Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/588 E. 2021/790 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/588 Esas
KARAR NO :2021/790

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/10/2020
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 12.02.2020 tarihinde asıl alacak 122.570,98 TL, faiz 7.809,71 TL olmak üzere toplam 130.380,69 TL avans faiz oranı ile müvekkili şirket Yakut Servis Dan. Ltd. Şti. ile borçlu … (…- Şahıs şirketi – Gerçek kişi tacir) tarafları arasında cari hesap alacağı borcunu ihtiva eden icra takibine borçlu tarafından haksız şekilde 26/02/2020 tarihinde itiraz edilmiş olup, dosyaya yapılan bu haksız itiraz neticesinde takip durdurulduğunu, ticari ilişki sonucu kesilen açık faturaların müvekkiline ödenmemesi neticesinde müvekkili şirketin 122.570,98 TL tutarında cari hesap alacağı oluştuğunu, faturalarda borçlu davalı …’in imzası üst kısımda yer aldığını, dava konusu uyuşmazlık cari hesap alacağı kaynaklı olduğundan davalı borçlu …, müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişki gereği tarafına fatura edilen tutarların ödemesini sağlamamış olup; işbu açık faturalar uyarınca 122.570,98-TL tutarında bir cari hesap alacağı oluşturulduğunu, davalı …, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, müvekkili şirkete hiçbir borcu olmadığını beyan ettiğini, tüm bu açıklamalar kapsamında, taraflarınca …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalının yaptığını, olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına ve işbu haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. Maddesi gereğince alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Mahkememizce atanan bilirkişice sunulan rapor özetinde; davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı taraf yasal defterlerinde yer aldığı,
defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, açılış ve kapanış kayıtlarının
Kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığı, davacı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu, davalı taraf, inceleme gününde Mahkeme kalemine gelmemiş ve sonrasında da iletişim
kuralamadığını, davacı tarafından paylaşılan 2019 yılı cari hesap ekstresine göre 122.570,48 TL davalı taraftan alacaklı olduğunu, davacı tarafın 12.02.2020 takip tarihi itibari ile davalı taraftan
122.570,48 TL’a alacaklı olduğu, takip tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için davacının takip talebinde belirttiği avans faiz oranından 10.120,49TL faiz alacağının oluşacağına…”dair rapor tanzim edilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 122.570,48 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
-Davalının …. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 122.570,48 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına,
– Fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 24.514,09 -TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 8.372,78-TL harçtan peşin alınan 1.574,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.798,10-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 15.594,20-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 997,25-TL(bilirkişi/posta/tebligat)’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 937,51-TL ile ilk harç ve masraflar olan 1.636,88-TL toplamı 2.574,39-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin taraflardan (79,07-TL’sinden davacı tarafın, 1.240,93-TL’sinden davalı tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.14/12/2021

Katip … Hakim …
E-imza E-imza