Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/655 E. 2022/84 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/655 Esas
KARAR NO : 2022/84

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/105-505 E.K. sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kayıt edilerek yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacının davalı nezdinde hesap açtığını, davalı ile 05/01/2016 tarihinde Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını, 11/01/2016 tarihinde yapmış olduğu işlemler neticesinde davacının 163.750,36-USD kazanç elde ettiğini, bu kazancın 62.933,91-USD’lik kısmınının kapandığını ve davacının işlem platformundaki hesabına geçmesine, kalan 100.816,45 USD’lik tutarın ise, açıkta ve artıda olmasına rağmen davalı tarafından hukuka aykırı silindiğini, davacının davalıya bir çok kez başvuruda bulunarak alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafından davacının kazançlarının silinmesine gerekçe olarak davalının likidite sağladığı dava dışı kuruluş tarafından tek taraflı olarak pozisyon iptal edildiği gerekçesi ile davacının işlemlerinin iptal edildiğinin belirtildiğini, davalı tarafından silinen kazancın miktarına itiraz edilmediğini, sadece silme işlemine gerekçe üretilmeye çalışıldığını, davalının 11/01/2016 tarihinden itibaren temerrüt halinde olduğunu belirterek davacının elde ettiği kazancın hukuka aykırı şekilde sistemin davalıya sağladığı avantaj kullanılarak tek taraflı olarak silinmiş olması, davacının alacağının rehinle temin edilmemiş olduğu, muaccel olduğu ve likit bir alacak olduğu sabit olduğundan, uzun yargılama sürecinde davacının telafisi imkansız zararlara uğramaması ve mağduriyetinin artmaması için 163.750,36-USD alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilerek neticeten davanın kabulüne, 163.750,36-USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; öncelikle davada davacının tüketici değil yatırımcı konumunda olduğunu, yapılan işlemin de tüketim değil kazanç elde etme saiki ile yapılan bir işlem olduğunu, bir mal satışı veya hizmet sonumu gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının davaya konu ettiği işlemleri 11/01/2016 tarihinde gerçekleştirdiğini, bu tarihin üzerinden 3 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, her ne kadar davanın tüketici mevzuatı kapsamında olduğu düşünülüyor ise de mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 6502 sayılı yasanın 16. maddesi uyarınca iş bu davada zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davacının kaldıraçlı alım satım işlemi (forex) gerçekleştirdiği sistemdeki fiyat hatalarından haksız bir şekilde faydalandığını, ilgili tarihte geçerli olan mevzuat ve taraflar arasında sözleşme hükümlerinin gereği olarak hatalı fiyatlardan gerçekleştirilen işlemlerin iptal edildiğini, davacının kazançlarının silindiği, işlemlerinin haksız yere iptal edildiği iddialarını değerlendiren kamu kurumu niteliğinde bağımsız bir meslek örgütü olan TSPB nezdindeki hakem heyetinin davacının iddialarını mesnetsiz bulduğunu, davacının dilekçesinde mevzuat hükmünü çartpttığını, ilgili tarihte geçerli olan mevzuat ve sözleşme hükümlerini hatalı fiyatlardan gerçekleşen işlemlerin iptaline izin verdiğini, davacının 05/01/2016 tarihli sözleşme ile hesap açtığını, davacının hesabına 06/01/2016 ve 07/01/2016 tarihlerinin her birinde 20.000 USD ABD Doları olmak üzere toplam 40.000 ABD doları yatırdığını, 11/01/2016 tarihine kadar hesabında hiç bir işlem yapmadığını, 11/01/2016 tarihinde sistemde davacının fiyat hatası olduğunda işlem yaptığını, bu hatalı işlemlerin büyük bir kısmının iptal edildiğini ve iptal edilmeyen 3 işlem sonucunda net olarak 8.670,00 ABD doları kazanç elde ettiğini, davacının söz konusu kazancı ile birlikte davalı şirkette bulunan 48.670,00 ABD dolarını 15/01/2016 tarihinde çektiğini, davacının iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek tüm bu sebeplerden dolayı görev itirazı kabul edilerek görevsizlik kararı verilmesine, itirazlarının uygun görülmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkmesi’ne gönderilmesine, görev itirazı yerinde görülmemesi halinde davacının taleplerinin zamanaşımı süresi dolduğundan reddine, görev ve zamanaşımı itirazlarının yerinde görülmemesi halinde davacının dilekçesinde yer alan iddiaların doğru olmaması hususu göz önünde bulundurularak dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, kaldıraçlı işlem çerçeve sözleşmesine göre alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce, taraflarca delil olarak sunulan çerçeve sözleşme, risk bildirim formu, hesap açılışına ilişkin belge ve hesap ekstreleri, hesapta gerçekleşen işlemlere ilişkin log kayıtları, … hakem heyeti kararı, … Müşteri uyuşmazlıkları hakem heyeti yönergesi, yazışmalar incelenmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında akdedilen kaldıraçlı alım-satım işlemleri çerçeve sözleşmesi kapsamında davacının davalı nezdinde açmış olduğu hesapta yapmış olduğu kaldıraçlı işlemler neticesinde elde ettiği kazançların davalı tarafından sözleşme ve mevzuata aykırı şekilde silinip silinmediğinin, sözleşme ve mevzuata aykırı şekilde silinmiş yahut iptal edilmiş ise bu işlemler nedeni ile davacının dava tarihi itibari ile davalıdan talep edebileceği alacak tutarı olup olmadığının, var ise tutar miktarının tespiti için tüm dosya kapsamı ve davalı şirketin dava konusu döneme ilişkin kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 08/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında “…Davacı ile davalı arasında 05.01.2016 tarihli Kaldıraçlı Varlık Alım Satım İşlemleri Risk Bildirim Formu, İnternet Üzerinden Yapılacak İşlemelere İlişkin Sözleşme, Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine Aracılık Sözleşmesi’nin mevcut bulunduğu, sözleşmelerin bütün sayfalarında davalı kaşe ve imzasının yer aldığı, sayfalarda yer alan kutucuk içerisinde davacı imzasının yer aldığı, davacının iş bu sözleşmeleri okuduğu ve anladığına dair el yazısı ile herhangi bir yazısının bulunmadığı, Davacının davalı nezdinde yer alan … numaralı hesabın 06.01.2016 tarihinde 20.000-USD ve 07.01.2016 tarihinde 20.000-USD olmak üzere toplam 40.000-USD bakiye teminat ile hesabın açıldığı ve ilk işlemin 11.01.2016 tarihi saat 00:05’te gerçekleştirildiği, 11.01.2016 tarih saat 00:05 ila 00:18 arasında 13-adet USDZAR alım-satım işlemi yaptığı, 13-adet USDZAR (Amerikan Doları / Güney Afrika Randı) işleminin saat 00:25 itibariyle kapatıldığı ve 11.01.2016 tarih saat 00:45 itibariyle toplam 62.933,91-USD kar elde edildiği, toplam hesap bakiyesinin (40.000-USD teminat + 62.933,91-USD kar – 102.933,91-USD | olmak üzere 102.933,91-USD olduğu, Buna karşılık Bloombergden temin edilen ve 07.09.2021 tarihli yerinde inceleme esnasında tarafımıza sunulan serbest piyasa kurlarının incelenmesi ile 01.11.2016 tarih saat 00:08 ile 00:45 arasında serbest piyasada USDZAR kurunun 00:08-00:10 arasında 16,3950 ila 17,9169 arasında değiştiği, 00:10-00:30 ve 00:30-00:45 arasında 17,0252 ila 17,9051 arasında değiştiği görülmekle 01.11.2016 tarihinde davacının piyasa fiyatının çok altında saat 00:15 ila 00:18 arasında 9-adet USDZAR işlemi gerçekleştirdiği, iş bu işlemlere ait işlem fiyatlarının o andaki piyasa fiyatından önemli ölçüde farklı olduğu görülmüş, Davacı işlemlerinin kur riskinden korunmak amacıyla likitide sağlayıcı yurtdışı yerleşik likidite sağlayıcı “…” ünvanlı firma nezdinde pozisyonunu kapattığı, işlemlerin serbest piyasa fiyatının dışında olması gerekçesi ile … Limited tarafından karşı tarafça İPTAL EDİLDİĞİ tespit edilmekle iş bu durumun SPK III-37.1 sayılı tebliği md.29/c’de sayılan hükme uygun olduğu, davacıya atfedilecek alacağın bulunmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi sonucunda; davacı ve davalı şirket arasında 05/01/2016 tarihli kaldıraçlı varlık alım satım işlemleri, risk bildirim formu, internet üzerinden yapılacak işlemlere ilişkin sözleşme, kaldıraçlı alım satım işlemlerine aracılık sözleşmesi, kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi düzenlendiği, davacı tarafın davalı nezdindeki hesabına 06/01/2016 tarihinde 20.000,00-USD, 07/01/2016 tarihinde 20.000,00-USD yatırdığı, davacının ilk işlemini 11/01/0216 tarihi saat 00:05’de gerçekleştirdiği, 11/01/2016 tarih saat 00:05 ile 00:18 arasında 13 adet -USD ZAR (Amerikan Doları/Güney Afrika Randı) alım satım işlemi yaptığı, 13 adet -USD ZAR işleminin saat 00:25 itibari ile kapatıldığı ve 11/01/2016 tarih saat 00:45 itibari ile 62.933,91-USD kar elde edildiği, davalı şirketin likidite sağlayıcısı olan fortrade tarafından davalı şirkete gönderilen 11/01/2016 tarihli yazıda anılan işlemlerin gerçekleştiği tarihte piyasa açılışında aracı kurum ve müşterilerinin gerçekleşen işlemlerinin fiyatlarının resmi piyasa fiyatlarından farklı fiyatlarda gerçekleştiği, bu nedenle de gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmak için fiyatları değiştirdiğini ifade ettiği, davalının davacı hesabında yer alan 13 adet USD ZAR işleminin 11/01/2016 tarihli işlem sağlayıcısı fortrade limitedin yazısına istinaden iptal edildiği, iptal edilen işlemlerin listesinin ve gerekçesinin 11/01/2016 tarihli e-posta ile davacıya bildirildiği, davacının iptal edilmeyen işlemleri sonucunda ise 8.670,00-ABD Doları kazanç elde ettiği ve bu kazançla birlikte toplam 48.670,22-ABD Dolarını 15/01/2016 tarihinde hesaptan çektiği, yukarıda yazılı olan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi heyeti raporunda yer alan tespitlerden ve davalı tarafça delil olarak sunulan somut olaya ilişkin Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin … dosya numaralı … karar numaralı 18/01/2019 tarihli kararından iptal işleminin o tarihte yürürlükte bulunan III.37.1 sayılı yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile yan hizmetlere ilişkin esaslar hakkında tebliğin kaldıraçlı işlemlerde “Emir İptali” başlıklı 29. maddesine uygun olduğu, dolayısı ile iptal işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye ve o tarihte yürürlükte bulunan mevzuata uygun olması nedeni ile davacının iş bu davada haklı olmadığı, davalı tarafın savunmalarında haklı olduğu kabul edilerek tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-₺ maktu karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 15.241,00-₺ harçtan tahsili ile bakiye 15.160,30-₺ harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 61.673,04-₺ vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/02/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza