Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/691 E. 2022/156 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/691 Esas
KARAR NO : 2022/156

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili …’ın müflis …Bankası A.Ş.’nin kurucu ortaklarından biri olduğunu, müflis bankanın 2760 adet A Grubu (sabit), 880 adet B Grubu (sabit), 860 adet B Grubu, 199,6 adet B Grubu olmak üzere toplamda 4.699,6 lot hissesi bulunduğunu, 1 lot 1000 hisseye tekabül ettiğinden müvekkilinin 4.699.600 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır yurt dışında yaşadığını, müflis bankanın hisse değerinin 2013 yılı itibariyle 5 TL olarak bildiğini, müvekkilinin müflis bankada 23.498.000,00-TL değerinde hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin müflis bankadan 23.498.000,00-TL alacağı bulunmakta olup müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla … 1. İflas Dairesinin …İflas sayılı dosyasına alacak kayıt başvurusu yaptığını, iflas dairesi tarafından müvekkilinin alacağının tamamının reddedildiğini, … 1. İflas Dairesinin alacağın tamamının reddedildiğine dair kararının müvekkiline 18.11.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, alacağın tamamının sıra cetveline kaydının ve kabulünün yapılabilmesi için müvekkili tarafından iş bu davanın açıldığını, müvekkilinin müflis bankadan 23.498.000,00-TL tutarında alacağı bulunduğunu, müvekkilinin alacağının iflas tarihinden itibaren işleyecek avans faizi göz önüne alınarak iflas masasına kaydedilmesi gerektiğini, müvekkilinin alacak iddiasının dayanağı olan belgelerin tamamının dijital ortamda müflis banka kayıtlarında bulunduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı kayıt kabul davasının kabulüne, müvekkilinin müflis bankadan 23.498.000,00-TL alacaklı olduğunun tespitine, müvekkilinin alacağının müflis bankanın sıra cetveline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; … Bankası A.Ş.’nin 30.05.2015 tarihli ve 29371 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen 29.05.2015 tarihli 6318 sayılı karar ile kontrolüne el konulduğunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 71. maddesi uyarınca …’nın yönetim ve denetimini …’nin devraldığını, …’nın faaliyet izninin kaldırıldığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyası üzerinden incelenen iflas davasında 5411 sayılı Kanunun 106. maddesi uyarınca ..’nın 16.11.2017 tarih ve saat 15:28’den itibaren iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin … tarafından yerine getirildiğini, …’nın iflas kararının kesinleşmesi nedeniyle tasfiyeyle sınırlı olmak üzere faaliyetlerini sürdürdüğünü, tasfiye sürecinin … tarafından önerilen ve İcra Mahkemesince belirlenen 3 kişilik İflas İdare Heyeti tarafından yürütüldüğünü, kayıt kabul davasının İİK m.235 gereğince 15 günlük yasal süre içince açılması gerektiğini, Mahkeme tarafından öncelikle davacı tarafından süresinde dava açılıp açılmadığına yönelik bir inceleme yapılmasının uygun olacağını, banka ortağına ait hissenin bankaya verilmiş borç olmadığını, söz konusu hissenin sermaye niteliğinde olduğunu, hisse senedi sahiplerinin iflas masası alacaklısı olamayacağını, davacının alacak kayıt talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, hisse senedi sahiplerinin kural olarak iflas masası alacaklısı olamayacağını, hisse senedinin karşılığının iflas masasına kaydedilemeyeceğini, davacının dava konusu ettiği alacak kayıt talebinin hisse senedine dayanması ve davacının müflis bankadan alacağı olmaması sebebiyle işbu alacak kayıt talebinin kabulü mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Kayıt Kabul talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir. İİK 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizce davacının iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idaresinin kararı, sıra cetveli, tebligat ve ilana ilişkin belgeler getirtilip incelenmiştir. Somut olayda … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı kararı ile … Bankası Anonim Şirketi’nin 16/11/2017 tarihi itibari ile iflâsına karar verildiği, müflisin iflâs tasfiye işlemlerinin adi tasfiye olarak … 1. İflas Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının müflis şirketin iflas masasına 23.498.000,00-₺ alacak kaydı için … kayıt numarası ile başvuruda bulunduğu, iflas idaresinin “talep sahibinin müflis bankadan alacağının olmaması ve talebin hisse senedine dayalı olması” gerekçesi ile talebin reddine karar verdiği, davacının İİK 223 md.’ye göre tebliğ avansını yatırdığı, red kararının 18/11/2020 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, bu durumda iş bu davanın İİK md. 235 hükmüne göre 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve mahkememizin iş bu davada yetkili ve görevli olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, davacının sahibi olduğu hisse senetleri nedeni ile müflis bankanın alacaklısı olup olmadığının, davacının sahibi olduğu hisse senedi değerlerinin iflas masasına alacak kaydı koşullarının usul ve yasa gereği gerçekleşip gerçekleşmediğinin, gerçekleşmiş ise iflas tarihi itibari ile müflisin sorumlu olduğu borç tutarının tespiti için dava dosyası ve müflis banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 02/07/2021 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunun sonuç kısmında “…Anonim şirket ortağının ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmadığı, zira ortakların payları için yapılan ödemelerin ortaklığın sermayesini oluşturduğu, sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, anonim şirketin iflası halinde ortakların, sırf hisse sahipliği hakkına dayalı olarak iflas alacaklısı olmayacakları, ancak pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nın 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılabileceği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27/10/2015 tarihli ve E. 2014/10329, K. 2015/6925 sayılı kararının da bu yönde olduğu, bu sebeplerle davacının, müflis bankadaki hisse sahipliğine dayalı olarak iflas masasına alacak kayıt isteminin yerinde olmadığı” şeklinde görüş belirtilmiştir. Davacının hisse senedi sahibi olup olmadığının tespiti ve davacı tarafın bilirkişi kurulu kök raporuna karşı itirazlarının incelenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır. 03/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun sonuç kısmında “…Müflis bankada Kasım 2021 tarihinde yapılan incelemeler neticesinde, davacı …’ın müflis … Bankası A.Ş.’de 2.760 adet A tipi, 880 adet B tipi pay sahibi olduğu görülmüştür (EK-1), Aracı kurum konumundaki … A.Ş. nezdinde inceleme yapma yetkimiz bulunmadığından, davacının … A.Ş.’de bulunduğunu iddia ettiği paylara ilişkin bir tespit yapılamamıştır. Kök raporda davacı …’ın, müflis …Bankası A.Ş.’nin kurucu ortaklarından olduğu ve müflis banka nezdinde 2760 adet A Grubu (sabit), 880 adet B Grubu (sabit) pay sahibi olduğu tespit edilmiştir…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından; dava, kayıt kabul talebine ilişkindir. Somut olayda yukarıda yazılı olan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporlarında yer alan tespitlerden davacının Müflis … Bankası A.Ş.’nin kurucu ortaklarından olduğu ve A ve B grubu pay sahibi olduğu anlaşılmıştır. Anonim şirketlerde 6102 sayılı TTK’nun 379-389. maddelerinde belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği ön görülmüş, bu doğrultuda yine TTK’nun “Pay Bedelini İfa Borcu Ve İfa Etmemenin Sonuçları” başlıklı 480/3. maddesinde “(3) Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle anonim şirket ortağı ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nun 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. Yüksek yargıtayın yerleşik uygulamaları bu yöndedir. Tüm bu sebeplerden dolayı davacının davaya konu söz konusu tutar için alacak kaydının yapılamayacağı, alacaklıların pay cetveline göre paralarının ödenmesi sonrasında tasfiye bakiye kalması halinde hisse senedi bedelinin tahsil edilebileceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-₺ maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40-₺ harcın mahsubu ile bakiye 26,30-₺ harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 5.100,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza