Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/689 E. 2021/454 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/689 Esas
KARAR NO : 2021/454

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili 03/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle : Tasfiye işlemlerinin … 1. İflas Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası üzerinden resen yürütülen müflis … Bank A.Ş.’nin iflasına … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı 16/11/2017 günlü kararı ile verildiğini, Müflis şirketin tasfiye işlemlerinin … 1. İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından yürütüldüğünü, İflas Müdürlüğü’ne vermiş oldukları ek alacak kaydı talep dilekçe ile 82.883,54 TL tutarındaki alacaklarının kaydının İflas İdaresi’nin 4352 alacak kayıt nosu ile kısmen kabul kısmen ret verildiğini, İflas İdaresi’nin alacaklarına 14.000,00-TL kısmını mevduat alacağı olması gerekçesi ile kabul ettiğini, 68.883,54 TL’lik kısmını ise reddettiğini, alacaklarının 14.000,00-TL’lik kısmının 9109 vergi kodlu idari para cezası olduğunu, tahakkuk fişini iş bu davaya ibraz ettiklerini, vergi dairesi tarafından vergi incelemesi yapıldığı öne sürülen 68.883,54-TL kısmının da beyana dayalı 9015 kodlu KDV tevkifatının ekteki belgelerden de anlaşılacağını, dairelerince yapılan herhangi bir vergi incelemesi de bulunmadığını, dava konusu yapmış oldukları alacak müflis şirketin vergi borçlarından kaynaklanan alacak olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de vergi alacağının doğumu miktarı, gerçekliği, zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususundaki ihtilafların iflas idaresince tartışılmasının mümkün olmadığını, bu hususların değerlendirilme yeri vergi mahkemeleri olduğunu, bu konuda iflas idaresince hazine alacağının kayıt ve kabulüne karar verilmesini ve olası bir ihtilaf varsa müflisin her türlü hak ve yetkilerini kullanabilme yetkisine sahip olmasına göre iflas idaresince bu hususta idari yargıda dava açılması gerektiğini, bu zorunluluk yerine getirilmeden alacağın ret edilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu sebeple hazine hak ve menfaatinin korunması açısından, alacaklılar defterinin reddedilen alacağın iflas masasına kayıt ve kabulünü karar verilmesinin zorunlu olduğunu, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın reddedilen toplam 68.883,54-TL hazine alacağının müflis şirket alacaklılar defterine kayıt ve kabulü ile talep etmiş oldukları toplam 82.883,54 TL alacağın tamamının kabulünü, iflas idaresinin ret kararının iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 19/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: BDDK ‘nun 29 Mayıs 2015 tarihinde 6318 karar numarasıyla alınan ve 30 Mayıs 2015 ve 29371 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen kararı ile … Bankası A.Ş’nin kontrolüne el koyduğunu, ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 71. Maddesi uyarınca …’nın yönetim ve denetiminin TMSF’ye devrettiğini ve 21/07/2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, TMSF tarafından açılan ve … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla işlem gören iflas davasında, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 106. Maddesi uyarınca …’nın iflasına, iflasın 16/11/2017 tarih ve saat 15:28 itibariyle açılmasına iflas tasfiyesinin TMSF tarafından yerine getirilmesini karar verildiğini, karar temyiz incelemesi sonucunda kesinleştiğini, 5411 sayılı Bankacılık madde 106/3 düzenlemesi doğrultusunda …’nın TMSF tarafından iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve if1las idaresi görev ve yetkililere kullanılarak tasfiye edildiğini, iflas kararının kesinleşmiş olması sebebiyle sınırlı olmak üzere faaliyetlerini sürdüğünü ve tüzel kişiliğinin de devam ettiğini, tasfiye süreci TMSF tarafından önerilen ve İcra Mahkemesi’nce belirlenen 3 kişilik İFlas İdare Heyeti tarafından yürütüldüğünü, davacı tarafın iş bu davayı İİK. 235. Madde süreye uygun olarak hak düşürücü süre içinde açmak zorunda olduğunu, eğer bu süreç içerisinde davasını açmamış ise dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacı BÜyük Mükellefler Vergi Dairesi’nin, dava konusu ettiği 4352 sayılı Alacak Kayıt Başvurusu hakkında; 14.000 TL alacak kabul edildiğini, ancak geri kalan alacak kayıt talebi hakkında terkin başvurusunda bulunulduğu için ret kararı verildiğini, davacı tarafın, dava konusu ettiği 4352 sayılı alacak kayıt talebinde; 82.833,54 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiğini, iflas idaresi tarafından davacı tarafın iş bu alacak kayıt talebi başvurusu hakkında; alacak kayıt talebinin 14.000-TLlik kısmını kabul ettiğini, ancak geri kalan 68.883,54-TL’lik kısmın davacı vergi dairesine terkin başvurusunda bulunulduğu için reddedildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde, ret konusu olan alacak talebinin 9015 KDV tevkifatı olduğunu beyan ettiğini, 9015 kodlu KDV tevkifatının hatalı olduğunu, müflis bankanın, Kasım 2017 dönemine ait 9015 kodlu KDV Tevfikatı beyannamesinde sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV kesintisinin, 61.983,60 TL olması gerekirken iptal edilmiş olan bir adet faturanın beyannameden çıkarılmaması sebebiyle sehven 130.867,14-TL olarak beyan edildiğini, müvekkil müflis banka tarafından fazla beyan edilen 68.883,54-TL için 25/12/2017 tarihinde düzeltme beyannamesi verildiğini, iş bu sebeple müvekkil müflis bankanın 28/12/2017 tarihinde davacı vergi dairesine başvurularak; “Kasım 2017 dönemine ait 9015 kodlu Katma Değer Vergisi Tevkifatı beyannamesinde iptal edilmiş olan bir adet faturanın beyannameden çıkarılmaması sebebiyle sehven hatalı beyan edildiğini, fazla beyan edilen 68.883,54 TL için 25.12.2017 tarihinde düzeltme beyannamesi verildiğini ve kanuni ödeme süresi içerisinde ödemenin gerçekleştirildiğini belirtilerek” terkin talep ettiğini, fakat ilgili başvuruları hakkında uzun süre geçmesine rağmen davacı idare tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, terkin işlemine ilişkin başvuru olmasına rağmen davacı vekili tarafından bu konuda vergi dairesine yapılan bir başvuru olmadığına ilişkin beyanda bulunulmasının bir geçerliliğinin bulunmadığını, dava konusu alacak kaydına konu 9015 kodlu KDV tevfikatı hatalı işleme dayandığından ve bu işlem için terkin talebinde bulunulmuş olduklarını iş bu davanın haksız ve mesnetsiz dava olduğunun ve reddine karar verilmesi gerektiğini, Kamu Alacaklarının, İflas İdaresince reddinin mümkün olmadığına ilişkin bir kanun maddesinin bulunmadığının, Davacı vekilinin; iflas idaresinin, kamu alacaklarının tartışmasının mümkün olmadığını beyan ettiğini, fakat yasal olarak iflas idaresinin alacak kaydının kabul/ reddi konusunda, kamu alacağı ve özel alacak arasında bir fark bulunmadığını, davacının bu beyanının kabulü mümkün olmadığını, İcra ve İflas Kanununda iflas idaresinin kamu alacaklarının sıra cetveline kaydının reddinin mümkün olup olmadığının açıkça düzenlenmediğini, İİK 230. Maddesinde; iflas idaresi her bir alacak için ayrı ayrı kabul veya ret kararı verebileceğinin düzenlenmesi ile yetinildiğini, bu ve izleyen hükümlerde de iflas idaresine kabul/ret işlemi kapsamında alacaklılar arasında bir kamu/özel farkı gözetilmediğini ve var olan farka da bir atıfta bulunmadığını, İİK kapsamında kamu alacaklıları ile özel alacaklılar arasındaki fark, İİK m.206/1 hükmü gereği tasfiyeye konu malın satışı halinde öncelikle bu malın aynından doğan vergi alacağının ödeneceği düzenlenmesi ile sınırlı kaldığını, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK) ise, kamu alacaklısına cebri icra yetkisi kapsamında verilen ayrıcalıklı yetkileri ayrıntılı bir biçimde düzenlendiğini, ancak, iflas sürecinde kamu alacaklarının kayıt zorunluluğuna ilişkin özel bir düzenleme içermediğini, AATUHK’nın “Amme alacaklarının tahsili için İcra ve İflas Kanunu hükümleri dairesinde amme borçlusunun iflası istenebileceğini, İş bu nedenlerle; iflas idaresi tarafından kamu alacağının reddinin mümkün olmadığına dayanak teşkil eden bir yasa maddesi bulunmadığından, davacının beyanlarının kabulü mümkün olmadığını, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu madde 106/3 düzenlemesinin; “Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder.” şeklinde olduğunu, ilgili düzenlemeden anlaşılacağı üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkileri TMSF tarafından kullanılmakta ve TMFS bu yetkileri kullanarak müvekkil müflis bankayı tasfiye ettiğini, bu açıklamalardan sonra müvekkil müflis bankanın yargı harçlarından muaf olduğunu açıklamayı gerekli gördüklerini; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 140. Maddesi 5. 7. ve 9. fıkraları sırasıyla; “Fonun, Fon bankalarının ve tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin, mahkeme ilâmını alması ve tebliğe çıkartması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmesi ve her türlü ihtiyatî tedbir, ihtiyatî haciz ve tehir-i icra taleplerinde teminat şartı aranmaz.” hükmüne istinaden “Fonun, Fon bankalarının ve tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin, yukarıda belirtilen işlemler nedeniyle kendi aralarındaki ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle aralarındaki işlemler nedeniyle düzenlenen sözleşmeler, belgeler ve sair kâğıtlar ile bunların değiştirilmesi, yenilenmesi, uzatılması, devredilmesi ya da yeni bir itfa plânına bağlanması, alacakların teminatlandırılması, teminatların devir alınması, tarafların sulh ve/veya ibra olması ve/veya her ne nam altında olursa olsun herhangi bir işleme tâbi tutulması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve/veya belgeler her türlü vergi, resim ve harçlar ile özel kanunları ile hükmolunan malî yükümlülüklerden istisnadır. Bu hüküm üçüncü kişiler yönünden, Fonun ve/veya Fona intikal eden bir bankanın ve/veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen müflis bankaların iflas idarelerinin, tasfiyeye tâbi tutulan bankaların tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsili ile ilgili işlemlere taraf olmaları hâlinde uygulanır. Fon bankaları, faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsilini teminen yapacakları her türlü işlem, dava ve icra takipleri, bu dava ve takiplerin borçlularınca kabul edilmek suretiyle kesinleştirilmesi, her türlü vergi, resim, harç ve fonlar ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi hükmünden istisnadır.” hükümlerini içerdiğini, 5411 sayılı Kanun’un 3. maddesi hükmüyle “Fon Bankası” statüsünde olan Müflis …Bankası A.Ş. her türlü vergi, resim ve harçtan istisna olduğundan bahisle, terkin talep edildiğini öncelikle davanın (İİK.m.235’deki hak düşürücü sürede açılmamış ise) dava şartı yokluğundan reddini, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLER:… 1. İflas Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, davacı kurumdan gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 235.maddesinde düzenlenmiş olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul ) davasıdır.
Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir.Kayıt kabul davalarında ispat yükü kural olarak hakkının tanınmasını isteyen davacı alacaklıda olur. Davacının, alacağının mevcudiyetini gerçek bir hukukî ilişkiye dayandığını, sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan ve birbirini doğrulayan deliller ile ispatlaması gerekir. İİK 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. (1) 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “297 nci maddenin son fıkrasına” ibaresi “302 nci maddenin altıncı fıkrasına” şeklinde değiştirilmiştir. İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizce davacının iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idaresinin kararı, sıra cetveli, tebligat ve ilana ilişkin belgeler getirtilip incelenmiştir. Müflisin iflâs tasfiye işlemlerinin … 1. İflas Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının müflis şirketin masasına 4352 kayıt sıra numarası ile 82.883,54 TL’lik alacak kayıt talebinde bulunduğu, talebin 14.000 TL’lik kısmının kabulüne karar verildiği, 68.883,54 TL lik kısmının ise reddine karar verildiği, sıra cetvelinin 11/03/2018 tarihli Karar Gazetesi’nde ve 08/11/2020 tarihli gazetede ilân edildiği, davacının İİK 223 md.’ye göre tebliğ avansını yatırıldığı, iflas idaresi kararının davacıya 18/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın İİK md. 135 hükmüne göre 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça … 1. İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında 4352 alacak kayıt nolu alacağa ilişkin olarak kısmı red kararı nedeniyle alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü talebi ile iş bu dava açılmışsa da; davacı kurum tarafından dosyaya sunulan 06/07/2021 tarihli dilekçenin ekindeki belgelerin incelenmesinde, müflis … Bank A.Ş’nin 2017 yılı Kasım ayı dönemine ait 9015 kodlu Katma Değer Vergisi tevkifatı beyannamesinde sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV kesintisi 61.983,60 TL olması gerekirken iptal edilmiş olan bir adet faturanın beyannameden çıkartılmaması sebebiyle sehven 130.867,14 TL olarak beyan edildiği, fazla beyan edilen 68.884,54 TL için müflis … Bankası A.Ş tarafından 25/12/2017 tarihinde düzeltme beyannamesi verildiği ve kanuni ödeme süresinde bakiye 61.983,60 TL’nin ödendiği, ödemeye ilişkin 26/12/2017 tarihli tahsil alındısı ile de ödemenin sabit olduğu, davacı kurum tarafından başvuru doğrultusunda düzeltme fişi de düzenlenerek 68.884,54 TL lik alacağa ilişkin terkin işleminin gerçekleştirildiği, dolayısıyla davaya konu alacağın dava tarihi itibariyle bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 54,40TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,9-TL harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına ,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı lehine hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verildi. 09/07/2021

Katip
☪e-imzalıdır.

Hakim
☪e-imzalıdır.