy hakkı, genel kurula katılım, bilgi alma gibi) Türk Ticaret Kanunu uyarınca yönetimsel haklara da sahip olmayı sağlar. Borçlanma aracı olarak ihraç edilen kira sertifikası, sertifika sahibine ise ihraç eden şirkete karşı sadece sertifika konusu alacağını talep hakkı verir. İlaveten, Hisse senedinin bedelinden kaynaklanan alacağın sıra cetveline yazılmamasının sebebi aşikardır. Zira hissedarlar esasen şirketin alacaklıları değildir. Ortakların payları için ödediği hisseler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflası halinde hisse senedi sahipleri kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, hisse senedinin değerini iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler.Ek olarak kira sertifikalarının hamiline kar payı, hazırlık dönemi faizi, yan edim yükümlülüklerinin karşılıkları ve sermaye azaltılmasında iadesine karar verilmiş, sermaye pay miktarı gibi haklar sağlamadığı değerlendirildiğinde kira sertifikasının hisse senedi bedelinden ayrı bir hukuki rejime tabi tutulması gerektiği kolaylıkla görülecektir. İlaveten, ortaklık hakkı veren hisse senetleri oy hakkı, genel kurula katılma gibi yönetimsel hakları da bahşederken somut uyuşmazlıktaki kira sertifikaları bakımından bu şekilde Müflis …Bankası A.Ş.’nin yönetimine katılma imkanı, genel kurulda oy kullanma veya gelirleri üzerinde temettü hakkı gibi bir hissedarlara özgü bir hakkı bulunmamaktadır. Bahşettiği hak ve yetkiler tamamen farklı olan “hissedarlık” statüsü ile “ kira sertifikası (sukuk) sahipliği” statüsünün İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca aynı derecede menfaat sahipleri olarak değerlendirilmesi hukuka aykırıdır. Kira sertifikasından kaynaklanan alacağın İcra ve İflas Hukuku bağlamında diğer adi alacaklardan veya Borçlar Hukuku anlamında diğer akdi alacaklardan hiçbir farkı bulunmamaktadır.Hal böyle iken, Müflis Banka İflas İdaresi, İcra ve İflas Kanunu düzenlemelerinde yer almayan ve iflas tasfiyesi bakımından tatbiki olmayan “sermaye benzeri kredi” şeklinde bir alacak kategorisi oluşturması ve bu nitelendirmeye bağlı olarak sıra cetveline kayıt talebinin reddi İcra ve İflas Kanunu madde 206 hükmüne açıkça aykırıdır. Hatta Müflis Banka İflas İdaresi’nin sukuk sertifikası alacaklarının kaydını reddi ile sertifika hakkı sahiplerini banka hissedarları gibi sıra cetveli dışında bırakması kanuni dayanağı olmayan bir yetki kullanımı olup hukuki koruma görmemesi gerekir.
İşbu hukuki sebeplerden ve yukarıda anılan mevzuat hükümler ile doktrin görüşleri uyarınca; Müvekkil’in “3620” alacak kayıt no’lu alacak kayıt başvurusuna konu alacağının kaydının kabulüne karar verilerek 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun (“2004 Sayılı Kanun”) 206. maddesi uyarınca dördüncü sıra alacağı olarak imtiyazlı olmayan diğer bütün alacaklar- sıra cetveline yazılması gerekmektedir. sair her türlü dava, talep ve şikayet haklarımız saklı kalmak kaydıyla; Haklı davamızın kabulüne karar verilerek “3620” alacak kayıt numaralı alacak tahtında; 11.809,29-TL üzerinden iflas masasına kaydının yapılmasına,Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “… Usule ilişkin cevap, beyan ve itirazlarımız : müflis … bankası a.ş.’nin herhangi bir alacak ve yükümlülüğü müvekkil kuruma devredilmemiş olup davada müvekkil kurumun husumet yöneltilemez. öncelikle müvekkilim kurum açısından davanın pasif husumet ehliyeti yönünden reddi gerekir.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 29.05.2015 tarih ve 6318 sayılı kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince …Bankası A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin, kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Kanunun 71.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince Fon’a devredilmesine karar verilmiş, Fon Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile Bankanın yönetim ve denetim yetkisi bu kapsamda Fon tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Yönetim ve denetimi BDDK kararı ile Müvekkil Kuruma devredilen … A.Ş.’nin Ticaret Mahkemesi tarafından iflasına karar verilmiş ve tasfiyenin… tarafından yerine getirilmesine karar verilmiştir. Bankacılık Kanunu ve Ticaret Mahkemesi kararı gereğince müvekkilim Kurum sadece tasfiye işlemlerini yerine getirmekte olup müflis bankanın herhangi bir alacak ve yükümlülüğünün müvekkil Kuruma devri veya müvekkil Kurum tarafından üstlenilmesi söz konusu değildir. TTK.’nun 553. maddesi gereğince müflis Bankanın tüzel kişiliği tasfiye sonuna kadar devam edeceğinden, İİK. 226. Maddesi gereğince masanın kanuni mümessili İflas İdaresi olduğundan ve dava konusu sıra cetveli kararı İflas İdaresi tarafından tesis edilmiş olduğundan dava konusu işlemlerle ilgili müvekkil Kurumun sorumluluğu bulunmamaktadır. Dava konusu işlemler Müflis… Bankası A.Ş. İflas İdaresi tarafından İcra İflas Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilmiş olup Müvekkil Kurumun pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.Huzurdaki dava, Müflis …Bankası A.Ş.’nin İflas İdaresi tarafından icra edilen bir işlem ile ilgili açılmış olup Müflis … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izni kaldırılmasına karşın tüzel kişiliğinin halen devam etmesi ve her türlü işlemin İflas İdaresi tarafından yürütülmesi nedeniyle ve İİK’nun 235/2. maddesi gereğince Müvekkilim …karşı husumet yöneltilmesi usulen hatalı olmuştur. Dolayısıyla, Müvekkil Kurum yönünden öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. davacı taraf yurt dışında yaşadığı ve yurt içinde mutad meskeni olmadığından hmk. 84. madesi gereğince teminat göstermek zorundadır . hmk. 84. maddesi gereğince türkiyede mutad meskeni olmayan türk vatandaşlarının dava açması, davacı yanında müdahil olarak davaya katılmaları veya takip yapmaları halinde davalı tarafın muhtemel yargılama masraflarını karşılayacak uygun bir teminat göslermesi gerekmektedir. teminat gösterme yükümlülüğü mahkemece re’sen dikkate alınması gereken, yeni hmk’da dava şartlarından sayılan bir husus olmakla mahkemece belirlenecek teminatın davacı tarafından dosyaya yatırılmasını talep ediyoruz. dava konusu uyuşmazlık müvekkil kurum yönünden idari nitelikte olup dava görevsiz mahkemede açılmıştır. görevsiz mahkemede açılan davanın ve dava dilekçesinin yargı yolu itirazımız. pdoğrultusunda reddine karar verilmesi gerekmektedir. Huzurdaki davanın muhatabı müvekkil Kurum olmamakla birlikte, dava konusu işlemleri gerçekleştiren Müflis … Bankası A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin BDDK tarafından Kurumumuza devri kararı idari bir işlem olup davacının amacı bu devir işlemi ise davanın idari işlemi gerçekleştiren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na karşı idari yargı mercilerinde ve İYUK’da belirlenen sürclerde açılması gerekir. Ayrıca dava konusu işlem müvekkil Kurum tarafından gerçekleştirilmemiş olmakla birlikte davacı iflasına karar verilen Müflis … Bankası A.Ş.’nin iflas ve tasfiye işlemleri ile ilgili olarak Müvekkilim Kurum tarafından Bankacılık Kanunu, İcra İflas Kanunu ve Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat Ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi İle Bu Bankaların İflas Ve Tasfiyesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine istinaden iflas tasfiye usulünün belirlenmesi gibi işlemler idari nitelikte işlemler değildir. İflasına karar verilen Müflis …A.Ş. iflas tasfiye işlemleri … 1.İftas Müdürlüğünün …iflas sayılı dosyası üzerinden başlamış, Kurumumuz tarafından önerilen ve İcra Hakimliği tarafından atanan iflas idaresi memurları ile iflas masası oluşturulmuş ve İflas İdaresi tarafından tanzim edilen sıra cetveli 13.11.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Davacı müflis bankadan alacağı bulunduğu iddiası ile Müflis …Bankası A.Ş.’nin iflas işlemlerinin yürütüldüğü … 1.İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına … kayıt numarası ile alacak kayıt talebinde bulunmuş ve alacağının ödenmesi talebinde bulunmuştur. Davacının alacak kayıt talebi, müflis Bankanın 28.03.2012 tarihinde ihraç ettiği 250.000.000-USD. bedelli Eurobond ihracına (SUKUK) dayanmaktadır. Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdare İdaresinden alınan bilgiye göre; global sertifika sözleşmesi, protokoller ve BDDK’nın konuya ilişkin yazıları göz önüne alınarak hukuk alacaklarının sermaye benzeri kredi niteliğinde olduğu değerlendirilerek davacının alacak kayıt talebinin reddine karar verilmiştir. Cayman Adalarında global sertifika ihracı için sınırlı sorumlu olarak … ünvanlı şirket kurulduğu, şirket aracılığı ile 28.03.2012 tarihinde … şirketi ile global serlifika sözleşmesi imzalanarak sabit oranlı, katkı sermayeye dahil edilebilir, 250.000.000-USD. tutarında sukuk alacağı ihraç edildiği, İzahnamede (prospectus) sukuk sertifikalarına dayalı işlemin “ katkı sermayeye dahil edilebilir” nitelikte olduğu, izahnamenin başlığında açıkça “ katkı sermayeye dahil edilebilir” ifadesinin yer aldığı, sözkonusu belgelerde müflis bankanın sukuk sertifikalarından kaynaklı yükümlülüklerinin ikincil ve teminatsız nitelikte olduğu, tasfiye durumunda ikincil nitelikteki sukuk borçlarının Müflis Bankanın diğer boçlarının tamamının ödenmesinden sonra yapılacağı, bu nedenle yatırımcıları bu sertifikaları alırken yatırımlarının tamamını veya bir kısmını kaybedebilecekleri hususuna dikkat etmeleri gerektiğinin ifade edildiği belirtilmiştir. BDDK tarafından yayımlanan Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmeliğin “ Özkaynak” başlıklı 4. Maddesinde; “ Özkaynak; ana sermaye ve katkı sermaye toplamı üzerinden 9. Maddede belirtilen indirmlerin yapılması suretiyle hesaplanır.”denilmektedir. Aynı yönetmeliğin “ Katkı Sermaye” başlıklı 8. Maddesine göre * Katkı sermaye; aşağıda sayılan kalemlerin toplamı üzerinden 9. maddede belirtilen indirimlerin yapılması suretiyle bulunur.: c) Banka Yönetim Kurulunun ikinci fıkradaki şartları taşıdıklarını teyit eden yazılı beyanı ile birlikte yapacağı başvuru üzerine Kurumca uygun görülen borçlanma araçları ve bunlara ilişkin ihraç primleri (2) katkı sermaye hesaplamasına dahil cdilecek borçlanma araçlarının aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir. Bankanın tasfiyesi halinde; sahibine alacak hakkını ilave ana sermaye hesaplamasına dahil edilecek borçlanma araçlarından önce, mevduat sahipleri ve diğer tüm alacaklılardan sonra tahsil etme yetkisi vermelidir. (b) bendindeki şartın ihlalini doğuracak nitelikte hiçbir türev işlem ve sözleşmeyle ilişkilendirilmemiş ya da herhangi bir şekil ve surette doğrudan ya da dolaylı olarak teminata bağlanmamış olmalıdır..koşulları aranır.” denilmektedir. Konuyla ilgili olarak BDDK tarafından Müflis Bankaya hitaben yazılan 25.03.2013 tarih ve 7710 sayılı yazıda “ ikincil sermaye benzeri borç olarak katkı sermaye hesabında dikkate alınması uyugn görülmüştür.” denilerek sözkonusu ihraç işlemlerinin ikincil borç olduğu ve katkı sermaye olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir. Bu nedenle SUKUK kaynaklı Müflis Banka borçlarının katkı sermaye olması nedeniyle ilave ana sermaye hesaplamasına dahil edilecek borçlanma araçlarından önce mevduat sahipleri ve diğer tüm alacaklılardan sonra ödeneceği ve bu nedenlerle İİK’nun * Adi ve Rehinli Alacakların Sırası” başlıklı 206. Maddesinde tanımlanan alacak türlerine girmediği değerlendirilmektedir.- Öncelikle usulü itirazlarımız çerçevesinde müvekkil Kurum yönünden husumet itirazımız ve yargı yolu itirazımız nedeniyle davanın usülden reddine karar verilmesine, – Davacı yanın teminat yatırması yönünde karar verilmesine, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesine, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten saygı ile…” arz ve talep ederiz.
Davalı Müflis … Bankası A.Ş. iflas idaresi vekili cevap dilekçesi özetle;”…Müflis Banka 03.02.2015 tarihinden itibaren … (…) yönetimindedir. …’nun 03.02.2015 tarih ve … sayılı, ortaklık haklarının Fon tarafından kullanımı konulu yazısıyla, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 18. Maddesinin 5. fıkrası uyarınca … Bankası A.Ş’nin ortaklarından bir kısmının temettü dışındaki ortaklık haklarının kullanımının, BDDK’nın bildirimi üzerine …tarafından kullanılacağına karar verildiği belirtilmiş ve bunun temini amacıyla Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınarak yeni Yönetim Kurulu atanmasına karar verilmiştir.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı Kararı ile … Bankası A.Ş.’nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 71. Maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince …’na devredilmesine karar verilmiştir.(Ek 2) …tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 22.07.2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile …’nun … tarih ve … sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. Maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde …Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verilmiştir. Son olarak, … tarafından açılan ve … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyasıyla işlem gören iflas davasında, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca müvekkil Banka’nın iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin … tarafından yerine getirilmesine karar verilmiş ve karar temyiz incelemesi sonucunda kesinleşmiştir.(Ek 3) Hâlihazırda müflis bankanın tasfiyesi … 1. İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası üzerinden devam etmektedir.Müflis bankanın tasfiyesi … 1. İflas Müdürlüğünün …iflas sayılı dosyası üzerinden … tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan ve 3 kişiden oluşan iflas idare heyeti tarafından yürütülmektedir. Sıra cetveli 13.11.2020 tarihinde ilan edilmiş olup, ilgililerce … 1. İflas Müdürlüğünde incelenebilmektedir.
Müvekkil müflis bankanın harçtan muaf olduğu hakkında : Adalet Bakanlığı’ nın 12/12/2019 tarihli cevabi yazısı ile müvekkil müflis bankanın UYAP sisteminde harçtan muaf kurum olarak tanımlandığı belirtilmiştir.(Ek Müvekkil müflis bankanın taraf olduğu davalarda müvekkil kurum harçtan muaf tutularak karar verilmektedir.usule ilişkin cevaplarımız : İcra ve İflas Kanununun 235. maddesine göre, sıra cetveline itiraz edenler cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava açmaya mecburdurlar. Dava hak düşürücü sürede açılmamış ise davanın öncelikle bu nedenle reddine karar verilmesini talep ediyoruz.
Dava dilekçesinde davacının yurt dışında ikamet ettiği belirtilmektedir. HMK m. (84) gereğince davacının teminat yatırması gerekir. TTK m. (269) gereğine müflis Bankanın tüzel kişiliği devam etmektedir. İİK m. (226) gereğince masanın kanuni temsilcisi iflas idaresidir. Yani …’ nin müflis Banka ile tüzel kişilik bağlamında karıştırılmaya yol açacak bir statüsü bulunmamaktadır. Bu nedenle …’ ye açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davacının tek yanlı beyanı ile taraf bilgisinin değiştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle Sayın Mahkemenin taraf değişikliğine ilişkin 05.10.2021 tarihli (2) no.lu ara kararından rücu edilerek davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Aynı Sukuk sözleşmesinden ve aynı izahnameden kaynaklanan benzer bir kira sertifikası alacak kayıt davasında bilirkişi raporu alınmış olup, raporda davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı mütalaa edilmiştir.Ayrıca dava konusu kira sertifikaları müvekkil Müflis Banka tarafından değil, Cayman Adalarında kurulan …(mutemet şirket) tarafından çıkarılmıştır. Davacı dava dilekçesinde sukuk sertifikasının … tarafından ihraç edildiğini belirtmekle bu konuda bilgi sahibi olduğunu göstermiştir. Bilirkişi raporunun aşağıda alıntılanan kısımlarında da tespit edildiği üzere müflis Banka ‘nın tazmin sorumluluğu sadece mutemet şirkete karşı olacak şekilde sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla müflis Banka’ ya pasif husumet tevcihi isabetli değildir. davacının alacak kayıt talebi hakkında :Davacı tarafından … no.lu alacak kayıt talebinde bulunulmuş olup, alacak kayıt dilekçesinde …’ un müşteri olarak gözüktüğü 250.000.000 USD tutarlı kira sertifikalarını aldığını ve alacağının bu sertifikalara dayandığını beyan etmiştir.Müvekkil müflis banka 28.03.2013 tarihinde … ile Katkı Sermayeye Dahil Edilebilir … Sertifika Sözleşmesi imzalayarak 250.000.000,00 USD bedelli Eurobond ihraç etmiştir.(Ek 9) Müvekkilin iflası üzerine adı geçen kuruluş 2293 no.lu alacak kayıt talebinde bulunarak sertifika bedellerinin tamamının kendisine ödenmesini talep etmiştir.(Ek 10) Müvekkil iflas idaresi söz konusu sertifikalara ilişkin konuyu bu şekilde gündeme aldıktan sonra bu sefer aynı sertifika ile ilgili olarak davacı tarafından Ek 8′ de mübrez 3620 no.lu mükerrer alacak kayıt talebinde bulunulmuştur. Oysa az önce belirtildiği üzere bu sertifikalara ilişkin alacak kayıt talebi …tarafından yapılmış olup, yukarıda (12). maddede sertifikalardan kaynaklanan dava haklarının … tarafından kullanılacağı ve son sertifika sahiplerinin bu konuda yetkisi bulunmadığı açıklanmıştı. Dolayısıyla davacının alacak kayıt talebi …ile mükerrerdir ve sertifikanın dava yetkilerine ilişkin emredici hükümlerine aykırıdır.Ayrıca, davacının alacak kaydına konu ettiği sukuk sertifikaları sermaye benzeri kredi olup, sıra cetveline kaydedilebilir bir alacak hakkı doğurmamaktadır. Bu husus Ek 7′ de mübrez bilirkişi raporunda tüm sözleşmeler ve kayıtlar incelenerek yapılan değerlendirmeler sonucunda mütalaa edilmiştir.Dosyaya mübrez global sertifika sözleşmesi ve izahnamede görüleceği üzere Müflis … Bankası A.Ş.’nin sukuk sertifikalarından kaynaklı yükümlülüklerinin ikincil ve teminatsız nitelikte olduğu, herhangi bir tasfiye işlemi halinde, ikincil nitelikteki sukuk borçlarının (tier 2) ödemelerinin, Müflis Bankanın diğer borçlarının tamamının ödenmesinden sonra yapılacağı, sukuk sertifikalarının ikincil ve teminatsız nitelikte olmaları nedeniyle, yatırım kararı verirken, yatırımcıların, yatırımlarının tamamını veya bir kısmını kaybedebileceği hususuna dikkat etmeleri gerektiği ifade edilmiştir.Konuyla ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Müflis Bankaya hitaben yazılan 25.03.2013 tarih ve … sayılı yazıda; “ikincil sermaye benzeri borç olarak katkı sermaye hesabında dikkate alınması uygun görülmüştür” denilerek söz konusu sukuk işlemlerinin ikincil borç olduğu ve katkı sermaye olarak değerlendirileceği ifade edilmektedir.(EkYukarıda detaylı şekilde izah edildiği üzere; sukuk sertifikalarından kaynaklı alacakların katkı sermaye olması nedeniyle ilave ana sermaye hesaplamasına dahil edilecek borçlanma araçlarından önce, mevduat sahipleri ve diğer tüm alacaklılardan sonra ödeneceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu tür alacaklar İcra İflas Kanunun “Adi ve Rehinli Alacakların Sırası” başlıklı 206.maddesinde tanımlanan alacak türlerine girmemektedir. Nitekim, İcra ve İflas Kanunun 206.maddesine göre, teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından, aşağıdaki sıra ile verilmek üzere kaydolunur: Birinci sıra: İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,
İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydanameydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,
İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.
İkinci sıra:Velâyet ve vesayet nedeniyle malları borçlunun idaresine bırakılan kimselerin bu ilişki nedeniyle doğmuş olan tüm alacakları;
Ancak bu alacaklar, iflâs, vesayet veya velâyetin devam ettiği müddet yahut bunların bitmesini takip eden yıl içinde açılırsa imtiyazlı alacak olarak kabul olunur. Bir davanın veya takibin devam ettiği müddet hesaba katılmaz. Üçüncü sıra:Özel kanunlarında imtiyazlı olduğu belirtilen alacaklar: Özel kanunlardaki imtiyazlı alacakların hangi alacaklar olduğu çeşitli kanunlarda düzenlenmiştir.Dördüncü sıra: İmtiyazlı olmayan diğer bütün alacaklarİİK 206.maddesi uyarınca dördüncü sırada yer alan alacaklar imtiyazsız alacaklardır. Bunlara örnek vermek gerekirse Müflis Bankanın teminat mektubu ve garantilerinden doğan borçları, mal ve hizmet alımlarından kaynaklanmış borçları, işçilerin imtiyazlı sınıfına girmeyen diğer alacakları sayılabilir. Yukarıdaki hükümler, Sukuk sertifikalarına ilişkin hazırlanan sözleşme ve diğer belgeler, yönetmelik hükümleri BDDK yazıları ve aynı konuya ilişkin daha önce hazırlanan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde İcra İflas Kanununun ilgili maddeleri bir arada değerlendirildiğinde, sukuk sertifikalarının ödenebilmesi için 4.sıra dahil Müflis Bankanın borçlarının ödenmesi gerektiği açıktır. Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde sukuk sertifikalarından kaynaklı alacakların İcra İflas Kanununun 206.maddesi kapsamında sayılan alacak sıralarına dahil edilmesinin mümkün olmadığı, sıra cetveline konu alacakların tamamının ödenmesinden sonra kalan bir tutar olması halinde sukuk alacaklılarına ödeme yapılacağı açıktır. Bu itibarla, iflas idaresince davacı tarafın alacak kayıt talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.İİK 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine, Aktif ve pasif husumet yokluğundan davanın reddine,
Alacak kayıt talebinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davanın reddine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı taraf, öncelikle 6100 s. HMK’nin 84/1. maddesi gereğince “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması” halinde teminat yatırılması gerektiği itirazında bulunmuştur.
6100 s. HMK’nin madde 84/1-a maddesine göre, “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması” halinde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir.
6100 s. HMK’nin madde 85/1-b maddesine göre de, “Davacının, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması” halinde teminat istenemez.
6100 s. HMK’nin 114/1-ğ maddesine göre ise, “teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi” hususu dava şartlarındandır.
Davacı tarafa, 08.11.2022 tarihli duruşmada verilen 1 nolu ara kararı ile, davacının tarafımızdan çıkartılarak Uyap’a kaydedilecek Uyap Mernis ve Takbis raporlarına göre, Türkiye’de yerleşim yerin veya mal varlığı yok ise 2.361,858 TL. teminatın yatırılması için 2 hafta kadar kesin süre verilmiştir.
Davacının UYAP Mernis ve Takbis kayıtlarının çıkartılması sonucu, Türkiye’de taşınmazının ve yerleşim yeri adresinin bulunmadığı ayrıca, kendisinin Türk vatandaşı olduğu belirlenmiş, davacının teminattan muafiyetini gerektiren bir durumun da söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, kesin süre içerisinde teminat yatırmadığından, teminata ilişkin dava şartı eksikliğinin tanınan kesin süre içerisinde giderilmediği ve dava şartının Mahkeme tarafından her aşamada ve re’sen gözetilmesinin gerektiği sonucuna varılarak davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasını 6100 sayılı HMK’nın 84,114/1ğ ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL’nin mahsup edilerek bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinden bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda karar verildi. 14/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır